Cinsel İstismar Suçunda Mağdur Yönünden İstinaf-İtiraz

Cinsel istismar suçu ne yazık ki ülkemizde sıkça rastlanan bir suç türüdür. Cinsel istismar mağduru şikayeti neticesinde açılan kamu davasından istediği yönde bir sonuç elde edemez ise bu durumda yerel mahkeme kararına itiraz edecek bir diğer adıyla istinaf talebinde bulunacaktır. Av. Saim İNCEKAŞ tarafından paylaşılan cinsel istismar suçunda mağdur yönünden istinaf dilekçesini bu yazımızda sizlere sunduk.

Cinsel İstismar İstinaf-İtiraz Dilekçesi

ADANA … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRE BAŞKANLIĞI’NA

Gönderilmek Üzere

… AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO:

İSTİNAF TALEBİNDE

BULUNAN            :

VEKİLİ                  : 

KONU                   : Yerel mahkemenin vermiş olduğu …..sayılı …. tarihli kararının usul ve esas bakımından hukuka aykırı olması sebebiyle kaldırılarak  davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi istemidir.

TEBLİĞ TARİHİ:

İSTİNAF BAŞVURU GEREKÇELERİMİZ VE AÇIKLAMALAR :

  • Müvekkil çocuk yaşamış olduğu cinsel içerikli eylemleri olayın ilk gününden itibaren arada çelişki olmayacak şekilde beyan etmektedir. Sanığın belirttiği gibi bu olayın kurgu olduğunu düşündüğümüzde müvekkilimin yaşı itibariyle bu tutarlılıkta bir kurgu oluşturması beklenemez. Müvekkilim bir yetişkin gibi donanımlı olmadığı için yalana başvurmasını haklı gösterecek bir neden yoktur. Zaten yaşamış olduğumuz coğrafi bölge itibariyle ve müvekkilimin küçük bir ilçede yaşaması kendisine bu türlü bir eylemi isnat ederek anlatması son derece zordur. Müvekkilim hala olayın etkisinde olduğu için duruşmalara katılmamıştır.
  • İddianamede de belirtildiği üzere sanık müvekkilim hakkında alımlı bir öğrenci olmadığını söylemektedir. Kendisinden yaşça küçük ve öğretmeni olduğu bir çocuk hakkında bu şekilde tasvirde bulunması dahi manidardır. Sanık branşı gereği çocuklara spor öğretir iken dokunabilir ancak idrak çağındaki her çocukta bu dokunuşların hangi yönde olduğunu ayırt edebilecektir.
  • Diğer mağdur ….’ e yönelik eylemlerde sanığın söz konusu suçu işlediğini göstermektedir. Aynı arkadaş grubunda olmayan iki kız çocuğunun ortada herhangi bir husumet yokken öğretmenlerine böyle bir iftira attığı düşüncesi dayanaksız olacaktır. Sanığın ….’e yönelik eylemini arkadaşı tanık ….. farketmiş ve savcılık aşamasında “ şüphelinin …..’e masa tenisi öğretmeye çalışırken göğüslerine dokunup taciz ettiğinin farkına vardığını” beyan etmiştir. Öğrencilerin kovuşturma aşamasında beyanlarını değiştirmesi sanık lehine yorumlanmamalıdır. Aksi halde mağdur olan çocukların korunmayıp daha da mağduriyetine yol açılacaktır. Beyanlarını değiştiren öğrencilerin olayın sıcaklığı ile tüm bildiklerini anlattıktan sonra kovuşturma aşamasında değiştirmeleri bir baskının tezahürü olabilir. Zira dinlenen tanıklardan hiç birinin görgüye dayalı bilgisi olmayıp, sanığın tamamen suçtan kurtulmaya yönelik kendini aklanmak adına dinletilmiş tanıklardır. Zaten dinlenen bu tanıklar da sanığın böyle bir olayı yapmayacağı, iyi insan olduğuna yönelik beyanlarda bulunmuşlardır. Dolayısıyla dinlenen tanık beyanları doğrultusunda beraate kanaat getirilmesi suçun mağduru çocuğun güven duygusunu zedeleyip kendini toplumdan soyutlama gibi bir çok psikolojik bozuklukları beraberinde getirecektir.
  • Ayrıca sanık savcılıkta vermiş olduğu ifade de “ ….. odadan çıktığında kendisine …. diye seslendim, ben bu söylediklerimden hariç …..’e hiçbir şey sormadım “ demektedir. Yine aynı sanık birleşen dosya ……. tarihli duruşmada müvekkilime “ arkasından şşt fıstık diye bağırdım” diyerek beyanda bulunmuştur. Burada önemli olan ilk husus sanığın beyanları arasındaki çelişkiler. Sanık yapmış olduğu eylemden ceza alacağı endişesiyle, suçtan kurtulmak maksadıyla çelişkili beyanlarda bulunmaktadır. Önemli olan bir diğer hususta öğretmen olan sanığın öğrencisine fıstık diye seslenmesi. Aynı sanık müvekkilimi alımlı olmadığı için bakmadığını söylerken fıstık diyerek çağırmaktadır.

