Fetö/Pyd Terör Örgütünden Tutuklamaya İtiraz Savunma Dilekçesi

ARTVIN SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE

SAVCILIK S. NO___:2017/
SORGU NO________: 2018/

Tutuklamaya İtiraz Eden

ŞÜPHELİ________________:

MÜDAFİİ________________:

KONU___________________: …….Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2017/…… Sorgu  27/12.2017 tarihli Adli kontrol karina itiraz edilmiş X Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2017/…… D Is.  03.01.2018 tarihinde tutuklanmıştır. TUTUKLAMA KARARININ İTİRAZEN KALDIRILARAK müvekkilin serbest bırakılmasına ilişkin  talebimizdir.

AÇIKLAMALAR

Müvekkil hakkında Silahlı Terör örgütüne Üye Olma suçlamasından soruşturma başlatılarak müvekkilin terör örgütüne üyeliği konusunda somut delillerin olduğu iddia edilmiş ve hakkında tutuklama kararı verilmiştir.

 Müvekkil hakkında atılı suçlamanın somut herhangi bir dayanağı bulunmamaktadır. Zira,

Kişinin Silahlı Terör Örgütü Kurucusu, Yönetici veya Üyesi olma suçunun oluşması için, TCK 302 ve devamı maddelerindeki “SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GERÇEKLEŞTİRECEĞİ VEYA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ  SUÇU İŞLEME AMACINI BİLMESİ VE  AMAÇLARIN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTEMİŞ OLMASI” SOMUT DELİLLERLE ISPATLANMALIDIR. Aksi halde örgütün bu suçları işleme amacından habersiz olan müvekkilin bir şekilde bu YAPI ile temasta bulunmuş olması  atılı suçun oluşması için yeterli değildir.

Müvekkil 27/12/2017 tarihinde tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edilmiş Sulh Ceza Hakimliği müvekkil hakkında daha önceki adli kontrol kararını 3 güne çıkararak müvekkili adli kontrol şartıyla serbest bırakmış karar henüz müvekkile tebliğ edilmeden savcılığın itirazı Uzerlerine tutuklanmıştır. Aradan gecen 5 günlük sure zarfında dosyada herhangi bir değişiklik olmamıştır.

FETÖ Mensupları (İHANET TABAKASI) ile Cemaat mensupları (İBADET TABAKASI) arasındaki ayrımın oluşturulması tutukluluk durumunun sağlıklı değerlendirilebilmesinin ön şartıdır. Bunun için aşağıda belirtilen siyasi sürece değinme gereği duyuyoruz.

Fetullah Gülen Cemaati Ülke siyasetinin, kaynaklarından büyük destek alarak Türkiye Cumhuriyetinde’ki şimdiye kadar gelmiş geçmiş en güçlü Cemaat yapılanması haline gelmiştir. Bu yapı 17/25 Aralık 2013 tarihine kadar Hükümet Yetkilileri tarafından desteklemiş, Fetullah Gülen Cemaatine ait Türkçe Olimpiyatlarına katılım teşfik edilmiş, Hükümet yetkilileri tarafından Fetullah Gülen’e Hoca Efendi seslenişiyle mersiyeler dizilmiş, okyanus ötesine selamlar gönderilmiş,

Hükümet tarafından desteklenen  bu yapı Türkiye Cumhuriyeti’nin %99 unu oluşturan Müslüman halk tarafından çoğunlukla itibar görmüş, dershane, okul, sohbetler, bağışlar, organizasyonlara toplum da rağbet etmiştir.  Müvekkil üniversite sınavını kazanıp Karabuk`e gittiğinde ailesinin maddi durumu nedeniyle FETO/PDY örgütüne ait olan evlerde ücretin uygun olması nedeniyle kalmıştır. Okulu bitirdikten sonra yapıyla hiçbir bağı bağlantısı kesinlikle kalmamıştır.

27 Mayıs 2016 tarihinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kırşehir’de Ahilik Haftası kutlama programında 26 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşen MGK toplantısına dair şu ifadelere yer vermiştir: “Yeni bir karar daha aldık, legal görünüm altındaki illegal terör örgütü dedik, fetullahçı terör örgütü olarak tavsiye kararı aldık ve hükümete gönderdik ve hükümetten de bakanlar kurulu kararını bekliyoruz ve bunların terör örgütü olarak tescilini de gerçekleştireceğiz. Ve bunlar PYD neyse YPG neyse PKK neyse,bunlarda  aynı kategoride yargılanma süreci içerisine girecekler.”

Cumhurbaşkanımızın ifadeleri ışığında o tarih itibariyle henüz ortada tescillenmiş bir terör örgütü olmadığı ve miladın 17-25 Aralık kabul edilmesinin mümkün olmadığı hususu tespit olunmuştur.

