Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? Adli kontrol kararının kaldırılması için cumhuriyet başsavcılığına dilekçe yazılmalıdır. “Adli Kontrol kararına itiraz” dilekçesi yazarak bu talepte bulunulabilir. Kanunda öngörülen birden fazla adli kontrol yaptırımı vardır. Adli kontrolün nevine göre farklı temelde itirazlarda bulunmalısınız. Dilekçenin temel mantığı suç tipi ve uygulanan kontrol arasındaki yarar ve orantılılığı ele almaktır.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi (İmza Kontrolü) -1-
ADANA SULH CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ: Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana
İSNAT EDİLEN SUÇ: Hırsızlık
ADLİ KONTROL KARARININ VERİLDİĞİ TARİH:
KONU: Adli Kontrol Kararına İtirazımızdır.
AÇIKLAMALAR
1-) Müvekkilimiz hakkında 13 tarihinde müşteki ….’nın evinde hırsızlık yaptığı iddiasıyla …… Ceza Mahkemesi’nin …/… E. …/… K. sayılı dosyasıyla dava açılmış olup, söz konusu davanın neticesinde yerel mahkeme kararıyla …/…/… tarihinde tutuklanmasını müteakip, soruşturmanın devamı sırasında tahliye edilmesine yönelik talebin reddine dair ………. Ceza Mahkemesinin kararına yapılan itirazın kabulüyle şüphelinin tahliyesine, ve akabinde de 5271 sayılı kanun maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracaat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına karar verilmiştir. (EK – 1)
2-) Müvekkilimiz 19 yaşını henüz tamamlamıştır ve yaşlı ve bakıma muhtaç annesiyle birlikte ikamet etmektedir. (EK-2) Ailenin ekonomik durumu son derece kötü olduğu gibi anne de evin geçimine katkı sunamamakta, müvekkilimize ekonomik olarak bağımlı halde yaşamaktadır.
3-) Açıkladığımız nedenlerle müvekkilimizin hafta içi mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracaat edip imza atması beklenen yarardan çok daha büyük mağduriyet ortaya çıkacaktır. Müvekkilimiz hali hazırdaki işini de zar zor bulmuş olup, bu durum işini aksatmasına ve belki de kaybetmesine sebebiyet verebilecektir. Açıkladığımız nedenlerle, müvekkilimiz hakkında verilmiş olan adli kontrol itiraz etmekteyiz.
HUKUKİ NEDENLER : 5271 S. K. m. 101, 105, 115.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, müvekkilimiz hakkında verilmiş olan adli kontrol kararına itiraz etmekle, Yüce Mahkemenizden itirazımızın kabulüne karar verilmesini talep etmekteyiz. …/…/…
EKLER:
1- Adana Ceza Mahkemesi dosyası ve adli kontrol karar örneği
2-İkametgah belgesi
3-Bir adet onaylı vekaletname örneği
Şüpheli Müdafii
Av Saim İNCEKAŞ
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi -2-
T.C. ADANA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE
Dosya No:
ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
KONU: Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin X SORGU sayılı dosya üzerinden X tarihinde müvekkilim hakkında verilen ADLİ KONTROL ALTINA ALINMASINA ilişkin karara itirazlarımızın sunulması ile söz konusu kararın kaldırılması talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
Şüpheli X hakkında verilen ADLİ KONTROL ALTINA ALINMASINA ilişkin karar haksız ve hukuka aykırıdır. Bu nedenle kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
Müvekkilim hayvancılık işiyle uğraşan ailesinin bulunduğu X yaylasına erzak götürmüş, dönüş yolunda otostop çeken şahsı tamamen iyi niyetinden aracına almıştır. Kendisini ‘Ahmet’ diye tanıtan X’ı daha önce hiç görmemiştir. Müvekkilimin polis kontrol noktasında aracını durdurduğu, X tarafından kendisine silah doğrultulduğu ve panik halinde 10-15 metre ilerleyip daha sonra durduğu ve şahıstan kurtulmak için arabadan atladığı görüntülerde de mevcuttur. Müvekkilimin üzerine atılı suça karıştığı yönünde dosyada yeterli delil yoktur.
Bu sebeple müvekkilim hakkında verilen ADLİ KONTROL ALTINA ALINMASINA ilişkin karar haksız ve hukuka aykırı olup kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan ve mahkemenizce re’sen gözetilecek durumlar karşısında 25.06.2016 tarihli şüpheli hakkında verilen ADLİ KONTROL ALTINA ALINMASINA ilişkin karara karşı itirazlarımızın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Sanık Müdafii
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi(Kasten Yaralama) -3-
ADANA 4. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ADANA 3. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO :
ADLİ KONTROL KARARININ KALDIRILMASI TALEBİNDE
BULUNAN(ŞÜPHELİ) :
MÜDAFİİ :
KONU : Adli kontrole itirazımızın kabulü isteminden ibarettir.
İTİRAZ NEDENLERİMİZ:
1)Şüpheli … ifadelerde de görüleceği üzere, müşteki eşi … boşanma isteğini kabul etmiş bunun üzerine müşteki eş sinir krizi geçirerek mutfağa yönelmiş, kesici alet almaya çalışmıştır. Şüpheli Veli Aydınlık, eşinin daha önce intihar girişiminde bulunması hasebiyle olası tehlikeleri önlemek için mutfağa girmesini engellemiştir.
2)Müşteki eş … mutfağa giremeyince öfkelenmiş ve eline cam kumbara alarak kırmış, cam parçalarıyla bileğini kesmeye çalışmıştır.Bunun üzerine şüpheli … elinden cam parçalarını alıp sakinleştirmek ve kendisine getirmek maksadıyla iki tokat atmıştır.
3)Müşteki kadın olay günü zaten böbrek ağrısı çekmektedir. Şüpheli eş … eşini hastaneye götürüp- getirdikten sonra bu olay gerçekleşmiştir. Dolayısıyla şüpheli …’ın müştekiye zarar verme kastından bahsetmek izahtan varestir.
4)Şüpheli … isnat edilen suç dışında hiçbir dosyası bulunmamaktadır. Müvekkil nakliyecilik işinde çalışmakta olup, işinin engellenmemesi maksadıyla adli kontrol kararının kaldırılması gerekmektedir.
5)Ayrıca Şüpheli … sabit ikametgah sahibi olup daha önceki evliliklerinden olan çocuklarına bakmak onların geçimini sağlamaktadır. İşinin aksamaması için Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin CMK 109/3-b hükmü gereğince ” Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak” adli kontrol tedbirinin kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle ve itirazımızın incelenirken resen göz önünde bulundurulacak nedenler karşısında, itirazımızın kabulü ile birlikte Antalya 3. Sulh ceza Hakimliği’nin … tarih ve … değişik iş sorgu sayılı kararı ile müvekkil hakkında uygulanan CMK 109/3-b md. düzenlenen adli kontrol tedbirinin kaldırılmasının kabulüne, aksi halde itirazın incelenmek üzere CMK 268/2 md. gereğince itirazı incelemeye yetkili mercie gönderilmesini vekaleten talep ederiz.
ŞÜPHELİ MÜDAFİİ
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi(İmza Kontrolü) -4-
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
İSNAT EDİLEN SUÇ: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
ADLİ KONTROL KARARININ VERİLDİĞİ TARİH:
KONU: Adli Kontrol Kararının Kaldırılması, Değiştirilmesi İstemidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Şüpheli 23.01.2019 tarihinde 12 soruşturma sayılı yazıyla adli kontrol istemiyle mevcutlu olarak sulh ceza hakimliğinde 14 sorgu numaralı dosyada sorgusu yapılmış bulunup adli kontrol kararıyla serbest bırakılmış bulunmaktadır.
