ADANA ( ) AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA ESAS NO : 2019/… E.
ŞÜPHELİLER :
MÜDAFİİ : Av. Saim İNCEKAŞ
MÜŞTEKİ : (T.C.: )
KONU : Esasa ilişkin beyanlarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müvekkillerimiz adına hazırlanan 2019/…. No’lu iddianame 15/03/2019 tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiş olup, söz konusu iddianamede müvekkillerimize isnat edilen suçlara ilişkin beyanlarımızı süresi içinde sunuyoruz.
Şüpheli Merve …’a İsnat Edilen Suçlara İlişkin Beyanlarımız
Müvekkilimiz Merve … hakkında, azmettirme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, nitelikli yağma, konut dokunulmazlığı ihlali suçlarından iddianame düzenlenmiştir.
Tehdit suçuna ilişkin olarak;
Müvekkilimiz Merve …’ın oğlu olan Taylan … ile müşteki Serhan … arasında, harici araç alım-satımından doğan bir ilişki oluşmuştur. Bu ilişkinin sonunda borçlusu Serhan … olan, 10/02/2017 düzenleme, 15/03/2018 ödeme tarihli 18.000,00 TL bedelli, Merve … emrine düzenlenmiş ve arkasında Merve … cirosu bulunan senet, Serhan … tarafından müvekkilimiz Merve … verilmiştir.
Bu tarihten sonra, müvekkilimiz Merve … ve ailesi maddi olarak zorluk yaşamaya başlamışlardır. Öyle ki, bazı günler günü tek bir öğün yemek yiyerek bitirdikleri olmuştur. Bu süreçte müvekkilimiz, alacaklarını tahsil etmek için Serhan … ve diğer alacaklı olduğu kişilerle iletişim kurmuş, ancak bunlardan bir sonuç alamamıştır. Üstelik Serhan …, müvekkilimizin zor durumda olduğundan bahisle alacağını istemesi karşısında kendisine alaycı şekilde yaklaşmış ve küçük düşürücü ifadeler kullanmıştır. Maddi imkansızlıklardan bunalan müvekkilimiz, son çare olarak alacağını tahsil etmek için tabiri caizse defalarca yalvardığı ancak sonuç alamadığı müşteki Serhan … arayarak parayı bir an önce vermesini, aksi takdirde senedi mafyaya vereceğini söylemiştir.
Tüm bu izah ettiğimiz durumlardan anlaşılacağı üzere, müvekkilimiz Merve …, maddi imkansızlıklar karşısında alacağını tahsil etmeye çalıştığı müşteki Serhan … kendisine yönelik alaycı ve küçük düşürücü ifadeleri nedeniyle iddianamede üzerine atılı bulunan tehdit fiilini gerçekleştirmiştir. TCK’nın “Haksız Tahrik” başlıklı 29. Maddesi’nde, “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, … verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” hükmü bulunmaktadır. Maruz kalınan haksız bir fiile tepki olarak tehditte bulunulması halinde, şartları varsa haksız tahrik indirimi uygulanabilir. Yargıtay verdiği kararlarda, borçlunun borcunu ödememesini, alacaklı yönünden haksız tahrik sebebi olarak kabul etmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 19/01/2016 Tarihli, 2015/203 E., 2016/2 K. Sayılı İlamı
“ … ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaadlerde bulunulması, borcun istenmesi sırasında alaya alma, hakaret etme gibi davranışların haksız tahriki oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün olmakla birlikte …”
Yukarıda izah olunan nedenlerle, müvekkilimiz Merve … üzerine atılı tehdit suçundan haksız tahrik hükümleri çerçevesinde hüküm kurulmasını talep ediyoruz.
Azmettirme suçuna ilişkin olarak;
Müvekkillerimizden Edip … ile Merve … daha önceden tanıştırlar. Bir sohbet esnasında; Merve …, Edip …’ya borçlusu Serhan … olan senetten bahsetmiş ve alacağını tahsil edemediğini söylemiştir. Edip …’nun bu konudaki yardım taleplerini reddeden Merve …, kendisinin halledeceğini dile getirmiştir. Ancak söz konusu senet, Edip … tarafından gizlice alınmış ve Merve …’tan habersiz şekilde Serhan …’ın evine gidilmiştir. Savcılık tarafından iddianamade belirtildiği üzere, Serhan …’ın Merve …’ı telefonla arayıp senedi neden mafyaya verdiğini sorması üzerine şaşıran ve bunu yapanın söz konusu senetten bahsettiği tek kişi olan Edip … olduğunu anlayıp, gayet ılımlı bir yaklaşımla, “Ben hallederim, telefonu Edip’e ver.” diyen Merve …, bunu kendisinin halledeceğini, neden böyle bir işe kalkıştığını kendisine sormuştur. İddianamede belirtildiğinin aksine müvekkilimiz Merve … telefonda Edip …’ya herhangi bir suç işleme talimatı vermemiş olup, bilakis bunu kendisinin halledeceğini söylediği ve dolayısıyla Edip …’nun oraya gitmesinde bir dahli bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda izah olunan nedenlerle, müvekkilimiz Merve …’ın üzerine atılı azmettirme suçundan beraatini talep ediyoruz.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, konut dokunulmazlığı ihlali suçlarına ilişkin olarak;
Söz konusu suçların müvekkilimiz Merve … tarafından işlendiğine dair, soruşturma sırasında herhangi bir delil bulunmamıştır. Yukarıda diğer suçlara ilişkin olarak açıkladığımız durumlar çerçevesinde de, müvekkilimizin ilgili suçları işlemediği açıktır. Dolayısıyla, müvekkilimiz Merve …’ın üzerine atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, konut dokunulmazlığı ihlali suçlarından ayrı ayrı beraatini talep ediyoruz.
Şüpheliler Mehmet … ve Edip …’ya İsnat Edilen Suçlara İlişkin Beyanlarımız
Müvekkilllerimiz Mehmet … ve Edip … hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, nitelikli yağma, konut dokunulmazlığı ihlali suçlarından iddianame düzenlenmiştir.
Öncelikle, iddianamade müvekkillerimiz Mehmet … ve Edip …’ya isnat edilen suçlara ilişkin olarak tek delil müşteki Serhan …’ın beyanlarıdır. Söz konusu beyanlar gerçeklikten uzak, doğruları çarpıtıcı niteliktedir.
İsnat edilen suçların işlendiği iddia edilen tarihte, müvekkilimiz Mehmet …, yakın arkadaşı olan müvekkilimiz Edip … tarafından “Bir işimiz var.” denilerek çağırılmıştır. Daha sonra birlikte müşteki Serhan …’ın evine gitmişlerdir. Burada kapıyı açıp kim olduklarını soran Serhan …’a, Edip … bir alacak meselesi olduğunu ve kendilerini Merve …’ın gönderdiğini söylemiştir. Panikleyen ve “Siz mafya mısınız?” diye soran Serhan …’a, Edip … gayet sakin ve ılıman bir yaklaşımla, “Hayır, biz Merve …’ın yakınlarıyız. Kendisi maddi olarak çok zor durumda, seninle konuştuğunu ancak sonuç alamadığını söyledi. Bir de biz konuşalım, belki ikna ederiz diye geldik.” cevabını vermiştir. Bu konuşmanın üzerine müvekkillerimiz, Serhan … tarafından içeri davet edilmişlerdir. Daha sonra, müvekkillerimiz Edip … ve Mehmet …, Merve …’ın maddi olarak zor durumda olduğunu, söz konusu alacağa çok acil şekilde ihtiyacı olduğunu söylemişler ve ödemeyi bir an önce yapmasını istemişlerdir. Bunun üzerine müşteki Serhan …, tıpkı Merve …’la olan konuşmasında olduğu gibi alaycı ve küçük düşürücü ifadeler kullanmış ve “Muhattabım siz değilsiniz.” diyerek müvekkillerimizin ılıman ve dostane yaklaşımına tam zıtlıkla cevap vermiştir.
Daha sonra; Serhan … iddianamade de belirtildiği üzere Merve …’ı aramıştır. Öncelikle bu konuşmaya ilişkin olarak bir hususa değinmek istiyoruz. İddianamede belirtildiği gibi, müvekkillerimiz gerçekten konut dokunulmazlığı ihlali yapan, tehditler savuran kişiler olsaydı, müvekkillerimizin söz konusu telefon görüşmesine izin vereceklerini düşünmek, hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edecektir. Söz konusu telefon görüşmesinde, Serhan … daha önce kendisini mafyayla tehdit etmiş bulunan Merve …’a, neden böyle bir şey yaptığını sormuştur. Bunun üzerine şaşıran ve bunu yapanın söz konusu senetten bahsettiği tek kişi olan Edip … olduğunu anlayıp, gayet ılımlı bir yaklaşımla “Ben hallederim, telefonu Edip’e ver.” diyen Merve …, bunu kendisinin halledeceğini, neden böyle bir işe kalkıştığını kendisine sormuştur. “Ben hallediyorum.” diyerek telefonu kapatan Edip …, Serhan …’a dönerek yeniden yalvarır nitelikte cümlelerle ödemeyi yapmasını istemiştir. Ancak bundan da bir sonuç alamayacağını anlayan müvekkilimiz Edip …, sehpanın üzerinde duran araba anahtarlarını göstererek, “Arabayı bize ver, borcunu ödeyince geri alırsın.” teklifinde bulunmuştur. Buradaki tek amacı, söz konusu hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil etmektir. İddianamade belirtildiğinin aksine herhangi bir yağma amacı bulunmamaktadır. Bunun üzerine sinirlenen ve müvekkillerimize karşı hakaret ve tehditler savuran Serhan …, masanın üzerinde bulunan bıçağı alarak müvekkillerimize rastgele savurmaya başlamıştır. İki kişi olmanın verdiği üstünlükle bıçağı elinden alan müvekkillerimiz, zarar vermek maksadıyla peşlerinden gelmesini engellemek için müşteki Serhan …’ı evindeki sandalyeye bağlayarak olay yerinden ayrılmışlardır. TCK’nın “Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali” başlıklı 25. Maddesi’nin 1. Fıkrası’nda, “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” hükmü bulunmaktadır. Müvekkillerimizin gerçekleştirdiği eylemin, söz konusu kanun hükmü çerçevesinde meşru müdafaa olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Müvekkillerimiz olay yerinden ayrılırken, Serhan …’a ait arabanın anahtarını almışlardır. Buradaki amaç, yukarıda belittiğimiz üzere, alacağın tahsilini sağlamaya yöneliktir. TCK’nın “Daha Az Cezayı Gerektiren Hal” başlıklı 150. Maddesi’nin 1. Fıkrası’nda, “Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü bulunmaktadır. Müvekkillerimizin gerçekleştirdikleri eylemin, söz konusu kanun hükmü çerçevesinde değerlendirilmesini talep ediyoruz.
İddianamede yer alan ve tüm bu anlattıklarımıza aykırılık teşkil eden hususları kabul etmiyoruz. Müvekkillerimizin silahlı olduğu, tehditlerde bulundukları iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Bu konuda herhangi bir somut delil de bulunmamaktadır.
Yukarıda izah edilenler çerçevesinde, müvekkillerimiz Edip …’nun ve Mehmet …’ın haklarında isnat edilen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından ayrı ayrı beraatini; nitelikli yağma suçunda TCK m. 150/1 hükmü çerçevesinde hüküm kurulmasını; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda TCK m.25/1 hükmü çerçevesinde hüküm kurulmasını talep ediyoruz.
Şüpheli Halil …’e İsnat Edilen Suçlara İlişkin Beyanlarımız
Müvekkilimiz Halil … hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan iddianame düzenlenmiştir.
Öncelikle, müvekkilimiz Halil …’e isnat edilen suça ilişkin olarak tek delil müşteki Serhan …’ın ifadeleridir. Bunun dışında soruşturma aşamasında herhangi somut bir delil bulunamamıştır.
Müvekkilimiz Halil …, uzun bir süre önce toplumda mafya olarak bilinen bir oluşumun içinde yer almış, ancak kısa süre sonra bu oluşumla tüm ilişiğini kesmiştir. Bu durum, müvekkilimizin adının mafya ile anılmasına maalesef ki hala daha zemin oluşturmaktadır. Yukarıda diğer müvekkillerimiz ile ilgili beyanlarımızdan da anlaşılacağı üzere, müşteki Serhan …’ın ifadeleri delil olarak kullanılarak hazırlanan iddianamede belirtildiğinin aksine, diğer müvekkillerimiz tarafından Halil … ismi hiçbir zaman dile getirilmemiştir. Kanaatimizce bu husus, müşteki Serhan …’ın yaptığı hukuksuzluklara ve işlediği suçlara kılıf uydurma çabasından başka bir şey değildir. Yaşanan tüm olaylardan sonra, müvekkilimiz Merve … tarafından dile getirilen mafya kelimesinden hareketle bir senaryo üreten müşteki, müvekkilimiz Halil …’in adının mafya ile anılmasını kullanmak istemiştir. Zira, Halil …’in, Edip … ve Mehmet … ile herhangi bir bağı, yakınlığı ve arkadaşlığı bulunmamaktadır. Halil …’in, kendilerini müşteki Serhan …’ın evine gönderdiği ile alakalı da herhangi somut bir delil bulunmamaktadır.
Yukarıda izah ettiğimiz hususlar çerçevesinde, müvekkilimiz Halil …’in hakkında isnat edilen, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatini talep ediyoruz.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-) Müvekkilimiz Merve …’ın üzerine atılı tehdit suçundan haksız tahrik hükümleri çerçevesinde hüküm kurulmasını, azmettirme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, konut dokunulmazlığı ihlali suçlarından ayrı ayrı beraatini,
2-) Müvekkillerimiz Edip …’nun ve Mehmet …’ın haklarında isnat edilen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından ayrı ayrı beraatini; nitelikli yağma suçunda TCK m. 150/1 hükmü çerçevesinde hüküm kurulmasını; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda TCK m.25/1 hükmü çerçevesinde hüküm kurulmasını,
3-) Müvekkilimiz Halil …’in hakkında isnat edilen, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatini, vekaleten talep ediyoruz. 15.04.2019
SANIK MÜDAFİİ
Av. Saim İNCEKAŞ