  • Sanığın müvekkilime yönelik eylemini müvekkilim ilk, okul arkadaşı tanık ….. ile paylaşmıştır. Tanığın mahkemece alınan beyanında da müvekkilimin olayı anlatırken ağlaması, sanığı tekrar gördüğünde tanığın arkasına geçip ürkek tavırlar sergilemesi müvekkilimin olayın etkisinde olduğunu göstermektedir. Yine tanık olay sonrası müvekkilimi ilk gördüğünde ağlamadığını ama yüzünün kızarmış olduğunu gözlerinin dolu olduğunu, tuvalete gittikten sonra ağlamaya başladığını söylemiştir. Oyuncu olmayan müvekkilim bunları kurgu olarak yaşamamıştır. Yerel mahkeme gerekçesinde tanık …..’ in beyanlarının çelişkili olduğunu belirtse de tanığın beyanlarında herhangi çelişki bulunmamaktadır. Tanık olay sonrası müvekkilimin sanığı gördüğünde arkasına geçtiğini, korktuğunu belirtmiştir. Sanık dahi savcılıkta vermiş olduğu ifade de olay sonrası 4 öğrenci ile karşılaştığını, ….. ile herhangi bir konuşması olmadığını, ……’in arka tarafında olduğunu doğrulamaktadır. Aralarında herhangi bir olay geçmeyen öğretmen ve öğrenci, üstelik sanığın beyanına göre öncesinde oyun oynamış birlikte vakit geçirmiş çocuk daha sonrasında neden tedirgin davranışlar sergilesin?

  • Tanık …..’ ın beyanlarına katılmamaktayız. Tanık müvekkilimin savcılıkta vermiş olduğu ifade de bilirkişilik yapmıştır. Müvekkilimin, tanığın ifadesiyle “rahat davranışları, tepkisiz olması, olay ile örtüşmediğini, olayın etkisinde olmadığını” savcılıkta beyan etmeyip aradan zaman geçtikten sonra beyan etmesi çelişki oluşturmaktadır. Dolayısıyla tanığın beyanlarına itibar edilmemelidir.

  • Müvekkilim olay neticesi ürkek hareketler sergilemektedir. Müvekkilim 8. Sınıf öğrencisi olup sınavlara hazırlanması gerekmektedir. Ancak yaşamış olduğu travma nedeniyle dikkatini toplayamamaktadır. Küçük bir çocuğun öğretmen bildiği kişiden yaşamış olduğu eylem hayatını etkileyecektir. Soruşturma başında verilen beyanların kovuşturma aşamasında değişmesiyle sanık hakkında beraat kararı adalet ve hakkaniyeti zedeleyecektir.

  • Suça konu eylem genellikle de açık alanlarda değil, gizli ve kapalı alanlarda gerçekleşen cinsellik içeren eylemlerin içeriğini anlamakta, yalnızca mağdurun beyanı yetinilmesi gerekmektedir. Yerel mahkeme müvekkilimin olaydan kısa bir süre sonra arkadaşları ile birlikte okuldan sakin bir şekilde ayrılmasını olayın yaşanmadığına gerekçe göstermiştir. Müvekkil olayın ardından arkadaşına ağlamış daha sonra okuldan ayrılırken sanığı görmüştür. Yaş itibariyle küçük olan müvekkilimin olayın sanığı ile karşılaşması küçük açısından tedirginlik yaşatıp, şok etkisi yaratabilmektedir.

SONUÇ ve İSTEM    : Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dairenizce re’sen gözetilecek hususlar ışığında;

  • Yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine
  • Ceza davasının istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep ederiz. tarih

İstinaf Yoluna Başvuran

  • İlk yayınlanma tarihi: 21 Eylül 2020

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize WhatsApp'tan ulaşın!