2-) İki haftadır verilmiş olan her haftanın resmi tatil olmayan pazartesi ve cuma günleri sorumluluk bölgesinde bulunan polis karakoluna imza karşılığı başvurmak şeklindeki , adli kontrol tedbirine şüpheli uymuş bulunmaktadır. Adli kontrol tedbiriyle korunak istenen amacın geçici olma, vasıta olma hali göz önüne alınıp bu tedbirinin 3 gün şeklinde devamında korunmaya değer hukuki bir gaye bulunmamaktadır.
3-) Şüphelinin iki yaşında küçük bir kız çocuğu bulunmaktadır, bakımından tek başına sorumlu olup şüphelinin eşi Adıyaman Kapalı Ceza Ve İnfaz Kurumunda tutukludur. Küçük bir ilçe de yaşayan şüphelinin evi ve polis karakolu arasında doğrudan ulaşım sağlayacak vasıta bulunmamaktadır. Şüpheli imzaya haftanın üç günü iki yaşındaki küçük kızıyla birlikte Seyhan ilçesinin çetin hava koşullarına rağmen gitmiştir. Ya komşularından rica etmektedir ya da maddi durumu yetersiz olmasına rağmen taksi vasıtasıyla karakola gitmek zorunda kalmaktadır. Şüpheli ve kızı için bu durum tedbir olmanın ötesinde küçük kızı için külfet boyutunu aşmıştır.
4-) Açıkladığımız nedenlerle hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak ve yurt dışına çıkamamak şeklindeki adli kontrol kararlarından polis karakoluna haftanın üç günü imza karşılığı başvurmak şeklindeki kararın kaldırılmasını mümkün olmadığı takdirde haftada bir güne düşürülmesine ve yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verilmesini istemekteyiz. Bu doğrultuda verilecek kararla tedbir amacı gözetilip mağduruyeti şüphelinin bir nebze olsun giderilmesi sağlanacaktır. Soruşturma evresinde kaçma ve/veya delilleri ortadan kaldırma ya da gizleme gibi bir girişimde bulunacak durumda da şüpheli değildir, kendi halinde bir annedir. Adli kontrol kararının kaldırılması veya haftada bir güne düşürülmesi şüphelinin anne çocuk bağlarının daha fazla zedelenmemesi açısından da son derece faydalı olacaktır. Açıkladığımız nedenlerle, şüpheli hakkında verilmiş olan adli kontrol kararının kaldırılmasına, değiştirilmesine karar verilmesini mahkemenizden talep etme zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: 5271S.K. m.109,110,111; 5607 sayılı kanun 3.m5f vb.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığım nedenlerle, şüpheli hakkında verilmiş olan adli kontrol kararının kaldırılmasına mümkün olmadığı taktirde yurt dışı yasağının devamıyla birlikte haftada bir günü düşürülmesi yönünde karar verilmesini mahkemenizden saygıyla talep ederiz.
MÜDAFİ
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi(İmza Kontrolü) -5-
ADANA 6. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO:
ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDEN SANIK:
KONU: Adli Kontrol Kararına İtirazımızdır.
AÇIKLAMALAR:
1) Hakkımda verilen adli kontrole ilişkin karar hukuka aykırıdır kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
2) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde adli kontrol kararı verilebilmektedir. Tutuklama sebeplerinden biri kuvvetli suç şüphesinin varlığıdır.Hakkımda devam eden soruşturma dosyası görülecektir ki herhangi bir delil yer almamaktadır.Kuvvetli suç şüphesinin varlığından bahsetmek mümkün olmayacaktır.Diğer unsur ise kaçma ve delilleri karartma şüphesidir.Sabit ikamet ve iş sahibi olmam göz önünde bulundurulduğunda kaçma şüphemin olmadığı anlaşılacak olup SABIKAM dahi yoktur.
3) Ailemi geçindirmek için çalışmak zorunda olup sabah 7 :00 akşam 23:00 saatleri arası çalışmaktayım.Yoğun iş temposu yüzünden ve yaşamış olduğum yorgunluk sebebiyle bir kere imza yükümlülüğümü unuttum , cezaevine gitme korkusu içerindeyim.Söz konusu tedbir çalışma hayatımı ve sosyal hayatımı olumsuz etkilemektedir.
4-) Açıkladığımız nedenlerle şahsımın hafta içi mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracaat edip imza atması beklenen yarardan çok daha büyük mağduriyet ortaya çıkacaktır. hali hazırdaki işimi de zar zor bulmuş olup, bu durum işini aksatmasına ve belki de kaybetmesine sebebiyet verebilecektir. Açıkladığımız nedenlerle, aile birliğimin daha huzurlu olması amacıyla hakkımda verilmiş olan adli kontrol itiraz etmekteyiz.
HUKUKİ NEDENLER: 5271 S. K. m. 101, 105, 115.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, hakkımda verilmiş olan adli kontrol kararına itiraz etmekle, Yüce Mahkemenizden itirazımızın kabulüne karar verilmesini talep etmekteyiz.
Şüpheli
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi (Cumhurbaşkanına Hakaret) -6-
İSTANBUL SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SORGU NO:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
KONU: Adana Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen “Müvekkilin adli kontrol altına alınması” kararına karşı süresi içerisinde itirazlarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
Müvekkil hakkında “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlatılmış, İstanbul Hazırlık Bürosu’nun xxx tarih, xxx soruşturma sayılı yazısı ile Müvekkilin tutuklanması talep edilmiştir. Bunun üzerine Müvekkil hakkında İstanbul . Sulh Ceza Hakimliği’nin xxx Sorgu numarasıyla sorgu işlemi yapılarak öncelikle şüphelinin serbest bırakılmasına, ardından;,
– CMK m. 109 (3), a., b. maddesi uyarınca şüphelinin adli kontrol altına alınmasına,
– Şüphelinin her hafta pazartesi ve cuma günü saat 24:00’e kadar polis karakoluna düzenli olarak başvurmasına, ayrıca şüphelinin yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmiştir. Haksız ve hukuka aykırı bahse konu “Adli Kontrol” kararlarına karşı 5271 Sayılı CMK’nın m. 111-(2) uyarınca itiraz etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
Adli kontrol kararına konu edilen, esasen hiç vuku bulmamış vaziyetteki hadise, xxx günü, saat xxx sıralarında xxx üzerinde gerçekleşmiştir. Müvekkil, arkadaşıyla birlikte (xxxxx) sohbet ederek telefonunu tamirden almak için telefon tamircisine doğru yürüdüğü esnada bir anda bir polis memuru yanına gelerek “Cumurbaşkanına hakaret eden siz miydiniz?” diye sormuş, ardından 5 memur daha gelerek “MÜVEKKİLİN DUDAĞINI OKUDUKLARINI” söyleyip Müvekkilin tüm itirazlarına, böyle bir şeyi yapmadığını ve asla yapmayacağını beyan etmesine ve olayın tanığı olan arkadaşının da böyle bir durumun yaşanmadığını söylemesine rağmen, Müvekkile “gerizekalı” vs. şekilde hakaret ederek tutanak tutup imzalayarak kendisini xxx Polis Merkezi Amirliği’ne sağlık raporsuz şekilde teslim etmişlerdir.
Aynı gün xxx Polis Merkezi Amirliği’nde Müvekkilin avukat olmaksızın ifadesi alınmış; yine olayın şahidi olan, o gün Müvekkilin yanında olan arkadaşı xxx’nun da tanık olarak bilgisine başvurulmuştur.
Müvekkil ve olayın tanığı olan arkadaşı, ifadelerinde Müvekkilin iş yerindeki sıkıntılarından konuşarak yürüdüklerini, önlerinden geçen kortejin kime ait olduğunu bilmediklerini, Müvekkilin suça konu kelimeleri kesinlikle söylemediğini beyan etmiştir. Kaldı ki tutanağı tutan ve imzalayan “Cumhurbaşkanlığı Koruma Görevlileri” de Müvekkilin ettiği sözde hakareti duymamış, şahıslardan biri yalnızca Müvekkilin dudağını okuduğunu söylemiştir. Müvekkil kesinlikle böyle bir söz söylememişse de söylemiş olsa dahi kime ve hangi nedenle söylediğinin bir “dudak okuma” ile anlaşılamayacağı aşikardır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; Müvekkil sözde gerçekleşen olay esnasında güneş gözlüğü takmış haldedir; Cumhurbaşkanlığı araçlarının cam filmlerinin de var olduğu bilinmekle birlikte bu iki unsur bir araya geldiğinde Müvekkilin, Sayın Cumhurbaşkanının hangi araçta olduğunu bilemeyeceği, görmesinin mümkün olmayacağı da açıktır. Dolayısıyla, Müvekkilin bir gece gözaltında kalması dahi başlı başına trajikomik bir hadiseyken bu aşamada kendisi hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanması hukuka alenen aykırı niteliktedir.
Hakaret suçu; bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek biçimde bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle; onur, şeref ve saygınlığa saldırma şeklinde oluşmaktadır. Failin bir kişinin duyabileceği şekilde, yoklukta hakaret etmesi halinde suç oluşur. Bahse konu olayda ise Müvekkilin ettiği iddia edilen hakareti, birlikte sohbet ederek yürüdüğü arkadaşı dahil kimse duymamış, yalnız ondan uzakta olup hareket halinde olan bir şahıs Müvekkilin dudağını okuduğunu iddia etmiştir. Bununla birlikte bu suçun manevi unsuru genel kasttır. Buna göre TCK m. 299 uyarınca “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçunun oluşması için şüphelinin Cumhurbaşkanının sıfatını bilerek hareket etmiş olması gerekmektedir. Oysa bu vakıada Müvekkil ve tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere kortejin kime ait olduğu, araçların içinde kimin bulunduğu Müvekkil tarafından bilinmemektedir. Dolayısıyla ortada esasen vuku bulmuş “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçu oluşmadığı gibi yalnız “Hakaret” suçu dahi oluşmamıştır.
Müvekkil ve Müvekkilin eşi polis çocuğu olup kendileri bu memleketin parasıyla yetişmiş, vatanını can-ı gönülden seven kişilerdir. Müvekkilin aldığı aile terbiyesi, kendisinin bu şekilde sözler söylemesine başlı başına bir engel olup Müvekkilli tanıyan herkes bu sözlerin onun ağzından çıkmayacağını bilmektedir. Bırakın Sayın Cumhurbaşkanına, Müvekkilin herhangi bir kişiye karşı bu denli çirkin sözlerde bulunmayacağı aşikardır. Müvekkil en çok da bu hususun, böyle bir ithamla bir bütün günü gözaltında geçirmenin üzüntüsünü yaşamaktadır.
Müvekkil hakkında da uygulanan adli kontrol kararının uygulanabilmesi için, bilindiği üzere, CMK’nın 109. maddesinin göndermesiyle, adli kontrol kararı verilen kişi hakkında CMK 100. maddesi uyarınca tutuklama sebeplerinin varlığı gerekmektedir.
“Madde 100 – (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
c) Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
d) Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa…”
(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde,
tutuklama nedeni var sayılabilir: …” şeklinde olup bahse konu vakıada tanık ve Müvekkil dinlendiğinden ve ifadeleri baştan itibaren birbiriyle örtüştüğünden kendisi hakkında Adli Kontrol kararı verilmesini gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Bununla birlikte aynı maddenin 3. bendinde sayılan tutuklama yahut adli kontrol kararı verilmesini gerektiren sebepler arasında Müvekkilin suçlandığı “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçu da bulunmamaktadır.
Kaldı ki Müvekkil, 27 senedir aynı bölgede yaşamakta ve 8 senedir aynı iş yerinde çalışmaktadır. Dolayısıyla kendisi sabit ikametgaha sahip olduğundan, adli kontrol kararı kendisinin tüm hayatını olumsuz yönde etkileyeceğinden ve söz konusu suçun mahiyeti itibariyle ölçüsüz olduğundan adli kontrol kararının kaldırılması gerekmektedir. Zira bu karar Müvekkilin özel hayatını fazlasıyla olumsuz etkilemekte ve seyahat hürriyetini sınırlandırmakta olup ayrıca Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı niteliktedir. Sayılan nedenlerle bahse konu “Adli Kontrol” kararına karşı itiraz etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK ve sair mevzuat.
NETİCE-İ TALEP: Tarafımızca sayılan ve Sayın Hakimliğinizce re’sen takdir edilecek sebepler ışığında; Müvekkil iddia edilen suçu işlemediğinden, öncelikle kendisi hakkında CMK 109-(3),a.b. gereğince uygulanan “ADLİ KONTROL” KARARININ KALDIRILMASINA, Sayın Hakimliğiniz aksi kanaatte ise kendisinin haftada bir gün polis karakoluna başvurmasına karar verilmesini bilvekale saygıyla arz ve talep ederiz
ŞÜPHELİ MÜDAFİİ
EK: Vekaletname
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi(İmza Kontrolü – Yaralama) -7-
ADANA 2 SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
Gönderilmek Üzere
ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SORUŞTURMA NO:
SORGU NO:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
SUÇ:
KARAR TARİHİ:
KONU: Adli Kontrol Kararına itirazımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Müdafisi olarak görevlendirildiğim şüpheli yaralama suçunu işlediğinden bahisle 30/04/2019 tarihinde Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli kontrol talebiyle Sakarya 1 Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiştir. Mahkemece yapılan sorgulama neticesinde şüpheli hakkında en yakın kolluk kuvvetine haftanın Pazartesi ve Cuma günleri müracaat edip imza atması suretiyle adli kontrol altına alınması kararı verilmiştir.
Şüpheli ve Kemal isimli şahıs arasında 30/04/2019 tarihinde bir olay gerçekleşmiştir. Şüpheli müvekkil bu olayın asıl mağduru olan taraf olmuş, ciddi yaralar almıştır. Olayı Kemal isimli şahıs başlatmış, müvekkil yalnızca kendini savunma amaçlı hareket etmiştir. Karşı tarafı yaralama kastı bulunmamaktadır. Eylemleri meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmelidir. Dolayısıyla hakkında adli kontrol altına alınma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle şüphelinin haftanın pazartesi ve cuma günleri en yakın kolluk kuvvetine müracaat etmek suretiyle imza atması yaşı da gözü önünde bulundurulduğunda beklenen yarardan çok mağduriyet durumu ortaya çıkaracaktır.
Tüm bu nedenlerle şüpheli hakkında verilen adli kontrol kararının kaldırılmasını isteme zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK ve sair mevzuat
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklamış bulunduğumuz nedenlerle şüphelinin yaralama kastı taşımaması nedeniyle hakkında verilen adli kontrol altına alınma kararına itiraz ediyoruz. Sayın Hakimliğinizden adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.
ŞÜPHELİ MÜDAFİİ
Adli Kontrol Kararının Kaldırılması Talebi(İmza Kontrolü) -8-
ADANA 2. SULH CEZA SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
Gönderilmek Üzere
ADANA 1. SULH CEZA SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
Dosya No:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
İSNAT EDİLEN SUÇ: Bina İçinde Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında Hırsızlık, Mala Zarar Verme
KONU: Usul Ve Yasaya Aykırı Olarak Verilen Adli Kontrol Kararına İtirazlarımız Hk.
AÇIKLAMALAR
Yukarıda bilgileri verilen dosya kapsamında, müvekkilin üzerine atılı “Bina İçinde Muhafaza Altına Alınmış Eşya Hakkında Hırsızlık” ve “ Mala Zarar Verme ” suçları dolayısıyla aleyhine yapılan tutukluluk talebinin incelenmesi neticesinde; Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce, ../../…. tarihinde “yurtdışına çıkış yasağı” ve “ikametgahına en yakın bağlı bulunduğu karakola giderek haftada 2 gün Salı ve Cuma günleri saat 19:00’a kadar imza atmak” suretiyle adli kontrol tedbirine hükmedilmiştir. Verilen adli kontrol kararı usule, yasaya ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırıdır. Şöyle ki;
Müvekkil yürütülen soruşturmanın başından bu yana kolluk ile işbirliği kurarak soruşturmanın aydınlatılması yönünde üzerine düşen her şeyi yapmıştır. Hatta öyle ki, müşteki ile hırsızlık olayının gerçekleştiğini öğrendikleri ilk anda bizzat kendi telefonundan 155 polis imdat hattını arayarak olayı ihbar etmiştir. En başından beri kolluk ile irtibat halinde olup bir an önce sorumluların cezalandırılması için tüm bildiklerini kollukla paylaşan ve her an irtibat halinde olabilmek için iletişim bilgilerini veren müvekkilin işbu soruşturma kapsamında ne yurtdışına kaçmak ne de başka bir suretle yürütülen soruşturmayı engelleyici bir hareketi söz konusu olacaktır. Hal böyleyken hakkında adli kontrol tedbirine hükmedilmesi hukuka ve insan haklarına aykırılık teşkil etmektedir. Zira müvekkil ne kaçma şüphesi taşımaktadır ne de olayı, delilleri karartma yönünde bir tavrı söz konusu olacaktır. Aksine üzerine atılı suç ile hiçbir bağlantısının olmadığını ispatlayabilmek adına en başından beri tüm bildiklerini görevli memurlarla paylaşmış, soruşturmanın ilerletilmesine yardımcı olmuştur.
İşbu dosya kapsamında müvekkilin işlenen suça hiçbir şekilde iştiraki söz konusu değildir. Olayı kurgulayan şüphelilerin baskıları ve yurtta kalan çocuklarını bir daha göremeyeceği yönündeki tehditlerle, arada bir evine temizliğe gittiği müştekinin evinin anahtarı kendisinden zorla alınmıştır. Buna rağmen müvekkil, olayı fark ettikleri ilk anda kolluğu arayıp ihbar etmiş ve sonrasında tüm bildiklerini anlatarak soruşturmanın başlatılmasında ve ilerletilmesinde büyük rol oynamıştır. Tüm bu sebeplere rağmen müvekkil hakkında adli kontrol tedbiri uygulanması büyük bir haksızlık teşkil etmektedir.
Ayrıca müvekkil çalışarak geçimini kendi kendine sağlamakta olup hükmedilen adli kontrol tedbirleri, işinde aksaklık yaşamasına neden olacaktır. Ekonomik sıkıntı yaşayan müvekkilin tek gelir kaynağının da, haftada iki gün işten çıkıp karakola gitmesi gerektiği için tehlikeye düşeceği ve işini kaybetme riski yaşayacağı aşikârdır. Müvekkilin yurtdışına çıkmaktan yasaklanması ve haftada iki gün en yakın karakola giderek imza atması, beklenen yarardan çok daha fazla mağduriyetine yol açacaktır. Sabit bir ikametgâhının olması, soruşturmanın en başından beri kolluğa yardımcı olması ve samimi beyanları da göstermektedir ki delil karartma gibi bir durum da söz konusu değildir. Tüm bu nedenlerle müvekkil aleyhine verilen adli kontrol kararına itiraz ediyoruz.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/23 Sorgu Numaralı ve 14 tarihli kararına karşı itirazımızın kabul edilerek müvekkil hakkında verilen adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını saygılarımızla, vekaleten, arz ve talep ederiz.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi (Yurt Dışı Yasağı)-9-
ADANA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE
TALEP EDEN (ŞÜPHELİ):
MÜDAFİİ:
KONU: Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin 15 D. İş sayılı adli kontrol tedbir kararının kaldırılması talebimdir.
AÇIKLAMALAR: Adana Cumhuriyet Başsavcılığının,14 tarih ve 15 soruşturma sayılı istem yazısında, Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin 16 tarih ve 17 sorgu sayılı tutuklama kararı ile tutuklanan şüphelinin, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunması, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 108/1 maddesi gereğince tutukluluk durumunun gözden geçirilmesi ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin 15 D. İş sayılı kararı ile müvekkilim hakkında CMK 109/3-a maddesinde düzenlenen adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
Müvekkilim hakkında uygulanan yurtdışı çıkış yasağı mağduriyetine sebep olacaktır. Müvekkilim hakkında verilen tedbir uygulandığı takdirde amacını aşacaktır. Kaldı ki, adli kontrol bir tedbirdir. Ceza amacı gütmez. Bu nedenle müvekkilim hakkındaki adli kontrol tedbirinin kaldırılması için itiraz etme zorunluluğum doğmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan ve resen dikkate alınacak hususlar karşısında müvekkilim hakkında uygulanan CMK 109/3-a maddesindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
Şüpheli Müdafii
Adli Kontrol Kararına İtiraz (İmza Kontrolü – Cinsel İstismar)-10-
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SAVCILIK SOR. NO
TALEPTE BULUNAN:
VEKİLİ:
SUÇ: Çocuğun cinsel istismarı
TALEP KONUSU: CMK.111/1 maddesi gereğince ADLİ KONTROL KARARININ KALDIRILMASINA karar verilmesi talebi hakkındadır.
AÇILAMALAR
Müvekkile isnat edilen suçlama ve suçlamaya dayanak olarak gösterilen hususların doğru olmadığı yargılama aşamasında net bir şekilde anlaşılacaktır. Bu aşamada isnat edilen suçlamanın haksız ve doğru olmadığını ifade etmek isteriz. Verilen karar beklenilen tedbir amacının ötesinde müvekkilin ciddi mağduriyetine sebep olduğu için öncelikle adli kontrol kararının kaldırılmasını aksi bir değerlendirme durumunda şartların düzenlenmesine karar verilmesini talep ederiz. Şöyle ki;
1) Müvekkilim Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan 14 numaralı dosya kapsamın da 16 tarihinde Adana Sulh Ceza Hakimliği tarafından adli kontrol ile serbest bırakılmıştır.
2) Müvekkilimin kollukta, savcılık makamında ve Sulh Ceza Hakimliğinde alınan ifadeleri benzer olmuş kısaca ifadesinde; mağdurun ailesi ile aynı köylü olduklarını iki aile arasında geçen sene meydana gelen silahlı kavgada kardeşlerinin yaralandığını mağdurun amcası olan Ahmet’in bu olay sebebi ile 15 yıl hapis cezası aldığını ve halen ceza evinde olduğunu, mağdurun babası olan Mehmet’in de 15 ay hapis cezası aldığını beyan etmiştir. Yine olaydan 3 gün önce yani 12 tarihinde iki ailenin Adana’da tartıştığını, mağdurun babasının geçen seneki yaralama olayından ötürü kardeşinin ve kendisinin ceza almasını hazmedememesi sebebi ile bu iftirayı attıklarını söylemiştir. Yine köy yerinde köyün bütün sığırlarının hep birlikte otlatıldığını müştekilerin sığırlarının da bu sürüye dahil olduğunu, müştekilerin yalan beyanda bulunduklarının bu şekilde anlaşılabileceğini beyan etmiştir.
