Çekte Tahrifat
ÇEKTE TAHRİFAT, ÇEKTE OYNAMA YAPILMASI, ÇEK VASFININ YİTİRLMESİ
Çek üzerinde oynama, tahrifat yapmak yani hile ile bazı bilgileri değiştirmek ‘Resmi Belgede Sahtecilik’ suçunu oluşturmaktadır.Çekte tahrifat yapmak çek vasfının yitirlmesine neden olmaktadır.Çekte yapılan değişiklik sonucu çekin geçerliliğini yitirmemesi için paraf atılması gerekmektedir.Paraf atılan yerde geçerli bir imza olmalıdır, aksi taktirde bu husus bir suç oluşturmaktadır.
ÇEKİN ÖDEME TARİHİNDE , ÇEKİN VADESİNDE TAHRİFAT-OYNAMA
Çek ödeme tarihinde yani çekin vade tarihinde değişiklik yapılması çekin ibrazının süresinde olup olmadığını etkilemektedir.Bu tarihte yapılan değişiklik sonucu bankaya yapılan müraacatın geçersiz olabilmesi söz konusu olmaktadır.
ÇEK VADESİNDE YAPILAN TAHRİFATIN-OYNAMANIN KANITLANMASI
Çek vadesinde değişiklik-tahrifat yapılarak çek icra takibine koyulmuş ise, yani çekin vade tarihinde oynama yapılarak daha erken bir tarihe çekilmiş ve bu şekilde icra takibine koyulmuş ise bu durumda icra takibine itiraz ederek çek üzerinde yapılan değişikliğin bilirkişi marifetiyle kanıtlanmasını talep etmeniz gerekmektedir.Bu süreci iyi ve deneyimli bir avukatla geçirmeniz önerilir.Aksi taktirde büyük hak mağduriyetleriniz doğacaktır ve malvarlığınıza haciz koyulması gibi durumlar söz konusu olacaktır.
Örnek Yargıtay Kararlarından Bir Kesit:
T.C. YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8343
KARAR NO : 2011/26386
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Tokat İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/02/2011
NUMARASI : 2010/179-2011/36
DAVACI : BORÇLU :P… K….
DAVALI : ALACAKLI :A… G…
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, takip dayanağı çekin keşide tarihinde değişiklik yapıldığını ve paraf atıldığını, ancak paraf imzasının müvekkiline ait olmadığını, keşide tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle takip dayanağı belgenin çek vasfını yitirdiğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir.
Mahkemece, 1999 tarihli içtihadımıza atıf yapılarak “keşide tarihindeki değişiklik ibrazın süresinde olup olmadığını etkiler. TTK.’nun 708 ve 720. maddelerinde öngörülen müracaat hakkının mevcut olup olmadığını belirler. Bilirkişi raporu doğrultusunda, çekteki keşide tarihi tahrif edilmeden önceki keşide tarihinin 25/06/2010 olması nedeni ile çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, keşide tarihinde yapılan tahrifatın çek vasfını etkilemediği” gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Dosyada bulunan 25.11.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, tahrifat öncesi çekteki keşide tarihi 25.6.2010 olup, üzerindeki paraf imzasının da keşideci borçluya ait olmadığı saptandığına göre, yukarıda anılan yasal düzenleme gereği bu tarihten önce çekin ibrazı mümkün değildir. Takip konusu çekin, üzerinde yazılı olan tarihten önce 8.3.2010 tarihinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olması, 5941 Sayılı Çek Yasasının geçici 1/5 maddesine aykırı olup, mahkemece bu nedenle takibin iptali gerekirken eksik inceleme ile somut olaya uymayan Dairemiz içtihadına atıf yapılarak şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
Daire: 11. Ceza Dairesi
Tarih: 08.12.2011
Esas No:2008/9269
Karar No:2011/23050
İlgili Maddeler: Çekte sahtecilik TCK 204
İlgili Kavramlar: Banka görevlilerin çekteki sahte imzayı tanıması çekin geçerliliğini etkilemez
Dosyada sahteciliği iddia olunan çekin ön yüzünde “hamiline” yazılması gerekirken “halimene” yazılması ve çek bedelinin sonunda yazılı kısmın üstünden gidilerek “milyon” şeklinde rakamla yazılan miktara paralel olarak düzeltilmesinin Türk Ticaret Kanunu ile yasal unsurları belirlenmiş olan çekin geçerliliğini ortadan kaldırmayacağı, bu haliyle çekin yasal unsurlarının oluştuğu değerlendirilerek, sanıkların suç tarihinden önce fikir ve eylem birliği içerisinde oldukları, sanık Süleyman Aşnı’nın iddia konusu çeki yetkisi olmadığı halde keşide edip sanık Devrim Hümeyi Ataç’ın da şirket kaşesini vurup sanık Süleyman Aşnı’nın Kaşe üzerini imzalayarak bankaya ibraz etmesi karşısında; çek kesmeye yetkili Üzeyir Aşnı’nın rızası dışında sahte olarak düzenlenen çekin keşideci imzasını banka görevlilerinin tanıması nedeniyle sahte olduğunun anlaşılması çekin iğfal kabiliyetini ortadan kaldırmayacağı,
Suça konu çekin banka haricinde herhangi bir kimseye verilmesi durumunda tedavüle girmesi mümkün olup objektif olarak iğfal kabiliyetini haiz olduğu gözetilmeyerek, sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun bütün unsurları itibariyle oluştuğu ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK’nun 321nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.