Fuhuş Nedeniyle Yapılan Mühürleme İşleminin İptali

ADANA (…) İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

DAVACI :

VEKİLLERİ :

DAVALI : … KAYMAKAMLIĞI

DAVA KONUSU: İŞLEM : … Kaymakamlığı Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu’nun … tarih ve 2018/… sayılı kararının öncelikle yürütmesinin durdurularak bilahare işlemin iptali istemidir.

TEBLİĞ TARİHİ :

AÇIKLAMALAR

MADDİ OLAY

“… İlçesi … Mahallesi …. Sokak No:… D:….” adresinde bulunan dairenin maliki olan müvekkil, dairesini emlakçı vasıtasıyla … kira başlangıç tarihli olarak …. isimli şahsa bir yıl süreli olarak kiraya verme konusunda … tarihinde kiracı ile anlaşmıştır. (Ek 1: Kira Sözleşmesi)

Kira sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 05/09/2018 tarihinde bu adrese emniyet birimlerince yapılan operasyonda, fuhuş yapıldığı/yaptırıldığı tespit edilmiştir.

Bilahare … İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliği’nin 31/01/2018 tarih ve 18/… sayılı yazıları ve … Kaymakamlığı Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu’nun … tarih ve 2018/… sayılı kararı ile müvekkilin mülkiyetindeki dairenin 90 gün süre ile mühürlenmesine karar verilmiştir.

Bu kararın yerine getirilmesi için dairenin 24 saat içerisinde mühürlemeye hazır duruma getirilmesi gerektiği yönünde müvekkile 14/11/2018 tarihli tebligat yapılmış ancak, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve ilgili komisyon kararı tebliğ edilmediğinden, işlemleri dava dilekçesine eklemek mümkün olmamıştır.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ

2577 sayılı Kanun’un “Yürütmenin durdurulması” başlıklı 27/2. maddesine göre; Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

Aşağıda hukuka aykırılıklar bölümlerinde tafsilatlı şekilde izah edildiği üzere dava konusu işlem açıkça hukuka aykırı olmakla birlikte idari işlemin uygulanması halinde telafisi imkansız zararların doğması kaçınılmazdır. Kaldı ki mezkur işlem uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte bir işlemdir. Şöyle ki;

Mühürleme işlemi niteliği itibariyle süreli bir işlem olup, sonuç ve etkilerini uygulandığı süre içerisinde doğurur. İşlemin uygulanmasını müteakip, işlemin hukuka aykırı olduğundan bahisle iptal edilmesi durumunda, işlem çoktan sonuçlarını doğurmuş ve infaz edilmiş olacaktır. Bu anlamda, mühürleme işleminin tatbikinin, yargı denetiminden geçtikten sonraki zaman dilimine ötelenmesi önem arz etmektedir. Nitekim, yargı denetiminden geçtikten sonra hukuka uygun olduğu yönünde karar verilmesi durumunda mühürleme işlemi her zaman uygulanabilecektir.

Öte yandan, fuhuş yapıldığı iddiası ile mühürleme kararı verilen daire, müvekkil tarafından 08/09/2018 kira başlangıç tarihli olmak üzere bir başka kiracıya verilmiştir. (Ek 2: Kira Sözleşmesi) Ancak, daire mühürlendiğinden, yeni kiracının daireyi kullanması sağlanamamaktadır. Bu anlamda, sözleşmeyle üzerine düşen edimleri yerine getirmesine imkansızlık verdiği için, dava konusu işlem telafisi imkansız zararlara neden vermektedir. Bu hususlar göz önüne alınarak;

İdarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi,

Yürütmenin durdurulması hakkında idarenin savunmasının alınmasından sonra karar verilmesi yönünde karara varılır ise idareye savunma sunma bakımından verilecek sürenin 2577 sayılı Kanun’un 27/5. fıkrası uyarınca kısaltılması ve tebliğin memur eliyle yapılması,

Yapılacak inceleme sonucunda neticeten dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi hususları önemle talep olunur.

HUKUKA AYKIRILIKLAR

Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhus Yüzünden Bulasan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzügü’ne göre “kapatma” bir idari yaptırım değil cezadır. Bu sebeple suçta ve cezada şahsilik ilkesinin tatbik edilmesi gerekmektedir. Tüzüğün, “Kapatma”

başlıklı 91. maddesine göre; bu Tüzükte Fuhuş yerleri hakkında konulan kapatma cezasından maksat, Tüzükte yazılı süre içinde bu yerlerin mühür altında kapalı bulundurulması ve evi işletenlerin yine bu sürede her nerede olursa olsun sanatlarını yapmaktan men edilmesidir.

Görüldüğü üzere Tüzük’te de kapatma uygulamasının bir ceza olduğu vurgulanmıştır. Bu sebeple, Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhus Yüzünden Bulasan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzügü’ne göre mühürleme işlemi tesis edilirken ceza hukukuna hakim temel ilke ve prensipler göz önünde bulundurulmalıdır.

Buna karşın, somut olayda, müvekkilin evi kiraya veren olduğu, söz konusu dairede fuhuş yapılıyor/yaptırılıyor ise dahi, bu hususla ilgili herhangi bir bilgisi/izni/menfaati olmadığı dikkate alınmadan, müvekkil aleyhine dava konusu işlem tesisi edilmiş ve müvekkil mağdur edilmiştir.

Danıştay kararlarına bakıldığında da, izinsiz fuhuş yapılan yerleri kapatmanın ancak bu yer sahipleri tarafından buraların kasıtlı olarak bu amaçla kullanılması ve maddi menfaat sağlanması halinde mümkün olduğu yönünde içtihadın mevcut olduğu görülmektedir. “Dava konusu kapatma kararına konu olayda, yapılan denetim sonucu burada bulunan yabancı uyruklu bayanların alınan ifadelerinde; genel olarak Türkiye’ye erkeklerle para karşılığı ilişkiye girmek ve bu yoldan geçimlerini temin amacıyla geldikleri, erkek müşterilerini davacının işletmeciliğini yaptığı … Diskoda buldukları, erkek müşterilerin kendilerini masalarına davet ettikleri ve ilişki karşılığı ödenecek ücret konusunda anlaştıkları daha sonra ise erkek müşterinin uygun gördüğü otele giderek bu otelde ilişkiye girdiklerinin ifade edildiği bu ifadeler üzerine de dava konusu işlemin tesis edildiği görülmektedir. Yukarıda anılan Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulasan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü incelendiğinde otel, pansiyon, hamam, bar, pavyon, çalgılı kahve, diskotek, içkili gazino, gece kulübü, taverna ve benzeri yerlerin fuhuşa aracılık ve yer temini gerekçesiyle kapatılması ancak bu yer sahipleri tarafından buraların kasıtlı olarak bu amaçla kullanılması ve maddi menfaat sağlanması halinde mümkündür. Olayda; davacı şirkete ait diskoda yabancı uyruklu bayan ve erkeklerin fuhuş konusunda anlama ve pazarlık yaptıkları açık ise de, iş yeri sahiplerinin veya çalışanlarının bahse konu kullanım nedeniyle bir menfaat sağladığı ya da bu şekilde bir kullanımdan bilgi sahibi olduğu konusunda hukuken kabul edilebilir herhangi bir delil bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” (D17D, E:2015/6932, K:2016/1038, 18.02.2016 tarihli kararı)

Şu halde, mülkiyeti müvekkile ait olan evde fuhuş yapıldığı iddiası ile mühürleme (kapatma) cezası verilmeden önce, ev sahibi yani müvekkil tarafından fuhuş yaptırıldığı veya müvekkilin aracılık yaptığı, en azından fuhuş yapıldığının müvekkil tarafından bilindiği ve buna izin verildiği ortaya koyulması gerekirken bu hususlara riayet edilmeden, salt evinde fuhuş yaptırıldığından bahisle tesis edilen işlem hukuka aykırıdır.

Kaldı ki, söz konusu durumun öğrenilmesi üzerine, müvekkilimiz doğum yapmış olduğundan, müvekkilimizin kocası tarafından iyi niyetle kolluğa gidilerek bilgi verme amaçlı ifadede bulunulmuştur.

Öte yandan, her ne kadar, müvekkile evi mühürleme için 24 saat içerisinde hazır hale getirmesi yönünde tebligat yapılmış ise de, dava konusu işlem tebliğ edilmemiştir. Bu sebeple, dava konusu işleme ilişkin sair itiraz sebeplerimizi saklı tutarız.

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ve yapılacak yargılama sonucunda re’sen göz önüne alınacak nedenler ile;

Dava konusu, … Kaymakamlığı Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu’nun … tarih ve 2018/… sayılı kararının öncelikle yürütmesinin durdurulmasına,

Yargılama sonunda dava konusu işlemin iptaline,

Yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı idareye tahmiline karar verilmesi, bilvekale arz ve talep olunur. Saygılarımla.

DAVACI VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin