İftira Suçu Savunma Dilekçesi

İftira Suçu Savunma Dilekçesi

ADANA ASLİYE CEZA MAHKEME SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

 

DOSYA NO                        :

SAVUNMASINI

SUNAN SANIK                 :

VEKİLİ                              : Adana Ceza Avukatı Saim İNCEKAŞ

MÜŞTEKİ                          :

VEKİLİ                              :

KONU                                 : Esasa ilişkin beyanlarımız ile savunmalarımızın sunulmasıdır.

SUÇ                                     : İftira

AÇIKLAMALAR              :

1-)Müşteki müvekkille … değerinde bir bono imzalattığını iddia etmiş ve bu bonoyu dayanak göstererek müvekkil aleyhinde icra takibi başlatmıştır. Müvekkil, aleyhine  müşteki tarafından başlatılan icra takibinde imzanın kendisine ait olmadığının ispatı için de Asliye Ticaret Mahkemesi’nde menfi tespit davası açmıştır. Bununla ilgili olarak ayrıca imzanın kendisine ait olmaması nedeniyle şikayet hakkını kullanarak müşteki hakkında Savcılığa şikayette bulunmuştur. Müvekkil o dönemde ve şimdi de imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmemiştir.

Şahıs uzun zamandır müvekkili rahatsız ettiği gibi müvekkil kendisinden senet karşılığı bir borç almış da değildir. Bu husus da mahkeme huzurunda dinlenen tanık beyanlarıyla desteklenmiştir.

2-)İftira suçunun oluşumu için iftira atanın özel bir kast ile hareket etmesi gerekir. Fail, mağdurun bir soruşturma veya kovuşturmaya maruz kalmasını veya mağdur hakkında idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil isnat etmelidir.Somut vakıada hukuka aykırı bir fiil işlendiğini zannederek şikayet eden kişinin hatası suç kastını ortadan kaldırır. Burada iftira suçunun unsurlarından olan özel kast yoktur. Bu nedenle iftira suçu da oluşmamıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2005/4-17 E. – 2005/33 K. sayılı, 22.03.2005 tarihli kararında;

“Öte yandan, failin sonradan isnadından rücu etmesi, iftira suçunun oluştuğunun kabulü bakımından tek başına yeterli bir kıstas değildir. Zira, iftira suçunun faili, ihbarın asılsızlığının anlaşılması veya pişmanlık duyması gibi nedenlerle isnadından rücu edebileceği gibi, konu olayda savunulduğu örneğe uygun biçimde isnada maruz kalanın veya yakınlarının kişiyi mahkûmiyetten kurtarmayı hedefleyen baskı ve istekleri sonucu veya temin ya da vaat ettikleri çıkar karşılığında yahut çok başka nedenlerle de isnadından dönmüş olabilir. Bütün bu hallerde belirleyici olan husus, iftira suçu failinin, suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye ihbar veya şikayet suretiyle suç isnat edip etmediğidir. O halde, iftira suçunun belirlenebilmesi bakımından, öncelikle bu husus saptanmalıdır.” denmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere müvekkile iftira suçunun isnat edilmesi için şikayet hakkını kullanırken özel bir kastı olması ve müştekinin ilgili suçu işlemediğini bilerek hareket etmesi gerekmektedir. Böyle bir kast söz konusu değildir. Suçun şartları da oluşmamıştır.

SONUÇ VE İSTEM           : Açıklanan nedenlerle müvekkil sanığın yargılama neticesinde beraatine karar verilmesini saygıyla dileriz. tarih

                                                                                                         SANIK VEKİLİ

İftira Suçu Savunma Dilekçesi

ADANA 5. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO:

SANIK:

SANIK VEKİLİ: Av. SAİM İNCEKAŞ

MÜŞTEKİ:                            

KONU: Savunmalarımızın sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

1- Amirler kişisel davranışlarla mobbing uygulayabileceği gibi idari işlem ya da eylemleri mobbing aracı olarak kullanabilmektedir. Hiyerarşik yetkinin geniş olması mobbing davranışlarının da farklı şekillerde gerçekleşmesine sebep olmaktadır. Amirler bu hiyerarşik yetkiye dayanarak en basit konularda dahi memur hakkında disiplin soruşturması açmak, yükselmesini önlemek gibi farklı şekillerde mobbing uygulayabilmektedir.

Bu hususların yanında kamu görevlisinin itibarını zedelemek de mobbing davranışları arasında yer almaktadır. Bu itibar kamu görevlisinin, görevlerini daha bilinçli ve özgüven içinde yerine getirmesini sağlamaktadır. Sahip olduğu itibar ve özgüvenin zedelenmesi, onu özgüven eksikliğine ve görevinde ikileme itmektedir. Kamu görevlisinin itibarına yapılan saldırı, doğrudan onun kişiliğine yönelik olabileceği gibi, mesleki itibarına da yönelik olabilmektedir. Kamu görevlisinin görevini normal olarak yaptığı ve kararlar aldığı halde kararlarının devamlı surette gereksiz yere sorgulanması, gereksiz düzeltmeler istenmesi ve böylece kişisel ve mesleki anlamda otoritesinin zafiyete uğratılması ya da memurun görev alanının daraltılması, görevinin elinden alınması gibi durumlar da mobbing davranışları arasında yer almaktadır.

Davacı x, müvekkilime karşı haksız yere defalarca şikayette bulunmuş ve disiplin cezası vermiştir. Ancak disiplin cezalarının soyut ve dayanaksız olması sebebiyle verilen disiplin cezaları iptal edilmiş ve müvekkilin itirazları yerinde görülerek kabul edilmiştir.

Davacının, müvekkile verdiği disiplin cezaları, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak tayin edilmesine sebep olması ve her fırsatta müvekkilimi takip ettirmesi dikkate alındığında davacının müvekkilime mobbing uyguladığı açıkça görülmektedir. Davacının aksine müvekkilim, mobbing uygulanması dolayısıyla manevi olarak yıpranmış ve kişilik hakları zarar görmüştür. Hukuka aykırı işlemler sebebiyle haklılığını ispatlamak zorunda bırakılmıştır.  Uygulanan mobbing dolayısıyla müvekkilimin kalp rahatsızlığı artmıştır.

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesi,2013/26612E., 2014/1652K., 22.01.2014 Tarihli Kararı “İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette  bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma  başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Somut olayda,  sanığın müştekilere yönelik iddiaları nedeniyle yürütülen soruşturmada “kovuşturmaya yer olmadığına” dair verilen kararın, iftira suçunun  işlendiğinin kesin kanıtı olamayacağı ve sanığın Anayasa’nın 74. Maddesi ile teminat altına alınan “Anayasal dilekçe-şikayet hakkı” nı  kullandığı gözetilmeden ve iftira suçunun öğeleri ile suçsuz olduğunu  bildiği bir kişiye karşı suç yükleme özel kastının nasıl oluştuğu da  açıklanıp tartışılmadan, kanuni temelden yoksun gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,”

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2013/5004E., 2013/8756K., 10.06.2013 Tarihli Kararı “İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerektiği, sanığın Başbakanlık İletişim Merkezine gönderdiği mektupla ağabeyi B…’ın kendisini tehdit ettiğini, annesine ise eziyet ettiğini bildirmesi şeklindeki somut olayda eyleminin suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmayıp yasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunduğu, iddiasının kanıtlanamaması nedeniyle ağabeyi hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olmasının iftira suçuna vücut vermeyeceği, bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi., 2013/15904E., 2013/22043K., 12.09.2013 Tarihli Kararı “İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Yargılamaya konu olayda; sanığın köydeki evine kanalizasyon borusu döşenmediğinden bahisle köy ihtiyar heyetini kaymakamlığa şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Katılanlar hakkında kaymakamlıkça görevi kötüye kullanmak suçundan yeterli delil olmadığı gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle sanığın şikayetine konu iddiasının ispat edilememiş olmasının, tek başına suçun oluşumu için yeterli sayılamayacağı gözetilmeden ve anayasal şikayet hakkını kullanan sanığın ne şekilde iftira kastı ile hareket ettiği açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,”

Sonuç olarak somut bir takım delillere dayanılarak gerçekleştirilen şikayetler sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar iftira suçunun oluşması açısından tek başına yeterli olmayıp şikayet hakkı kapsamındadır. Müvekkilim açısından bakıldığında da … hakkında yapılan şikayetler somut delillere dayanmaktadır ve müvekkilim anayasal şikayet hakkını kullanmıştır. Bu sebeple iftira suçu oluşmamıştır.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile sayın mahkemenizin resen göz önünde bulunduracağı nedenlerle ;

– Müvekkil … üzerine atılı İftira Suçunu İşlemediğinden BERAATİNE karar verilmesini sanık adına talep ederim.

SANIK MÜDAFİ

Avukat Saim İncekaş -Adana Ceza Davası Avukatı

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir