Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Kanun yararına bozma kurumu son derece kritik ve çoğu zaman hukukta son çare olarak kullanılan bir yoldur. Aşağıda kanun yararına bozma dilekçesinde dikkat etmeniz gerekenleri, örnekleri ve pratikte olumlu sonuç elde edilen dilekçeleri sizlerle paylaştık.
Kanun yararına bozma süreci Adana İncekaş Hukuk Bürosu avukat ekibi tarafından kaleme alınmıştır.
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği -1-
ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
Gönderilmek Üzere
ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
KABAHAT DEFTER NO:
KARAR NO:
KANUN YARARINA BOZMA
İSTEMİNDE BULUNAN:
VEKİLİ: Avukat Saim İNCEKAŞ, Adana
KONUSU: Adana Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’nun …… kabahat defter no’lu kesinleşmiş mahkumiyet kararının kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulması talebidir.
KABAHAT TARİHİ:
AÇIKLAMALAR :
1-) Müvekkil kabahat işleyen ……… hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’nun … karar sayısı ile sonuç olarak 184.812,00-TL kesin nitelikte idari para cezası uygulanmasına hükmedilmiştir. İdari yaptırım kararı hukuka aykırı olmasına rağmen idari para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle, müvekkilin herhangi bir kanun yoluna başvurma imkanı olmamıştır.
2-) Müvekkil kabahat işleyene 10 Şubat 2017 tarih ve … idari yaptırım no’lu yazı ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 35/3 maddesine muhalefet iddiası ile şirket bünyesinde sözleşmeli avukat bulundurup bulundurmadığı sorulmuş, müvekkil 30 günlük yasal süre içerisinde (21 Mart 2017 tarihinde iade taahhütlü mektup ile) cevap vermiş (ek-1), bu cevaba rağmen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu tarafından … sayılı kararı ile idari yaptırım uygulanmasına hükmedilmiştir.
İdari yaptırım kararına itiraz dilekçesinde de tarafımızca belirtildiği üzere, şirket ile aynı konumda olan …….. şirketine idari yaptırım kararı verilmesine yer olmadığına dair aynı idari yaptırım bürosunun kararı da ekte sunulmaktadır. (ek-2)
3-) İdari Yaptırım kararına itiraz dilekçemizde de belirttiğimiz üzere, şirket ile aynı konumda olan …….’ye “idari yaptırım kararı verilmesine yer olmadığına” dair aynı İdari Yaptırım Bürosu’nun kararı ve şirket bünyesinde çalışan 3 avukatın vekaletnamelerinin sunulmasına rağmen verilen idari yaptırım kararı mesnetsiz ve hukuka aykırı olup kamu yararına bozulması gerekmektedir.
4-) İdari yaptırım kararında belirtilen “esas sermayesi 250.000,00-TL’yi aşmasına rağmen sözleşmeli bir avukat bulundurmamak suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/3 maddesine muhalefet etmek” suçunun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Şirket adına çalışan üç avukat mevcuttur.
H.SEBEPLER : CMK 309. Md ve ilgili mevzuat
S.DELİLLER :
1-) 10/02/2017 tarih ve … idari yaptırım no’lu yazıya cevap dilekçesi ve 3 adet vekaletname örneği
2-) …….’ye ait Adana Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’nun kararı
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere, hukuka açıkça aykırı olan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’nun … kabahat defter no ve … karar sayılı kesinleşmiş idari para cezası hükmünün bozulması amacıyla kanun yararına bozma istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmasını talep ediyoruz.
KABAHAT İŞLEYEN VEKİLİ
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği -2-
ADALAET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
SUNULMAK ÜZERE
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
İNFAZIN DURDURULMASI TALEPLİDİR.
DOSYA NO:
KANUN YARARINA
BOZMA TALEBİNDE
BULUNAN SANIK:
MÜDAFİİ:
DAVACI : K.H.
SUÇ : 5486 SAYILI YASA M.81/4-81/10
KONU : Ankara …….. Mahkemesi …..E,……K sayılı kararının kanun yararına bozulması talebidir.
AÇIKLAMALAR : Yukarıda esas ve karar numarası verilen ………….kararı usule, yasaya,olaya aykırılık teşkil etmektedir ;
Şöyle ki ; müvekkil sanık hakkında kendisinin kastı olmaksızın ihmalinden kaynaklanan bir suçtan ötürü, kısa süreli hapis cezasına hükmolunmuştur. Ancak hükmolunan bu hapis cezası hukuka uygun olarak ele geçirilen deliler üzerinden yargılama yapılması ilkesine, şüpheden sanık yararlanır ilkesine , cezaların şahsiliği ilkesine, suçun genel ilkelerine göre asıl olanın suçun kasten işlenebileceği ilkesine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ekonomik suçlar için hapis cezasına hüküm olunmayacağı anayasa hükmü olup Anayasaya aykırılık teşkil ettiği gerekçeleri ile, işbu karara karşı kanun yararına bozma talep etmekteyiz.
Şöyle ki ;
SUÇ KONUSU BANDROLSÜZ KİTAPLARIN SATIŞI BİZZAT MÜVEKKİL TARAFINDAN KASITILI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMEMİŞTİR ;
………….. yayıonlarına ait kitapları satan ve ………………. Resmi sitesi gibi algılanan” http………..com adresinde …………………………. Yazmakta OLUP, ………………satışlar …………………Dağıtımdan yapılmıştır.
Bozma kararına konu Yerel Mahkeme kararının, sanık hakkında iyi halli olma koşuluyla TCK m.62/2’nin tatbik edildiği, ancak adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında TCK m.50/1’in hangi sebeple uygulanmadığının ortaya koyulmadığı anlaşılmaktadır. Esasında, TCK m.50/1-a’da, sanığın daha öncesinde hapis cezasına mahkum edilmemiş olma şartının aranmadığı, adli para cezasına çevirme hususunda yalnızca sanığın kişiliğine, sosyal ve iktisadi durumu ile yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa dikkat edilmektedir. Dolayısıyla somut olayda, TCK m.62/2’in tatbikinde “iyi hal” olarak adlandırılan sübjektif şartın gerçekleştiğini kabul eden Yerel Mahkemenin, tenakuza düşerek, aksi kanaatle TCK m.50/1-a’yı tatbik etmemesi isabetli olmayacaktır. Çünkü kanun koyucu TCK m.50/1-a’da da, TCK m.62/2’de öngörülen sübjektif şartın varlığına dikkat çekmektedir.
Elbette sanığın adli sicil kaydının bulunması, sanığın kişiliğinin tespitinde gözönünde bulundurulabilir, ancak TCK m.62/2 uyarınca sanığın yargılama sürecindeki davranışlarının yanı sıra, failin geçmişini ve kişiliğini olumlu görüp takdiri indirim uygulayan mahkemenin, aksi kanaat ve gerekçeyle TCK m.50/1-a’yı tatbik etmemesi çelişkiye yol açar. Bu çelişkinin giderilmesi için yerel mahkeme; “Takdiri indirim nedenleri” başlıklı TCK m.62/2’yi lehe tatbik ettiği sanık hakkında, hangi sebeplerle adli para cezasına çevirmeye başvurmadığına, mahkemeyi olumsuz kanaate ulaştıran sebeplerin neler olduğuna gerekçeli kararında açıkça yer vermelidir.
Yargıtay; bu kararında adli sicil kayıtlarına göre sanığın sabıkasız oluşunu, yani daha önceden suç işlemediği gerekçesini olumlu kişilik özelliği olarak kabul etmiş ve hapis cezasının paraya çevrilmemesi ile ilgili gerekçeyi yetersiz bulmuştur. Belirtmeliyiz ki; 30 güne kadar hapis cezasının paraya çevrilmesi ile ilgili zorunlu (TCK m.50/3) hüküm hariç, kısa süreli hapis cezasının paraya çevrilmesinde, sanığın daha önce bulunan mahkumiyeti Yasaya engel teşkil etmez.
DAVACI VEKİLİ
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği -3-
ADANA 3. İCRA CEZA MAHKEMESİ’NE
İNFAZIN DURDURULMASI TALEPLİDİR.
DOSYA NO :……. ESAS
SANIK :
MÜŞTEKİ :
VEKİL :
KONUSU : Hüküm hakkında Adalet Bakanlığı nezdinde kanun yararına bozma müracaatının yapıldığının bildirilmesidir.
AÇIKLAMA :
1.Yukarıda esas numarası yazılı dosyanızda müvekkil hakkında Karşılıksız çek düzenlemek isnadı ile yürütülen yargılama neticesinde ……………… tarih …………… Karar sayılı ilam ile, müvekkil sanık …………… 5941 sayılı Çek Kanunu 5/1 ( 6728 sayılı kanunla değişik) maddesi gereği mahkumiyetine karar verilmiş, karar herhangi bir istinaf müracaatı olmaksızın kesinleşerek infaza verilmiştir. Karar halen infaz aşamasındadır.
2.Bu aşamada herhangi bir istinaf incelemesi olmaksızın kesinleşen hüküm hakkında T.C Adalet Bakanlığı nezdinde CMK 309 maddesi gereği kanun yararına bozma talepli müracaatta da bulunulmuştur.
3.Hükmün infaz aşamasında olması ve ileride telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermemesi açısından, infazında ayrıca durdurulmasına ve infaz evraklarının işlemsiz iadesine karar verilmesini de talep zarureti hasıl olmuştur.
HK NDNLR :İİK, CMK ve sair ilgili mevzuat
DELİLLER : …………. tarihli kriminal inceleme rapor aslı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2008/7035 esas 2008/9614 karar sayılı ilam örn., adli tıp incelemesi ve sair yasal delil.
SONUÇ: Yukarda kısaca izah edilen ve resen nazara alınacak durumlar dahilinde,
- CMK md. 311/E ve 309 maddeleri gereği yapılan müracaatlarımız doğrultusunda telafisi imkansız durumlarla karşılaşmamak adına İnfazın durdurularak infaz evraklarının geri istenmesine,
Karar verilmesi saygı ile bilvekale talep olunur. 01/04/2019
Sanık Vekili
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği -4-
ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Sunulmak Üzere
X CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ
KANUN YARARINA BOZMA İSTEYEN:
ADRES:
VEKİLİ:
ADRES:
KARŞI TARAF: TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKANLIĞI
KANUN YARARINA BOZULMASI İSTENEN KARAR: X Sulh Ceza hâkimliği …………….. tarih ve ……………… D. İş sayılı idari yaptırım kararına itiraz ve bu kararı kesinleştiren Nevşehir Sulh Ceza hâkimliğinin …………… tarih ve ………………… D. İş sayılı İtirazın reddi kararı
KONU: Yukarıdaki kararın CMK madde 309 gereğince KANUN YARARINA BOZULMASI isteğidir.
TEBLİĞ TARİHİ:
AÇIKLAMALAR:
X Sulh Ceza Hâkimliğinin ……………… Tarih ve ………………. D. İş sayılı idari yaptırımı kararına itirazımızın reddine ilişkin kararın kendisi ve bu kararı kesinleştiren Nevşehir Sulh Ceza Hâkimliğinin …………………. tarih ve ………………… D. İş sayılı itirazın reddine ilişkin kararı usul ve yasalara aykırıdır.
X sulh Ceza Hâkimliği ……………… tarih ve ……………….. sayılı D.İş sayılı kararında bir gerekçe yoktur. Ek-2 deki sunulan karardan da görüleceği üzere kararın hüküm fıkrasın ve sözde gerekçesi şundan ibarettir.
“ X Sulh ceza Hâkimliği’nin ……………….. tarih ………………. sayılı D.İş sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle, kararda değişiklik yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığından İTİRAZIN REDDİNE”
Kararda gerekçe gibi görülecek tek bir ifade mevcuttur. “Usul ve yasaya uygun olduğundan” ifadesidir. Bu standart bir şablon ifadesidir. Bir gerekçe olabilecek yeterliliği mevcut değildir. Pek çok kararda içeriğinden bağımsız olarak kullanılabilir. Dolayısıyla Nevşehir sulh Ceza Hâkimliği …………………… tarih ve …………….. sayılı D.İş sayılı kararı, Anayasamızın “ bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” diyen 141. Maddesinin 3. Fıkrası hükmüne aykırıdır.
X Sulh Ceza Hâkimliğinin ……………….. Tarih ve ……………….. D. İş sayılı kararında (Ek-1) “ İdari para cezasının resmi belge niteliğinde olduğu, aksinin ispat edilmediği sürece geçerli olduğu” şeklinde bir gerekçe yazarak Tarım ve Orman Bakanlığı Alkol ve Tütün Dairesi Başkanlığı’nın yazdığı tüm idari para cezalarının aksinin resmi belge ile ispat edilmediği sürece geçerli olduğunu yazmışlardır. Bunun hukuk dünyasında kabul edilmesi mümkün değildir. Usulsüz şekilde yazılmış bir idari para cezası durumu mevcut iken hiçbir somut maddi delil yokken ve müvekkilimden bir savunma yazısı dahi istenmemişken kurul tarafından yazılan idari para cezası kanuna aykırıdır. İtiraza konu idari para cezası yalnız tutulan olay yeri tutanağı ile somutlaştırılmıştır. Bu tutanak da ise polis memurlarının imzası dışında imzası olması gereken müvekkilimin imzası ve tutanakta ismi geçen sivil şahısların imzası yoktur. İmzadan imtina yazılarak hem müvekkilime hem de tutanakta ismi geçen şahıslara tutanak gösterilmemiştir. Sanki gizli bir iş yapılıyormuş gibi olay yerinden uzaklaşılmıştır. Hal böyle iken idari para cezasının tebliğ edilen müvekkilim haksız olarak düzenlenen bu tutanak ve cezaya itiraz etmek zorunda kalmıştır.
X Sulh Ceza hâkimliği incelemesini duruşmalı istediğimiz idari yaptırım kararına itiraz dilekçesini dosya üzerinden karar vermiş olayı aydınlatacak tutanak mümzilerini dinlememiştir. Bu husus olayı maddi vakıalardan uzaklaştırmış ve gerçekleşen olaylar zincirinden koparmıştır.
X Sulh Ceza hâkimliği gerekçeli kararında olayın özetini anlatırken ‘müvekkile ait işyerine gidildiğini ve isminin ……………….. olduğu öğrenilen şahsın işletmeden çıkarken görüldüğü şahsın durdurularak elindeki poşetlerde ne olduğu sorulduğunda alkollü ürün olduğu tespit edildiği’ yazılmıştır. Hal böyle iken neden polis memurları tarafından müvekkilime olay hakkında bilgi verilmemiş, tutanak düzenlediklerini ve gerekli ruhsat ve işyeri belgelerinin kaydı alınmamıştır. Müvekkilim olay saatinde işyerini kapatırken böyle bir hususun varlığından dahi haberi yokken aleyhine tutulan tutanak ile daha sonradan karşı karşıya kalmış eline idari para cezasın tebliği geldiğinde ancak durumdan haberdar olmuştur. Yaşanan olaylar silsilesinde hukuk literatüründe mevcut olan imzadan imtina şerhini tamamen kendi lehlerine kullanan polis memurları kendilerinin ve olay tanıklarının imzalarını bilgilendirmelerini neden yapmamışlar ve tutanak da yer alan isimlerin imzalarını almamışlardır. Hiçbir sorumluluğu olmayan tutanak mümzileri …………….. ve …………………. ne için düzenlenen tutanak da imza atmaktan çekinmişlerdir. Bu durum olayın aslında gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında şüpheye yer bırakmaktadır. Olayda polis memurları tarafından düzenlenen tutanak haricinde görüntü, fotoğraf, fatura, slip satışın yapıldığı ispat edecek bir belge mevut değildir. Durum bundan ibaret iken verilen idari para cezasını kabul etmemiz mümkün değildir.
Müvekkil …………………… kendisi aleyhine tutulan tutanaklar hakkında kendisine idari para cezası tebliğ edildiğinde haberdar olmuştur. Gönderilen idari para cezası tutanağı haricinde bakanlık(Tarım ve Orman Bakanlığı) bir savunma istem yazısı göndermemiştir. İdari para cezası yazılmadan önce işletme sahibinden olay hakkında bir savunma yazısı istenmesi gerekmektedir. Bu hususta müvekkil …………………. savunma dahi yapamadan idari para cezası ile karşı karşıya kalmıştır. Bu husus usul ve yasalara aykırıdır.
Müvekkil idari para cezası tebligatını aldıktan sonra itiraz dilekçesi yazmak istemiştir. Bu hususta tutanağı düzenleyen X İl emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Amirliği personelleri tarafından düzenlenen tutanak görülmek istenmiştir. Müvekkilime ve bana gerekli tutanak ve bilgiler teslim edilmemiştir. Bu hususta görevli polis memuru hakkında görevi kötüye kullanma suçu işlendiğinden bahisle savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. X Cumhuriyet Başsavcılığı ………………. Soruşturma numaralı dosyasında mevcuttur. Gerekli bilgi ve belgeler elde değilken ve idari para cezasını yalnız tebligatı ile karşı karşıyayken yapılacak bir savunma ve itiraz dilekçesi yalnız soyut bilgiler ve söylemlerden ibaret olacaktır. Bu noktada anayasamızın 36. Maddesinin 1. Fıkrasında SAVUNMA HAKKINA bir tecavüz söz konusu olmuştur. Kırşehir Sulh Ceza hâkimliği tarafından resmi belge niteliğinde değerlendirilen idari para cezasına itiraz edebilmek adına ulaşmaya çalıştığımız tutanak ve ilgili evraklar görevli personeller tarafından verilmemiştir. Bu noktada savunma hakkımız kısıtlanmış ve cebren elimizden alınmıştır.
X Sulh Ceza hâkimliğinin idari para cezasının resmi belge niteliğinde olduğu ve aksinin de ispat edilene kadar geçerli olduğu hususunda bir gerekçesi ile ülkemizin de imzaladığı Avrupa insan hakları sözleşmesine göre Silahların Eşitliği İlkesine aykırı hareket edilmiştir. Oluşan durumda Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından gönderilen idari para cezası yalnız tek bir tutanak ile tanzim edilmiştir. Tutanağın tanzim şekli ve imzaların olmaması yalnız bu belgenin bir başlangıç sayılacağını başka deliller ile ispat edilmediği sürece bir hüküm doğurmayacağı açıktır.
Belirtmek isterim ki müvekkil hakkında şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut deliller ile ispatlanması gereken olayda fotoğraf, fatura ve slip vb. gibi somut delillerden hiçbir mevcut değilken sadece bir eksik ve yanlış bir tutanak ile işlem yapılması ve idari para cezası yazılması mümkün değildir. Anons üzerine intikal eden polis memurları kapalı olan müvekkile ait işletmeyi satışın yapıldığına nasıl kanaat getirdikleri ise muğlak başka bir durumu ortaya koymaktadır.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız sebepler ile müvekkil adına yazılmış idari para cezasını kabul etmemiz mümkün değildir. Kırşehir Sulh Ceza Hakimliği ……………….. D. İş kararı ile Nevşehir Sulh Ceza Hakimliği ………………. D.İş sayılı kararları usul ve yasaya aykırıdır.
HUKUKİ SEBEPLER:
- Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, HMK ,CMK madde 309 ve ilgili mevzuat.
DELİLLER:
- X Sulh Ceza hâkimliği ……………. tarih ve ……………. D. İş sayılı Kararı (EK-1)
- X Sulh Ceza hâkimliğinin 15.10.2019 tarih ve 2019/2960 D. İş sayılı Kararı(EK-2)
- Ve diğer deliller.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırı nitelikteki Kırşehir Sulh Ceza Mahkemesinin …………….. Tarih ve ………………… D.İş sayılı kararı ile bu kararı kanuna uygun bulan ve itirazımızın reddine karar veren Nevşehir Sulh Ceza hâkimliğinin ……………. tarih ve ………………… D. İş sayılı kararlarının KANUN YARARINA BOZULMASINA karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. (tarih)
Kanun Yararına Bozma Talep Eden Vekili
Av.
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi Örneği -5-
T.C. ADALET BAKANLIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
X 1. İCRA CEZA MAHKEMESİ’NE
MÜŞTEKİ :
VEKİLİ : Av.
SANIKLAR :
MÜDAFİİ : Av.
HÜKMÜ VEREN
MAHKEME :
KONU : Kanun Yararına Bozma İstemimize İlişkindir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Sanıklar hakkında X 1. İcra Ceza Mahkemesi X K. Sayılı ilamı ile taahhüdü ihlal sebebiyle 3 ay tazyik hapis cezası verilmiştir. ( Ek-1: Gerekçeli karar)
2-) Söz konusu mahkeme kararına sanıklar müdafii tarafından itiraz edilmesi üzerine, kararı itirazen inceleyen X 2. İcra Ceza Mahkemesi X D.İş sayılı dosyasında “ X 1.İcra Ceza Mahkemesi’nin X tarih ve X Esas X Karar sayılı İİK’nın 340 maddesi uyarınca sanıklar hakkında ayrı ayrı 3 Ay’a kadar tazyik hapsi cezasının ORTADAN KALDIRILMASINA ve sanıkların üzerine atılı ödeme şartını ihlal suçundan AYRI AYRI BERAATLERİNE” şeklinde karar vermiş ve söz konusu karar kesin nitelikte olduğundan temyiz/istinaf edilmeden kesinleşmiştir.
3-) Mahkeme söz konusu kararda gerekçe olarak “ borçlu X hakkında düzenlenen icra emrinin X 1. İcra Hukuk Mahkemesinin X tarihli X Esas X Karar sayılı ilamı ile aynı gerekçe ile iptaline karar verildiği, borçlu X yönünden ise borçluya örnek 7 ödeme emrinin X tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun aynı tarihte icra müdürlüğünde borcu ödemek için taahhütte bulunduğu, ancak bu taahhüt tutanağında yasal itiraz sürelerinden feragat ettiğine dair bir beyanının bulunmadığı dolayısıyla X tarihli taahhüdünün takip kesinleşmede almış olması sebebiyle geçerli olmadığı, şikayetçinin her iki borçlu için X tarihli tutanak yönünden şikayette bulunduğu, X tarihli tutanağın ise sadece X hakkında düzenlendiği, X’in taahhüdünü içermediği borçlu X yönünden geçerli bir taahhüdün bulunmadığı anlaşıldığından” demekle beraat kararı vermiştir.
Ancak sayın mahkemece icra dosyası içeriğindeki ilk taahhüt evrakı dikkate alınmış ve X ile ilgili X tarihli taahhüt evrakını olmadığı belirtilmiş olup, X 1. İcra Ceza Mahkemesi X E. sayılı dosyasındaki şikayete konu olan X tarihli taahhüt evrakı dikkate alınmamıştır.
Zira ekte sunulduğu üzere şikayete konu taahhüt X tarihli taahhüt değil, X tarihli taahhüttür. X ile ilgili X tarihli taahhüt evrakı icra dosyasında mevcut olmakla, UYAP sisteminde de taralı olarak bulunmaktadır. Dilekçemiz ekinde de sunuyoruz. Söz konusu tarihte icra takip dosyasında sanık hakkında girişilen takip kesinleşmiş olup, taahhüt alınmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Kaldı ki yine ekte sunmuş olduğumuz üzere X tarihinde sanık tarafından işlemiş ve işleyecek tüm sürelerden feragat edildiğine ve takibin kesinleşmesi istemine ilişkin dilekçesi de mevcuttur. Söz konusu takip X tarihi itibariyle sanık X açısından kesinleşmiştir.
Bu sebeple sayın mahkemece dosya üzerinden verilen kararda icra dosyası ve mahkeme dosyası içeriğindeki belgeler dikkate alınmaksızın , özellikle de X’ in X tarihli taahhüt evrakı dikkate alınmadan karar verilmesi sebebiyle müvekkil şirket mağdur olmuştur.
4-) Ayrıca X ile ilgili verilen kararda da icra emrinin mahkeme tarafından iptal edilmiş olması gerekçe gösterilmiştir. Ancak söz konusu mahkeme kararının kesin nitelikte olmadığı, istinaf yolunun açık olduğu gözetilmemiş ve kararın sonucu beklenmemiştir. Bu durumda hukuka ve kanuna aykırı olmuştur.
DELİLLER : X İcra Müdürlüğü X E. sayılı dosyası X 1. İcra Ceza Mahkemesi X E. sayılı dosyası, X İcra Ceza Mahkemesi X D.İş sayılı dosyası
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, X İcra Ceza Mahkemesi X D.İş sayılı dosyası ile verilen hükmün kanuna yararına bozulması gerektiğinin kabulü ile gereğinin yapılmasını talep ederiz. (tarih)
EKLER:
1-) X İcra Ceza Mahkemesi X E. – X K. Sayılı ilamı
2-) X İcra Ceza Mahkemesi X D.İş sayılı ilamı
3-) X tarihli taahhüt evrakı, X tarihli sürelerden feragat yazısı
4-) Onaylı vekaletname sureti
Müşteki Vekili
Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi 6
ADALET BAKANLIĞI’NA SUNULMAK ÜZERE
ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
YAZILI EMİRLE
BOZMAK İSTEYEN MÜŞTEKİ :
VEKİLİ :
KONU : X Sulh Ceza Hakimliği’nin Y numaralı Z tarihli, takipsizlik kararına itirazın reddi kararının yazılı emirle bozulması istemidir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkilin müştekisi olduğu Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. Soruşturma numaralı dosyası hakkında ….. tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, iş bu karara karşı yapılan itiraz Mersin X. Sulh Ceza Hakimliği’ nin Y D.iş numaralı Z tarihli kararı ile reddedilmiştir.
Müvekkil müşteki … sağır ve dilsiz olmasından dolayı …. Adliyesi’nde engelli kadrosundan memur olarak çalışmaktadır.
Şüpheliler müvekkilin bu durumundan faydalanarak müvekkilin kendi annesine araba alacakları vaadiyle kandırmışlar, Vakıfbank X Şubesi’nden kredi başvurusunda bulunmasını sağlamışlardır. Şüpheliler telkinde bulunarak tam olarak kendisini ifade edemeyen ve verilen komutlara karşılık veremden uyan müvekkile 40.000 TL bedelli kredi sözleşmesini imzalatmışlardır.
Kredi kesinti yapılarak 39.800 TL olarak müvekkilin hesabına yattıktan hemen sonra kredi başvurusu yapılan Vakıfbank X Banka Şubesi’nde yine şüphelilerce diğer şüpheli …. Garanti Bankası X Şubesi’nde bulunan hesabına müvekkile EFT işlemi yaptırmışlardır. Şüpheli ….. bu parayı 20 dk sonra hesabından çekmiştir. Tüm bu eylemler ile şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde dolandırıcılık suçunu işlemek amacı içerisinde oldukları açıktır.
Şüpheliler parayı aldıktan hemen sonra dosya içerisinde mevcut olan fotoğraflarda eğlence merkezlerine gittikleri, kendilerine pahalı telefonlar aldıkları, yeni kıyafetler aldıkları ve yaptıkları “haram “ notunu ekledikleri paylaşımlar yapmışlardır. Bu şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan takipsizlik kararı verilmiştir. Dolandırıldığını anladıktan sonra kahrolan müvekkilin bu haksız karardan sonra psikolojisi bozulmuş olup halen tedavi görmektedir.
Toplumdaki herkes algılama yeteneği zayıf olanları korumak gibi bir ahlaki yükümlülük altındadır. Bu yükümlülüğe rağmen bu kimselerin zayıflıklarından yararlanıp aldatanlar, daha kötü bir irade ortaya koymakta bu nedenle dolandırıcılık suçunun daha çok cezayı gerektiren nitelikli hali gerçekleşmektedir. Mağdurdaki algılama yeteneğinin zayıflığının suçun işlenmesini kolaylaştırması bu bent kapsamındaki suçun nitelikli hal sayılması nedenlerindendir. Kanunumuz sağırlık ve dilsizliğin alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olmanın algılama yeteneğini etkileyeceğini kabul etmiştir.
Tüm bu nedenlerle Mersin Cumhuriyet Savcılığı tarafından araştırılmadan, şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen takipsizlik kararının itiraz merciince itirazın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olarak verilmiş olan Mersin X. Sulh Ceza Hakimliği’ nin Y D.iş numaralı Z tarihli kesinleşmiş kararının 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi gereğince BOZULMASINA karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim.
Kanun Yararına Bozma İsteyen Şüpheli Vekili
EKLER:
- 1 adet onaylı vekaletname sureti
- Mersin X . Sulh Ceza Hakimliği’nin Y D.iş numaralı karar sureti
- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma ve …. karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sureti
Kanun Yararına Bozma Dilekçesi 7
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Gönderilmek Üzere
ADANA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
HÜKÜMLÜ :
MÜDAFİİ :
KONU : Kanun Yararına Bozma İstemimize İlişkindir.
AÇIKLAMALAR
1-) Müvekkil aleyhinde Adana Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı 11/03/2014 tarihli kararı ile TCK 188/3-4 maddelerinden mahkumiyetine karar verilmiştir. Anılan yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğu halde Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin … sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
2-) Müvekkil hakkında yerel mahkemece hüküm verilirken müvekkilin tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınmamış, hükmedilen cezadan, tutuklu kaldığı 15 aylık süre indirilmemiştir.
3-) Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da yer aldığı üzere, yalnızca tape (iletişimin dinlenmesi tutanakları) bulunması ve tapelerin başkaca somut delillerle desteklenmemesi halinde mahkumiyete yeterli delil olmadığı kabul edilerek beraat kararı verilmesi gerektiği halde müvekkilin mahkumiyetine karar verilmesi de hukuka aykırıdır.
Kaldı ki yerel mahkeme gerekçeli kararının “Deliller” başlıklı kısmında yer alan;
18/12/2006 tarihli olay tutanağında müvekkil aleyhine bilgi bulunmamaktadır.
Ev arama tutanaklarında müvekkilin evinde suç unsuruna rastlanmamıştır.
Van Emniyeti 20/12/2006 tarihli parmak izi ekspertiz raporunda müvekkilin parmak izine rastlanmamıştır.
Van Kriminal 26/03/2007 tarihli ekspertiz raporunda müvekkil aleyhine delil bulunmamaktadır.
Muhbir görüşme tutanağında muhbirin müvekkilden bahsettiğine dair delil bulunmamaktadır.
İletişim tespit tutanaklarında yer alan görüşmelerde ise, sanık müvekkilin savunmalarının aksine suç işlediğini gösterir somut, yeterli, her türlü şüpheden uzak delil bulunmamaktadır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise, 15.12.2021 tarihli kararında dinleme kayıtlarının tek başlarına kesin delil niteliğinde olmadığını belirtmiştir:
“…Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği üzere telefon dinleme kayıtlarının tek başlarına kesin delil niteliğinde olmadıkları, suçun telefonda ikrar edilmesi halinin “mahkeme dışı ikrar” niteliğinde bulunduğu, “ikrarın da mahkeme huzurunda dahi yapılmış olmasının” mahkumiyet için tek başına yeterli olmadığı dikkate alındığında, sadece telefon dinleme kaydına dayanılarak ceza verilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Telefon konuşmalarının mutlak şekilde maddi ve destekleyici yan deliller ile kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay kararlarında “ses ve görüntü kayıtlarının tek başlarına delil olmayacağı, güvenilirliğinin kuşkulu olduğu ve ancak diğer deliller ile desteklenmeleri halinde hükme dayanak oluşturabilecekleri de sık sık vurgulanmıştır.”
4-) Ayrıca SUÇU KABUL ANLAMINA GELMEMEKLE BİRLİKTE; müvekkilin üzerine atılı suçu işlemiş olsa dahi uyuşturucu maddeler müvekkile hiçbir zaman ulaşmadığından TEŞEBBÜS hükümleri uygulanması gerekirdi. Zira Yargıtay istikrarlı şekilde içtihatlarında, özellikle uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin bir yerden bir yere nakli sırasında yakalandığında teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğine hükmetmektedir. Yerel mahkeme kararı BU YÖNDEN DE USUL VE YASAYA AYKIRIDIR.
Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No:2018/5618 Karar No:2019/3293 Karar Tarihi: 27.05.2019
“Tüm dosya kapsamına göre, sanık …’in uyuşturucu madde alışverişi hakkında görüşmeler yaptığı ancak diğer sanıklar … ile buluşmadan ve uyuşturucu madde alış verişi gerçekleşmeden önce sanıklar …’in yakalandığının anlaşılması karşısında, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı ve TCK’nın 35. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’nin 19/04/2018 gün-2018/14 esas ve 2018/746 karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kararı hukuka aykırı bulunduğundan, … sayılı CMK’nın 302/2. Maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA”
Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No:2016/2998 Karar No:2018/2759 Karar Tarihi:07.06.2018
“Dosya içeriğinden, 13.02.2010 tarihinde sanık M. T. Ç.’de yakalanan uyuşturucu maddenin İzmir ilinde sanık …’e götürülme sürecinde, sanık …’ın eline ulaşmadan polislerin müdahalesi üzerine yakalandığı ve elde olmayan nedenlerle uyuşturucu maddenin sanık …’a ulaşmadığı, sanığın eyleminin tamamlanamayıp teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşıldığından hükmolunan temel cezadan TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, … Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No:2016/513 Karar No:2016/1426 Karar Tarihi:10.03.2016
“1-Sanığın ticari amaçla uyuşturucu madde satın almaya giderken kolluk görevlilerince yakalandığı ve eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, hakkında fazla cezaya hükmolunması, … Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 10.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
Yargıtay 20. Ceza Dairesi Esas No:2018/3898 Karar No:2018/3097 Karar Tarihi:04.07.2018
“İletişimin tespit çözüm tutanakları ile olay tutanağı, sanık savunmaları ve dosya kapsamından; sanığın, sanıklar T. ve S. tarafından kendisine teslim edilmek üzere temin edilip … aracılığı ile nakledilen ve yakalanan MDMA etken maddesini içeren 371 adet uyuşturucu tableti, ticari amaçla satın almaya gittiği, ancak icra hareketlerine başlamış olmasına rağmen, esrarın tesliminden önce buluşma yerinde bulunan polislerin …’e müdahalesi neticesinde, elde olmayan nedenlerle eylemin tamamlanamayıp teşebbüs aşamasında kaldığı sabit olduğundan hükmolunan temel cezadan TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden sanığa fazla ceza tayini,
Kabule göre de; Sanık hakkında TCK’nın 188/3 maddesi uyarınca tayin edilen “200” adli para cezasının, TCK’nın 62. Maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilirken sehven “166 gün” yerine “200 gün” yazılarak sonuç adli para cezasının “3.320 TL” yerine “4.000 TL” olarak belirlenmesi suretiyle fazla adli para cezasına hükmolunması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA” dair karar verilmiştir.
3-) Açıklanan nedenlerle müvekkilimiz hakkında verilen hükmün kanuna yararına bozulmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : 5271 S. K. m. 309, 310 ve ilgili mevzuat
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilimiz hakkında verilen hükmün kanun yararına bozulması gerektiğinin kabulü ile gereğinin yapılmasını talep ederiz.
Hükümlü Müdafii