Cinsel Saldırı Mağdur İstinaf Dilekçesi

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

ADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

KATILAN :

VEKİLİ :

KATILAN : AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR İL MÜDÜRLÜĞÜ

SANIK :

KONU : Yerel mahkemenin vermiş olduğu X sayılı X tarihli kararının usul ve esas bakımından hukuka aykırı olması sebebiyle kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi istemidir.

AÇIKLAMALAR:

Adana Asliye Ceza Mahkemesi’nin X Sayılı ve X tarihli kararı, süre tutum dilekçemiz akabinde tarafımıza X tarihinde tebliğ edilmiştir. Sayın Mahkemenizin yukarıda numarası yazılı dosyasından verilen karar, usul ve yasaya aykırı olduğundan karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvuruyoruz:

X tarihinde sanığın katılanın ikametgahının önüne gelerek katılan kendi konutuna girdiği sırada arkasından habersiz bir şekilde konut içerisine girip katılanı zorla yatak odasına götürerek cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiği olayda;

Sanık, katılanın arkadaşının eşi olup daha önceden birebir tanışıklıkları bulunmamaktadır. Müvekkil yalnızca sanığın eşini tanımakta olup sanığı eşinin yanında görmüştür. Olay günü katılan cep telefonu ile kapısının önünde konuşurken sanık katılanın yanına gelip kendisini tanıtarak konuşmak istediğini belirtmiş, bunun üzerine katılan sanığı eve davet etmenin doğru olmadığını düşündüğü için kendisine evden montunu alıp gelene kadar beklemesini söylemiştir. Ancak sanık katılanın arkasından izin almadan habersiz bir şekilde konuta girmiş, katılan bunun üzerine arkadaşının eşi olması nedeniyle başta ses çıkarmayarak iyi niyet gösterip ayıp olmasın diye kendisine kahve ikram etmiştir. Ancak sanık müvekkile fiziksel temasta bulunmuş, müvekkilin uyarılarına kulak asmamıştır. Daha da ileri giderek fiziksel gücünü kullanıp katılanı bu defa yatak odasına zorla götürerek pantolonunu çıkartmış, cinsel saldırı eylemini gerçekleştirmiş ve müvekkil kendisini eşine söyleyeceğini beyan edince hızlı bir şekilde evden uzaklaşmıştır. Müvekkil ilk şoku anlattıktan sonra en kısa sürede polis merkezine giderek sanıktan şikayetçi olmuştur. Ancak okuma yazması bulunmadığı için kolluk görevlilerinin olayı tutanağa ne şekilde aktarıldığını görememiştir. Kolluk görevlilerinin katılanın ifadelerini olduğu gibi aktarmamasının neticesinde en önemli husus -suçun nitelikli halinin gerçekleşmiş olması- gözden kaçırılmış ve cumhuriyet savcısı iddianameyi TCK;102/1-1. fıkradan hazırlamıştır. Ancak somut olayda cinsel saldırı suçun nitelikli hali olarak TCK 102/2- “Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi” şeklinde gerçekleşmiştir.

Müvekkilin okuma yazması olmamakla birlikte olay tarihinde gitmiş olduğu hastaneye yaşadıklarını ve şikayetlerini anlatmasına rağmen almış olduğu hastane raporunda darp, sözlü ve fiziksel taciz iddiası ile kontrolleri yapılmış olup herhangi bir iç ve dış beden muayenesi yapılmamıştır. Müvekkil kendisini doğru ifade edemediği için sürekli mağdur olmaktadır.

Özellikle kadının toplum içindeki konumu dikkate alındığında bir kadının suça karşı koyması, durumu ilgili mercilere iletmesi kolay değildir. Kadının fiziksel dezavantajı bir yana ekonomik açıdan zayıf olan ve toplum baskısıyla sürekli tehdit edildiği durumlarda cinsel saldırıya fiziksel ya da hukuksal olarak karşı koyması neredeyse imkansızdır. Yargıtay’ın istikrarlı uygulamasına göre; suçun delili bulunmuyorsa ve mağdur kendisine yönelik eylemin gerçekleştirildiğini iddia etmekteyse, iftira atması için de bir sebep bulunmuyorsa, mağdurun tüm aşamalardaki samimiyetinden şüpheye düşürecek bir tutarsızlık görülmeyen anlatımları da var ise, bu beyana itibar edilmesi gerekmektedir.

“…Olay öncesinde tanışmayan ve sanıkla arasında iftira atmasını gerektirir bir neden veya husumet bulunmayan katılanın aşamalardaki istikrarlı ve samimi anlatımları ile beyanıyla uyumlu olup kendi ve sanık hakkında düzenlenen adli muayene raporlarının içerikleri, savunma, olayın ortaya çıkış şekli ve tüm dosya kapsamına göre suç tarihinde katılanın, merdivenlerden eve çıktığı sırada arkadan birinin hızlı şekilde çıktığını hissedip döndüğünde gördüğü sanığın, sol eliyle katılanın göğsünü sıkarak kendine doğru çektiği, birlikte 5-6 basamak aşağı yuvarlandıktan sonra katılanın bağırmasıyla paniğe kapılıp kaçmaya başlayan sanığın yardım çağrısı üzerine bina dışında olan tanıklar …tarafından yakalandığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, üzerine atılı suçtan dolayı 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 102/1. maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine hükmedilmesi, kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

(Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8866 E. 2017/3765 K. 11.09.2017 T.)

Müvekkil, sanığı daha önceden tanımadığı gibi kendisine iftira atması için hiçbir neden bulunmamaktadır. Aralarında herhangi bir husumet söz konusu değildir. Müvekkilin kendisini düzgün ifade edememesinin neticesi, somut olay iyice araştırılmadan nitelikli cinsel saldırı eylemini gerçekleştiren fail hakkında beraat kararı verilmesi olmamalıdır.

* * *

“…Kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli sebep bulunmayan mağdurenin tüm aşamalardaki samimi anlatımları, 5 gün mutad iştigaline engel olacak şekilde müessir fiile maruz kaldığını gösterir doktor raporu, tevilli sanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre, danışmanlık bürosu işleten sanığın iş bulmak için şehir dışından gelen mağdureyi otele yerleştireceği bahanesiyle geç saatlere kadar oyaladıktan sonra cebir ve tehdit kullanarak anal ve vajinal yoldan ırzına geçip sabaha kadar bürosunda alıkoyduğu, anlaşılmakla müsnet suçlardan sanığın cezalandırılması yerine yazılı gerekçelerle beraatine karar verilmesi…”

(Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2006/697 E. 2010/714 K. 09.02.2010 T.)

Yargıtay’ın mağdurun beyanının doğruluğunu sınarken başvurduğu kriterler (Mağdurun şikayette geç kalması, faille mağdurun suçtan önceki iletişimi, mağdurun anlatımlarındaki çelişkiler, faille mağdurun ilişki geçmişi, beyanın hayatın olağan akışına uygun olup olmaması, mağdur ile fail arasında husumet bulunup bulunmaması, mağdurun direnme/yardım isteme imkanı olan hallerde bu imkanı kullanıp kullanmadığı..)

dikkate alındığında; sayın mahkeme, katılanın hemen olayın akabinde polis merkezine giderek şikayetçi olması, sanık ile katılan arasında daha önceden herhangi bir husumet yaşanmaması, katılanın saldırı eylemine fiziksel gücü elverdiği ölçüde direnmesi gibi hususları göz ardı edip yeterli araştırmaları yapmayarak hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan somut gerçeklikten uzak bir hüküm kurmuştur. Kaldı ki katılanın kendi onuru ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması hayatın olağan akışına aykırılık arz etmektedir.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dairenizce resen gözetilecek hususlar ışığında;

Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine,

Ceza davasının istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep ederiz.

KATILAN VEKİLİ

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir