
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçunda Savunma
- Müvekkil sözde örgütün hiyerarşik yapısına dahil değildir. Sanık müvekkilin dosyada yer alan beyanlarında, kaçmak veya herhangi bir muhalif davranışı neticesinde kafasının kesilmesi suretiyle ölümle tehdit edilerek zorla dahil edildiği örgütün faaliyetlerine ilişkin bilgileri samimi olarak aktarması sanığın örgüte kasten bilerek ve isteyerek üye olmadığını gösterir niteliktedir.
- Silahlı terör örgütüne üyelik suçu devlete karşı işlenen son derece hassas irdelenmesi gereken bir suç türüdür. Delillerin incelenmesi sürecinde yorumun niteliği ve dozu özellikle iyi bir ceza avukatı tarafından denetlenmeli ve objektif unsurlar kriter olarak alınmalıdır.
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçunda Savunma Dilekçesi
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
… AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
DOSYA NO :
SANIK :
MÜDAFİİ :
–
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak
KONU : Gerekçeli istinaf dilekçemizin sunumudur.
AÇIKLAMALAR
Müvekkil x’İN Sayın Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak Suçundan X Ay hapis cezası almıştır. Müvekkil aleyhinde kurulan hüküm hukuka aykırı olup BERAAT kararı verilmesi gerekmektedir.
Suçun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. 5237 Sayılı Kanun’un 314/2 Maddesinde düzenlen Silahlı Terör Örgütüne üyelik suçunun maddi unsuru silahlı bir terör örgütüne üye olmaktır. Ceza Hukuku bağlamında suç örgütü; örgütün güç kaynağı olmasından yararlanarak baskı, korkutma, sindirme gibi yöntemler kullanmak sureti ile amaç suçları işleyen yasadışı bir organizasyon olarak tanımlanmaktadır. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüte üye olmak kişinin rızasıyla örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmasıdır. Örgütle organik bağ kurup faaliyetlere katılmalıdır. Organik bağ canlı, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin yerleşik uygulamasında; Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır…’’ Kurulan örgütün suç sayılabilmesi için örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı, araç ve gereçler bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu suçun oluşabilmesi için oluşturulmuş bir örgütün varlığı gerekmektedir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi 03/07/1986 tarihli kararında, örgüt suçunun yasal unsurları: sürekli olması, düzenli ve planlı ortaklık bulunması, yönetim ve hiyerarşik bir yapının bulunması, eylemsellik, önceden anlaşma, üyeler arasında iş bölümü tesis etmek, belirlenmemiş sayıda suç işleme amaçlı etrafında birleşme, Üyeler arasında dayanışma bulunması, disiplin içinde hareket etme olarak saymıştır.
Silahlı örgüte üyelik suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Silahlı örgüte üye olan kişi bilerek ve isteyerek bu yasadışı organizasyona katılmalıdır. Silahlı örgüte üye olan kişinin bu eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi de yeterli olmayacak devlete karşı suç işleme dürtüsü de aranacaktır.
Dosya kapsamı dikkatli bir şekilde incelenecek olursa müvekkil sanık x’in terör örgütü üyesi olduğuna yönelik suçlamaların nedeni DAEŞ silahlı terör örgütünün sözde bayrağını taşıyan ve silahlı faaliyet gösteren, örgüt üyelerine ait fotoğrafların cep telefonunda yer almasıdır. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir.(Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.) Bu bağlamda sanık müvekkilin örgüte ait birtakım fotoğrafların örgüt içerisinde bilerek ve isteyerek faaliyette bulunduğunu doğruladığı yönünde bir sonuca varılması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.
Müvekkil sözde örgütün hiyerarşik yapısına dahil değildir. Sanık müvekkilin dosyada yer alan beyanlarında, kaçmak veya herhangi bir muhalif davranışı neticesinde kafasının kesilmesi suretiyle ölümle tehdit edilerek zorla dahil edildiği örgütün faaliyetlerine ilişkin bilgileri samimi olarak aktarması sanığın örgüte kasten bilerek ve isteyerek üye olmadığını gösterir niteliktedir.
İlk derece mahkemesi tarafından hakkında oybirliği ile mahkûmiyet hükmü kurulan müvekkil sanık x’in eylemleri ile 5237 Sayılı TCK madde 314/2’deki suçun maddi ve manevi unsurlarının uymadığı açıktır. Müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmamaktadır.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen hususlar ve resen gözetilecek nedenlerle yapılacak istinaf incelemesi neticesinde istinaf taleplerimizin kabulüne;
A) Hükmün bozularak dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
B) Bozma kararı yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilmesi halinde; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak duruşmalı yapılacak istinaf duruşması neticesinde yeniden hüküm kurulmak sureti ile müvekkil hakkında beraat kararı verilmesine karar verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim. tarih
Sanık Müdafii