3- Adana Sulh Ceza Hakimliği’nce yapılan sorgulamada mevcut delil durumunun tutuklama kararı için yeterli olmadığından bahisle tutuklama talebinin reddi ile hafta içi her gün saat 07:00 ile 10:00 saatleri arasında imza atma yükümlülüğü ile adli kontrol kararı vermiştir.
4- Müvekkil hakkında adli kontrol kararı verilmesine bir diyeceğimiz yoktur. Ancak;
Müvekkil hali hazırda Seyhan İlçesi Adalet köyünde ikamet etmektedir. En yakın imza atma yeri olan Yarbaşı Polis Merkezi köye 20 km uzaklıktadır. Müvekkilin hali hazırda köyden ilçeye gelecek bir aracı bulunmamaktadır. Gidiş geliş 40 km yol için her gün bir akrabasından ya da komşusundan araç istemesi de mümkün değildir. Bunun yanın da Haymana Ankara’nın en yüksek rakımlı ilçelerinden biridir ve kış ayları çetin geçmekte zaman zaman da köy yolları kapanmaktadır. Müvekkilin bu kış aylarında her gün bu kadar yolu kat etmesi aşırı derece de zora sokacak hatta hastalık ya da diğer acil durumlar da bu yükümlülüğünü yerine getiremeyecektir.
Sonuç olarak müvekkil işlemediği bir suçtan ötürü adli kontrol altına alınmış ancak adli kontrol kararı müvekkilin bulunduğu ekonomik ve coğrafi şartlara uygun düşmemiştir. Bu sebeple müvekkil hakkında verilmiş olan hafta içi her gün imza atması şeklindeki kontrol kararının kaldırılması ya da 1 güne indirilmesinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatindeyiz.
TALEP VE SONUÇ: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız nedenlerle üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin delil bulunmayan müvekkilimin mağduriyetinin giderilmesi için;
- Ceza Muhakemesi Kanununun 111/1 maddesi gereğince öncelikle ADLİ KONTROL KARARININ KALDIRILMASINA karar verilmesini,
- Hakimliğiniz tarafından uygun görülmediği takdirde 5 gün olan imza gününün 1 güne indirilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.
Adli Kontrol Kararına İtiraz (Fetö)-11-
ADANA 4. SULH CEZA HÂKİMLİĞİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ADANA 3. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE
SORUŞTURMA NO:
DEĞİŞİK İŞ NO:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
İSNAT EDİLEN SUÇ: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
ADLİ KONTROL KARARININ VERİLDİĞİ TARİH:
KONU: Adli Kontrol Kararına İtirazımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Müvekkilim Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu işlediğinden bahisle 12 tarihinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli kontrol talebiyle Adana Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilmiş akabinde Mahkemece yapılan sorgulama neticesinde şüpheli müvekkilimin Yurtdışına Çıkmaktan Yasaklanmasına ve haftada bir Cuma günleri ikametgâhına en yakın polis karakoluna müracaat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına karar verilmiştir. Müvekkilin dosyada suçu işlediğine dair somut deliller mevcut değilken hakkında böyle bir karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle müvekkilimin yurtdışına çıkmaktan yasaklanması ve ikametgâhına en yakın polis karakoluna müracaat edip imza atması beklenen yarardan çok daha büyük mağduriyet ortaya çıkacaktır.
Müvekkil sabit bir ikametgâh sahibi olması, bu nedenle kaçmasının da söz konusu olmaması, ifadelerindeki samimiyetten anlaşılacağı üzere delillerin karartılması gibi bir durumun bulunmaması sebebiyle müvekkilin adli kontrol altına alınmasına ilişkin kararın kaldırılmasını isteme zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: 5271 S. K. m. 101, 105, 115.ve sair mevzuat
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, müvekkilimin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu gerçekleştirmediğinden müvekkil hakkında verilmiş olan adli kontrol kararına itiraz ediyor ve Yüce Mahkemenizden itirazımızın kabulüne ile adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verilmesini vekaleten talep ediyoruz.
Şüpheli Müdafii
Adli Kontrol Kararına İtiraz (Konutu Terk Etmeme)-12-
ADANA 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Dosya No:
Sanık:
Vekili:
Konu: Adli kontrol hk.
Açıklamalar:
Müvekkil hakkında Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği 2016/590 D.iş kararı ile CMK 109. Madde 3. Fıkrasının (a) ,(f), (k) bentleri uyarınca adli kontrol kararı verilmiştir.
Hakkında verilen adli kontrol tedbirlerinden CMK 109/3,k bendi gereği müvekkil yerleşim bölgesini terk edememektedir.
Yerleşim bölgesini terk etmemek adli kontrol şartı elektronik kelepçe ile infaz edilmektedir. İş bu durum müvekkil için ciddi sorunlar doğurmaktadır. Şöyle ki;
Müvekkilin cildine doğrudan temas eden kelepçe müvekkilin cildinde tahrişe neden olacak nitelikte olup, müvekkil tarafından hiçbir suretle çıkarılamayacağından ve aralanamayacağından cilt hastalıklarına neden olacak niteliktedir. Müvekkil şeker hastasıdır. Bu hastalığın bir yan etkisi de aşırı terleme yapan bir çeşit hormon hastalığı olmasıdır. Yine müvekkil sebebi henüz doktorlar tarafından teşhis edilememiş kol ve bacaklarında yoğun sancılı kas ağrıları çekmekte ve şişkinlikler yaşamaktadır. Tüm bu sağlık sorunları elektronik kelepçe nedeniyle daha da ağır sonuçlar doğuracak niteliktedir.
Elektronik kelepçe takılan kişilere bir de sinyal cihazı verilmektedir. Bu cihaz kişi ile beraber taşınması gereken sinyal vericidir. Bu cihaz ile elektronik kelepçeyi taşıyan kişinin birbirinden uzaklaşması cihazın Ankara’da bulunan merkeze sinyal vermesine neden olmaktadır. .Müvekkilin evi şehre uzak bir mahalle olan Orhangazi’de olup, işyeri şehir merkezindedir. Müvekkilin işyerinin gece alarm vermesi halinde alelacele evden çıkması ve o an için cihazı unutması muhtemeldir. Ayrıca evinde ihtiyaçları gereği mutfak, lavabo, yatak odası arasında gezerken dahi cihazı yanında taşımak zorunda kalmakta sürekli cihazdan uzak kalıp kalmadığı konusunda endişe duymaktadır. Müvekkilin bir kereliğe mahsus evinin önündeki bahçeye aceleyle cihazı almadan çıkması ile belki de müvekkil tutuklanacak çok ağır sonuçlar doğurabilecektir. Ayrıca bu cihazın belirli sürelerle şarj edilmesi gerekmekte müvekkil bunu kontrol etmekte güçlük çekmektedir.
Müvekkil adli kontrol kararının verildiği 10.02.2016 tarihinden bu yana bu şartları hiçbir suretle ihlal etmemiştir. Her celse mahkeme nezdinde hazır bulunmuştur ve bulunacaktır.
Tüm bu hususlar nedeniyle müvekkil hakkında uygulanan CMK 109/3,k bendi gereği yerleşim bölgesini terk etmemek adli kontrol şartının kaldılmasını talep ediyoruz. Ayrıca bu tedbirin kaldırması halinde CMK 109/3,b bendi gereği “Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.” Adli kontrol tedbirinin uygulanmasına muvafakat ediyoruz. Müvekkil heyetinizin uygun gördüğü haftanın belirli günü denetimli serbestlik bürosunda imza atabilir.
Netice ve Talep: Yukarıda arz ettiğimiz ve resen nazara alınacak hususların ışığı altında;
Müvekkil hakkında infaz olunmakta olan CMK md109/3,k bendi uyarınca yerleşim bölgesini terk etmemek adli kontrol şartının arz ettiğimiz sağlık sorunları gereği kaldırılmasını,
Müvekkile uygulanan yerleşim bölgesini terk etmemek adli kontrol tedbirinin kaldırılması halinde CMK 109/3,b bendi uyarınca heyetinizce belirlenen yere imza atmak suretiyle adli kontrol tedbirinin uygulanmasına muvafakat ettiğimizi bildirir gereğinin yapılmasını bilvekale arz ve talep ederiz.
Adli Kontrol Kararına İtiraz (Terör Örgütü)-13-
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİ’ NE
Değişik İş No : 2017/……Sorgu
ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDEN:
MÜDAFİİ:
KONU: Adli kontrol kararına itiraz dilekçemizden ibarettir.
İZAHAT:
1) Afyonkarahisar Sulh Ceza Hakimliği’nin 2017/…D. İş numaralı dosyası ile 27.02.2017 tarihinde şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.
2) Her ne kadar anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik ülkemizde olağanüstü bir durum yaşanmış ise de şüphelinin yargılama neticesinde örgüt üyesi olmadığı kanaatine varılması halinde hakkında verilen adli kontrol kararı zararlara yol açabilecektir.
3) Şüphelinin hukuki durumunun açıklığa kavuşması yargılama gerektirmektedir. Yargılama sonunda beraat etme ve suç vasfının değişmesi olasılığı kuvvetlidir. Bu aşamada müvekkile adli kontrol kararı verilmesi peşin bir ceza niteliğindedir.
4) Şüpheli polis memuru olup sabit ikametgaha sahiptir. Ayrıca şüphelinin delilleri yok etmesi, kaçması ihtimali de şüphelinin durumu açısından ve gelinen aşama göz önüne alındığında söz konusu değildir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda kısaca açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle, adli kontrol kararına kararına ilişkin Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.
Müdafii
Adli Kontrol Kararına İtiraz(Konutu Terk Etmeme) -14-
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
SORGU:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
KONU: Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin … Tarih Ve … Sorgu Sayılı Adli Kontrol Kararına Karşı İtirazımızın Sunumu Ve Konutu Terk Etmeme Kararının Kaldırılmasını, Aksi Kanaat Hasıl Olursa Adli Kontrol Tedbirinin Değiştirilmesi İstemini İçerir Dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR:
Adana Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilmiş … Tarihli Adli Kontrol kararı usule aykırı olup CMK 109. Md.’de belirlenmiş olan koşullarını kapsamamaktadır.
1-) Şüphelinin İfadesinde ve sorgusunda beyan ettiği üzere kazaya sebebiyet vermemek için elinden gelen çabayı sarf etmiş, yasal sınırlar içerisindeki hızını motorsikleti gördüğü anda daha da düşürmüş, karşı taraftan gelen motora selektör yapmış fakat şerit değiştirerek üzerine gelen ve kuvvetle muhtemel alkollü olan motor sürücüsüne çarpmaktan kurtulamamıştır.
2-) Müvekkil kaza sonrasında 112 Acil servisi arkadaşlarıyla beraber aramış ve yaralıları kurtarmak içi elinden gelen tüm gayreti sarf etmiştir.
3-) Sayın Sulh Ceza Hakimliği’nin şüpheliye uyguladığı CMK m109/3-j bendinde belirtilen Konuttan ayrılmamaya yönelik Adli Kontrol Tedbiri Hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Müvekkil kazaya sebebiyet vermemek için elinden geleni yapmış, kaza sonrasına ise tüm sorumluluklarını yerine getirmiştir. Müvekkile uygulanan adli kontrol tedbiri müvekkilin özgürlüğünü ciddi anlamda kısıtlamakta ve atılı suça nazaran ölçülülük ilkesini ihlal etmektedir.
Yukarıda izah ettiğimiz üzere Şüphelinin uygulanan adli kontrol tedbirinin ivedilikle kaldırılması ve Şüphelinin yargılamasının serbest bırakılarak devam etmesi için Sayın Hakimliğinize başvurma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER: CMK, TCK, Anayasa ve ilgili diğer mevzuat
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda arz ve izah olunan sebepler ile ve re’sen göz önünde bulundurulması gereken koşullar neticesinde;
1-) Şüpheliye uygulanan adli kontrol tedbirinin İTİRAZEN ve İVEDİLİKLE KALDIRILMASINA ve yargılamasının serbest bırakılarak devam etmesine,
2-) Sayın Hakimliğinizde aksi kanaat hasıl olursa müvekkile daha ölçülü ve özgürlüğünü daha az kısıtlayan başka bir adli kontrol tedbirinin uygulanmasını
Sayın Hakimliğinizden bilvekale arz ve talep ederiz.
Şüpheli Müdafii
Avukat Saim İNCEKAŞ Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi
Adli Kontrol Kararına İtiraz(Tehdit Suçu Nedeniyle) 15
ADANA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
SORUŞTURMA NO:
SORGU NO:
ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ:
MÜDAFİ:
KARAR TARİHİ:
KONU: Adli Kontrol kararına karşı itirazımızdır.
İTİRAZLARIMIZ
Şüpheli hakkında, 05.11.2020 tarihinde birden fazla kişi ile tehdit, birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan yapılan soruşturma neticesinde belirlenen yere belirlenen süreler içinde başvurma ile adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir. Şüpheli hakkında verilen Adli Kontrol uygulanmasına ilişkin karar hukuka aykırı olup kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
1-Söz konusu olayda sucun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Tehdit suçu, meydana gelmesi failin iradesine bağlı olan bir kötülüğün, belli bir kişiye karşı gelecekte muhtemelen gerçekleşecekmiş gibi gösterilmesidir. Tehdit suçu, haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bir kimseye bildirilmesiyle meydana gelir. Yerleşik Yargıtay kararları gereği gerçekleşmesi muhtemel olmayan sözler tehdit suçunu oluşturmamaktadır. Olayda sarf edilmiş olan sözler tehdit suçunu oluşturacak türden fiiller değildir. Şüpheli müvekkilin suç işleme kastı bulunmamaktadır. Şüpheli ticari taksiye binip gidecekken karşı tarafın yollarını keserek inmelerini söylemesi üzerine olay vuku bulmuştur. Görüldüğü üzere suçun maddi ve manevi unsurları oluşmadı için özgürlüğü kısıtlayan adli kontrol tedbiri orantısız olmaktadır. Kaldırılması gerekmektedir.
2-Şüpheli yönünden adli kontrol hükümlerinin uygulanması için yasal şartlar oluşmamıştır. CMK m.109/1’e göre; “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100. Maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir.” Görüldüğü üzere kanun koyucu tutukluluk tedbiri yerine adli kontrol tedbirine hükmedilebileceğini öngördüğünden, tutukluluk kararı için CMK m.100’de düzenlenen şartlar oluşmadan adli kontrol tedbirine de hükmedilemez. Somut olayda müvekkil yönünden tutukluluk şartları mevcut olmadığı halde aleyhine adli kontrol tedbirine hükmedilmesi hukuka aykırı olup tedbirin kaldırılması gerekmektedir.
3-Müvekkil sabit ikametgah sahibidir, kaçma şüphesi bulunmamaktadır. Müvekkilin kaçması, saklanması ve delilleri yok etmesi söz konusu değildir. Çünkü suç konusu olaya ilişkin tüm deliller adli makamlara intikal etmiştir. Dosya kapsamındaki delillerin toplanmış olması sebebi ile delilleri karartma şüphesinden bahsetmek mümkün değildir. İlaveten müvekkilin atılı suça ilişkin başkaları üzerinde baskı kurma olasılığı da yoktur.
4-Müvekkil yönünden verilen adli kontrol tedbiri ölçülülük ilkesine aykırıdır. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere suçun maddi ve manevi unsurları oluşmadığı gibi suç konusu olayda haksız tahrik vardır. Söz konusu olay göz önüne alındığında adli kontrol kararının müvekkil yönünden orantısız bir tedbir olduğu açıktır. Açıklanan tüm bu sebeplerle müvekkil yönünden hukuka aykırı olarak verilen 05.11.2020 tarihli adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına dair kararın kaldırılmasını talep etmek gereği doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; şüpheli hakkında 05.11.2020 tarihinde verilen adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep ederiz. tarih
Şüpheli Müdafii
Konutu Terk Etmeme Adli Kontrol Kararına İtiraz 16
ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SORUŞTURMA NO :
ADLİ KONTROLE İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ :
DAVACI : K. H.
SUÇ : Kasten Yaralama
T.KONUSU : Müvekkil hakkında verilen adli kontrolün kaldırılması talebimizdir.
AÇIKLMALAR
1) Müdafisi olduğum şüpheli Ahmet, Adana 3 Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2020/ sorgu sayılı ve tarihli kararı ile; CMK 109/3-j maddesi gereğince konutunu terk etmemek suretiyle adli kontrol altına alınma kararı verilmiştir.
2) Bilindiği üzere adli kontrol kurumu tutuklama tedbirine alternatif bir tedbirdir. Dosyamızda CMK’nın 100 vd. maddeleri gereği tutuklama şartları oluşmadığından esasen müvekkile adli kontrolün dahi verilmemesi gerekmektedir. Deliller büyük ölçüde toplanmış ve müvekkilin delillere etki edemeyeceği de düşünüldüğünde ailenin çalışan tek ferdi olan müvekkilin ev hapsinde tutulması büyük mağduriyete neden olmaktadır.
3) Dilekçemiz ekinde de ibraz ettiğimiz ve müvekkilin annesi Leyla’ya ait PET filmi raporlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilin annesine kanser teşhisi konulmuştur. Müvekkilin annesine konulan kanser teşhisinden sonra tedavi süreci başlamış olup, bu tedaviler Adana Şehir Hastanesi İle Adana Yüreğir Başkent Hastanelerinde devam etmektedir. Tam da bu noktada müvekkilin annesini hastanelere götürmek gibi bir görevi ve zorunluluğu doğmaktadır. Çünkü müvekkil dışında müvekkilin annesini hastaneye götürecek kimse bulunmamaktadır. Hal böyle olunca müvekkil hakkında uygulanan ev hapsine ilişkin adli kontrol kararı yalnızca müvekkilin değil aynı zamanda müvekkilin annesinin de mağduriyetine neden olmaktadır.
4) Bu nedenlerle, müvekkil hakkında verilen konutunu terke etmemek suretiyle adli kontrolün, müvekkilin yargılamada kuvvetle muhtemel beraat edecek olması ve adli kontrolün tedbir olduğu da dikkate alındığında kaldırılmasını talep etme gereği doğmuştur.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle müvekkil hakkında verilen ADLİ KONTROL KARARININ KALDIRILMASINA karar verilmesini, aksi kanaat halinde MEVCUT ADLİ KONTROL TEDBİRİNİN CMK M.109/3-b şeklinde değiştirilmesini saygıyla talep ederiz.
Talepte Bulunan Şüpheli Müdafii
Eki: Müvekkilin annesine ait PET filmi raporları, Vekaletname sureti.
Konutu Terk Etmeme Adli Kontrol Kararına İtiraz 16
ADANA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
Adli Kontrol Kararına İtiraz Eden Sanık :
Vekili :
Konu : Adana Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas numaralı dosya üzerinden 20.01.2021 tarihinde müvekkilim hakkında verilen CMK 109/3-j maddesi uyarınca adli kontrol uygulanmasına ilişkin kararına karşı süresi içerisinde itirazlarımızın sunulmasıdır.
Açıklamalar
Adana Ağır Ceza Mahkemesince 13 Esas numaralı dosya üzerinden 20.01.2021 tarihinde müvekkilim Ahmet hakkında üzerine atılı suç nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 109/3-j maddesi uyarınca konutunu terk etmeme şeklinde adli kontrol uygulanmasına karar verilmiştir. Verilen adli kontrol kararı usule, kanuna ve hakkaniyete aykırıdır. Şöyle ki;
Müvekkilim Ahmet 02.05.2019 tarihinde evlenmiş olup tutuklanmadan önce annesi Nisa adına kayıtlı iş yerini işletmekte ve evinin geçimini bu şekilde sağlamaktaydı. (Müvekkilin annesi adına kayıtlı iş yerinde çalıştığının tespitine dair ilgili kolluk birimlerine müzekkere yazılmasını talep ediyoruz.)(Ek.1 İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatı)
Müvekkil henüz yeni evli olup eşi çalışmamaktadır. Müvekkil henüz yeni evli olduğundan evlilik birliğinin gerektirdiği birçok masraf yapılmış oldukça ağır ekonomik sıkıntılar içerisine girilmiştir.(Ek.2 Nüfus Kayıt Örneği)
Müvekkilin eşi Leyla ev hanımı olup müvekkilin tutuklu olduğu dönem boyunca gerek geçinme masrafları gerekse evlilik birliği adına yapılan masraflar neticesinde olabildiğince ağır maddi ve manevi sıkıntılar çekmiştir. Müvekkilin eşi Leyla bu sıkıntılarını bir nebze olsun hafifletebilmek adına kendisi adına kayıtlı tek malvarlığı olan 01 plakalı BMW markalı aracını Adana Noterliği huzurunda imzalanan satış sözleşmesiyle devretmek zorunda kalmıştır.(Ek.3 Adana Noterliği Araç Satış Sözleşmesi)
Müvekkil hakkında CMK’nın 109/3-j maddesi uyarınca konutunu terk etmemek suretiyle uygulanan adli kontrol kararı nedeniyle müvekkil çalışamayacağından, söz konusu karar eşi ve ailesinin mağduriyetine sebep olabilecek, maddi ve manevi buhrana sürükleyebilecek niteliktedir.
Müvekkilin sabit bir ikametgâh sahibi olması, bu nedenle kaçma ihtimalinin de söz konusu olmaması, uygulanmasına karar verilen adli kontrol sebebiyle çalışamayacak ve evini geçindiremeyecek olması gibi durumlar sebebiyle müvekkilin adli kontrol altına alınmasına ilişkin kararın kaldırılmasını mahkemeniz aksi kanaatte olursa adli kontrol şartlarının müvekkil ve ailesinin içinde bulunduğu duruma yeniden uyarlanmasını isteme zorunluluğumuz doğmuştur.
Sonuç Ve İstem : Yukarıda arz ve izah etmiş olduğum sebeplere binaen;
– Adana Ağır Ceza Mahkemesinin 13 Esas numaralı dosya üzerinden 20.01.2021 tarihinde müvekkilim Ahmet hakkında verilen CMK’nın 109/3-j maddesi uyarınca adli kontrol uygulanmasına ilişkin karara karşı İTİRAZLARIMIZIN KABULÜNE,
– Sanık Ahmet hakkında uygulanmasına karar verilen konutunu terk etmeme şeklindeki ADLİ KONTROL KARARININ KALDIRILMASINA,
– Mahkemeniz aksi kanaatteyse müvekkil ve ailesinin mağduriyetini önlemek amacıyla adli kontrol şartlarının, müvekkil ve ailesinin içinde bulunduğu duruma göre YENİDEN UYARLANMASINA karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
İtiraz Eden Sanık Vekili
İmza Adli Kontrol Kararına İtiraz 17
ADANA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
Gönderilmek Üzere
ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
SORGU NO:
SORUŞTURMA NO :
ŞÜPHELİ :
MÜDAFİİ :
KONU : Adana 1.Sulh Ceza Hakimliği 2021/.. sorgu, 19/06/2021 tarihli adli kontrol kararına itirazımız hk.
AÇIKLAMALAR :
Müdafii bulunduğum şüpheli hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/13 soruşturma sayılı dosyası kapsamında, Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 19/06/2021 tarih ve 2021/13 sorgu sayılı kararıyla ikametgahının bulunduğu yerdeki polis merkezine her ayın 1. günleri saat 20:30’a kadar düzenli olarak başvurmak yükümlülüğü şeklinde adli kontrol kararı verilmiştir. Söz konusu karar hukuka aykırı olup itirazen kaldırılarak, şüphelinin koşulsuz serbest bırakılması gerekmektedir. Şöyle ki;
Şüpheli ile müşteki arasında bulunan alacak ilişkisine istinaden şüpheli alacağını tahsil amacıyla hareket etmiştir. Şüpheli hakkında isnat edilen suça yönelik unsurların oluşmadığı, soruşturmaya konu atılı suçun şüpheli tarafından işlenmediği açıkça ortadadır. Şüpheli gerek savcılıkta verdiği ifadesinde gerekse de sulh ceza hakimliğindeki sorgusunda samimi bir şekilde beyanda bulunmuş ver gerçekleri anlatmıştır.
Müvekkilin dosyada belirtilen ve isnat edilen suçu işlediğine dair müştekinin sözlü beyanları dışından yeterli hukuki delil ve kuvvetli suç şüphesi bulunmamaktadır. Müştekinin tek başına sözlü beyanı ise adli kontrol kararı için yeterli değildir. Günümüz ekonomik koşulları ve covid-19 pandemi döneminden kaynaklı hayatın olağan akışını engelleyen durumlarda göz önünde bulundurulduğunda müşteki, müvekkili çok zor şartlar altında bırakmıştır. Mağdur durumda olan müvekkildir. Müvekkil tamamen alacağını tahsil amacıyla hareket etmiş olup suç işleme kastı olmadığı açıktır. Kaldı ki nitelikli yağma suçunun unsurları oluşmamıştır.
Ayrıca şüphelinin yerleşim yeri sabit olup kaçma ihtimali bulunmamaktadır. Şüphelinin delilleri karartma tehlikesi de bulunmaması da göz önüne alındığında şüpheli hakkında hükmedilen ayda bir gün ikametgahının bulunduğu yerdeki polis merkezine başvurmak yükümlülüğü şeklindeki adli kontrol yükümlülüğü müvekkilimizin mağduriyetine sebep olmaktadır. Bu sebeplerle şüpheli hakkında hürriyeti sınırlandıran bir tedbir olan adli kontrol tedbiri aşırı bir tedbir olup itirazen kaldırılmasını talep etme gereğimiz hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : CMK 100 vd. TCK, Anayasa ve ilgili sair mevzuat
SONUÇ VE İSTEM : Belirttiğimiz nedenler ve mahkemenin kendiliğinden takdir edeceği nedenlerle şüpheli hakkındaki adli kontrol kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI ve şüphelinin koşulsuz serbest bırakılmasını talep ederim.
Şüpheli Müdafii
Adli Kontrole İtiraz (Yaşlı ve Hasta) 18
ADANA SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO:
ŞÜPHELİ:
MÜDAFİİ:
KONU : Sulh Ceza Hakimliği’nin 16 tarih ve 17 Sorgu numaralı kararı ile müvekkil hakkında verilen Adli Kontrol kararının kaldırılması talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Müvekkil Adana Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası kapsamında 16 tarihinde Sulh Ceza Hakimliği’nin 17 Sorgu numaralı dosyası neticesinde adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştır.
Ancak mevcut olayda müvekkilin suç teşkil eden hiçbir eylemi ve iştiraki de söz konusu olmayıp suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali söz konusudur.
Müvekkil olayı tüm gerçekliğiyle anlatmış olup suçun unsurlarının oluşmadığı da açıktır. Yaşlı ve hasta olan müvekkilin bu şekilde imza atması onun için ölçüsüz bir tedbir olup tedbir amacından çıkıp cezalandırma amacına yaklaşmaktadır.
AİHM’e göre kaçma tehlikesi bulunması, adaletin yerine getirilmesine müdahale olması, suç işlenmesinin önlenmesi, kamu düzeninin korunması ve istisnai olarak kişinin güvenliğinin sağlanması durumları; adli kontrol şartlarında da aranmaktadır.
Müvekkilin sabit ikametgahı vardır. Bu nedenle kaçma şüphesi bulunmamaktadır.
Müvekkilin delil karartma şüphesi bulunmamaktadır. Delillerin karartılması şüphesinin bulunup bulunmadığı ancak somut olayın özellikleri ile, şüphelinin kişiliği, tutumları, yaşam koşulları dikkate alınarak belirlenir. Şöyle ki;
Her suç için zan altındaki kişinin mutlaka maddi gerçeği saklamak isteyeceği yolunda bir ön yargıdan yola çıkılarak tutuklamaya ve adli kontrole karar verilmesinin anayasa ile güvence altına alınmış olan kişi özgürlüğünü derinden zedeleyeceği ifade edilmektedir.
Adli kontrol tedbirinin oranlı olması gerekmektedir. Kanunda adli kontrol tedbiri; tutuklama ölçütlerine referans edildiği için; Kanunda belirtilen tutuklama nedenlerinin ve adli kontrol sebeplerinin geniş ve özensiz biçimde yorumlanması ile peşinen verilmiş bir ceza gibi sonuç doğurmaktadır. Bu durum, kamu vicdanında tepki uyandırmakta; yargı düzenine güven ve saygı duygularını inciten noktalara varabilmektedir.
Tüm bu sebeplerle istisna olması gereken tutukluluk verilmiyorsa adli kontrol tedbiri koymak, neredeyse kural haline gelmiş görünmektedir. Bu durum ise AİHM’in güncel kararlarında da yorumlanan bir sorundur.(Abdo /Türkiye; Demir ve İpek /Türkiye; Mansur/ Türkiye gibi başvurucu lehine bir çok karar mevcuttur).
Müvekkillerin bu durumu da bu konuda önemli bir kriterdir.
Kanunda getirilmiş bir adli kontrol tedbiri olarak yer alan yurtdışına çıkış yasağı ve imza yükümlülüğü; müvekkiller için “ölçülülük” ilkesini aşan bir durum oluşturmaktadır.
Ayrıca müvekkilim özel aracı da bulunmamaktadır. Bu imza yükümlülüğü müvekkil açısından virüs döneminde büyük sıkıntı olacaktır.
Bu nedenle müvekkil hakkındaki CMK’nın 109/3-a maddesi gereğince Adli Kontrol Uygulanmasının kaldırılmasını talep etme zorunluluğu hâsıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle; Adana Sulh Ceza Hakimliği’nin 16 tarihinde 15 Sorgu numaralı kararı ile müvekkil hakkında verilen Adli Kontrol kararının kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımla ve vekâleten talep ederim.
Şüpheli Müdafii