ADANA 3. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
SORGU NO :
SORUŞTURMA DOSYA NO :
ŞÜPHELİ :
MÜDAFİİ :
MÜŞTEKİ :
TUTUKLAMA KARAR TARİHİ :
KONU : Tutuklama kararına itirazımızın sunulması ve tahliye talebimizi içerir dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR
Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 12 Tarih, 14 Sorgu (Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Tarih ve 14 Soruşturma sayılı yazısı ile) numaralı ifade sorgu zaptında:
1- Şüpheliyle yüklenen Adet Gereği Açıkta Bırakılmış Eşya Hakkında Hırsızlık suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, şüphelinin tevil yollu ikrarı, müşteki beyanı ve şikayeti , CD inceleme tutanağı, dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların saptanması, suçun suçun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3 maddesinde sayılan katalog suçlardan oluşu, suç için yasada belirlenen cezanın alt ve üst sınırı nazara alındığında kaçacağına yönelik somut olgunun varlığı, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, bu aşamada adli kontrolün yetersiz kalacağı değerlendirildiğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100, 101 ve devam eden maddeleri gereğince TUTUKLANMASINA…” karar verilmiştir.
Ancak; tutukluluğa karar verilebilmesi için gerekli şartlar sübut bulmadığından ve tutuklama kararı sonrası müştekinin maddi zararı karşılandığından ve şikayetinden vazgeçtiğinden söz konusu tutukluluk kararına itiraz etme zarureti hasıl olmuştur. Şöyle ki;
MÜŞTEKİNİN MADDİ ZARARI KARŞILANMIŞTIR VE MÜŞTEKİ ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMİŞTİR
Soruşturmaya konu olay ile ilgili olarak, müşteki 13 tarihinde X model X marka elektrikli bisikletinin çalındığını kolluk birimlerine haber vermiş, kolluk birimlerinin araştırması sonucu X tarihinde elektrikli bisikletin yeri tespit edilmiş ve kolluk birimlerince müştekiye teslim edilmiştir. Yine X tarihinde müştekiden ek ifade alınmış ve ek ifade tutanağında özetle; elektrikli bisikleti yakın zamanda 3800 TL’ye satın aldığını, elektrikli bisiklet çalındığında üzerinde yeni akü takılı olduğunu ancak çalındıktan sonra akülerinin boş akü ile değiştirildiğini, düz kontak yapıldığını ve sonuç olarak hırsızlık olayı sebebiyle 1500 TL – 1800 TL arası maddi zararı olduğunu, elektrikli bisikletini çalan şahıstan şikayetçi olduğunu belirtmiştir.
Şüpheli ise X tarihli sorgusunda zararı karşılamaya hazır olduğunu, pişman olduğunu belirtmiştir. Ayrıca yakalandığı andan itibaren suçu işlediğini samimi şekilde ikrar etmiş ve pişman olduğunu defalarca kez dile getirerek sebep olduğu zararı tazmine hazır olduğunu beyan etmiştir. Ancak 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 12 Tarih, 13 Sorgu sayılı sorgusunda koşulları oluşmadığı halde şüphelinin TUTUKLANMASINA karar verilmiştir.
Son çare olan tutuklama tedbirinin hiçbir koşulunun oluşmadığı halde uygulanması sebebiyle telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermemesi adına işbu tedbirin ivedilikle kaldırılmasını talep etmekteyiz. AİHS 5. Maddesi ve Anayasamızın 19. Maddesi gereğince güvence altına alınan Kişinin Özgürlük ve Güvenlik hakkı göz önünde bulundurulduğunda, tutuklamanın bir tedbir olduğu, tutuklamanın koşulları oluşmamış ise tutuklamanın şüpheliye verilen bir ceza olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. CMK m. 100’e göre tutuklama nedeni olarak kabul edilebilecek koşullar “Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı; şüpheli veya sanığın davranışları, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, hususlarında kuvvetli şüphe oluşturmasıdır.”
Sayılan bu koşullardan hiçbiri oluşmamıştır. Şüphelinin kaçma şüphesi yoktur, sabit ikametgâh sahibidir. Şüpheli delilleri karartamaz. Zira karartılacak bir delil bulunmadığı gibi suçu işlediğini ve pişman olduğunu ilk andan itibaren defaatle dile getirmiştir.
Nitekim müştekinin bizzat kendisi tarafından savcılık dosyasına sunulan ve işbu dilekçenin ekinde de sunduğumuz üzere; 1500 TL-1800 TL arası maddi zararı olduğunu belirten müştekiye 2000 TL ödeme yapılmıştır ve uğradığını iddia ettiği maddi zarar fazlasıyla karşılanmıştır. Ayrıca müşteki, savcılık dosyasına sunduğu dilekçe ile MADDİ ZARARININ KARŞILANDIĞINI, ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİĞİNİ belirtmiştir.
Bilindiği üzere tutuklama en son tedbirdir. Mahkeme, tutuklama kararına varmadan önce adli kontrol uygulanmasına hükmetmelidir. Tutuklamayla amaçlanan durum başka bir önlemle sağlanabiliyorsa, mahkeme bu durumu gözetmelidir. Aksi halde tutuklamanın bir tedbir olmaktan çok şüpheliye verilen bir ceza olacağı açıktır. Bu husus AİHM içtihatlarıyla da sabittir. Verilen tutuklama kararı hukuka ve usule aykırıdır. İleride yargılama sonrasında da açığa kavuşacak durum neticesinde görüleceği gibi, tutukluluk hali çok ağır bir tedbirdir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, şüphelinin tutuklu kalması aşırı bir tedbirdir. Duruşmada da talep ettiğimiz üzere şüphelinin serbest bırakılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle,
Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 13 Sorgu Numaralı dosyası kapsamında verilen TUTUKLAMA KARARININ KALDIRILMASINI ve şüphelinin SERBEST BIRAKILMASINA KARAR VERİLMESİNİ, hakimliğiniz aksi kanaatte ise şüpheli hakkında tüm deliller toplanmış olduğundan, yine herhangi bir delilin karartılma ihtimalinin de söz konusu olmadığından, kaçma şüphesi de bulunmayan şüpheli hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini saygıyla talep ederiz.
Tahliye Talebinde Bulunan Şüpheli Müdafii