Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Nedir? 2025 Şartları ve Sonuçları

HAGB, mahkeme tarafından verilen iki yıl veya daha az hapis ya da adli para cezasının, belirli şartlarla askıya alınmasını ve sanığa temiz bir sayfa açılmasını sağlayan özel bir ceza hukuku kurumudur. Sanık, beş yıl boyunca kasıtlı suç işlemez ve yükümlülükleri yerine getirirse ceza hiç infaz edilmez, sabıka kaydına da işlenmez; aksi halde ceza açıklanarak infaz edilir. 2024 yılındaki yasal değişiklikle sanığın kabulü şartı kaldırılmış, mahkemeler artık kendiliğinden HAGB kararı verebilir hale gelmiştir; ancak sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmaması, suçtan doğan zararın giderilmesi ve mahkemenin sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varması gibi temel şartlar varlığını korumaktadır.

1. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Ne Demek?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen, bu hükmün belirli bir denetim süresi boyunca açıklanmayarak hukuki sonuç doğurmasının ertelenmesidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenen bu kurum, mahkemenin sanığın suçunu sabit görerek cezaya hükmetmesine rağmen, belirlenen şartların varlığı halinde bu hükmü 5 yıllık denetim süresi boyunca askıya almasını sağlar.

HAGB kararı verildiğinde, sanık hakkında teknik anlamda bir mahkumiyet hükmü kurulmuş olur ancak bu hüküm açıklanmadığı için hukuki varlık kazanmaz. Sanık “hükümlü” statüsüne geçmez ve adli sicil kaydında normal sabıka olarak görünmez. Bu özelliğiyle HAGB, sanığa topluma yeniden kazandırılması için ikinci bir şans tanıyan, cezanın bireyselleştirilmesi ilkesinin en önemli uygulamalarından biridir.

1.1. HAGB’nin Amacı ve Kanuni Dayanağı (CMK 231)

HAGB’nin temel amacı, ilk kez suç işleyen veya hafif suçlardan yargılanan kişilerin ceza adaleti sistemi içinde damgalanmadan rehabilite edilmelerini sağlamaktır. CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrasında “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu kurumun uygulanabilmesi için CMK 231/6. maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir:

  • Sanığa verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
  • Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  • Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi.

2024 yılında yapılan değişiklikle, sanığın HAGB kararını kabul etmesi şartı kaldırılmış, mahkemeler artık re’sen bu kararı verebilir hale gelmiştir. Denetim süresi yetişkinler için 5 yıl, 18 yaşından küçükler için 3 yıl olarak belirlenmiştir.

1.2. HAGB ve Erteleme Arasındaki Farklar

HAGB ile hapis cezasının ertelenmesi kurumları arasında temel farklar bulunmaktadır. Erteleme kararında mahkemenin verdiği hüküm derhal hukuki sonuç doğurmaya başlar ve sanık “hükümlü” statüsü kazanır. Erteleme, bir cezanın infaz şeklidir ve sanığın adli sicil kaydına işlenir. Ertelenen ceza, deneme süresi içinde yeni bir suç işlenmesi halinde aynen infaz edilir.

HAGB’de ise ortada hukuki sonuç doğuracak bir mahkeme kararı yoktur. Mahkeme kararını henüz açıklamamış, açıklamayı geri bırakmıştır. Bu nedenle HAGB kararı alan kişi:

  • Milletvekili veya devlet memuru olabilir.
  • Öğretmenlik, polislik gibi kamu görevlerine başvurabilir.
  • Seçme ve seçilme haklarını kullanmaya devam eder.
  • Adli sicil kaydında mahkumiyet görünmez.

Ertelemede ise sanık 2 yıllık deneme süresi içinde bu haklardan mahrum kalır. Örneğin, 2 yıl hapis cezası ertelenen sanık deneme süresi içinde milletvekili veya devlet memuru olamaz. Bu yönüyle HAGB, ertelemeye göre sanık lehine çok daha avantajlı bir kurumdur.

1.3. HAGB ve Hapis Cezasının Seçenek Yaptırımlara Çevrilmesi

Hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi, kısa süreli hapis cezalarının adli para cezası, kamu yararına çalışma gibi başka yaptırımlara dönüştürülmesidir. Bu durumda da mahkumiyet hükmü kurulur ve sanık hakkında hukuki sonuç doğar. Seçenek yaptırımlar infaz edilir ve adli sicile işlenir.

HAGB’nin seçenek yaptırımlardan farkı şudur: CMK 231/7. maddesi açıkça “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez” demektedir. Yani HAGB kararı verildiğinde, hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi söz konusu olmaz.

⚖️ Ceza Durumunda En Lehe Hüküm HAGB'dir

Yargıtay kararları, HAGB’nin sanık açısından hem ertelemeden hem de seçenek yaptırımlardan daha lehe olduğunu kabul etmektedir. Bu nedenle mahkemeler öncelikle HAGB şartlarını değerlendirmeli, şartlar oluşmuyorsa ancak o zaman erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme kurumlarını uygulamalıdır. HAGB kararı verilmesi halinde, 5 yıllık denetim süresi başarıyla tamamlandığında sanık hiçbir ceza almamış gibi hayatına devam eder ve sicili tamamen temiz kalır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Sayfa içeriği:

  32 Dakikalık Okuma

2. 2024 Yılında HAGB’de Yapılan Önemli Değişiklikler

12 Mart 2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile HAGB kurumunda köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu kanunun 15. maddesi ile CMK’nın 231. maddesinin 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. fıkraları yeniden düzenlenmiş, HAGB kurumu özellikle mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyeti açısından güncellenmiştir.

Yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi 1 Haziran 2024 olarak belirlenmiş, bu tarihten önce verilen HAGB kararları eski hükümlere tabi olmaya devam etmiştir. Yeni düzenleme ile HAGB kurumu daha işlevsel hale getirilmiş ve uygulamada yaşanan sorunlara çözüm getirilmiştir.

2.1. Sanığın Kabulü Şartının Kaldırılması

2024 değişikliğinin en önemli yeniliği, HAGB kararı verilebilmesi için aranan “sanığın kabulü” şartının kaldırılmasıdır. Değişiklikten önce CMK 231/6-c maddesinin sonunda yer alan “Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır. Mahkeme artık sanığın kabulünü aramaksızın HAGB kararı verebilecek.

📌️ Eski ve Yeni Düzenleme

Eski Düzenleme: HAGB kararı verilebilmesi için mutlaka sanığın bu kararı kabul ettiğini beyan etmesi gerekiyordu. Sanık HAGB’yi kabul etmezse, mahkeme diğer tüm şartlar oluşsa bile HAGB kararı veremiyordu.

Yeni Düzenleme: 1 Haziran 2024’ten itibaren sanığın kabulü aranmamaktadır. Mahkeme, HAGB şartlarının oluştuğuna kanaat getirirse, sanığın talebi veya kabulü olmasa dahi re’sen HAGB kararı verebilmektedir.

Bu değişikliğin gerekçesi, bazı sanıkların HAGB kurumunu yeterince anlamaması veya avukatının yanlış yönlendirmesi nedeniyle bu lehte kurumdan yararlanamaması sorununu çözmektir. Artık mahkemeler, sanığın yararına olacağını düşündükleri durumlarda kendiliğinden HAGB kararı verebilecektir.

Uygulamadan örnek: Ahmet Bey, hakaret suçundan 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Avukatının tüm uyarılarına rağmen “Ben suçsuzum, HAGB kabul etmiyorum, temyize gideceğim” diyor. Artık mahkeme, Ahmet Bey’in bu itirazına rağmen HAGB kararı verebilecek.

2.2. Müsadere Hükümlerinde Yeni Düzenleme

2024 değişikliği ile CMK 231/5. maddesine önemli bir istisna eklenmiştir. Yeni düzenlemeye göre: “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.”

Sorun neydi? Eski düzenlemede HAGB kararı “sanık hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmaz” deniyordu. Bu durum, suç aletlerinin ve suçtan elde edilen kazançların müsaderesi konusunda belirsizlik yaratıyordu. Mahkemeler “HAGB var, müsadere yapamam” diyordu.

📌️ Değişikliğin Anlamı

HAGB kararı verilse bile, aynı kararda yer alan müsadere hükümleri doğrudan infaz edilebilecektir. Yani suç konusu eşya veya kazanç müsaderesi kararları, HAGB’den etkilenmeyecek ve derhal uygulanacaktır.

Uygulama Örneği: Uyuşturucu madde ticareti suçundan 1 yıl hapis cezası alan sanık hakkında HAGB kararı verilse bile, suçta kullanılan araç ve suçtan elde edilen paranın müsaderesine ilişkin karar hemen infaz edilecektir.

Bu değişiklik neden önemli? Suç aletlerinin topluma zarar vermesinin önüne geçiliyor. HAGB’nin suiistimal edilmesi engelleniyor. Müsadere kurumunun HAGB kararları nedeniyle işlevsiz kalması sorunu çözülmüş, kamu düzeni ve güvenliği açısından önemli bir boşluk giderilmiştir.

2.3. HAGB Kararına İtiraz, İstinaf ve Temyiz Kanun Yolları İmkanı

2024 değişikliğinin getirdiği en önemli yeniliklerden biri de HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yolunun açılmasıdır. Yapılan değişiklik öncesinde, HAGB kararlarına karşı yalnızca itiraz kanun yoluna başvurulabilirken, yeni düzenleme ile birlikte istinaf başvurusu mümkün hale gelmiştir. CMK 231/12. maddesi tamamen değiştirilerek, HAGB kararlarına karşı daha etkili bir denetim mekanizması oluşturulmuştur.

📌️ Eski ve Yeni Düzenleme

Eski Düzenleme: HAGB kararlarına karşı sadece “itiraz” kanun yolu açıktı. İtiraz mercii sınırlı bir inceleme yapıyor ve çoğu zaman şekli denetimle yetiniyordu.

Yeni Düzenleme:

  • HAGB kararlarına karşı artık istinaf yoluna başvurulabilmektedir.
  • İstinaf başvurusu, hükmün tebliğinden itibaren 2 hafta içinde yapılmalıdır.
  • Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı temyiz yolu da açıktır.
  • İstinaf ve temyiz incelemesinde kararlar hem usul hem de esas yönünden incelenecektir.

İstisnalar: CMK 272/3 uyarınca bazı HAGB kararlarına karşı istinaf yolu kapalıdır:

  • 15.000 TL’ye kadar olan adli para cezalarına ilişkin HAGB kararları.
  • Kanunlarda kesin olduğu belirtilen hükümlere ilişkin HAGB kararları.

Bu değişiklik ile HAGB kararlarının daha kapsamlı denetime tabi tutulması sağlanmış, hukuka aykırı HAGB kararlarının düzeltilmesi imkanı artırılmıştır. Ancak yükümlülüğün ihlali nedeniyle hükmün açıklanması kararlarına karşı ise sadece itiraz yolu açık olup, itiraz mercii yalnızca belirli hususlarla sınırlı inceleme yapabilecektir.

3. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Şartları Nelerdir?

HAGB kararı verilebilmesi için CMK 231. maddede belirtilen tüm şartların bir arada bulunması gerekir. Hakim, bu şartlardan herhangi birinin eksikliği halinde HAGB kararı verme yetkisine sahip değildir. Bu şartlar hem suça ilişkin objektif koşulları hem de sanığa ilişkin sübjektif değerlendirmeleri içerir.

3.1. 2 Yıl veya Daha Az Hapis Cezası Şartı

HAGB kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması zorunludur. Bu değerlendirme yapılırken temel ceza üzerinden değil, sonuç ceza üzerinden değerlendirme yapılır. Mahkeme önce temel cezayı belirler, ardından varsa indirim sebeplerini (takdiri indirim, haksız tahrik, yaş küçüklüğü vb.) uygular. Ortaya çıkan sonuç ceza 2 yıl veya daha az ise HAGB şartı gerçekleşmiş olur.

📝 Somut örnekle açıklayalım:
  • Ahmet, kasten yaralama suçundan temel ceza olarak 3 yıl hapis cezası aldı,
  • Tahrik indirimi uygulandı: 3 yıl x 1/4 = 2 yıl 3 aya indi,
  • İyi hal indirimi uygulandı: 2 yıl 3 ay x 1/6 = 1 yıl 10 ay 15 gün,
  • Sonuç: 1 yıl 10 ay 15 gün < 2 yıl olduğu için HAGB verilebilir.
⚠️ Önemli noktalar:
  • 18 yaşından küçükler için de aynı süre geçerlidir (2 yıl).
  • Suçun kasten veya taksirle işlenmesinin önemi yoktur.
  • Birden fazla suç varsa her suç için ayrı değerlendirme yapılır.

3.2. Adli Para Cezasında HAGB Uygulaması

Hangi adli para cezaları için HAGB verilebilir? HAGB kararı, mahkeme tarafından doğrudan verilen adli para cezalarında da uygulanabilir. Ancak, hapis cezasından çevrilen adli para cezalarında HAGB kararı verilemez. Yani mahkeme önce hapis cezası verip bunu adli para cezasına çevirdiyse, artık HAGB kararı uygulanamaz.

  • Doğrudan verilen adli para cezalarında miktar sınırı yoktur. Kanun sadece hapis cezası için 2 yıllık üst sınır getirmiş, adli para cezasında herhangi bir miktar sınırlaması yapmamıştır. 100 gün de olsa, 1000 gün de olsa doğrudan verilen adli para cezasında HAGB mümkündür.
  • Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarında HAGB uygulanmaz. Örneğin hakaret suçunda mahkeme önce 4 ay hapis cezası verip sonra bunu adli para cezasına çevirirse, artık HAGB kararı verilemez. HAGB ancak doğrudan adli para cezası verilmesi halinde mümkündür. Neden bu ayrım var? Kanun koyucu, hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının zaten bir lütuf olduğunu, ikinci bir lütuf olan HAGB’nin uygulanamayacağını öngörmüştür.
  • Hapis cezası ile birlikte verilen adli para cezalarında hapis cezası esas alınır. Hem hapis hem adli para cezası verilmişse, değerlendirme hapis cezası üzerinden yapılır.
🧾️ Yargıtay'ın net tavrı

“Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları için HAGB uygulanamaz. Ancak doğrudan verilen adli para cezalarında miktar sınırlaması yoktur.” (Yargıtay 4. CD, 2019/5997)

3.3. Sanığın Sabıka Durumu

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmaması gerekir. Taksirli suçlar bu kapsamda değildir; sanık taksirli bir suçtan mahkum olsa bile HAGB kararı alabilir. Yalnızca kasıtlı suçlardan kesinleşmiş mahkumiyetler HAGB’ye engel teşkil eder.

Sanığın daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş mahkumiyeti varsa, ceza miktarı ve türü ne olursa olsun HAGB kararı verilemez. Bu mahkumiyet hapis cezası veya adli para cezası olabilir.

  • Taksirli suçtan mahkumiyet engel değildir. Trafik kazası, iş kazası veya başka taksirli fiillerden mahkum olmuş kişi hakkında HAGB kararı verilebilir.
  • Silinme koşulları oluşmuş sabıkalar dikkate alınmaz. 5352 sayılı Adli Sicil Yasası’nın Geçici 2. maddesi uyarınca silinme koşulları oluşan kayıtlar HAGB’ye engel teşkil etmez. Mahkeme mutlaka güncel adli sicil kaydı getirtmeli ve silinme koşullarını araştırmalıdır.
  • Tekerrür süreleri geçmiş mahkumiyetler engel olmaz. TCK 58. maddedeki tekerrür süreleri (5 veya 3 yıl) geçmişse, önceki mahkumiyet HAGB’ye engel olmaz.
  • Suç tarihinden sonra kesinleşen mahkumiyetler engel değildir. Suç işlendiği tarihte henüz kesinleşmemiş mahkumiyet, sonradan kesinleşse bile HAGB’ye engel teşkil etmez.
📌️ HAGB'ye engel OLMAYAN durumlar:
  1. Taksirli suçtan mahkumiyet: Trafik kazası, iş kazası vb.
  2. Adli para cezasına mahkumiyet: Miktarı önemli değil
  3. Silinme koşulları oluşmuş sabıka: 5 yıllık süre geçmiş
  4. Suç tarihinden sonra kesinleşen mahkumiyet
  5. Denetimli serbestlik tedbiri: Uyuşturucu kullanımında tedavi

3.4. Sanığın Yeniden Suç İşlemeyeceği Kanaati

Mahkeme, sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu bir kanaate sahip olmalıdır. Bu değerlendirme; sanığın kişilik özellikleri, geçmişi, sosyal durumu ve yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak yapılır. Bu kanaat oluşmazsa HAGB uygulanmaz.

  • Objektif kriterler esas alınmalıdır. Yargıtay’a göre, sanığın duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışı ve bilinen olumsuz bir kişilik özelliği yoksa, mahkeme HAGB kararı vermelidir.
  • Sübjektif değerlendirmeler yapılamaz. “Sanığın şahsi halleri göz önüne alınarak” gibi genel ifadeler yeterli gerekçe değildir. Somut olumsuzluklar belirtilmelidir. Sanığın geçmiş yaşamı, Suçu işleme şekli ve nedeni, Suçtan sonraki davranışları, Pişmanlık gösterip göstermediği.
  • Çelişkili kararlar verilemez. Aynı kararda takdiri indirim uygulayıp, cezayı ertelerken “yeniden suç işlemeyeceği kanaati oluşmadı” diyerek HAGB vermemek çelişkidir.
📝 Olumlu-Olumsuz Örnekler

Olumlu değerlendirme örnekleri:

  • İlk kez suç işlemiş olması
  • Tahrik altında hareket etmesi
  • Suçu kabul edip pişmanlık duyması
  • Mağdurla barışma çabası

Olumsuz değerlendirme örnekleri:

  • Suçu inkar edip mağduru suçlaması
  • Benzer suçları tekrar etme eğilimi
  • Duruşmada tehditkar tavırlar

3.5. Sanığın Duruşmadaki Tutum ve Davranışları

Sanığın duruşmadaki tutumu, pişmanlık göstermesi, suçunu kabul etmesi ve genel olarak olumlu davranışları, mahkemenin HAGB kararı verip vermemesinde belirleyici olur. Mahkeme, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak, toplumla bütünleşmeye uygun olup olmadığına bakar.

  • Pişmanlık göstermesi olumlu değerlendirilir. Sanığın suçunu kabul edip pişmanlık duyması, mağdurdan özür dilemesi lehine yorumlanır.
  • Mahkemeye saygılı davranması beklenir. Duruşma düzenini bozmayan, hakime ve taraflara saygılı davranan sanık hakkında olumlu kanaat oluşur.
  • İnkar hakkı kullanımı olumsuzluk değildir. Sanığın suçu inkar etmesi veya susma hakkını kullanması, tek başına HAGB’ye engel değildir.
🧾️ Yargıtay'ın çelişkili gerekçelere yaklaşımı

“Sanık yararına takdiri indirim uygulanırken olumlu davranışları esas alınmış, aynı kararda HAGB verilmemesinin gerekçesi olarak olumsuz davranışları gösterilmiştir. Bu çelişki bozma nedenidir” (Yargıtay 11. CD, 2014/15637)

3.6. Zararın Giderilmesi Koşulu

Eğer işlenen suç nedeniyle mağdurun veya kamunun maddi bir zararı oluşmuşsa, bu zararın aynen iade, eski hale getirme veya tazmin yoluyla tamamen giderilmesi gerekir. Zarar doğrudan maddi zarar olmalı; manevi zarar, HAGB için engel değildir. Zarar hemen giderilemiyorsa, denetim süresi boyunca taksitler halinde ödenmesi de mümkündür.

  • Sadece maddi zararlar dikkate alınır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına göre, HAGB için giderilmesi gereken zarar maddi zarardır. Manevi zararlar bu kapsamda değildir.
  • Doğrudan zararlar ödenmeli, dolaylı zararlar kapsam dışıdır. Çalınan telefonun bedeli ödenmelidir ama mağdurun işini aksatması nedeniyle uğradığı kar kaybı HAGB şartı değildir.
  • Zarar yoksa bu şart aranmaz. Hakaret, tehdit, mühür bozma gibi maddi zarar doğurmayan suçlarda zararın giderilmesi şartı kendiliğinden gerçekleşmiş sayılır.
  • Taksitle ödeme mümkündür. Zarar miktarı yüksekse, CMK 231/9 uyarınca denetim süresi boyunca taksitler halinde ödeme yapılabilir.
  • Zarar miktarı yaklaşık olarak belirlenir. Hakim basit bir araştırmayla zararı tespit eder, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırır.

Bu aşamada, zararın doğru tespit edilmesi ve mağdurla uzlaşma sürecinin profesyonel yönetilmesi için bir Adana ceza avukatı ile çalışmak, HAGB kararı alma şansınızı önemli ölçüde artırabilir. Özellikle karmaşık zarar hesaplamalarında ve mağdurla müzakere süreçlerinde uzman desteği kritik öneme sahiptir.

3.7. HAGB Kararı Verilemeyecek Suçlar Hangileridir?

Bazı suçlarda ceza miktarı ne olursa olsun HAGB kararı verilemez:

  • Anayasa’nın 174. maddesindeki inkılap kanunları suçları. Atatürk ilke ve inkılaplarını koruma altına alan suçlarda HAGB yasaktır.
  • Disiplin Mahkemeleri Kanunu kapsamındaki suçlar. 477 sayılı Kanun md. 63/2 gereği disiplin suçlarında HAGB uygulanmaz (26.02.2008 öncesi suçlar hariç).
  • Sporda şiddet ve şike suçları. 6222 sayılı Kanun kapsamındaki suçlar ile şike ve teşvik suçlarında HAGB verilemez.
  • İmar kirliliği suçu. Ruhsatsız yapılaşma suçlarında özel düzenleme nedeniyle HAGB uygulanmaz.
  • Karşılıksız çek keşide etme suçu. Çek Kanunu’ndaki özel düzenleme nedeniyle HAGB yasaktır.
  • İcra İflas Kanunu’ndaki suçlar. Borçlunun mallarını kaçırması, alacaklıyı aldatması gibi suçlarda HAGB verilemez.
  • Disiplin hapsi ve tazyik hapsi gerektiren fiiller. Nafaka ödememe, duruşma düzenini bozma gibi fiillerde HAGB uygulanmaz.
  • İki yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar. Sonuç ceza 2 yılı aşarsa, suçun türü ne olursa olsun HAGB verilemez. Şartlar arasında bu husustan bahsetmiştik.
⚠️ Terör suçlarında durum değişti!

2012 yılından itibaren propaganda, örgüt üyeliği gibi TMK kapsamındaki suçlarda da HAGB verilebilmektedir.

3.8. HAGB Kararı Hangi Suçlarda Verilir?

HAGB kararı, kural olarak yukarıdaki istisnalar dışında kalan tüm suçlarda; yani 2 yıl veya daha az hapis veya doğrudan adli para cezası gerektiren suçlarda ve sanık hakkında kanuni şartlar sağlanmışsa uygulanabilir. Örnek olması amacıyla HAGB’nin en çok uygulandığı suç türlerini sayalım:

  • Kasten yaralama suçları. Basit yaralama (TCK 86) suçlarında 2 yılı aşmayan cezalarda HAGB yaygındır. Ancak mağdurun tedavi masrafları karşılanmalıdır.
  • Hakaret suçu. Maddi zarar doğurmadığı için zarar şartı aranmaz, diğer şartlar varsa HAGB verilir.
  • Tehdit ve şantaj suçları. Genellikle 2 yılın altında ceza verildiği için HAGB kapsamındadır.
  • Hırsızlık ve dolandırıcılık. Çalınan veya dolandırılan mal/para iade edilirse HAGB mümkündür.
  • Mala zarar verme. Zarar tazmin edildiğinde HAGB şartları oluşur.
  • Trafik güvenliğini tehlikeye sokma. Alkollü araç kullanma dahil trafik suçlarında sıkça uygulanır.
  • Uyuşturucu kullanma. Tedavi ve denetimli serbestlik uygulanmamışsa HAGB zorunludur.
  • Mühür bozma suçu. Maddi zarar olmadığı için zarar giderme şartı aranmaz.
  • Resmi belgede sahtecilik. 2 yılı aşmayan cezalarda, kamunun zararı yoksa HAGB verilebilir.
  • Görevi kötüye kullanma. Hafif ihlallerde, emaneti iade şartıyla 2 yıl altı ceza verilirse HAGB mümkündür.
  • Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki propaganda, örgüt üyeliği, örgüte yardım suçlarında da 2012 yılından itibaren HAGB uygulanabilmektedir.
💭 Sonuç OIarak: Hangi suçta HAGB verilebileceğini anlamak için şu 3 soruyu sorun:
  1. Sonuç ceza 2 yıl veya altında mı?
  2. Yasaklı suçlar listesinde yok mu?
  3. Sanığın kasıtlı suçtan sabıkası yok mu?

Üç soruya da “EVET” cevabı veriyorsanız, diğer şartlar da uygunsa HAGB verilebilir.

Son söz: HAGB şartlarının tamamı bir arada bulunmalıdır. Mahkeme bu şartları tek tek değerlendirmeli ve gerekçeli karar vermelidir. “Takdiren HAGB verilmemiştir” gibi soyut gerekçeler Yargıtay tarafından bozma nedeni sayılmaktadır. Bu nedenle, HAGB sürecinde uzman bir Adana ceza avukatından destek almak, haklarınızın etkin korunması açısından kritik öneme sahiptir.

4. HAGB Kararının Hukuki Sonuçları ve Denetim Süreci

HAGB kararı verildiğinde, mahkeme sanığın suçunu sabit görerek bir cezaya hükmetmekte, ancak bu ceza HAGB nedeniyle hukuki sonuç doğurmadan askıya alınmaktadır. Sanık hakkında teknik anlamda mahkumiyet hükmü kurulmuş olsa da, bu hüküm açıklanmadığı için hukuki varlık kazanmaz ve sanık “hükümlü” statüsüne geçmez.

4.1. Beş Yıllık Denetim Süresinin Anlamı ve Başlangıcı

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararıyla birlikte sanık, belirli bir süre için denetim altına alınır. Bu denetim süresi yetişkinler için standart olarak beş yıl, suç tarihinde 18 yaşından küçük olanlar içinse üç yıldır. Denetim süresi, mahkemenin verdiği HAGB kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süre boyunca sanığın herhangi bir kasıtlı suç işlememesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere uyması gerekmektedir. Eğer sanık bu süreyi başarılı biçimde tamamlar ve şartlara uyarsa, açıklanması ertelenen hüküm hiçbir hukuki sonuç doğurmaz, dava düşer ve sanık hükümlü statüsüne geçmez.

  • Yetişkinler için 5 yıl, çocuklar için 3 yıldır. 18 yaşından küçükler hakkında Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca denetim süresi 3 yıl olarak uygulanır. Bu süreler takdire bağlı olmayıp, hakim tarafından azaltılamaz veya artırılamaz.
  • Denetim süresi kararın kesinleşmesiyle başlar. HAGB kararına karşı istinaf süresi geçtikten veya istinaf başvurusu reddedildikten sonra karar kesinleşir ve denetim süresi işlemeye başlar. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik içtihadına göre, kararın kesinleşme tarihi denetim süresinin başlangıç tarihidir.
  • Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur. CMK 231/8 son cümle uyarınca, 5 yıllık denetim süresi boyunca dava zamanaşımı işlemez. Sanık denetim süresi içinde yeni suç işlerse, zamanaşımı kaldığı yerden devam eder.
  • Denetim süresi mutlak niteliktedir. Sanığın iyi halli olması, yükümlülükleri erken tamamlaması veya başka nedenlerle denetim süresinin kısaltılması mümkün değildir. 5 yıl (çocuklar için 3 yıl) dolmadan davanın düşmesine karar verilemez.

4.2. Denetimli Serbestlik Yükümlülükleri

Denetim süreci boyunca mahkeme, sanığa çeşitli yükümlülükler getirebilir. Bu yükümlülükler sanığın suç işlememesi ve topluma yeniden kazandırılması amacıyla düzenlenir ve şu şekillerde olabilir:

  • Sanığın bir meslek veya sanat edinmesi için eğitim programına katılması,
  • Sahip olduğu mesleği kamu veya özel sektörde denetim altında ücret karşılığı icra etmesi,
  • Belirli yerlere gitmesinin yasaklanması veya belirli yerlere devam zorunluluğu,
  • Mahkemenin belirleyeceği diğer yükümlülükler (örneğin, kamu hizmetinde bulunma veya kişisel gelişim programlarına katılım).
  • Diğer yükümlülükler: Mahkeme, olayın özelliğine göre başka yükümlülükler de belirleyebilir. Örneğin, mağdurdan uzak durma, alkol kullanmama, belirli saatlerde evde bulunma gibi.
  • Yükümlülük belirlenmesi zorunlu değildir. Uygulamada mahkemelerin çoğu, sanığa herhangi bir yükümlülük yüklemeden sadece “5 yıl içinde kasıtlı suç işlememesi” şartıyla HAGB kararı vermektedir.

Yükümlülük süresi en fazla 1 yıldır. Denetim süresi 5 yıl olsa da, denetimli serbestlik tedbiri olarak belirlenen yükümlülükler en fazla 1 yıl süreyle uygulanabilir. Mahkeme bu süreyi belirlerken takdir yetkisine sahiptir.

4.3. HAGB Kararının Adli Sicile Etkisi

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, kişinin sabıka kaydına (adli siciline) işlenmez. Bu nedenle, vatandaşlar e-devlet veya adliyeden sabıka kaydı aldıklarında HAGB kararları bu kayıtta görünmez. Ancak, HAGB kararları adli sicilden ayrı tutulan özel bir kayıtta (adli arşiv) muhafaza edilir ve bu kayda sadece mahkemeler, hakimler ve savcılar ulaşabilir. Bu kayıtlar yalnızca yeni bir soruşturma veya dava sırasında mahkeme ve savcılar tarafından kullanılabilir, başka kurumlar ve kişiler tarafından görülemez.

4.4. HAGB 5 Yıl Doldu Ne Yapmalıyım?

HAGB kararının denetim süresi olan beş yılı tamamladıktan sonra, sanık hakkında herhangi bir yeni suç isnadı veya yükümlülüklere aykırılık tespit edilmezse, davanın düşürülmesi gerekmektedir. Bu süreç otomatik değildir ve ilgili mahkemeye yazılı bir dilekçe ile başvurulması gerekir. Başvuru üzerine mahkeme, sanığın şartlara uygun olarak denetim süresini tamamladığını değerlendirerek davanın düşmesi kararı verir. Bu aşamada dilekçenin mahkemeye verilmesi dışında başka bir prosedüre gerek yoktur. Dava düştükten sonra, kişinin hakkında HAGB kararı verilen suça ilişkin tüm hukuki sonuçlar tamamen ortadan kalkmış olur.

Düşme kararı kesindir. Davanın düşmesi kararı verildikten sonra, sanık hiç yargılanmamış gibi kabul edilir. Artık bu suçtan dolayı yeniden yargılanamaz ve sicili tamamen temizlenir.

5. HAGB Denetim Süresi İçinde Suç İşlenirse Ne Olur?

CMK 231/11. madde, denetim süresi içinde sanığın yeni bir suç işlemesi veya yükümlülüklere aykırı davranması halinde ne yapılacağını düzenlemektedir. Bu durumda mahkeme, açıklanması geri bırakılan hükmü açıklar ve sanık hakkında mahkumiyet hükmü hukuki sonuç doğurmaya başlar.

5.1. Kasıtlı Suç İşlenmesi Durumu

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararına bağlanan 5 yıllık denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi durumunda, mahkeme tarafından açıklanması ertelenen hüküm açıklanır ve sanık hakkında daha önce verilmiş olan ceza derhal uygulanır. Bu süreçte işlenen yeni suçun türü, niteliği veya cezasının süresi önem taşımaksızın, kasıt unsurunun bulunması yeterlidir.

HAGB’nin veriliş amacı sanığa ikinci bir şans tanımak ve onun rehabilitasyonunu sağlamaktır. Ancak, sanık kasıtlı bir suç işleyerek bu rehabilitasyon fırsatını değerlendiremediğini ortaya koyduğu takdirde, mahkeme daha önce verilen ve bekletilen hükmü açıklamakla yükümlüdür. Sanığın yeniden işlediği suçun mahkumiyet kararının kesinleşmesi beklenir ve ardından mahkeme, ilk suçtan dolayı verilen hükmü açıklar. Bu durumda, açıklanan hükümdeki cezanın ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara (örneğin adli para cezası veya kamu hizmeti gibi alternatif yaptırımlara) çevrilmesi mümkün değildir. Mahkeme, ilk verilen cezayı aynen uygular.

📝 HAGB'yi BOZAN suç örnekleri:

Doğrudan kast: Bilerek ve isteyerek işlenen suçlar veya Olası kast: Sonucu öngörüp kabullenerek işlenen suçlar. Kavgada birisini yaralamak, Hakaret etmek, Hırsızlık yapmak, Sahte belge düzenlemek, Alkollü araç kullanmak.

📝 HAGB'yi BOZMAYAN suç örnekleri:

Trafik kazası (taksirle yaralama), İş kazası, Dikkatsizlikle yangına sebep olma, Taksirle ölüme sebebiyet. Yargıtay: “Denetim süresi içinde işlenen suçun taksirle işlenmesi durumunda, bilinçli taksir de olsa hüküm açıklanamayacaktır” (YCGK, 2019/647)

⚠️ Önemli detaylar
  • İkinci suçun ceza miktarı önemli değil.
  • Adli para cezası bile olsa HAGB bozulur.
  • Şikayete bağlı suçlarda şikayet geri alınsa bile değişmez.
  • İkinci suçtan beraat ederseniz HAGB devam eder.

Zincirleme suç durumu: Eğer HAGB’ye konu suçla aynı dönemde işlenmiş başka suçlar varsa ve bunlar daha sonra ortaya çıkarsa, bunlar HAGB’yi bozmaz çünkü denetim süresi içinde işlenmemiştir.

5.2. Denetimli Serbestlik Yükümlülüklerine Aykırılık

HAGB kararı ile birlikte sanığa yüklenen denetimli serbestlik tedbirlerine ve diğer yükümlülüklere aykırı davranılması da hükmün açıklanmasını gerektiren bir başka durumdur. Mahkeme, denetim süresince sanığa eğitim programına katılma, belirli yerlere gitmeme veya düzenli şekilde denetime tabi tutulma gibi yükümlülükler getirebilir. Sanık, bu yükümlülükleri bilerek yerine getirmediğinde mahkeme tarafından durum değerlendirilir ve HAGB kararı kaldırılarak önceden belirlenmiş olan hüküm açıklanabilir.

Ancak, yükümlülüklere aykırılığın sanığın iradesi dışında, kaçınılmaz sebeplerden kaynaklanması durumunda mahkeme farklı bir yaklaşım sergileyebilir. Bu durumda mahkeme aşağıdaki tedbirlerden birine karar verebilir:

  • Cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine,
  • Hapis cezasının ertelenmesine,
  • Hapis cezasının adli para cezası gibi seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilir.

Burada mahkemenin amacı, sanığın yükümlülükleri yerine getirememesinde kendi kusurunun bulunmadığını değerlendirmek ve ceza infazında daha adil, ılımlı bir yaklaşım benimsemektir.

📝 Yükümlülüklere aykırılık örnekleri
  • Eğitim programına gitmemek
  • Belirlenen işyerinde çalışmamak
  • Yasaklanan yerlere gitmek
  • Tedaviyi yarıda bırakmak
  • Denetim görevlisiyle görüşmemek

Yargıtay: “Sanığın işsiz kalması nedeniyle meslek edindirme kursuna devam edememesi, iradesi dışında gelişen bir durumdur. Bu halde cezanın tamamının infazı hakkaniyete aykırıdır” (Yargıtay 13. CD, 2014/27800)

💡 Denetimli serbestlik müdürlüğünün rolü

Yükümlülükleri takip eder, Aylık raporlar hazırlar, İhlalleri mahkemeye bildirir, Mazeret belgelerini toplar. Bu sebeple adres değişikliklerinizi bildirin ve randevularınızı kaçırmayın.

5.3. Hükmün Açıklanması Prosedürü

HAGB kararının kaldırılarak hükmün açıklanmasına ilişkin prosedür mahkeme tarafından yürütülür. Bu süreç, duruşma açılarak ve sanığın bizzat dinlenmesi suretiyle gerçekleştirilir. Mahkeme, sanığın durumunu ve HAGB kararına aykırılığın niteliğini değerlendirir ve duruşma sonunda hükmünü açıklar. Mahkemenin açıklayacağı hüküm, daha önce verilmiş ve açıklanması ertelenmiş hükmün aynısıdır. Bu aşamada hükümde bir değişiklik veya yeni bir değerlendirme yapılmaz, yalnızca önceki hüküm aynen açıklanır.

Hükmün açıklanması aşamasında şu hususlara dikkat edilir:

  • Sanık, duruşmadan usulüne uygun olarak haberdar edilir ve savunma hakkını kullanabilmesi için duruşmaya davet edilir.
  • Sanığın duruşmaya gelmemesi durumunda dahi önceki savunması yeterli kabul edilerek hüküm açıklanabilir.
  • Mahkemece açıklanan hüküm fıkrası, duruşmada herkese ayakta okunur ve sanığa kanun yolları ile ilgili bilgiler verilir.
  • Yükümlülük ihlalinde ve irade dışı sebep varsa mahkeme yeni bir değerlendirme yapabilir, cezanın bir kısmını infaz etmeyebilir veya farklı bir karar verebilir.
  • Açıklanan hüküm, derhal adli sicil kaydına işlenir ve artık hukuki sonuç doğuran kesin bir mahkûmiyet kararı haline gelir.

Bu prosedür, sanığın yükümlülüklerine uymadığı veya yeniden suç işlediği durumlarda, cezanın kesinleşmesini ve infaz edilmesini sağlar.

6. 2 Kez HAGB Verilir mi? İkinci HAGB Kararı

HAGB kurumunun birden fazla uygulanıp uygulanamayacağı meselesi, 2014 yılında yapılan kanun değişikliği ile köklü bir dönüşüm geçirmiştir. Bu değişiklik öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı dönem söz konusudur ve her dönemin kendine özgü kuralları bulunmaktadır.

6.1. 28.06.2014 Tarihli Kanun Değişikliği

28 Haziran 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) uygulamasında önemli bir değişiklik yapılmıştır. Bu tarihten önce işlenen suçlarda, kişinin daha önce hakkında HAGB kararı verilmiş olması ikinci kez bu haktan yararlanmasına engel teşkil etmiyordu. Ancak kanun değişikliği sonrasında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine eklenen hüküm ile “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” şeklinde açık bir sınırlama getirilmiştir.

📌️ Değişiklik Sonrası Şu anki Güncel Durum (28.06.2014'ten sonra):
  • Denetim süresi içinde kasıtlı suçtan ikinci HAGB yasaktır.
  • Yasak sadece “kasıtlı suçlar” için geçerlidir.
  • Denetim süresi bittikten sonra yeni HAGB verilebilir.
  • İlk HAGB’nin kesinleşme tarihi değil, ikinci suçun işlenme tarihi esas alınır.

Değişiklik Öncesi Durum (28.06.2014’ten önce):

  • Aynı kişiye birden fazla HAGB kararı verilebiliyordu
  • Sanık farklı suçlardan birden çok HAGB kararı alabiliyordu
  • Denetim süreleri çakışsa bile yeni HAGB verilebiliyordu
  • Sayı sınırlaması yoktu

Bu düzenlemenin sonucu olarak, bir kişi hakkında HAGB kararı verildikten sonra belirlenen denetim süresi (yetişkinlerde 5 yıl, çocuklarda 3 yıl) içinde tekrar kasıtlı bir suç işlenmesi halinde, ikinci defa HAGB kararı verilmesi mümkün değildir. İşlenen ikinci suçun, denetim süresi içinde işlenmiş olması yeterlidir; suçun kesinleşmesi veya karar verilmiş olması gerekli değildir. Bu düzenlemedeki amaç, kişilerin HAGB’nin sunduğu ikinci şansı ciddiye almasını ve yeniden suç işlememesini sağlamaktır.

Bununla birlikte, söz konusu kanun değişikliği sadece 28.06.2014 tarihi ve sonrasında işlenen suçlar için geçerlidir. Bu tarihten önceki suçlar bakımından ise kişinin daha önce HAGB kararı almış olması, yeni bir HAGB kararı verilmesine engel değildir.

6.2. Taksirli Suçlarda İkinci HAGB Verilebilir

HAGB uygulamasında 2014 tarihli düzenlemede açıkça “kasten işlenen suçlar” vurgusu yapılmıştır. Bu durumun doğal sonucu olarak, taksirli (kasten olmayan) suçlarda ikinci defa HAGB kararı verilmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır.

Taksirli suçlar, failin neticeyi öngörmemesine ya da öngörmüş olsa bile istememesine rağmen dikkatsizlik veya tedbirsizlikle neden olduğu suçlardır. Trafik kazası veya iş kazası sonucu yaralama veya ölüme neden olma gibi suçlar bu kategoride yer alır. Dolayısıyla, bir kişi hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı daha önce HAGB kararı verilmiş olsa bile, denetim süresi içerisinde veya sonrasında taksirli bir suçtan dolayı yeniden HAGB kararı verilmesi hukuken mümkündür. Bu durum, taksirli suçların kasıtlı suçlardan hukuken farklı değerlendirilmesinden kaynaklanır ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun açık hükmüyle desteklenmektedir.

7. HAGB Para Cezası Ödenir mi?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, kişinin mahkemece verilen cezasının belirli bir denetim süresi içinde açıklanmamasını ifade eder. HAGB kararı kapsamında, sanığa hapis cezası veya adli para cezası verilmiş olsa da, hüküm açıklanmadığı sürece bu cezalar infaz edilmez ve bu nedenle herhangi bir ödeme yapılmaz. Başka bir ifade ile mahkeme, sanık hakkında HAGB kararı verdiğinde, hükmedilen adli para cezası askıya alınır ve denetim süresi boyunca hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlememesi ve belirlenen yükümlülüklere uyması durumunda ise, dava düşer ve para cezası tamamen ortadan kalkar. Bu durumda sanığın para cezasını ödeme yükümlülüğü bulunmaz.

Ancak sanık, denetim süresi içinde kasıtlı olarak yeni bir suç işler ya da mahkemece belirlenen yükümlülükleri yerine getirmezse, önceden açıklanmamış olan para cezası hükmü açıklanır. Bu durumda, sanık hakkında verilen adli para cezası uygulanır ve ödeme yapılması zorunlu hale gelir.

8. HAGB Kararı Sicile (Sabıka Kaydına) İşler mi?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, kişinin adli sicil kaydına (sabıkasına) işlenmez. Bu nedenle, vatandaşlar e-devlet veya adliyelerden sabıka kaydı aldıklarında, HAGB kararları bu kayıtlarda gözükmez. HAGB kararı, kişinin sabıka kaydını temiz tutar ve hukuken “mahkumiyet” sayılmaz. Dolayısıyla, HAGB kararı nedeniyle kişi hakkında herhangi bir hukuki sonuç da doğmaz.

Ancak, HAGB kararları özel bir sisteme (adli arşiv kaydına) kaydedilir. Bu özel kayıt yalnızca mahkemeler, hakimler ve Cumhuriyet savcıları tarafından, başka bir soruşturma ya da kovuşturma sürecinde kullanılmak üzere incelenebilir. Başka kurumlar, kişiler ya da özel sektör kuruluşları bu kayda erişemezler. Bu kayıtlar, sadece yeni bir suçun soruşturma veya kovuşturma aşamasında mahkemeler tarafından dikkate alınabilir; başka hiçbir amaçla kullanılmaz.

9. HAGB ile İlgili Önemli Yargıtay Kararları

9.1. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Hukuk Mahkemesi Yönünden Bağlayıcı Değildir

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davalı hakkında ceza mahkemesinde tehdit suçundan mahkûmiyet kararı verilmiş olsa da, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle bu cezanın hukuk mahkemesi açısından bağlayıcı olmadığını vurgulamıştır. Kararda, davacının şikâyet dilekçesinde davalının babası İ.G’nin astsubay olan davalıdan silahını isteyerek “ver şu silahını bu şerefsizlere dünya kaç bucakmış göstereyim” şeklindeki ifadelerle tehdit edildiğini belirttiği, ancak tanıklar H.Ç. ve S.D.’nin aşamalardaki çelişkili beyanları dikkate alındığında, davalı tarafından tehdit suçunun işlendiğinin sabit olmadığı sonucuna varılmıştır. Yargıtay, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü olmadığını ve hukuk hâkimini bağlamadığını ifade ederek, yerel mahkemenin bu hususu göz ardı edip manevi tazminat kararı vermesini hukuka aykırı bulmuştur (🧾 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2010/11397, K. 2011/13671, T. 19.12.2011).

9.2. Denetim Süresi İçinde İşlenen Kasıtlı Suç İçin Yeniden HAGB Kararı Verilemez

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanık hakkında daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının kesinleştiği tarihten sonra işlenen kasıtlı suçlar açısından yeniden HAGB kararı verilemeyeceğine hükmetmiştir. Kararda; sanığın adli sicil kaydında yer alan İstanbul Anadolu 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 08.10.2019 tarihinde kesinleşmesiyle sanık hakkında denetim süresinin başladığı ve bu tarihten sonra incelenen 21.11.2019 tarihli yeni kasıtlı suç nedeniyle, suçun işlenme tarihinin önce veya sonra olmasının önemi bulunmaksızın, CMK’nin 231/8. maddesi uyarınca yeniden HAGB kararı verilmesinin mümkün olmadığı vurgulanmıştır (🧾 Yargıtay 3. Ceza Dairesi, K.2020/12508).

9.3. HAGB Kararına İtiraz Mercisi, Sadece Şekli Değil Esasa Yönelik İnceleme de Yapmalıdır

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanık müdafisi tarafından HAGB kararı kesinleşmeden dava zamanaşımının gerçekleştiği ve sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine, itiraz merciinin sadece Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesindeki objektif koşulların varlığıyla sınırlı şekli incelemeyle yetinmemesi, zamanaşımı durumunu öncelikle değerlendirmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, zamanaşımı gerçekleşmemişse itiraz merciinin esas bakımından da suçun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığını, delillerin mahkûmiyet için yeterli olup olmadığını ve suçun nitelendirilmesini değerlendirmesi gerektiği, aksi takdirde hak arama özgürlüğü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edilebileceği vurgulanarak, bu kapsamda kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmiştir (🧾 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/90 E., 2022/98 K.).

9.4. Kasten Yaralama Suçunda Hastane Gidiş-Geliş Masrafları Giderilmeden HAGB Kararı Verilemez

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanığın mağdura yönelik basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeyde yaralanmasına yol açtığı olayda, mağdurun en azından hastaneye gidiş-geliş masraflarının oluştuğunu, ancak bu masrafların sanık tarafından karşılanmadığını belirterek, CMK’nin 231. maddesinde öngörülen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilebilmesi için gerekli olan “suç nedeniyle oluşan zararın giderilmesi” koşulunun yerine getirilmediğine hükmetmiştir. Kararda, mağdurun şikâyetinin devam ettiği ve zararın giderildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı vurgulanarak, bu nedenle HAGB koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır (🧾 Yargıtay 3. Ceza Dairesi – Karar: 2018/10131).

9.5. HAGB Denetim Süresinde İşlenen Kasıtlı Suçun Türü ve Niteliği Ne Olursa Olsun Hüküm Açıklanır

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının denetim süresi içinde işlenen ikinci suçun, kasıtlı olması dışında başka bir şart aranmadığını belirtmiştir. Kararda, “Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir,” ifadelerine yer verilmiş; ikinci suçun doğrudan veya olası kastla işlenmesinin, şikâyete bağlı ya da resen soruşturulmasının, hapis ya da adli para cezası verilmiş olmasının veya TCK’nın 50. maddesi kapsamında seçenek yaptırıma çevrilmiş olmasının herhangi bir önem taşımadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, ikinci suçtan verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinin ardından hükmün açıklanabileceği ifade edilerek, ikinci suçun taksirle işlenmesi durumunda ise hükmün açıklanamayacağı belirtilmiştir (🧾 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, K.2019/647).

9.6. Silinme Koşulları Oluşan Sabıka Kaydı Nedeniyle HAGB Verilmemesi Hukuka Aykırıdır

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın daha önce aldığı mahkûmiyete ilişkin sabıka kaydının silinme koşullarının gerçekleşmesi hâlinde, bu kayıt sabıkada görünmeye devam etse dahi HAGB kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceğini belirtmiştir. Kararda, “Sanığın önceki mahkumiyetine esas sabıka kaydının (adli sicil kaydının) adli sicil kaydından silinmesi koşulları oluşmuşsa, artık sanığın sabıkası olduğu gerekçesiyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemesi hukuka aykırıdır” ifadesi kullanılarak, silinme koşulları oluşan adli sicil kaydının HAGB kararının verilmesinde dikkate alınamayacağı açıkça ifade edilmiştir (🧾 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2011/3-479, K. 2012/145).

9.7. Denetim Süresinde Yeni Suç veya Yükümlülüklere Aykırılık Nedeniyle Hüküm Açıklanırken Sanığın Savunması Alınmalıdır

Yargıtay, denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklerin ihlali hâlinde, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması gerektiğini, bu durumda hükmün ertelenemeyeceğini veya seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceğini belirtmiştir. Ancak, denetim süresi içinde yalnızca yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda hâkimin, açıklanan cezanın yarısına kadar olan kısmının infaz edilmemesine, ertelenmesine ya da adli para cezasına çevrilmesine karar verebileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, hükmün açıklanması sırasında sanığın, hükmün yokluğunda açıklanabileceğine dair ihtarı içeren davetiye ile duruşmadan haberdar edilmesi ve savunmasının alınması zorunlu olup, bu usule uyulmadan sanığın savunma hakkının kısıtlanarak verilen hükmün hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır (🧾 Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/1330; Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/25119; Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2014/27800; Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8969 E., 2022/22516 K.).

9.8. Sanık Hakkında HAGB Kararı Verilmemesine Esas Alınan Olumsuz Davranış Mahkemece Açıkça Gösterilmelidir

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, mahkemenin sanık lehine TCK’nin 62. maddesi gereği 1/6 indirim yaparken ve TCK’nin 51. maddesi kapsamında cezayı ertelerken olumlu değerlendirme yaptığını, ancak aynı kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmemesini sanığın “olumsuz davranışları” gerekçesine dayandırdığını tespit etmiştir. Kararda, “Mahkeme, sanık hakkında HAGB kararı verilmemesine yol açan olumsuz davranışın ne olduğunu açık açık göstermelidir” denilerek, hükümde çelişkiye yol açan bu durumun hukuka aykırı olduğu vurgulanmıştır (🧾 Yargıtay 11. Ceza Dairesi – 2014/15637 karar).

9.9. Tehdit ve Hakaret Suçlarında Maddi Zarar Yoksa ve Uyuşturucu Kullanma Suçunda İlk Kez Denetimli Serbestlik Uygulanıyorsa HAGB Kararı Verilmesi Zorunludur

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, tehdit ve hakaret suçlarında somut olarak maddi bir zararın oluşmadığı durumlarda, sanıktan zararın giderilmesinin istenemeyeceğini ve bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesinin zorunlu olduğunu belirtmiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – 2014/8473). Ayrıca, Yargıtay 10. Ceza Dairesi de, uyuşturucu madde kullanma suçunda sanık hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmamışsa, CMK 231 maddesi kapsamında HAGB kararının verilmesinin zorunlu olduğunu vurgulamıştır (🧾 Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2014/5249 karar).

9.10. Kesinleşmiş Adli Para Cezası Sabıka Kaydı Sayılarak HAGB Kararının Verilmemesi Hukuka Aykırıdır

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, sanığın daha önce aldığı mahkûmiyetin yalnızca kesin nitelikte bir adli para cezası olduğunu ve bu durumun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmesine engel teşkil etmeyeceğini belirtmiştir. Kararda, “Sanığın eski mahkûmiyetinin kesin nitelikte para cezasından ibaret olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği nazara alındığında,” şeklinde ifade edilerek, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları değerlendirilmeden ve yalnızca sabıkalı olduğundan bahisle HAGB kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır (🧾 Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/22942).

9.11. HAGB Kararıyla Duran Dava Zamanaşımı, Denetim Süresi İçinde İşlenen Yeni Suçla Yeniden İşlemeye Başlar

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi durumunda dava zamanaşımı süresinin, HAGB kararının kesinleştiği tarihten itibaren durduğunu, ancak denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırılık durumunda, zamanaşımı süresinin yeni suçun işlendiği veya yükümlülüklere aykırılığın gerçekleştiği tarihte tekrar işlemeye başlayacağını belirtmiştir. Kararda, sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında, suçun işlendiği 23.07.2005 tarihinden itibaren hesaplanan 12 yıllık uzamış zamanaşımı süresinin, HAGB kararının kesinleştiği 09.09.2015 tarihinde durduğu ve hükmün açıklanmasına neden olan yeni suçun işlendiği 27.10.2016 tarihinde tekrar işlemeye başladığı; bu nedenle dava zamanaşımı süresinin 11.09.2018 tarihi itibariyle dolduğu gözetilerek, açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır (🧾 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E.2015/3-599, K.2016/99; İstanbul BAM 10. Ceza Dairesi, 2018/2607).

9.12. Sanığın Olumlu Davranışlarına ve Sabıkasız Geçmişine Rağmen Gerekçesiz Olarak HAGB Verilmemesi Hukuka Aykırıdır

Yargıtay 21. Ceza Dairesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesinde, sanığın olumlu davranışları ve sabıka kaydında kasıtlı suçtan mahkûmiyet bulunmaması gibi yasal şartların açıkça karşılandığı durumlarda, mahkemenin bu şartları değerlendirmeyip, “sanığın şahsi halleri ve adli sicil kaydı göz önüne alınarak” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle HAGB kararı vermemesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir. Kararda, “duruşmada gözlemlenen olumlu hal ve hareketi gerekçe gösterilerek sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulandığı, adli sicil kaydına göre kasıtlı bir suçtan sabıkasının bulunmadığı ve yüklenen mühür bozma suçundan kaynaklanan somut bir zararın da bulunmadığı” belirtilerek, HAGB kararının objektif ve sübjektif şartlarının oluştuğu ifade edilmiştir (🧾 Yargıtay 21. Ceza Dairesi – Karar: 2016/7553).

9.13. Erteleme Yerine Daha Lehe Olan HAGB’nin Şartları Oluştuğu Halde Verilmemesi Hukuka Aykırıdır

Yargıtay 13. Ceza Dairesi, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan dolayı somut bir maddi zararın bulunmadığını ve sabıka kaydının temiz olduğunu, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasındaki “duruşmadaki tutum ve davranışları” ölçütünün lehine değerlendirildiğini ve bu nedenle cezada indirim ve erteleme kararı verildiğini belirtmiştir. Buna rağmen mahkemenin, çocuğun adli sicil kaydında yer alan önceki HAGB kayıtlarını gerekçe göstererek, daha lehe olduğu açıkça ortada olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararını tartışmadan ve uygulamadan reddetmesini, hukuka açıkça aykırı bulmuştur (🧾 Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar: 2017/580).

9.14. HAGB Kararının Açıklanması Halinde Kısa Süreli Hapis Cezasının Seçenek Yaptırıma Çevrilmesi Mümkündür

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığa verilen 25 gün hapis cezasının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının ihlali nedeniyle açıklanması durumunda, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilmesinin zorunlu olduğunu belirterek, mahkemenin bu hususu gözetmemesini hukuka aykırı bulmuştur. Kararda, “CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine dair yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş” olup, “suç tarihinde sabıkasız olan sanık hakkında açıklanması geri bırakılmış olan hükümde belirlenen 25 gün hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” bozmayı gerektiren hukuka aykırı bir durum olarak değerlendirilmiştir (🧾 Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2017/2947).

9.15. HAGB Kararı, Zincirleme Suç Hükümlerinin Uygulanmasına Esas Alınamaz

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanık hakkında banka zimmeti suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının adli sicil kaydında yer almasının, kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet olarak değerlendirilemeyeceğini vurgulayarak, bu kararın henüz hukuki sonuç doğurmadığını belirtmiştir. Kararda, “CMK’nın 231. maddesinin beşinci fıkrasında hukuki bir sonuç doğurmadığı belirtilen anılan kararın kasıtlı bir suçtan sanığın mahkûmiyeti anlamına gelmeyeceği” ve bu nedenle henüz açıklanmamış olan HAGB kararının, diğer suç açısından zincirleme suç hükümlerinin uygulanması şartlarını oluşturmadığı ifade edilmiştir (🧾 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2023/221 E., 2023/351 K.).

9.16. HAGB Kararı Memuriyet Atamasına ve Memuriyet Görevine Son Verilmesine Engel Teşkil Etmez

Danıştay, çeşitli kararlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının memuriyet açısından hukuken mahkûmiyet niteliği taşımadığına hükmetmiştir. Buna göre, infaz koruma memuru olarak atanmak isteyen davacının 18 yaşından küçükken işlediği görevli memura mukavemet suçundan hakkında verilen HAGB kararı nedeniyle “güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığı” gerekçesiyle memuriyete atanmasının reddi hukuka aykırıdır (Danıştay 12. Daire – 2015/4853).

Yine polis memuru olan davacı hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet kararı, davacının başvurusu üzerine HAGB kararına çevrilmiş olup, kesinleşmiş bir mahkûmiyetin varlığından bahsedilemeyeceği, dolayısıyla polis memuru olan davacı hakkında memuriyete son verme işleminin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir (Danıştay 12. Daire – 2008/4502).

Ancak, disiplin cezaları açısından durum farklı değerlendirilmiş, öğretmenin öğrencisiyle cebir, tehdit ve hile olmaksızın cinsel ilişkiye girme eylemi nedeniyle verilen HAGB kararının, ilgili yasada belirtilen meslekten çıkarma cezasının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır (Danıştay 12. Daire – 2012/3553).

Ayrıca, polis okulundan ilişiği kesilen öğrencinin, yargılama sonucunda beraat ettiği gözetildiğinde, bu kişinin “güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığı” gerekçesiyle okuldan çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir (Danıştay 8. Daire – 2013/3154). Sonuç olarak Danıştay, HAGB kararlarının genel olarak memuriyet ataması veya görevden çıkarma işlemlerinde engel oluşturmadığına hükmetmiştir.

9.17. HAGB Şartları, Cezanın Seçenek Yaptırımlara Çevrilmesinden Önce Değerlendirilmelidir

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) engel bir sabıka bulunmadığını ve suçtan kaynaklanan somut bir zararın olmadığını belirterek, “sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini de kabul ettiği ve aynı davada temyiz dışı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu bakımından, sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluştuğunu” vurgulamıştır. Buna rağmen mahkemenin, hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesini gerekçe göstererek CMK’nın 231. maddesindeki HAGB hükümlerini uygulamamasının hukuka aykırı olduğunu belirten Yargıtay, CMK’nın 231/5. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının, cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesinden önce değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiş ve mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir (🧾 Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/5874 E., 2015/2695 K.; Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/15575 E., 2022/11851 K.).

10. Sıkça Sorulan Sorular ve Pratik Bilgiler

10.1. HAGB Süresinde Yurtdışına Çıkılabilir mi?

HAGB süresinde yurtdışına çıkış yasağı otomatik olarak uygulanmaz; ancak mahkeme, denetimli serbestlik yükümlülükleri kapsamında yurtdışına çıkışı özel olarak yasaklamışsa çıkılamaz. Eğer mahkeme tarafından yurtdışı yasağı getirilmediyse, denetim süresi içinde yurtdışına çıkmak mümkündür. Bu konuda herhangi bir şüphe yaşanıyorsa mahkemeden veya denetimli serbestlik müdürlüğünden bilgi alınmalıdır. Yurtdışına çıkış yasağının ihlal edilmesi, hükmün açıklanmasına neden olabilir.

10.2. HAGB Kararı Nasıl ve Ne Zaman Silinir?

HAGB kararı, denetim süresi (5 yıl, çocuklarda 3 yıl) sonunda kişinin kasıtlı yeni bir suç işlememesi ve yükümlülüklere uyması halinde düşme kararı verilerek silinir. Bu işlem otomatik gerçekleşmez; denetim süresi sona erdiğinde ilgili mahkemeye yazılı dilekçe ile başvurularak davanın düşürülmesi ve kaydın silinmesi talep edilmelidir. HAGB kararları adli sicil kaydına işlenmediğinden, düşme kararıyla birlikte özel arşiv kaydından da çıkarılır. Böylece sanığın hakkında verilmiş HAGB kararı tamamen hukuki sonuç doğurmaz hale gelir ve kayıtlarda görünmez.

10.3. Hagb bozulursa ne olur cezası?

HAGB kararı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere uyulmaması nedeniyle bozulursa, mahkeme daha önce açıklamayı ertelediği hükmü aynen açıklar. Bu durumda, mahkemenin açıkladığı ceza artık ertelenemez veya seçenek yaptırımlara çevrilemez ve aynen uygulanır. Ancak, yükümlülüklere uyulmaması durumunda mahkeme, koşullar varsa cezanın yarısına kadarının infaz edilmemesine ya da cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesine veya ertelenmesine karar verebilir. Bu süreçte sanığın savunması mutlaka alınmalı ve duruşma açılarak hüküm açıklanmalıdır.

10.4. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması polisliğe engel mi?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, kural olarak polisliğe engel değildir çünkü bu karar, hukuki anlamda bir mahkûmiyet niteliği taşımaz ve adli sicile işlenmez. Ancak polis alımlarında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında HAGB kararı görülebildiğinden, özellikle polisliğe engel suçlar yönünden (yüz kızartıcı suçlar, terör, uyuşturucu vs.) verilmiş HAGB kararları, idari makamlarca olumsuz değerlendirilebilir. Nitekim Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’nde özellikle belirtilmiş suçlarda verilen HAGB kararları polisliğe girişte engel teşkil eder. Dolayısıyla polislik için başvuruda bulunmadan önce kişinin hakkında verilen HAGB kararının suç türü ve niteliğini dikkate alarak ilgili mevzuatı dikkatlice değerlendirmesi gerekir.

10.5. HAGB kararı silah ruhsatına engel midir?

HAGB kararı, hukuken bir mahkumiyet hükmü teşkil etmediğinden ve adli sicil kaydına işlenmediğinden dolayı silah ruhsatına doğrudan engel olmaz. Ancak silah ruhsatı verilmesi sırasında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında HAGB kararları görülebilir. Özellikle silah ruhsatına engel teşkil eden suçlardan (kasten yaralama, tehdit, şiddet gibi) dolayı verilen HAGB kararları, idare tarafından olumsuz değerlendirilerek ruhsat talebinin reddine neden olabilir. Bu durumda takdir yetkisi, ruhsatı verecek makamda olacaktır.

10.6. HAGB’de yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödenir mi?

Dava sonunda hükmedilen yargılama giderleri HAGB kararında sanığa yüklenir ve sanığın bu giderleri ödemesi gerekir. Ayrıca, mağdur kendisini bir vekille (avukatla) temsil ettirmiş ise, mahkemece belirlenen vekalet ücreti de sanık tarafından ödenir. Çünkü HAGB kararı, cezanın açıklanmasını ertelemekle birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretini ortadan kaldırmaz. Bu masraflar, HAGB kararının kesinleşmesiyle birlikte sanıktan tahsil edilir.

10.7. Hagb 5 yıl doldu ne yapmalıyım?

5 yıllık denetim süresi sorunsuz dolduktan sonra, mahkemeye başvurarak “davanın düşmesi” yönünde karar verilmesini talep etmeniz gerekir. Bu işlem otomatik gerçekleşmediği için, kararın verildiği mahkemeye yazılı bir dilekçe sunmanız gereklidir. Mahkeme, denetim süresinin başarılı geçtiğini tespit ederek davanın düşmesine karar verir ve böylece hakkınızdaki kayıt hukuken tamamen silinir. Bu süreçten sonra, adli sicilinizde HAGB’ye dair herhangi bir kayıt kalmaz.

10.8. Hagb açıklanırken para cezasına çevrilir mi?

HAGB kararının açıklanması durumunda, mahkeme daha önce verdiği ve açıklamasını ertelediği cezayı aynen uygular ve normal koşullarda bu cezayı para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çeviremez. Ancak denetim süresi içerisinde yalnızca denetimli serbestlik yükümlülüklerine aykırılık söz konusu olmuşsa, mahkeme açıklanan hükümdeki cezayı adli para cezasına çevirebilir veya erteleyebilir. Buna karşılık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlendiğinde, açıklanan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir ve ceza aynen uygulanır. Bu nedenle mahkemenin seçenek yaptırımları uygulayabilmesi ancak yükümlülüklere aykırılık halinde mümkündür.


HAGB Davalarınız İçin Adana’da Uzman Hukuki Destek

Adana Ceza Avukatı olarak, HAGB süreçlerinin hassasiyetini ve hayatınıza olan etkisini çok iyi biliyoruz. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alabilmek için gerekli tüm şartların titizlikle değerlendirilmesi ve mahkemeye doğru şekilde sunulması kritik önem taşır.

Neden Bizimle Çalışmalısınız?

Adana’da 15 Yıllık Deneyim: Adana Adliyesi’nde yüzlerce HAGB davasında başarılı sonuçlar
7/24 Acil Hukuki Destek: Gözaltı ve tutuklama durumlarında anında müdahale
Ücretsiz İlk Görüşme: Durumunuzu değerlendirip HAGB şansınızı analiz ediyoruz
Şeffaf Ücretlendirme: Gizli maliyet yok, baştan anlaşmalı çalışma

Hemen İletişime Geçin – Adana Avukat Saim İncekaş Hukuk Bürosu

📞 0322 245 00 44📱 0534 910 97 43

Adana Avukat büromuz, Çukurova ve Seyhan başta olmak üzere Adana’nın tüm ilçelerinde HAGB davalarınızda yanınızda. Sarıçam, Yüreğir, Karaisalı’dan da müvekkillerimize hizmet veriyoruz.

    Kaynaklar

    Kanunlar ve Yasal Düzenlemeler

    • 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, Madde 231
    • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
    • 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (12.03.2024 tarih ve 32487 sayılı Resmî Gazete)
    • 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (28.06.2014 tarihli Resmî Gazete)
    • 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, Madde 23
    • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Madde 48
    • 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunu, Madde 63/2
    • 5352 sayılı Adli Sicil Yasası, Geçici Madde 2
    • 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun

    Yargıtay Kararları

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları

    • YCGK 2019/647 E., 2019/647 K.
    • YCGK 2019/502 E., 2019/502 K.
    • YCGK 2019/90 E., 2022/98 K.
    • YCGK 2017/124 E., 2017/124 K.
    • YCGK 2016/99 E., 2016/99 K.
    • YCGK 2015/163 E., 2015/163 K.
    • YCGK 2015/167 E., 2015/167 K.
    • YCGK 2009/13 E., 2009/13 K.
    • YCGK 2008/25 E., 2008/25 K.

    Bölge Adliye Mahkemesi Kararları

    • İstanbul BAM 10. Ceza Dairesi, 2018/2607 K.

    Yönetmelikler

    • Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği
    • Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği
    • Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik

    Diğer Kaynaklar

    • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Madde 6 ve 13
    • Anayasa Mahkemesi, 20.07.2022 tarih ve E: 2021/121, K: 2022/88 sayılı Kararı
    • T.C. Anayasası, Madde 36, 38, 70, 174

    Kaynaklara Son Erişim Tarihim: 11.07.2025

  • İlk yayınlanma tarihi: 11 Temmuz 2025

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Av. Saim İncekaş portre fotoğrafı
Av. Saim İncekaşAvukat, İncekaş Hukuk
Adana Barosu Sicil No: 4293 · Seyhan / Adana

Av. Saim İncekaş, Adana Barosu’na kayıtlı bir avukattır. Kurucusu olduğu İncekaş Hukuk’ta 15 yıldan bu yana danışmanlık ve dava takibi yürütmektedir. Yüksek lisans eğitimine sahip olup başlıca çalışma alanları; aile/boşanma, velayet ve çocuk hakları, ceza yargılaması, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul–tapu, miras ve iş hukukudur. Adana Barosu, Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi oluşumlarda aktif görev almış; güncel içtihat ve mevzuatla, anlaşılır ve güvenilir hukuki yönlendirme sunmayı ilke edinmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sayfa içeriği:

İndeks
Bize WhatsApp'tan ulaşın!