Hırsızlık Temyiz Dilekçesi Örneği 1
YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
Gönderilmek Üzere
ADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO :
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURAN SANIK :
MÜDAFİİ :
KONU : Adana Asliye Ceza Mahkemesinin X E. Sayılı X tarihli kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle BOZULMASINA karar verilmesi talepli temyiz dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
1-) Yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde; “Sanık X hakkında bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verilmiştir. Söz konusu karar usul ve yasalara aykırı olup temyiz incelemesi neticesinde işbu kararın bozulması gerekmektedir. Şöyle ki;
2-) YARGILAMAYA KONU OLAYDA KATILANIN ZARARI GİDERİLMİŞTİR. DOLAYISIYSLA MÜVEKKİLE CEZA TAYİN EDİLMESİ USUL VE YASALARA AYKIRIDIR.
Katılan X’in yargılamaya konu olayla ilgili tüm zararı müvekkilin abisi X tarafından giderilmiştir. Katılanın bir bakiye zararı bulunmamaktadır. Bu husus katılanın Adana Asliye Ceza Mahkemesi’nin X tarihli duruşmadaki ifadesinde; ”Dün X bana 2500 TL gönderdi, ben 7 yıl önce motorumun bedelini bilmediğim için bu ödemeyi kabul ettim. Daha fazlasını da göndereceğini söyledi şu aşamada şikayetimden vazgeçiyorum, iki sanık yönünden de şikayetimden vazgeçiyorum.” şeklinde beyanıyla sabittir. Katılanın mevcut bir zararı bulunmadığı hususu yerel mahkeme tarafından dikkate alınmamış ve müvekkile ceza tayin edilmiştir. Bu hususun tarafımızca kabulü mümkün olmayıp temyiz incelemesi sonucunda yerel mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Ayrıca katılan X tarihli ifadesinde; ”Dün X bana 2500 TL gönderdi, ben 7 yıl önce motorumun bedelini bilmediğim için bu ödemeyi kabul ettim. Daha fazlasını da göndereceğini söyledi şu aşamada şikayetimden vazgeçiyorum, iki sanık yönünden de şikayetimden vazgeçiyorum.” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle müvekkile yönelik şikayetinden de vazgeçmiştir. Kendisinin zararının giderildiği de dikkate alındığında müvekkilin cezalandırılmasına karar verilmiş olması hakkaniyet ilkesine aykırıdır.
3-) YEREL MAHKEME TARAFINDAN EKSİK VE HATALI İNCELEME SONUCU MÜVEKKİLE 3 YIL 1 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI VERİLMİŞTİR. MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN CEZANIN TARAFIMIZCA KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Müvekkil X tarihinde vermiş olduğu ifadesinde: ”….Camiinin bahçesinde bulunan rengini hatırlamadığım motosikleti gördük. Abim X ile çalmaya karar verdik. Motoru caminin bahçesinden abim ile çıkarttık… Motoru çalan kişilerden bir tanesi benim diğeri abim X’dir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Müvekkil Adana Asliye Ceza Mahkemesi’nin X E. Sayılı dosyanın X tarihli duruşmasında: “…Saat 22:30 sıralarında kardeşim olan diğer sanık ile birlikte caminin yakınında yolun kenarında herhangi bir yere kilitli olmadan duran motosikleti kontak kablosunu kopardıktan sonra çalıştırıp aldık.” şeklinde ifade vermiştir.
Müvekkilin gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasındaki tüm ifadeleri aynı doğrultudadır. Müvekkil samimi beyanda bulunmak suretiyle maddi gerçeği ortaya çıkarmış pişmanlığını da her fırsatta dile getirmiştir. Ayrıca suç tarihinin üzerinden yaklaşık 8 yıl geçmiş olup katılanın maddi zararı da giderildiği göz önüne alındığında müvekkilin cezalandırılmasına karar verilmiş olması nedeniyle söz konusu kararın tarafımızca kabulü mümkün değildir.
4-) TCK m. 145/1. Maddesinde “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir” düzenlemesi yer almaktadır.
İlgili düzenleme ile kanun koyucu suça konu malın değerinin az olması halinde durumun şartlarına göre faile hiç ceza vermeme veya daha az ceza verme konusunda takdir yetkisi tanımıştır. Yargılama konusu çalınan eşyanın maddi değeri göz önüne alındığında değerinin az olduğu açıkça ortadadır. Katılanın beyanları da bu doğrultuda olup müvekkil hakkında ilgili kanunî düzenleme doğrultusunda ceza verilmesinden vazgeçilmesi ya da cezada indirim yoluna gidilmesi gerekmekte iken müvekkilin atılı suçu işlediği kanaatiyle cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu sebeple açıkça müvekkil lehine olan yasal düzenlemelerden faydalandırılmamış olup yerel mahkeme kararının bu yönüyle de tarafımızca kabulü mümkün değildir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız ve re’sen gözetilecek nedenlerle; Adana Asliye Ceza Mahkemesi’nin usul ve yasalara aykırı X E. Sayılı X tarihli kararının bozulmasına karar verilmesini müvekkil adına saygılarımızla arz ve talep ederiz.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURAN SANIK MÜDAFİİ
Hırsızlık Temyiz Dilekçesi Örneği 2
YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
SUNULMAK ÜZERE
ASLİYE CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO:
TEMYİZ EDEN (SANIK):
SUÇ: HIRSIZLIK
TEBLİĞ TARİHİ:
KONUSU: 12.01.2016 günlü, E: 2015/390, K: 2016/14 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması talebi.
TEMYİZ NEDENLERİ:
1- Aleyhime hırsızlık iddiasıyla kamu davası açılmış ve yargılama sonunda aleyhime ceza tayin edilmiştir. Aşağıda açıklayacağım nedenlerle bu kararın oluşa, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesindeyim. Yasal süresi içinde temyiz ediyorum.
2- Öncelikle belirteyim ki, Ceza Mahkemesi’nin 12/01/2016 günlü, E: 2015/390, K: 2016/14 sayılı kararı hüküm kısımı itibariyle infazı mümkün değildir. Hüküm kısmındaki sabit isim yazım hatası iş bu yerel mahkeme kararının usul ve esastan bozulması gerektiğini açıkça göstermektedir.
Hakkımdaki iddia başlangıç aşamasında olduğu gibi atfı cürüm niteliğinden ileri gidememiştir. Cezalandırma kararı atfi cürme, şüphe ve yoruma dayalıdır. Katılanın ve tanıkların beyanlarını doğrulayacak hiçbir maddi delil saptanamamıştır. Kısaca iddia sabit olmamıştır. Oysa bilindiği üzere ceza yargılamasında aslolan iddianın sabit olmasıdır. Ortada mevzu bahis olan hakaret kastı ile hareket ve tehdit ile alakalı ispatlanmış hiçbir şey olmadığı gibi buna yönelik ceya tayini ile karar verilmesi eksik inceleme ürünüdür. Kanuni karineler haricinde savunmanın ispatlanması aranmaz. Bu nedenle beraatime karar verilmesi gerekirdi.
3- Savunma hakkım kısıtlanmıştır: Sanki mükerrirlere özgü infaz rejimine göre usul hükümleri titizlikle takip edilmeden ve lehe olan kanun hükümleri uygulanmadan karar verilmiştir. Bu durumda da tarafıma ek savunma hakkı verilmeyerek savunma hakkım kısıtlanmıştır. Ayrıca sabıkasız oluşum ve durumum dikkate alınmamıştır.
4- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiştir. Bu kararın verilmesi gerekirdi. Görülüyor ki ceza yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan verilmiştir. Ne var ki, şüphe ve yorumla, delil niteliği bulunmayan ve başka delillerle desteklenmeyen atfı cürümle sanık aleyhine hüküm kurulamayacağı ilkesinden hareketle beraatime karar verilmesi gerekirdi.
5- Yukarıda sunulan nedenler ve inceleme sırasında ortaya çıkacak diğer noksanlıklardan ötürü, mahkemenin anılan kararının usul ve esastan bozulmasına karar verilmesini saygıyla arz ederim.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda kısaca arz ve izah edilen ve re’sen dikkate alınacak durumlar karşısında cezalandırılmama ilişkin X Mahkemesi’nin 12/01/2016 günlü, E: 2015/390, K: 2016/14 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesini arz ederim.
Saygılarımla, tarih
Sanık