Kasten Yaralama Temyiz Dilekçesi Örneği

YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE

(GÖNDERİLMEK ÜZERE)

X  BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

CEZA DAİRESİ’NE

DOSYA NO           :

KARAR NO          : 2

TEMYİZ EDEN

SANIK                  :

MÜDAFİİ             :

ADRES                  :

KONU             : X Bölge Adliye Mahkemesi 10.Ceza Dairesi tarafından  5E. 0K. Sayılı dosyasının tarafımıza 28.03.2019 tarihinde tebliğ edilen ve müvekkil sanık hakkında verilen hükmün; usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle istinaf mahkemesi tarafından verilen kararın TEMYİZEN BOZULMASI istemli temyiz dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR:

  1. X Bölge Adliye Mahkemesi 10.Ceza Dairesi tarafından X. Sayılı dosyasında X tarihinde tarafımıza tebliğ edilen müvekkil sanık Adil ŞAHİN hakkında; katılan ER’i ve katılan …… kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Müvekkil hakkında verilen bu mahkumiyet kararı kanuna ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
  2. İş bu dosya konusu müvekkile isnat edilen suç bakımından müvekkilin “doğrudan”veya “olası kast’ı” kesinlikle bulunmamaktadır. Müvekkilin savunmasından da anlaşılacağı üzere müvekkil pompalı av tüfeğini karşı tarafı yaralamak amacıyla çıkartmamış, eşine ve kızına karşı varolan saldırıyı defetmek amacıyla çıkarmış bir yandan da evinin pencere ve kapılarını zorlayan kalabalık bir grubu uzaklaştırmak amacıyla çıkartmıştır. Müvekkilin bu amaçla hareket ettiği havaya ateş etmesinden de anlaşılacaktır. Zira yaralama veya öldürme kastı bulunan bir kişinin havaya değil, kişileri hedef gözeterek veya en azından kişilerin bulunduğu tarafa doğru ateş edeceği her türlü şüpheden uzaktır. Müvekkil olay öncesinde ve olay esnasında ………….i tanımamakta, diğer katılan ……… ile herhangi bir husumeti bulunmamaktadır.
  3. Müvekkil kapıyı açtığı esnada ……. “Biz hiç mi silah görmedik” diyerek kapının yanına saklanmış, müvekkilin elindeki tüfeği uç kısmından tutarak kendine doğru çekmiş ve silahında otomatik olmasından dolayı silah ateş almış ve katılan ……….ER yaralanmıştır. Dolayısıyla müvekkilin doğrudan veya olası kastı söz konusu değildir.
  4. Mevcut dosya içindeki deliller, müvekkil sanık ……….. ile tanıkların aksi kanıtlanmayan beyanları, olayın oluş şekli, müvekkil sanık Adil Şahin’in içinde bulunduğu ruh hali, olayı çıkaranların ve sebep olanların baştan beri karşı taraf katılanların olduğu düşünüldüğünde, kendisine ve ailesine yapılan saldırı eylemine karşı yapılabilecek savunma ve imkanların kısıtlılığı, saldırıya müteabiken yapılan karşılık eylemin eş zamanlı oluşu hususları gözetildiğinde müvekkil sanık ………. eylemin de TCK m.25 f.1 maddesi uyarınca hukuka uygunluk sebebi olan meşru savunma söz konusudur.
  5. Söz konusu olayda ilk olarak müvekkilin eşi ve çocuklarına karşı ; katılan ve katılanın akrabaları tarafından saldırı söz konudur. Bu saldırı ise meşru savunmanın unsurlarından biri olan haksız saldırının varlığını göstermektedir. Müştekiler ……….. evine gelmiş ve eşi S…….ile …… saldırmışlardır. Devamında müvekkil seslere uyanıp gelmiş ve dağılmaları için kimseyi hedef olarak göstermeden havaya doğru ateş etmiş ve içeri girmiştir. Ancak karşı taraf kapıları ve pencereleri zorlamaya devam etmiş, bunun üzerine müvekkil dışarıyı kontrol etmek amacıyla tüfeğiyle kapıyı açtığında kapının önünde saklanan Mesut TANER tüfeğin uç kısmında tutarak tüfeği ele geçirmeye çalışmıştır. Tüfeğin ………. eline geçmesi halinde; bu durum müvekkil …….. hayatını tehlikeye sokacağından müvekkil tüfeği vermemek için direnmiş ancak ……… tüfeği almaya çalışmaya devam etmiştir. ………. ifadesinde silahla boğuşma ve namludan tuttuğu hususunu kabul etmiştir. Olay yatışmış müvekkilin eşi …… ve …… müvekkilin baldızının evine kaçmış, Müvekkil ise içeri girmişken katılan tarafın evin pencerelerini ve kapılarını zorlamaya devam etmesi, ………….. “Biz hiç mi silah görmedik?” diyerek küfürlerle kapıya yaklaşması ve kapının arkasına saklanıp tüfeği almaya çalışması katılan tarafın haksız, mevcut saldırısını ortaya koymaktadır. Zira bir kişinin olay yatışmışken küfrederek kapıları ve pencereleri zorlamasındaki ve küfürlerle gelerek kapının arkasına saklanıp tüfeği almaya çalışmasındaki amacının saldırı olmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğu her türlü şüpheden varestedir.  Ayrıca müvekkil ………Sayın Mahkeminizde görülen duruşmanın 23.03.2016 tarihli 3.celcesinde de belirttiği üzere; eve yapılan saldırı esnasında dosya tanığı ………ŞAN’ın amcasının elinde bıçak bulunmaktadır. Tüm bu hususlar meşru müdafaanın mevcut ve haksız bir saldırı koşulunun olduğunu ortaya koymaktadır.
  6. Meşru savunmadan bahsedilebilmesi için fiilin “orantılı” bir şekilde yapılması gerekir. Müvekkil Adil ŞAHİN savunması karşı tarafın yaptığı saldırıyı defetme zorunluluğundandır. Zira tüfeğin bırakılması ve ………. eline geçmesi halinde olay yatışmış olmasına rağmen amansızca saldıran katılan ……… müvekkil ve ailesinin yaşam ve kişi dokunulmazlığı haklarını ihlal edeceği çok ciddi ihtimal olarak ortada durmaktadır. Ayrıca saldırı ile savunma arasında orantıda vardır. Bu noktada karşı taraftan birisinin elinde bıçak olduğu hususu da dikkate alınmalıdır. Saldırı ve savunma arasında orantı olup olmadığı tespit edilirken sadece kullanılan araçlar karşılaştırılarak bir sonuca gidilmemeli; eğer ilgili savunma yapılmasaydı kişinin en azından meşru savunma fiili ile karşı tarafa zarar verdiği hakkı veya daha önemli hakkı ihlal edilecekse orantılılıktan söz edilmelidir. Mevcut dosya içindeki deliller göz önüne alındığında müvekkil sanık ……. ile tanıklar ….. ve …….N’in aksi kanıtlanamayan beyanları, olayın oluş şekli Müvekkil ……. ruh hali, saldırı eylemine karşı yapılabilecek savunma imkanlarının kısıtlılığı, ……. küfürler ederek kapının arkasına saklanıp müvekkil sanığın elinden silahı almaya çalışması hususları gözetildiğinde, müvekkilin savunma eyleminin saldırı ile orantılı olduğu görülecektir. Yine ORANTILILIK noktasında müvekkil sanığa ait tüfeğinde yer alan saçmalar kuş vurmaya yönelik saçmalar olup öldürücü nitelikte değildir.
  7. Tüm bu gerekçelerden anlaşıldığı üzere; fiil bakımından müvekkilin kastı olduğu kabul edilse bile söz konusu fiil meşru müdafaa kapsamında kalacağından fiil hukuka uygun olacak ve suçun hukuka aykırılık unsuru oluşmayacağından müvekkilin beraatine karar verilmesi gerekecektir.
  8. Öte yandan meşru müdafaa sınırın aşıldığı kabul edilerek, fiilin meşru müdafaa kapsamında olmadığı kabul edilse bile TCK m.27 hükmünün dikkate alınması gerekir. TCK 27/f1 ve f2 göz önüne alınarak fiilin kasten işlendiği kabul edilse ve meşru müdafaa sınırının aşıldığı kabul edilirse bile müvekkil sanık …….. bu sınırı taksirle aştığının kabulü halinde ceza verilmemesi söz konusu olacaktır. Sonuç olarak asla kabul etmemekle beraber; Sayın Mahkemenin müvekkilin fiile yönelik kastı olduğu  ve meşru müdafaa bakımından sınırın aşıldığı kanaatinde olması halinde de ;bu sınır olay anında maruz görülebilecek heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılmış olacağından müvekkil Adil ŞAHİN TCK m 27/2 uyarınca yine cezalandırılamaz. Sayın mahkemenizin; sınırın mazur görülebilecek heyecan, telaş ve korku altında işlendiği kanaatinde olmaması halinde ise ayrıca TCK m. 27/ f 1’in dikkate alınması gerekmektedir.
  9. Meşru müdafaa şartlarının oluşmadığı kabulü halinde ise “haksız tahrik” hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Olayda müvekkil sanık ….. kızı ve eşine saldırmaları, sinkaflı şekilde küfürler ve hakaret etmeleri, katılan ….. zorla silahı almaya çalışması ve diğer hususlar karşısında TCK m 29’da belirtilen haksız saldırının ve ciddi hiddet veya elemin etkisi oluşmuştur. Öte yandan bu fiil haklı olarak müvekkil sanık ….. de hiddet veya şiddetli elem oluşturmakta ve asla kabul etmemekle beraber bir an için suç olarak kabul edilmesi durumunda bile suç bu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlenmiştir.
  10. Sonuç olarak yaralama bakımından müvekkilin kastı bulunmadığından ve suçun unsurlarından manevi unsurun oluşmamasından kasten yaralamadan cezalandırılamayacağı, ayrıca müvekkilin fiilinin meşru müdafaa kapsamında olmasından dolayı fiilin hukuka uygunluk sebebiyle TCK m 25/f1 uyarınca cezalandırılamayacağı ve yine meşru müdafaada sınırın mazur görülebilecek heyecan, telaş ve korku nedeniyle aşılmış olduğu sonucunda TCK 27/ f2 uyarınca cezalandırılamayacağı ortadır. Bunun yanı sıra asla kabul etmemekle beraber meşru müdafaada sınırın taksirle aşıldığının kabulü halinde TCK m 27/ f1 ve fiilin meşru müdafaa oluşturmadığı kanaatinde olunması halinde haksız tahrike ilişkin TCK m 29 hükümlerinin kesinlikle dikkate alınması gerekir. Ayrıca her halde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince ispatlanamayan ve muallakta kalan tüm hususları müvekkil sanık ………….. lehine yorumlamak durumundadır.
  11. Son olarak müvekkilin bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocukları bulunmaktadır. Müvekkil sanık Adil Şahin’in 8 çocuğu bulunmaktadır. Kendisinin ceza alması halinde eşi ve çocukları ciddi derecede maddi manevi zarar görecektir. Ailenin tek geçim kaynağını sağlayan kişi olan müvekkil …….. ceza alması halinde haliyle çalışamayacak ve bu durumda aile geçimini sağlayamayacaktır. Sayın yargının bu durumu da göz önünde bulundurarak karar vermesi ve müvekkil hakkında lehe olan kanunların uygulanması hakkaniyetli olacaktır.

 

 SONUÇ VE İSTEM :

      Yukarıda açıkladığımız gerekçelerle veya mahkemenizin CMK md.289 çerçevesinde resen gözeteceği gerekçelerle, usul ve yasaya aykırı Bölge Adliye Mahkemesi’nin 10.Ceza Dairesi tarafından tarafımıza ……… tarihinde tebliğ edilen hükmünün usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle TEMYİZEN BOZULMASINI ve duruşmalı olarak yeninden yargılama yapılarak sanık hakkında beraat kararı verilmesini talep ederiz. (….

                                                                                         TEMYİZ YOLUNA BAŞVURAN

                                                                                          SANIK MÜDAFİİ
Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Ceza Avukatı

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir