Karşılıksız Çek Cezası Sanık Yönünden İstinaf Dilekçesi 1
X BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere
X İCRA CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO:
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN SANIK:
VEKİLİ:0
MÜŞTEKİ:
VEKİLİ:
KONU: X İcra Ceza Mahkemesi’nin X tarih X Sayılı ilamının kaldırılması talebli istinaf dilekçemizdir.
İZAH:
1- Numarası yazılı dosya ile müvekkil sanığın şikayete konu çek yönünden, “üzerine atılı çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun işlendiği” anlaşılmakla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2- Söz konusu davada müvekkil, çekte bulunan keşideci imzasının kendine ait olmadığını beyan etmiştir. Ancak imzaya yapılan itiraz ve imza örneklerinin alınmasına ilişkin talebimiz Mahkemece reddedilmiştir. Neticeten Müvekkilin savunma hakkını kısıtlayan, maddi hakikatın ortaya çıkarılmasına engel olan karar doğrultusunda hüküm tesis etmiştir.
Öncelikle Yapılan yargılama ceza yargılaması olup, maddi hakikatin araştırılması ve maddi gerçeğin ortaya konulması adına, tüm delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Verilen hüküm hukuka aykırı olup, maddi hakikatin ortaya çıkarılmasını engellemektedir. Zira Ceza yargılamasında kural olarak, herkes tarafından bilinen hususlar dışında, maddi vakıaya dair ve hükümde gösterilecek her şeyin ispat araçları vasıtası ile ispatlanması gerekmektedir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında: “Gerçek; akla uygun ve realist, olayın bütününü veya bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa bir takım varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılması, ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır.” sonucuna varmıştır.
Söz konusu davada, Maddi gerçeğin ortaya çıkması ancak imza örneklerin alınması ve gerekli incelemelerin yapılması neticesinde ortaya çıkacaktır. Hal böyle iken, Mahkeme tarafından bu hususun göz ardı edilmesi açıkça Hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
3- Yargılamanın süjesi olan sanık; AİHS, AY ve CMK’da yer alan düzenlemeler sebebiyle hak sahibidir. Sanığın yargılamanın her aşamasında adil muameleye tabi tutulması, sahip olduğu hakların tanınmasıyla mümkün olacaktır. Suç isnadının muhatabı olan sanık, taşıdığı sıfat dolayısıyla savunma hakkına sahiptir. Sanığa savunmasını yapacak imkân ve olanakların tanınması gerekir.
Savunma hakkı Anayasa’nın 36.maddesinde ‘Hak Arama Hürriyeti’ başlığı altında düzenlenmiştir. “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denmektedir.
Savunma hakkı AİHS’e göre; adil yargılama hakkının bir unsurudur. Kişilerin şahsına itham edilen fiilleri reddetmesi, olayın farklı şekilde tezahür ettiğini iddia etmesi, savunma hakkı kapsamında yer almaktadır.
Somut olayda mahkeme hüküm kurmadan önce yapmış olduğumuz imzaya itirazımızı reddetmiş, maddi gerçeğin ortaya çıkması adına gerekli olan araştırmaları yapmadan bir karar vermiştir. Dolayısıyla savunma ve adil yargılanma hakkı ihlali edilmiştir.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda izah edilenler ile sayın mahkemenin resen gözeteceği hususlar neticesinde hukuka ve usule aykırı X İcra Ceza Mahkemesi’nin X tarih X Sayılı ilamının istinafen tetkikini ve KALDIRILMASINI saygılarımızla arz ve talep ederiz. tarih
SANIK MÜDAFİİ
Çek Şikayet İstinaf Dilekçesi 2
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
SUNULMAK ÜZERE
ADANA İCRA CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO :
SANIK :
VEKİLİ :
MÜŞTEKİ:
VEKİLİ :
KONU : Adana 1. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2018 esas Sayılı ilamına karşı istinaf başvurumuzun sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Yerel Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu yüzden istinaf yoluna başvuruyoruz. Şöyle ki;
Dosyada müvekkilleri savunması alınmadan hüküm kurularak mahkumiyet kararı verilmiş olup bu husus savunma hakkımın kısıtlanmasından ibarettir. Yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından müvekkillerin davadan haberi dahi olmamıştır. Dolayısıyla eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuka aykırı olmuştur. Bu nedenle iş bu yola başvurmak zarureti hasıl olmuştur.
Dava konusu çeki düzenlediği tarihte ticari hayat ülkemizde ciddi manada olumlu iken yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu müvekkillerde bu olumsuz havadan etkilenmişler ve piyasadaki alacaklarımı toplamada zorluk çekmişlerdir.
Müvekkillerin dava konusu çeke ilişkin olarak da kasıtlı bir eylemlerinden bahsetmek mümkün değildir.
Söz konusu hadise son dönemde herkesin yaşadığı ekonomik sıkıntıların müvekkilleri de yansımasından ibarettir. Dava konusu olaya kadar hiçbir şirket veya kurumla karşılıksız çek veya başka bir senet sebebiyle hukuki bir ihtilaf yaşamamışlardır. Borçlarına sadık kalarak basiretli bir iş adamı olarak faaliyet göstermişlerdir.
Netice olarak tüm iyi niyet çabaları ile ticari hayatta yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında alacaklarını tahsil etmekte zorluk yaşamış olup çekin bedelinin ödenmesi için erteleme istemelerine karşın müştekilerin bunu reddederek çeki bankaya sunması sonucunda karşılıksız çıkması neticesi ile müvekkiller aleyhinde açılan davada karşılıksız çek düzenleme suçunun manevi kast unsuru oluşmadığından beraatlerine karar verilmesi gerekmektedir.
TALEP SONUCU: Yukarıda arz ve izah edilen ve resen dikkate alınacak sebeplerden dolayı yerel mahkeme kararının istinafen incelenerek müvekkillerin beraatine karar verilmesini saygı ile bilvekale arz ve talep ederim.
SANIKLAR VEKİLİ
Karşılıksız çek istinaf dilekçesi 3
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA İCRA CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN SANIK :
MÜDAFİİ :
MÜŞTEKİ :
KONU : Adana İcra Ceza Mahkemesi’nin tarih ve 2020/ E. 2021/K. sayılı dosyasındaki mahkumiyet hükmünün istinaf incelemesi sonucu bozulması, aksi halde yeniden yargılama yapılarak kararın kaldırılması ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil aleyhine çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan cezalandırılması talebiyle yapılan yargılamada, yerel mahkeme tarafından müvekkil sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. Karar açıkça yasaya ve usule aykırı olduğundan öncelikle CMK. m.289/1-a,g,h,i fıkraları gereğince hükmün bozulmasına, aksi bir kanaat durumunda ise dosyanın yeniden görülmesine başlanıp sanığın beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Müvekkil hakkında yapılan şikayet süresinde yapılmamıştır. Çekin bankaya ibraz tarihinden itibaren, İİK md.347 uyarınca 3 aylık süreden sonra yapılan şikayet üzerine açılan davada şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmelidir.
Dosyanın /0/2021 tarihli,2 nolu celsesinde mazeretimizin reddine karar verilerek açık yargılamaya devam olunmuş ve müvekkilin cezalandırılmasına karar verilmiştir. Yokluğumuzda verilen kararın tarafımıza tebliğ edilmesi gerekir iken tebligat yapılmamış,aynı gün gerekçeli karar yazılmış ve işbu karar tarafımıza /0/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.Duruşma tutanağının tarafımıza tebliğ edilmemesi bozma sebebidir. Ayrıca duruşma zaptı tebliğ edilmeksizin doğrudan gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildiğinden süre tutum dilekçesi verilememiştir,işbu gerekçeli istinaf başvuru dilekçesi düzenlenmiştir.
Çek Kanunu’nun 5/1 maddesine dayanarak sanık müvekkil hakkında devam eden yargılamada, karşılıksız çek düzenleme suçunun oluşması için manevi unsurun gerçekleşmesi gerekmektedir. Suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır ve şayet kanun hükmünde suçun manevi unsuruna ilişkin bir açıklık yok ise bu suç ancak kasten işlenebilecektir. Bu bilgiler ışığında maddede bir açıklık mevcut olmadığından karşılıksız çek düzenleme suçunun oluşması için de manevi unsur olarak kastın varlığı şarttır. Prof.Dr.Ersan Şen’in karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili görüşünde de bu husus “..Bununla birlikte, kişinin çeki düzenlediği sırada iflas etme durumunda olmaması, aktif ve pasifi itibariyle malvarlığını borcunu karşılama ve düzenlenen çekin ödeme ihtimalinin bulunması, çekin düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresinde şirketin iflas aşamasına gelerek iflasının talep edilmesi veya firma için iflas ertelemesinin alınması hallerinde, dolandırıcılık, taksirli veya hileli iflas olmayacağı gibi, failin karşılıksız çek düzenleme suçunu işleme kastı olmadığından bahisle Çek Kanunu m. 5/1′ de düzenlenen suçun da oluşmayacağı dikkate alınmalıdır. Çünkü karşılıksız çek düzenleme suçu şekli bir suç değildir; Ceza Hukuku “şekli suç” kavramını reddeder. Bir suçun işlenmesinde aranan asıl kusur kast, kanun koyucunun açıkça öngördüğü durumda da taksirdir.’ şeklinde belirtilmiştir. Dolayısıyla şikayet konusu suçun manevi unsuru olan kast kusuru aktif ve pasifi itibariyle malvarlığını borcunu karşılama ve düzenlenen çekin ödeme ihtimalinin bulunması,çekin düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresinde şirketin iflas aşamasına gelerek iflasının talep edilmesi veya firma için iflas ertelemesinin alınması hallerinden hiçbirinin şirket nezdinde gerçekleşmemiş olması nedeniyle sanık müvekkilin de herhangi bir cezai sorumluluğu doğmamaktadır..” şeklinde belirtilmiştir.
Kısaca tüm iyiniyet çabaları ile ekonomide oluşan olumsuz gelişmeler karşısında alacaklarını tahsil etmekte zorluk yaşamış olan müvekkilin çekin bedelinin ödenmesi için erteleme istemesi karşısında müştekinin bunu reddederek çeki bankaya ibrazı sonucunda karşılıksız çıkması neticesi ile sanık müvekkil aleyhinde yapılan şikayette karşılıksız çek düzenleme suçunun manevi unsuru kast kusuru oluşmadığından mahkumiyet kararı hukuka aykırıdır.
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere karşılıksız çek düzenleme suçundan şikayet hakkı, sadece suçun işlendiği anda mağdur konumundaki çeki ödeme için bankaya ibraz eden hamile aittir.Bu kapsamda somut davada şikayetçinin hamil sıfatına haiz olup olmadığı yerel mahkemece yeterince araştırılmamıştır.Bu sebeple bankaya çeki ibraz eden kişinin kim olduğu,şikayet hakkına haiz hamil olup olmadığının araştırılmasını talep ederiz.
İzah etmeye çalıştığımız nedenler ve re’sen saptanacak sebeplerle.İcra Ceza Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2020/ E. 2021/ K. sayılı hükmünün bozulmasına,aksi halde yeniden yargılama yapılarak kararın kaldırılmasına ve savunmalarımız doğrultusunda müvekkilin beraatine karar verilmesi için istinaf yoluna başvurma zarureti hasıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; istinaf talebimizin kabulü ile; öncelikle 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2020/ E. 2021/ K. sayılı hükmün CMK md 289 belirtilen hukuka aykırılık nedenleri dikkate alınarak bozulmasına; aksi halde yeniden yargılama yapılarak kararın kaldırılmasına ve müvekkilin beraatine, aksi hal hasıl olur ise şikayet süresinde yapılmadığından şikayet hakkının düşürülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müşteki tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.
Sanık Müdafii
Karşılıksız Çek İstinaf Dilekçesi 4
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ (…) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
ADANA İCRA CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
Dosya No :
İstinaf Kanun Yoluna Başvuran Sanık :
Müdafii :
Müşteki :
Vekili :
Konu : Adana .. İcra Ceza Mahkemesi’nin 20…/…..E. – 2021/…..K. Sayılı ve ……..tarihli hukuka ve usule aykırı kararın KALDIRILARAK Müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi istemlidir.
İstinaf Konusu Karar Özeti
Adana .. İcra Ceza Mahkemesi’nin esas numarası yazılı dosyasında…………………………………………. Limited Şirketi’nin keşide ettiği …………..bank’a ait …………… no’lu, …………….. keşide tarihli, 25.000,00-TL bedelli ve yine …………………bank’a ait ……………… no’lu …………….. keşide tarihli 25.000,00-TL bedelli çeklerin karşılıksız çıktığı iddiasıyla şirket yetkilisi Müvekkil / Sanık …………… nin karşılıksız çek keşide etmek suçuna karşılık gelen maddelerden cezalandırılması talep edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi, “Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme” suçundan dolayı hüküm kurmuştur. Adana İcra Ceza Mahkemesi’nin 20../….E. – 2021/….K. sayılı ve ………… tarihli kararında;
1-Sanık ………. nın sabit …………… ibraz tarihli,………. çek numaralı ve 25.000-TL bedelli çeki ile ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden oldukları anlaşılmakla eylemine uyan 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1. maddesi gereğince suça konu çekin miktarı dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 45 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına,
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1. maddesi gereğince hükmedilecek adli para cezasının miktarı, çekin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağından sanık 22.970-TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
2-Sanık ……………. nın sabit olan ………………….. ibraz tarihli, ………….. çek numaralı ve 25.000-TL bedelli çeki ile ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden oldukları anlaşılmakla eylemine uyan 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1. maddesi gereğince suça konu çekin miktarı dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 50 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına,
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1. maddesi gereğince hükmedilecek adli para cezasının miktarı, çekin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağından sanık 25.000-TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, hükmetmiştir.
Adana İcra Ceza Mahkemesi’nin 20…/…E. – 2021/…. K. sayılı ve …………… tarihli kararı usule ve yasaya aykırı olup KALDIRILARAK Müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
İstinaf Neden ve Gerekçelerimiz
1.Dava konusu çekler şikayet edene ………….. tarihinde keşide edilmiş ancak ticaret usulünde çokça görüldüğü üzere ileri bir vade keşide tarihi olarak yazılmıştır. Çekin ………….. tarihinde keşide edilmesinin ardından Müvekkil ve yetkilisi olduğu şirket ekonomik olarak kötü bir duruma düştüğünden ……………… tarihinde Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20../E. Sayılı dosyası ile konkordato talep etmiştir. Bu itibarla konkordato talep eden ilan ettiği projede ilgili tarihte çekin karşılığını bulunduramayacağını beyan eden Müvekkil/Sanık bakımından mahkemenin verdiği geçici mühlet ve devamında kesin mühlet kararları doğrultusunda artık bu fiilin hukuka aykırılığından bahsedilemeyeceğinden suçun hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmeyecek ve suç oluşmayacaktır. Bu nedenle konkordato talebini, geçici mühlet kararını ve devamında kesin mühlet kararını hukuka uygunluk nedeni olarak nitelendirmek isabetli olacaktır.
2. Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2011/34 E. – 2011/672 K. Sayılı, 15.09.2011 tarihli kararına göre; “
İcra İflas Kanunu’nun 285. Maddesi uyarınca konkordato talebinde bulunan ve bu istemi kabul edilerek mühlet verilen borçlunun aynı kanunun 290. Maddesine göre komiser nezaretinde işlerine devam etme hakkına haiz olup yalnızca mühlet kararından itibaren rehin ve ipotek tesis edilemeyeceğini, gayrımenkul satamayacağı kefil olamayacağı ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağı, aksi takdirde yaptığı akitlerin hükümsüz olacağı öngörülmüş bulunduğundan sanığın mühlet içinde keşide ettiği çeklerin karşılığını bulundurma sorumluluğunun olmasına ve aksi durumun karşılıksız çek keşide etme suçunu oluşturması karşısında, çeklerin bankaya ibraz tarihlerinde henüz konkordato talebinde bulunmamış olan sanık hakkında yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.” denmiştir. Yargıtay kararı da açıkça ifade etmektedir ki ancak mühlet kararının verilmesinin ardından keşide edilen çeklerin karşılıksız kalması durumunda karşılıksız çek keşide etmek suçunun unsurlarının oluştuğu söylenebilir.
Yine kararda “Çeklerin bankaya ibraz tarihlerinde henüz konkordato talebinde bulunmamış olan sanık hakkında yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır.” denmiş olup kararın mefhum-u muhalifinden anlaşılacağı üzere çeklerin ibraz tarihinde konkordato talebinde bulunmuş olan Müvekkil/Sanık hakkında beraat kararının verilmesinin herhangi bir hukuka aykırı yönü yoktur. İşbu davada da çeklerin ibraz tarihinde Müvekkil/Sanık konkordato talebinde bulunmuş, hatta hakkında geçici mühlet kararı dahi verilmiştir. Bu nedenle Yargıtay kararı gereği müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi gerektiği açıktır.
3.Çek Kanunu madde 5’e göre; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.” denmektedir.
Hükümden de anlaşıldığı üzere karşılıksız çek keşide etmek suçunun unsurlarından biri sanığın “Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet vermesidir.” Ancak işbu davada Müvekkil/Sanık ticari ve ekonomik olarak geldiği olumsuz durumdan kaynaklı konkordato talep etmiştir. Çeklerin karşılıksız kalması müvekkilin konkordato ilan etmesi nedeniyle olup müvekkilin
kasti olarak çeklerin “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet vermesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu halde suçun unsurlarından biri oluşmadığından müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi gerekmektedir.
4. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2020/3159 E., 2020/13818 K. sayılı ve 04.11.2020 tarihli kararı uyarınca;
“Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabını yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde bir karar verilmişse ve bankaya ibraz edilen çek, komiserin yetkili olduğu dönemde karşılıksız çıkmışsa; bu durumda şirket yetkilisi gerçek kişilerin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesi gereği cezai sorumluluklarının devam etmeyeceğine,” denilerek sanığın BERAATINA karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
İşbu davaya konu çeklerin keşide tarihinin 09.10.2018 olduğu ve Müvekkil/Sanığın Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20…/….. E. Sayılı dosyası ile konkordato talep ettiği, Mahkemece de ……. tarihinde Müvekkil/Sanık hakkında geçici mühlet ve devamında ………. tarihinde Müvekkil/Sanık nezdinde kesin mühlet kararı verildiği açıktır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde çek hesabını yönetiminin, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp konkordato komiserine verildiği barizdir. Bu itibarla Yargıtay içtihatında da vurgulandığı üzere konkordatonun reddi kararı verilmesine rağmen ret sürecine kadarki çek hesabı yönetiminde şirketin yönetim organının değilde konkordato komiserinin etkin rol alması şirket yetkilisi olan Müvekkil/Sanık …………………….. cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla Müvekkilin BERAAT etmesi gerektiği açıktır.
5. Müşteki yan, Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirketin mallarını kötüniyetle hapsetmiştir. Müşteki şirket, Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirkete taşımacılık hizmeti sağlamak üzere ……..yılı Aralık ayı içerisinde mallar teslim almıştır. Teslim alınan malların hiçbiri ne Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirketin müşterilerine ne de şirkete ulaştırılmamıştır. Bu sebeple Müşteki şirkete …………….. tarihli ve …………..yevmiye numaralı ihtarname çekilmiştir. Müşteki şirket çektiğimiz ihtarnameye cevaben ………. Noterliğinden keşide ettiği …………….. tarihli ve …………. yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde bir taraftan malların yükleme peronlarında oluşan karışıklık sebebiyle kaybolduğunu diğer taraftan ise Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirketin borcuna mahsuben mallar üzerinde hapis hakkının kullanıldığını beyan edilmiştir. İşbu süreçten sonuç alınamayınca Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirket konkordato talep edilen mahkemeye başvurarak müşteki şirket hakkında ihtiyati tedbir talep etmiştir. …… . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20../……. E. Sayılı dosyası üzerinden ……….. tarihli ara karar ile “Davacının …………………………….’ni yaptığı takas mahsup uygulamasının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK 200. maddesinin 1-2 ve 3. maddesi kapsam ve şartlarından ihtiyati tedbiren durdurulmasına” denilmiş olup bu karar müşteki şirket vekiline tebliğ edilmiş ise de müşteki şirketçe yerine getirilmemiştir. Buradan hareketle müşteki şirketin kötüniyetle ve haksız biçimde Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirketin mallarını hapsettiği hatta adeta gasp ettiği aşikardır.
6. Müşteki şirketin kötüniyetle, usul ve yasaya aykırı olarak hapsettiği malların toplam tutarı 183.324,01 TL olup işbu davaya konu olan çek tutarlarından kat kat fazladır. Dolayısıyla çek bedellerini Müvekkil/Sanığın yetkilisi olduğu şirketin mallarını kötüniyetli biçimde hapsetmek suretiyle usul ve yasaya aykırı olarak tahsil eden müşteki şirket bunun üzerine Müvekkil/Sanığın karşılıksız çek keşide etme suçundan cezalandırılmasını talep ederek açıkça şikayet hakkını kötüye kullanmış ve işbu davayı ikame etmiştir. Bu yönüyle de Müvekkil/Sanığın BERAATINA karar verilmesi gerekliliği sabittir.
7. Yukarıda açıkladığımız nedenlerle Adana İcra Ceza Mahkemesi’nin 20…/…E. – 2021/….K. Sayılı ve ……………. tarihli kararının istinafen incelenerek KALDIRILMASINA, Müvekkil/Sanığın BERAATINA karar verilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.
Hukuki Sebepler : 5941 Sayılı Çek Kanunu, TCK, İİK ve ilgili tüm mevzuat.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan ve Sayın Başkanlığınızca resen göz önüne alınacak nedenlerle, Adana İcra Ceza Mahkemesi’nin 20../… E. – 2021/….. K. sayılı, ………….. tarihli kararının istinafen incelenerek KALDIRILMASINA, Müvekkil sanığın BERAATINA, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini bilvekale saygıyla talep ederiz.
İstinaf Kanun Yoluna Başvuran Sanık Müdafii
Basarili bir dilekce olmus elinize saglik