Bu durum şunu göstermiştir. Devlet erkanında Cumhurbaşkanımız haricinde Bakanlar Kurulu dahil hiç bir devlet büyüğü,  bu yapının DEVLET ALEYHİNE (Darbe Girişimi gibi) bir eylem gerçekleştireceğini öngörememiş, bu hususta karar dahi alamamışlardır.

Özetle Belirtilmelidir ki; bu yapıya dini saiklerle bağlı olan kişiler için MİLAT 17/25 ARALIK 2013 tarihi Kabul edilemez. Zira bu yapı; Devletimize karşı gerçek yüzünü 15 Temmuz 2016 tarihindeki kalkışması ile göstermiştir. Kast unsurunun bu tarih itibari ile dikkate alınması gerekir.

Müvekkilin FETÖ/PDY olarak adlandırılan yapı içerisinde değil, Cemaat yapısı olarak gördüğü yapı içerisinde Dini ve ailesinin ekonomik nedenleri ile yer aldığı görülmektedir. Müvekkilin Terör Örgütünün yazışma programı olan BYLOCK kullandığı belirtilerek tutuklama kararı vurgulanmıştır. Müvekkilim, telefonuna bu program yüklenirken terör örgütüne üyelik saiki ile hareket etmemiştir.  Ayrıca Müvekkil yapılan sorgu ve ifadelerinde BYLOCK programının ne şekilde kimler tarafından yüklenildiğini açıkça belirtmiştir.

Kullanılan bylock gibi şifreli programların Fetullahçı Terör Örgütüne üyelik kapsamında mı yoksa Cemaat bünyesinde mi kullanıldığının değerlendirilebilmesi için içeriklerinin gelmesi zorunludur. Bu süre zarfında şüpheden sanık yararlanır ilkesi egemen olmak zorundadır.       Cemaat bünyesinde  bu programların yaygınlaşarak sempatizanları tarafından kullanılması hususunda, iletişim ağı kapsamında yapılan yazışmaların, devlet aleyhine suç unsuru içermeyen dua gibi paylaşımların,  17/25 Aralık sonrası siyasi otorite tarafından baskı altına alınan tüm yapı mensuplarınca  gizlilik unsuru içermesi özelliğine dayanılarak yalnızca programın yüklemesinin hukuki olarak FETÖ/PDY kapsamında değerlendirilemeyeceği muhakkak ki kabul görecektir.

FETÖ (İhanet) şebekesinde bulunan kişilerden bu programları kullananlar tespit edilerek,  devlet aleyhine hangi suç niteliğindeki yazışmalar yaptığının ıspat edilmesi suçlu/suçsuz ayrışmasını sağlayacaktır. Örneğin; KPSS’de çalınan sorular bu program üzerinden dağıtılması ihtimali gibi, polisler, hakim-savcılar, akademisyenler gibi hususlarda terfi işlemleri, Devlet aleyhine propaganda yapılması, Devletin gizli bilgilerinin ifşası, Darbe girişimine ilişkin paylaşımlar vs. şeklinde ihanet şebekesine katılanlar kullandıkları program nedeni ile değil işledikleri suç nedeni ile cezalandırılacaklardır. Çünkü programın yüklenmesi tek başına suçun işlenmesine elverişsizdir.

***FETÖ/PDY’nin çatı iddianamesinde de ayrım yapılması yönünde vurgu yapıldığı görülmektedir.

Neticede bu ceza normlarının temel ilkesi olan Suçların ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, “hiç kimse bir başkasının fiili nedeni ile cezalandırılamaz” kuralının da uygulanabilirliğini gösterecektir.

Her türlü istihbari bilgiye sahip devlet büyüklerinin kandırılabildiği bir sistemde, 15 temmuz darbe girişimine kadar Allah rızası için Cemaat (ibadet) yapısına bağlı olduğunu düşünen, Ülke siyaseti ve yapının üst düzey isimleri arasındaki kavga ile doğrudan bir ilgisi olmayan vatandaşın kandırılması kaçınılmaz görülmelidir. Zira devlet büyüklerinin “DİN” adı kullanılarak kandırıldıkları söylemleri mevcuttur. 15 Temmuz Darbe Girişiminde gerçek yüzünü orta döken FETÖ/PDY’yi bu tarihe değin terör kapsamında tescil edemeyen DEVLET, FİİLEN SUÇA KARIŞMAMIŞ, SİLAH UNSURUNDAN HABERSİZ VATANDAŞLARINI KORUMALI ve KAZANMALIDIR. Kurban etmemelidir. BU ADALETİN, YARGIYA OLAN GÜVENİN VE TOPLUMSAL BARIŞIN GEREĞİDİR.

Tutuklama tedbiri istisnai bir tedbirdir. Müvekkilimin hayatını olumsuz etkileyecektir. İddianameler aylarca hazır edilememektedir. Bu makul sürede ve adil olarak  yargılanma hakkına da zarar vermektedir. Müvekkilimin samimi beyanlarda bulunmuş,27/12/2017 tarihinde ek ifade için çağrıldığında  bizzat emniyete kendisinin gelerek teslim olması kaçma şüphesini tamamı ile ortadan kaldırmıştır.

Müvekkil yaklaşık 1 yıldır adli kontrol tedbirine tabi tutulmuş bu sure zarfında eksiksiz olrak adli kontrol hükümlerine uymuştur. Müvekkilin kaçma başkaları üzerinde baskı kurma ve delileri karartma şüphesi yoktur. Belirttiğimiz ve re’sen dikkate alınacak tüm nedenlerle birlikte müvekkilin adli kontrol altına alınarak tahliyesine karar verilmesini talep ederim.

TALEP ve SONUÇ__________: Yukarıda belirttiğim ve re’sen dikkate alınacak diğer hususlardan dolayı müvekkilin tutuklama kararının itirazen kaldırılarak müvekkil şüphelinin SERBEST BIRAKILMASINA, Müvekkilin emniyetteki ve 27/12/2017 tarihli Sulh Ceza Hakimliğindeki samimi beyanları nedeni ile tutukluluğun ölçülü olmadığı, ayrıca atılı suçun vasfının lehine değişme ihtimalinin bulunması,  nedenlerinden dolayı müvekkilin uygun görülecek adli kontrol ile serbest bırakılmasını saygı ile arz ve talep ederim.

                                                                                                Tutukluluğa İtiraz Eden

                                                                                                Şüpheli Müdafi


Fetö Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi -2


SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

SORGU NO:

SORUŞTURMA NO……….. :

İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ….: 

MÜDAFİİ…………………….: 

KONUSU……………………..:  2.Sulh Ceza Hakimliği’nin tarihli      Tutuklama  Kararının İTİRAZEN kaldırılarak, şüphelinin tutuksuz yargılanmasına karar verilmesi istemidir.

İTİRAZ NEDENLERİMİZ      :

 

1-    Şüphelinin Tutuklanmasında CMK 100’deki koşullar oluşmamıştır. Ayrıca kaçma ve delilleri karartma şüphesi de yoktur.Sabit ikametgah sahibidir.Şüphelinin tanıklar, mağdur veya başkaları üzerinde baskı kurma olasılığı da yoktur. Zira mağduriyetin giderilmesi için çabalamaktadır.

2-  Şüphelinin FETÖ/PDY örgütüne üye olduğuna yada örgütün eylemlerine katıldığına dair dosyada delil yoktur.Şüpheli öğrencilik yıllarında FETÖ/PDY örgüt evlerinde kalmamıştır.Şüpheli FETÖ/PDY yapılanması  legal görünümünde gösterilirken iyiniyetli olarak bir öğretmen arkadaşının eşi prim kazansın diye insani amaçla BankAsya dan hesap açtırmış olup herhangi bir para yatırmamıştır. Gerek karakol ifadesinde gerekse sorguda üyesi olduğu AKTİFSEN öğretmen sendikasının örgüt sendikası olduğunu bilmediğini sadece sosyal haklardan faydalanmak için söz konusu sendikaya üye olduğunu beyan etmiştir. Söz konusu yapının bir terör örgütü olduğunuda herkes gibi 15 temmuz 2016 sonrası anlamıştır.

3-   Tutuklama kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesindeki koşullarla, Anayasa’nın 19/3 hükümleri de dikkate alınarak verilmelidir. Bu koşulların şüpheli bakımından oluşmadığı kanısındayız.   Tutuklama en son tedbirdir

 

4-   CMK 109’daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Mahkeme,öncelikle adli kontrolü uygulamadan tutuklamaya hükmetmemelidir. AİHM de içtihadlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiği ifade edilmektedir.

5-   Şüphelinin ne Aktifsen üye olmasında  ne de Bankasya dan hesap açtırmasında örgüt adına işlem yapma kastı ve  niyeti yoktur.Bunların örgüt banka ve sendikası olduğunuda bilmemektedir.belirtilen sebeplerden dolayı şüphelinin tutuksuz yargılanması gerekmektedir.

HUKUKİ NEDENLER ….: CMK,TCK, AİHS, ANAYASA ve Sair mevzuat

SONUÇ ve İSTEM ……..: Yukarıda belirttiğim ve re’sen nazara alınacak nedenlerle ;

1-) Şüpheli hakkındaki tutuklama kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI ve şüphelinin tutuksuz yargılanmasına karar verilmesini,

2-) Mahkeme aksi görüşte ise, tutuklama kararının CMK 109 vd hükümleri gereğince‘’adli kontrole’’ çevrilmesini; Şüpheli müdafii olarak saygılarımla arz ve talep ederim. 05/12/2018

                                                                   İtiraz Eden

Şüpheli Müdaafii

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

  • İlk yayınlanma tarihi: 20 Ekim 2018

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize WhatsApp'tan ulaşın!