ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ:
TC KİMLİK NUMARASI :
ADRES:
ŞÜPHELİ:
SUÇ: Dolandırıcılık, tehdit ve cumhurbaşkanına hakaret suçlarına ilişkindir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Şüpheli ________ ile hukuki müracaatlarım olduğu ve bir avukata ihtiyacım olması sebebiyle tanıştım. Bana kendisinin avukat olduğunu, hukuksal işlemlerimi yürüteceğini ve kendisine vekalet çıkartmam gerektiğini söyledi. Ben de avukat olduğuna inanarak kendisine vekalet çıkarttım. Sonrasında hukuki müracaatlarda bulunduğunu söyleyerek benden düzenli olarak para talep etti. Avukatım olduğunu zannettiğimden dolayı hukuki müracaatlarda bulunduğunu düşünerek kendisine bir miktar para verdim. Fakat daha sonra araştırdığımda hiçbir işlemin yapılmadığını öğrendim. Biraz daha araştırdığım zaman başka bir avukatın üzerine vekalet aldığını ve söz konusu avukatın bundan haberdar olmadığını öğrendim. Şüpheli şahıs bu şekilde benim gibi bir çok kişiyi dolandırmış, birçok kişiye kendini avukat olarak tanıtıp başka bir avukatın adına vekalet çıkartmış, hiçbir hukuki müracaatta bulunmadığı halde bulunduğunu söyleyerek hak sahiplerinden para talep ederek para almış, ben ve benim gibi hak sahipleri neticeyi sorduklarında ise bugün yarın diyerek bizi oyalamıştır. Ben şahsım adına kendisinden şikayetçiyim. Bulduğum emsal bir kararda;
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2015/ 5388.E. sayılı 2016 / 1654 Karar ve 11.02.2016 tarihli emsal kararında:
Avukatlık sıfatına sahip olmayan sanığın kendisini çevresine avukat olarak tanıtarak dava takibi yapmak üzere menfaat temin etmek istemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin 1136 sayılı Kanun’un 63/3. maddesindeki suçu oluşturduğu ve yapılan uygulamanın sanığın lehine olduğu gözetilerek mahkemenin kabul ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmemekle, tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu bağlamda şahıs tarafından dolandırıldığımdan sebeple kendisinden TCK 158 Nitelikli Dolandırıcılık suçuna isnat ederek şikayetçiyim.
2-) Ayrıca şüpheliden paramı geri istediğim zaman saldırgan bir tavır takınıp PKK’lı olduğunu söylerek; paramı vermeyeceğini, kendisini şikayet edersem ve paramı istemeye devam edersem bana ve yakınlarıma zarar vereceğini söyleyerek beni tehdit etmiştir. Bu bağlamda TCK 106’ya göre tehdit suçu oluşturmuş ayrıca PKK’nın halk arasında bilinen olumsuz ve tehlikeli imajından destek almıştır. Bu bağlamda TCK’nın 106/2-d maddesinde tanımlanan ağırlaştırıcı nedenlerden yola çıkarak “tehdit var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak” işlenmelidir. Bendin uygulanabilmesi için şüphelinin var olan veya var sayılan suç örgütüne üye olması, yöneticisi olması gerekmediği gibi suç örgütünün, eylemden önce hukuken TCK’nın 220. maddesi ya da 3713 sayılı Kanun kapsamında örgüt olarak kabul edilmiş olması da şart değildir. Bendin ağırlaştırıcı neden olarak kabulü, tehdidin kaynağının suçla irtibatlı organize bir güce dayanması nedeniyle gerçekleştirilme olasılığının yüksekliği, tehlikenin nerede, ne zaman ve ne şekilde geleceğinin kestirilememesi, buna bağlı olarak da korunma ya da savunma yapmanın zor oluşudur. Korkutucu güç olarak “var olan veya var sayılan suç örgütlerinin” kullanılması, fiilin tehlikeliliğini, şüphelinin ise ciddiliğini, kararlılığını ortaya koyarken, mağdurda, muhatap olacağı bireysel tehdide göre daha yoğun korku, kaygı ve endişe yaratmaktadır denilebilir. Bu bağlamda da kendisinden beni tehdit ettiği için şikayetçiyim.
3-) Şüpheli, aynı zamanda benimle konuşurken Cumhurbaşkanına yönelik olarak “başımızdaki ‘herif’ rahat bıraksa tüm işler yoluna girecektir” diyerek TCK madde 299’da yer alan “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçunu da işlemiş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile makamın değeri konusunda toplumun sahip olduğu duygu ve düşünceleri sarsan, Cumhurbaşkanlığı makamının şeref ve saygınlığına zarar veren fiil ve sıfatların isnat edilmesinin veya sövme fiilleri suçtur, cezalandırılır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile Cumhurbaşkanlığı makamının fonksiyonları, işlevi, yerine getirdiği görevi değil, hukuksal bir kavram olarak Cumhurbaşkanının “şerefi” korunmak istendiğini de ayrıca belirtmek isterim.
4-) Açıklanan nedenlerle kendini avukat olarak tanıtıp şahsımı dolandıran, terör örgütüne mensup olduğundan istifade ederek tehdit eden ve cumhurbaşkanına hakaret suçlarını işleyen ilgili şahsın cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: 5237 S. K. m. 157, 158 , 160/2-d, 299 ve ilgili mevzuat,
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle şahsımı dolandıran X’in cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını saygıyla talep ederim. 28.02.2021
Müşteki