X BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
X ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO :
KARAR NO :
TEMYİZ TALEBİNDE
BULUNAN SANIK :
VEKİLİ :
KONU : X Asliye Ceza Mahkemesi’nin Esas, X Karar ve X Tarihli Kararının Bozulması Talebinden İbarettir.
AÇIKLAMALAR :
X Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/…. Esas 2017/…. Karar ve 07.02.2017 tarihli kararı usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki;
Öncelikle müvekkilim bütün aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmektedir. Parası olmadığı için ve çocukları aç olduğu için hırsızlık yaptığını beyan etmiştir. Malın değerinin azlığı göz önünde bulundurulmalıdır ; çünkü müvekkilin daha fazlasını alabilme imkanı varken sadece ihtiyacı kadarı ile yetinmiştir. TCK. Madde 145 (1) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./16.mad) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Yerel Mahkemenin suç nitelendirmesi yanlıştır. Mahkemece hüküm TCK m 142/2-h’ye muhalefetten kurulmuştur. TCK 142/2-h madde düzenlemesi “Suçun, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklindedir. Söz konusu nitelikli halin uygulanması bakımından eşyanın muhafaza altına alınmış olması temel koşuldur.
Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmak suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşyanın kilitlenmiş olması zorunludur. Bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşyanın ise kilitlenmiş olması gerekmez. Bina ve eklentileri esas itibariyle herkes tarafından girilmesi mümkün olmayan, dokunulmaz yerler olduğundan kanun koyucu buradaki eşyalar bakımından ayrıca kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmasını gerekli görmemiştir. Ancak söz konusu nitelikli halin işyerlerinin herkes tarafından girip çıkabileceği bölümleri bakımından uygulanabilmesi için eşyanın kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olması gerekir.
Yerel mahkeme kanun ve Yargıtay uygulamasına aykırı olarak suçun “gece vakti” işlenmesi nedeniyle verilen cezanın yarı oranında arttırılması şeklinde hüküm kurmuştur. Suçun gece vakti işlenmesinin nitelikli hal olarak kabul edilmesinin nedeni suçun işlenmesindeki kolaylık olmalıdır. Böylelikle failin belirlenmesi zorlanacak ve suç sonrası kaçma imkanı da artacaktır. Büyük alışveriş merkezlerinin yapısal özellikleri itibariyle günün aydınlık veya karanlık olmasının iç mekândaki atmosferini önemli ölçüde etkilememekte ve gece vakti olması bu yerlerde işlenen hırsızlık suçu bakımından fiilin işlenişini kolaylaştırmamaktadır. Bu nedenle kanun maddesinin lâfzî yorumuyla hareket etmek, gece vakti olmasının fiilin işlenişini kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı ayrıca değerlendirme konusu yapılmadan otomatik olarak TCK m 143’te yer verilen nitelikli halin uygulanması amaca uygun olmayıp, eylemin haksızlık içeriğini aşar ölçüde ceza tayinine yol açarak hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Yerel mahkemenin kararı bu açıdan da bozmayı gerektirmektedir.
Prof. Dr. Veli Özer Özbek ve Arş. Gör. İsa Başbüyük, “Ceza Hukukunda Bir Amaçsal Yorum Örneği: Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi” makalesinde bu durumu şu şekilde değerlendirilmiştir. (TBB Dergisi 111. Sayı sayfa 113-114):
“Dışarıdaki havanın aydınlığıyla herhangi bir bağlantısı olmayan ve gecenin karanlığının fiilin işlenişine olumlu bir etkisinin bulunmadığı yerlerde, güneş batmadan bir saat önce işlenen hırsızlık suçu ile güneş battıktan bir saat sonra işlenen hırsızlık suçunu farklı yaptırımlara tabi tutmanın kanunun amacıyla bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır. Örneğin, elektrik enerjisinin hırsızlık suçuna konu olabildiği dönemde, Yüksek Mahkeme (2 CD. 03.10.2007, 2007/3143 E.-2007/12413 K.), gece vakti nitelikli halinin elektrik enerjisini konu alan hırsızlık suçunda uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna varmıştır. ‘Elektrik hırsızlığı suçundan sanık İ..’nun yapılan yargılaması sonucunda; MAHKUMİYETİNE dair (……) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 29.12.2005 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan vekili tarafından istenmekle ve dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 27.2.2007 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü. Suçun niteliği gereği 5237 sayılı TCK.nun 143.maddesinin uygulanması olanağı bulunmadığından tebliğnamedeki 1.nolu düşüncesine iştirak olunmamıştır.’ Yargıtay’ın “suçun niteliği gereğinden bahisle, elektrik hırsızlığında gece vakti nitelikli halinin uygulamaması, aslında tipik bir amaçsal yorum örneğidir. Nitekim, suçun icra ediliş tarzının farklılık arz ettiği elektrik hırsızlığı suçunun gece vakti işlenmiş olması, cezanın üçte biri oranında arttırılmasını haklı kılacak bir haksızlık içeriği taşımamaktadır. Bu sonucun, diğer hırsızlık şekilleri bakımından da gözetilmesi gerekir. Aksi durum, uygulamada keyfiyeti gündeme getirir.”
HUKUKİ SEBEPLER : TCK, CMK ve sair ilgili mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Bilirkişi, Yargıtay kararları, ……. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……Esas, 201./…. Karar sayılı dosyası ve her türlü yasal delil
SONUÇ VE TALEP : Suçun hem teşebbüs aşamasında kalması hem de malın değerinin azlığında bahsedilen ‘ceza vermekten vazgeçebilir ‘ ifadesinden dolayı yukarıda açıklanan nedenlerle ve yüksek mahkemenizce resen gözönüne alınacak diğer nedenlerle, temyiz isteğimizin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının BOZULMASINA karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim. tarih
TEMYİZ TALEBİNDE BULUNAN
SANIK VEKİLİ
AV.