Özel Hayatın Gizliliği Suçu Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına İtiraz Dilekçesi

⚡ Eş tarafından izinsizce alınan ses kayıtlarının boşanma dava dosyasına sunulması neticesinde özel hayatın gizliliğini ihlal sebebiyle savcılığa suç duyurusunda bulundunuz ve savcılık soruşturma talebinizi reddetti yani kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Bu karara karşı itiraz hakkınızı kullanmak için aşağıdaki şekilde bir dilekçe kaleme alabilirsiniz.

Özel Hayatın Gizliliği Suçu Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına İtiraz Dilekçesi

ADANA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE

Sunulmak Üzere;

ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

İTİRAZ EDEN:

VEKİLİ:

KONU: X Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … Karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına İtirazımız hk.

AÇIKLAMALAR:

1) … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı; olayın oluş şekli, tanık ifadeleri ve diğer deliller göz önünde bulundurulduğunda yerinde değildir. (EK 1)

2) Şüpheli … söz konusu hadisede tamamen suçludur. Fakat söz konusu Cumhuriyet Başsavcılığı kararı ile bu suçun soruşturulmasına dahi engel olunmuştur. Buna dayanak olarak da çeşitli Yüksek Mahkeme kararları gösterilmiş olup söz konusu dayanakların sonucu, ses kaydı almanın özellikle bir mahkemeye delil olarak sunulmak üzere olması durumunda suç oluşturmayacağı anlamına geldiği düşünülmüştür. Fakat bu düşünce kesinlikle yersizdir. Zira Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dayanak olarak sunulan kararlar Yargıtay’ın Ceza Daireleri kararlarıdır. Buradan varmak istediğimiz husus şudur ki; her ne kadar ses kaydı almak Özel Hayatın Gizliliğine Müdahale olsa da Ceza ve Boşanma davalarında bu kurala istisna getirilmektedir. Yani Cumhuriyet Başsavcılığının dayanak olarak göstermiş olduğu Yüksek Mahkeme kararları istisnai durum çerçevesinde kalmakta olup; tarafımızın şüpheli ile Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olan … Esas sayılı dosyasında bu şekilde delil sunulması tamamen hukuka aykırı ve Özel Hayatın Gizliliğine müdahale şeklini almaktadır.

3) Ek olarak hukuka aykırı şekilde elde edilmiş olunan bu ses kaydının şüpheli ile derdest olan Hukuk Davasına delil olarak sunulması da hukuka aykırılık taşıyacaktır. Zira genel bir delil kuralıdır ki: Zehirli ağacın meyveleri de zehirli olacaktır. Yani hukuka ayrı şekilde elde edilen bir delilin, hukuka uygunmuşçasına bir karara dayanak olması yine hukuka aykırılık teşkil edecektir. Bu sebepten ötürü Cumhuriyet Başsavcılığının kararında; şüphelinin söz konusu davranışlarını ve hukuka aykırı olarak ses kaydı almasını, hukuka uygunmuşçasına kullanılmasına göz yumması tamamen hukuka aykırıdır. Söz konusu şikâyetimiz üzere harekete geçilip, gerekli soruşturma yapılması gerekir iken herhangi bir soruşturma gerçekleştirilmemiştir.

4) Bu noktada özellikle belirtmekte fayda vardır ki Özel Hayatın Gizliliğine Müdahale mağdurun yalnızca hayatının gizli taraflarına müdahale ile değil, daha geniş kapsamda özel hayatına müdahale ile de vuku bulabilen bir suçtur. TCK md 133’ün gerekçesinde de belirtildiği üzere; “…Bir arada bulunan kişiler arasında yapılan konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemi yoktur. Bu bakımdan, örneğin bir parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayret gösterilerek duyulabilecek olması halinde, aleni olmayan konuşma söz konusudur…” açıklaması ile de bu suçun oluşabilmesini düşünüldüğü üzere çok sıkı şartlara bağlamamıştır.

Ayrıca aynı maddenin gerekçesinin devamında; “… Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların, söyleşiye katılan kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan kayda alınması, suç olarak tanımlanmıştır…” şeklinde hüküm içermesi de şüphelinin şikâyet konusu davranışlarının suçun yapısı ile birebir örtüştüğünün bir yansımasıdır. Zira şüpheli şikâyet konusu olan davranışlarında müvekkilimin haberi ve rızası olmaksızın aralarındaki konuşmanın kaydını almıştır. Söz konusu davranış suç ile örtüşen tipik bir davranıştır.

Yine TCK md 132 gereği Haberleşmenin Gizliliğinin İhlali, haberleşme içeriklerinin yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Hatta bu konu yine TCK md 132/3’e göre kendisi ile yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişinin eylemi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu bakımdan şüphelinin söz konusu hukuka aykırı şekilde elde ettiği delilleri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına delil olarak sunulması da alenen ifşa etmek eylemi olarak tanımlanmalıdır. Zira söz konusu kayıt hukuka aykırı bir delil olarak yargılamaya sunulmuş olup, delil sıfatını haiz değildir. Mevzubahis konuların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi hükmü çerçevesinde değerlendirildiğinde şüphelinin suç tipine uygun bu davranışları sergilediği de aşikârdır.

Bu açıklamaya çalıştığımız sebepler dahi tek başlarına soruşturmanın başlaması için gerekli olan basit şüphenin kat be katını sağlar iken sayın Cumhuriyet Başsavcılığının Yüksek Mahkeme kararlarını yanlış yorumlaması sebebi ile soruşturma başlatmasının önüne geçilmiştir.

NEDENLER : 5271 S. K. m. 173 ve ilgili mevzuat.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıkladığımız sebeplerle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … Karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılması ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasına karar verilerek, bu hususun yerine getirilmesi için dosyanın ilgili Başsavcılığa geri gönderilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.

EKLER: 1) Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ilgili Kovuşturmaya Yer Olamadığı Kararı

İTİRAZ EDEN VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir