KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR KİMLERE GÖNDERİLİR?

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Ne Demektir? – Avukat Saim İncekaş

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR KİMLERE GÖNDERİLİR?

CMK- m.172/1

Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

CUMHURİYET SAVCISININ KARARINA İTİRAZ

CMK- m.173

Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanına itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

      (3) Başkan, kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; istemde bulunan suçtan zarar göreni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) Başkanın, kamu davasının açılmasına karar vermesi halinde; Cumhuriyet savcısı kamu davasını açar.

(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.

    (6)   İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesi başkanının bu hususta karar vermesine bağlıdır.

CUMHURİYET SAVCISI HANGİ HALLERDE KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERİR?

m.172/1

 Savcısının kovuşturmaya yer olmadığına (takipsizlik) kararı verilmesi ve bu karara karşı itiraz usulü CMUK ile paralel olarak düzenlenmiştir.

1412 sayılı Kanunun l64 üncü maddesinde, yeterli delil bulunmaması veya keyfiyetin takibe değer görülmemesi hâlinde, takipsizlik kararı verilmesine dair hüküm yer almaktadır. Tasarı ilk olarak bu işlemi belirlemek üzere “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” terimini getirmiştir. Soruşturma evresinden kovuşturmaya geçip geçmeme söz konusu olduğundan bu terim değişikliği uygun görülmüştür. Madde,  kamu davasının açılması için şüpheyi haklı kılacak yeterlikte ve kuvvette delil elde edilmemesi ölçütünü kullanmaktadır. Yeterli kuvvette makul şüphe  bulunduğu anlaşılacak olursa, kovuşturma evresine geçilecektir.

            Maddenin ikinci fıkrasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, kamu davasının, aynı eylem ve aynı kişi hakkında açılabilmesi, yeni delil meydana çıkmasına  bağlanmıştır. Böylece kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların zamanaşımı süresince şüphelinin başında, tâbir yerinde ise Demoklesin Kılıcı gibi durması ve onun özgürlükler bakımından bir tehdit oluşturması önlenmek istenmektedir. Bazı usul kanunlarında mahkemelerin beraat kararlarının temyize tâbi tutulmadığı görülüyor.

Bu yeni düzenleme neticesinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verdikten sonra yeni delil bulunmadıkça artık Adalet Bakanı da Cumhuriyet savcısından kamu davası açmasını isteyemeyecektir.

CUMHURİYET SAVCISI HANGİ DURUMLARDA KAMU DAVASI AÇMAYABİLİR?

m.171/1

 Maddede savcılar bir anlamı ile hakim yetkisi ile donatılmıştır. Cezanın ortadan kaldırılmasını gerektiren şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde Cumhuriyet savcısı kamu davasını açmayabilir.

TCK md 167/1, TCK md  273, TCK md 22/6 maddelerinde belirtilen hususlarda savcı takipsizlik kararı verilebilir. Bu durumda, takipsizlik kararı verildiğinde bu kararın denetimi yoktur. Yani takipsizlik kararına itiraz söz konusu değildir. Çünkü bu kural maslahata uygunluk ilkesine uygun düzenlenmiştir. Denetim hususundaki kurallar ikinci bölümde düzenlendiği için bu konuda verilen kararlara itiraz yolu açık değildir. Zaten maslahata uygunluk ilkesine göre yapılan takdirin denetimi söz konusu olamayacaktır.

Avukat Saim İNCEKAŞ Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin