Hakaret Müşteki Yönünden İstinaf Dilekçesi

Hakaret Müşteki (Katılan) Yönünden İstinaf Dilekçesi 1

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE

Gönderilmek Üzere

ADANA 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ ’NE

DOSYA NO:

İSTİNAF KANUN YOLUNA

BAŞVURAN MÜŞTEKİ:

VEKİLİ:

KONU: İstinaf dilekçemizin sunulmasından ibarettir.

OLAYIN ÖZETİ VE HÜKÜM:

Müvekkilimin kızı ile sanığın kızı aynı kreşte okumaktadır. Sanık sınıf annesidir ve bu vesileyle bir Whatsapp grubu kurulmuştur. Bu grubun yöneticisi de sanıktır. Müvekkilim bu gruptan yanlışlıkla çıkmış ve sanıktan, grupta paylaşacakları olduğunu yanlışlıkla çıktığını kendisini tekrar gruba almasını rica etmiştir. Hatta müvekkil özellikle yanlışlıkla olduğunu üstüne basa basa belirtmiş kimsenin durumu yanlış anlamamasını istemiştir. Müvekkilim tüm bunları iyi niyetli temenni dolu ve kibar diliyle mesaj yazmıştır. Sanık ise olay günü müvekkilime whatsapp görüşmesi aracılığıyla hakaret etmiştir. KÜSTAH ve TERBİYESİZ demek suretiyle onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte, sövmek suretiyle hakaret etmiştir. Müvekkilim olay sonrası psikolojik bir travma ve rahatsızlık nedeniyle acile gitmek zorunda kalmıştır ve dava dosyasında da bulunan doktor raporundan da anlaşılacağı üzere müvekkilime anksiyete bozukluğu tanısı konulmuştur. Bunun akabinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet edilmiş ve sanık hakkında Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlamıştır. Bahse konu suç Basit Yargılama usulüne tabi olduğundan başta basit yargılama usulüne göre yargılama yapılmış ve sanık beraat etmiştir. 02.08.2020 tarihinde bu karara karşı itiraz edilmiş olup, itiraz neticesinde yargılama genel hükümlere tabi olarak tekrar görülmüştür. Ancak bu yargılama sonucunda da 08.12.2020 tarihinde verilen kararla sanık beraat etmiştir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, usul ve yasaya aykırı olduğundan karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf  kanun yoluna başvurmaktayız.
  • Ayrıca bahse konu olay sadece iki tane söylenen kelimeden ibaret değildir. Olayın öncesi ve gelişimine bakıldığında taraflar arasında bir huzursuzluk olduğu hatta whatsapp’tan engelleme yaşandığı akabinde de bu kelimelerin sarf edildiği göz önüne alındığında olayın bütünselliği içerisinde değerlendirilmesi gerekirdi. Her ne kadar sayın mahkemeye bu hususları hem yazılı olarak dilekçeyle hem de duruşma sırasında sözlü olarak altını çizerek belirtmişsek te, sayın mahkeme bu hususları hiç dikkate almadan kararını vermiştir. Kaldı ki sanık yazdığı mesajlarda KÜSTAH ve TERBİYESİZ şeklinde hakaret etmesinin üzerine hadsiz denerek hakarete devam etmiş ve kendi mesajında da kibarlığı bırakıp hakaret ettiğini ikrar etmiştir. Ortada ikrar söz konusu iken, verilen beraat kararını anlamak mümkün değildir.
  • Hakaret suçu ile korunan hukuki yarar şeref ve sosyal saygınlıktır. Şeref ve sosyal saygınlık, aynı zamanda AİHS md 10 bağlamında korunması gereken en temel insan haklarındandır. HAKARET SUÇUNUN MADDİ UNSURU, BİR KİMSEYE ONUR, ŞEREF VE SAYGINLIĞINI RENCİDE EDEBİLECEK NİTELİKTE SOMUT BİR FİİL VEYA OLGU İSNAT EDİLMESİ VEYA SÖVMEK SURETİYLE BİR KİMSENİN ONUR, ŞEREF VE SAYGINLIĞINA SALDIRILMASIDIR. Maddi unsur bakımından öncelikle önemli olan, söylenen sözün kişinin onur ve saygınlığını incitmesidir. Ayrıca HAKARETİN KİŞİYİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEYE YÖNELİK OLMASI GEREKİR. KİŞİYE ONU TOPLUM NAZARINDA KÜÇÜK DÜŞÜRMEK AMAÇLI BELLİ BİR SİYASİ KANAATİN İSNAT EDİLMESİ HALİNDE DE SUÇ OLUŞACAKTIR.  (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4295 Esas 2015/21777 Karar) KÜSTAH kelimesi de açıkça müvekkili küçük düşürücü niteliktedir. Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2003/12673 Esas 2005/1358 Karar sayılı ilamında ‘’küstah sözcüğünün katılanların kişilik haklarına haksız saldırı oluşturup, küçük düşürücü niteliğiyle eleştiri sınırlarının da aşıldığı’’ demek suretiyle bu kelimenin kişilik haklarına saldırı olduğu ve küçük düşürücü nitelik taşıdığından hareketle hakaret suçunu oluşturduğunu kabul etmektedir.
  • Hakaret suçunun manevi unsuru genel kasttır. Buna göre, failin söylediği sözün içeriğinin HAKARET OLUŞTURDUĞUNU BİLMESİ VE BUNA RAĞMEN BİLEREK BU SÖZÜ SÖYLEMESİ gerekir. Sanık Whatsapp üzerinden yazdığı mesajlarda küstah ve terbiyesiz şeklinde hakaretlerinin üzerine daha da ileriye giderek hadsiz demek suretiyle hakaretlerine devam etmiş ve kendi mesajında da kibarlığı bırakıp hakaret ettiğini kabul etmiştir. Yani suçun manevi unsurunun oluştuğu açık ve sabittir. Sanık bahse konu ifadelerin hakaret oluşturduğunu zaten bilmektedir ve buna rağmen bu ifadeleri çekinmeden müvekkile Whatsapp aracılığıyla söylemiştir.
  • Tüm bu bahsedilenler göstermektedir ki, sanığa ait sözlerin müvekkilin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici, kaba, bayağı, müstehcen, saldırgan, aşağılayıcı, onur kırıcı boyutta olup, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşmaktadır. Kabul etmemek kaydıyla sanık müdafii tarafından yapılan savunmada, sözlerin söylenmesi kişisel değer yargılama niteliğinde olsa dahi, haklı ve doğru olsa bile kişinin düşüncelerini ifade ederken konuyla ilgisi olmayan aşağılayıcı küçük düşürücü kaba, hakaret içerikli sözcükleri kullanmış olması ya da tasvirleri yapmış olması halinde kişisel değer yargılaması ve eleştiri sınırları aşılmış olacağı ortadadır. Ortak hukukun değişmez ilkesi olan başkalarının haklarına saygı, başkalarının şanı, şöhreti, kişiliği hakkında küçük düşürücü hakaret, sövgü ve iftira ve benzer nitelikteki ifadeler esasen düşünce özgürlüğünün özneleri olamayacakları için yasaklama, bir bakıma, özgürlüğün yabancı unsurlardan arındırılması olarak kabul edilmelidir. Bu tür ifadelerin fiziksel saldırıdan daha az kötü olmadığı ve uygar toplumlarda buna izin verilmemesi gerektiği de unutulmamalıdır.
  • Birçok Yargıtay kararında KÜSTAH ve TERBİYESİZ ayrı ayrı ve birlikte hakaret olarak kabul edilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/419 E. 2012/247 K. 26/06/2012 tarihli ilam

Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararında çok açık bir şekilde ‘’sanığın duruşma salonundan çıkarken katılana hitaben “terbiyesiz, ukala kadın” şeklinde sözler söylediğini belirtmesi karşısında, sanığın üzerine atılı eylemin sabit olduğu ve onur, şeref ve saygınlığı rencide eder nitelikte gerçekleşen bu eylemin 5237 sayılı TCY’nın 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.’’ demek suretiyle TERBİYESİZ kelimesinin hakaret oluşturduğunu kabul etmiştir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/7745 E. 2019/9753 K. 23/05/2019 tarihli ilam

Kararında ‘’Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kurulan düşme hükmü yasaya aykırıdır. Sanığın, öğretmen olarak görev yapan müştekiye, ‘Terbiyesiz, gerizekalı’ diyerek hakaret etmesi biçimindeki eyleminin, TCK’nın 125/3-a maddesindeki kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturduğu, bu suçun kovuşturulmasının şikayet koşuluna bağlı olmadığı gözetilmeden, şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.’’ demek suretiyle TERBİYESİZ kelimesinin hakaret oluşturduğunu kabul etmiştir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/25118 E. 2013/4512 K. 06/03/2013 tarihli ilam

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2003/12673 E. 2005/1358 K. 23/02/2005 tarihli ilam

Kararlarında KÜSTAH hakaret kabul edilmiş ve yerel mahkemenin beraat kararının bozulmasına karar vermiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/8991 E. 2011/11423 K. 31/10/2011 tarihli ilam

Kararında KÜSTAH  hakaret kabul edilmiş ve tazminata hükmedilmiştir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9410 E. 2015/6450 K. 01/10/2015 tarihli ilam

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/34838 E. 2013/21222 K.  23/09/2013 tarihli ilam

Kararlarında sadece TERBİYESİZ kelimesinin kullanılması hakaret kabul edilmiştir.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4295 E. 2015/21777 K. 03/03/2015 tarihli ilam

Kararında TERBİYESİZ şeklinde hakaret edilmesi üzerine verilen mahkumiyet kararını onamıştır.

  • Tüm bu hususlar ve re’sen tespit edilecek hususlar eşliğinde, sanık hakkında verilen beraat kararını istinaf incelemesine sunuyor, kararın bozularak sanığın cezalandırılması hususunda gereğinin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ediyoruz.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle;

  1. İstinaf başvurumuzun KABULÜNE,
  • Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/03/2021 tarih …… sayılı hükmünün BOZULMASINA ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
  • Hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINI ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde YENİDEN HÜKÜM KURULARAK sanığın CEZALANDIRILMASINA karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 08.01.2021

MÜŞTEKİ VEKİLİ

EKLER:

  1. Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/25118 E. 2013/4512 K. 06/03/2013 tarihli ilam
  2. Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2003/12673 E. 2005/1358 K. 23/02/2005 tarihli ilam
  3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/8991 E. 2011/11423 K. 31/10/2011 tarihli ilam
  4. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9410 E. 2015/6450 K. 01/10/2015 tarihli ilam
  5. Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/34838 E. 2013/21222 K.  23/09/2013 tarihli ilam
  6. Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4295 E. 2015/21777 K. 03/03/2015 tarihli ilam
  7. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/419 E. 2012/247 K. 26/06/2012 tarihli ilam
  8. Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/7745 E. 2019/9753 K. 23/05/2019 tarihli ilam

Hakaret Müşteki (Katılan) Yönünden İstinaf Dilekçesi 2

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek Üzere

ADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİDİR

DOSYA NO :

İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN KATILAN:

SUÇ: Hakaret (TCK m.125)

Kişilerin huzur ve sükununu bozma (TCK m.123)

KONU : … sayılı dosyada verilen beraat kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılması talebimdir.

AÇIKLAMALAR

1- Sanık ile 2014 yılında boşandık. Müşterek bir çocuğumuz olduğundan, kendi adıma kayıtlı GSM hattı üzerinden zaman zaman iletişim kurmak mecburiyetindeydim. Ancak bu konuşmalar yalnızca müşterek çocuğumuz ve nafaka konusundan ibaretti. Sanık, müşterek çocuğum ile konuştuğumu düşündüğüm zamanlarda, bilgim dahilinde olmadan bana cevap vererek huzurumuzu kaçırmaktaydı ancak uzun bir süre çocuğumun annesi olmasından ötürü sabırlı davranmaya çabaladım.

Ancak sanık, şu anki eşim ile eşimin velayeti kendisinde olan, eski eşinden olma 12 yaşındaki küçüğe yönelik hakaret içeren mesajlarından sonra ailem içerisinde huzursuzluk çıkmaya başladı. Sanık, şu anki eşimi kastederek ”arkadaşını sana yamarken kendi yeğenlerini hiç mi düşünmemişler” şeklinde mesaj gönderdi. Eşime karşı onur kırıcı nitelikte olan bu hakaret yetmezmiş gibi 12 yaşındaki küçük çocuğumuza yönelik de ”Kendi oğluna babalık yapmazken başkasının piçine nasıl babalık yapabiliyorsun” şeklinde hakaret içerikli mesajlar göndermeye devam etmiştir.

Gerek müşterek çocuğumuza gerek velayeti şu anki eşimde olan çocuğuma elimden geldiğince babalık yapmaya çalışıyorum. Eski eşimle problemler yaşayarak bitirmiş olduğum evlilik sonrasında hayatımı düzene koymak istemiş olsam da sanık hakaret içerikli mesajları ve onur kırıcı davranışları sebebiyle ailem içerisinde huzur kalmadığından işbu şikayette bulunma mecburiyetinde kaldım.

2-Dosyaya ibraz etmiş olduğum mesajlaşma dökümlerine rağmen, gerekçeli kararda sanık ile gündelik konularda, nafaka, çocukların durumu vb konularda konuşmam ve sanığa cevap vermiş olmam gerekçe gösterilerek, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve tam bir vicdani kanaat oluşturacak nitelikte somut delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiştir. Yukarıda da kısaca açıklamış olduğum üzere, sanık ile müşterek çocuğumuz bulunduğu göz önüne alındığında sanık ile iletişim halinde olmak zorunda idim. Hal böyleyken, mahkemenin bunu gerekçe göstererek sanığın hakaret suçu işlemediğine kanaat getirmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.

Bununla birlikte, şu anki eşime yönelik hakaret içerikli mesaj bana, sanık tarafından eşimin de bilgisinin olacağı bilinerek kasten gönderilmiştir. Mahkemeye sunmuş olduğum somut delillere rağmen, yalnızca mesajın eşime gönderilmemiş olması sebebiyle sanığın eşime ve çocuğuma karşı hakaret suçu işlemediği kanaatine varılması hukuka olan güvenimizi sarsmaktadır. Aile içi huzurun korunması gerekirken bu şekilde kararlar verilmesi, üçüncü kişilere rahatlıkla hakaret edebilme özgürlüğü tanımaktadır.

3- Gerekçeli kararda, gıyapta hakaret suçunun en az üç kişi ile ihtilat ederek işlenmesi gerektiği yazmaktadır; ancak sanığın yollamış olduğu hakaret içerikli mesajlar bana yazılı ve kalıcı şekilde iletilmiştir. Bu eylem hakaret suçunu oluşturmuyor olsa bile, huzur ve sükunu bozma suçunu oluşturduğu açıkça ortadadır.

Sanığın 2. evliliğimi yaptığımdan beri söylemleri rahatsız edici olmuş olsa da müşterek çocuğumuzdan ötürü sanık hakkında şikayetçi olamadım. Ancak sürekli artan hakaret ve söylemlerinden artık kendi aile düzenim de bozulmaya başlamış olduğundan şikayetçi olmak zorunda kaldım. Bu nedenle mahkemenizce yapılacak incelemede sunduğum bütün sebepler ve deliller göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun bir karar verilmesini istiyorum.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda kısaca açıklamış olduğum sebeplerle;

Beraat kararının istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILMASINI ve yeniden yargılama yapılarak talebim doğrultusunda sanığın CEZALANDIRILMASINA karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Katılan

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir