Adam Öldürme Suçu Savunma Dilekçesi -1-
….SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
….SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
SORGU NO:
TUTUKLAMAYA
İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİLER :
VEKİLİ :
KONU : Tutukluluğa İtiraz Talebimizden İbarettir.
AÇIKLAMALAR :
Öncelikle belirtmek gerekir ki, halihazırda dosya kapsamında müvekkillerin atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olgular bulunmamaktadır. Şüpheli ve müşteki ifadeleri alınmış, olay yerini gören kamera kayıtları getirtilmiş; toplanan delillerden müvekkillerin suç işlediğine dair bir delil elde edilememiştir. Tutuklama kararı verilebilmesi için aranan ilk koşul olan “ kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular” müvekkiller açısında oluşmamıştır.
3- Her ne kadar kasten öldürme suçu yasada katalog suçlar arasında sayılmış ise de, bu suçtan yürütülen tüm soruşturmalarda da tutuklama kararı verilebilmesi için şüphelinin kaçma ya da saklanmaya yönelik somut bir girişimi olmalı ya da delillere etki etmeye yönelik somut bir girişimi olmalıdır.
Müvekkiller kurulmuş olan tekstil fabrikanın sahibidirler. Bu ticari işletmede hâlihazırda 50 kişi çalışmakta olup işletme aileleri ile birlikte en az 100 kişinin ekmek kapısıdır. Müvekkiller tutuklanmadan önce daha fazla işçi çalışmakta iken müvekkillerin tutuklanması ve fabrikanın başında işten anlayan yöneticilerin bulunmaması hali hazırda işletme şuan kapalı olup çalıştırılamamaktadır.. Müvekkillerin tutuklu kalması sadece müvekkillerin değil bu işletmede çalışıp ailelerine ekmek götüren işçilerin de zararına olmaktadır. Müvekkiller işlerinin başında olamadıklarında işletmenin zararı günden güne katlanmaktadır.
Dosya kapsamında elde bulunan belgelere ve verilere bakıldığında müvekkillerim hakkında herhangi bir somut belgenin bulunmadığı görülecektir. Müvekkillerim savcılık ve sorgu hâkimliğinde vermiş oldukları beyanlarına bakıldığında kesin ve kesinlikle ellerinde herhangi bir şeyin olmadığını olay yerine gittiklerinde etrafta bulunan pazarcıların kendilerine saldırdıklarını pazarcıların ellerinden almış oldukları sopalarla karşılık verildiğini olay yerinde rahmet eden Deniz Özbek’in kendileri tarafından öldürülmediğini, Müvekkilim M Ali YILDIZ savcılıkta ve sorgu hakimliğince alınmış ifadesinde ‘’kesinlikle öldürme gibi bir niyetle vurmadığını sadece oğlunun yerde bıçaklandığını gördüğünü bu yüzden pazarcılardan almış olduğu sopayla bir defa vurduğunu öldüğünü bilseydi böyle bir vurma olayının karışmayacağını belirtmiştir.
Ayrıca diğer müvekkilim Mustafa Yıldızın savcılıkta ve sorgu hakimliğince alınmış ifadelerine bakıldığında olay yerine gittiğinde pazarcılar tarafından darp edildiğini yere düştükten sonra sopalarla kendisine vurulduğunu, bıçaklandığını ve sopalarla kafasına vurulduğunu bu nedenle kendi abileri ve gayretleriyle işyerine sığındığını belirtmiştir. Dosya İçeresinde Ve Hastaneden alınmış doktor raporlarına bakıldığında Mustafa Yıldızın bıçaklandığının vücudunun bazı yerlerinde sopa izlerinin mevcut olduğunu ve kafasında yaralamanın olduğunu görülecektir.
Diğer Müvekkil Mehmet Şerif Yıldız’ın savcılıkta ve sorgu hâkimliğinde alınmış olan ifadelerine bakıldığında ‘’eşortman almak için pazara gittiğini pazarda bulunan Harun Öztürk’e 100 TL uzattığını Şüpheli Harun Öztürk’ün paraları karıştırdıktan sonra başka bir para göstererek bu paranın sahte olduğunu ve yırtarak yüzüne fırlattığını bundan dolayı kendisinin şüpheli Harun Öztürk’e parasının sahte olmadığını parasının sahte olması karşılığında parasının geri istediğini ileri sürmüş daha sonra etrafta bulunan pazarcılar tarafından etrafı sarıldığını daha sonra Harun Öztürk’ün kendisine küfür etmesi ve MUŞTA ile vurduğunu bundan dolayı dişinin kırıldığını saldırmak istediğinde etrafında bulunan pazarcılar tarafından yere atıldığını bundan dolayı vücudun bazı bölgelerinde sopa izlerinin olduğunu daha sonra kendi imkanlarıyla işyerine sığındığını daha sonra pazarcıyla konuşmak istediği esnada orada bulunan pazarcılar tarafından tekrardan saldırmaya uğradığını ve bu seferde pazarcıların kolunu kırdığını ve yaralama ile ölümle herhangi olaya karışmadığını belirtmiştir. Dosya içeresinde bulunan kamera kayıtlarına bakıldığında ve görüntülerde Müvekkilim Mehmet Şerif Yıldız’ın öldürme ve yaralamayla herhangi bir durumunun olmadığını çok bariz bir şekilde görülecektir.
Müvekkillerin tahliye olmaları halinde yapacakları tek şey işlerinin başına geçmek olacaktır; asla kaçma veya saklanma yönünde bir düşünceleri olamaz.
Tutuklama bir tedbirdir, olayın akabinde sıcağı sıcağına tutuklama kararı verilmesi haklı görülse de; soruşturmanın geldiği aşamada tutukluluğun devamı için somut bir gerekçe bulunmalıdır. Olayımızca müvekkillerin tutuklu kalmalarını gerektirecek haklı bir gerekçe bulunmamaktadır.
2- Mahkeme tarafından aksi düşünülse dahi tutuklama yerine başka tedbirlerin alınması da mümkündür. CMK md 109 gereğince tutuklama sebeplerinin var sayıldığı durumlarda adli kontrol tedbirinin uygulanması da alternatif olarak yasada düzenlenmiş olduğundan şüphelinin gerekirse bir veya birden fazla adli kontrol tedbiri uygulanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması talep ederiz.
SONUÇ ve TALEP : Müvekkiller hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarına, bu talebimizin yerinde görülmemesi halinde haklarında bir veya gerekirse birden fazla adli kontrol tedbirinin uygulanarak serbest bırakılmalarına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. tarih
ŞÜPHELİLER MÜDAFİİ
Av.
Adam Öldürme Suçu Savunma Dilekçesi -2-
ADANA AĞIR CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
DOSYA NO :
–
BEYANDA BULUNAN
SANIKLAR :
MÜDAFİİ :
KONU : Esasa ilişkin beyanlarımızı içerir dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
X meydanında faaliyet gösteren D. Çay Bahçesinde çalışan Ş. A.’ın, olay günü gazete almak için gittiği Sultanahmet tramvay durağı yanında durup, orada bulunan A.Ö.’na ait halıcı mağazasında çalışan S. isimli şahsa “usta gazete nerede satılır” diye sorduğu, kendisine bu şekilde hitap edilmesine sinirlenen ve Ö’da çalışan yaşça Ş.A.’dan büyük olan S. isimli kişinin ise “……o… çocuğu!, ben kebapçı ustası mıyım?” diyerek Ş.’la münakaşaya tutuştuğu ve Ş.’ı dükkanın içine alıp orada dövdükleri, bunun üzerine çalıştığı yere dönen Ş.’ın durumu diğer çalışanlara anlattığı, olayı Ş.’dan dinleyen A.A., Ş.A.’ı yanına alıp, hızla halıcı mağazasına gitmeye başladığı, onların peşi sıra M.A., B.Ö. ve Y.A.’ın da halıcı mağazasına gittikleri ve orada bulunup sanıkların da içinde bulundukları Ö. ailesi mensupları ve yanlarında çalışanları ile münakaşa etmeye başladıkları, ancak bu arada kendi çalışanlarının ani bir şekilde iş yerinden ayrılıp halıcı dükkanına doğru gittiklerini gören D. Çay Bahçesi mesul müdürü R.A.’ın onların peşi sıra koşup halıcı dükkanına giderek araya girdiği ve çıkması muhtemel kavgayı engelleyerek kendi çalışanlarına hakaret edip hatta bazılarına tekme tokat vurmak suretiyle oradan ayrılmalarını temin ettiği ve dükkanda C.Ö., F. ve K.’in ve de amcaları A.Ö. ile birlikte R.A.’ın tanıştıkları ve birbirlerinden özür dileyip yine birbirlerini karşılıklı işyerlerinde ziyaret edip sulh oldukları, aradan kısa bir müddet geçtikten sonra, bu kere, C.Ö. yeğenleri F. ve K.’i yanlarına alarak, D. Çay Bahçesindeki kişilerle konuşmaya gittiği, yanlarına bilahare tanık B.Ö.’in geldiği, ve tanık B.Ö.’in her iki tarafı da tanıdığı için uzlaştırma yoluna gittiği, ve D. Çay Bahçesi’nde C., K. ve F.Ö. ile birlikte B.Ö.’inde olduğu halde R.A. ile görüştükleri ve normal olarak konuşmanın normal bir atmosferde devam ettiği ve tarafların her iki tarafın da esnaf olması nedeniyle nahoş bir hadise olmaması için anlaştıkları, bu arada, olaya sebebiyet verenlerden Ö.’nda çalışan S. isimli şahsın gelip özür dilemesini istemeleri üzerine, telefonla çağrıldığı halde kapalı olması nedeniyle muvaffak olamadıkları, zaten bunun üzerine tarafların anlaşarak barışıp öpüştükten sonra C., K. ve F.Ö.’nu R.A. ve tanık B. Ö.’in uğurladığı, ancak Sanıklar F.Ö., C. ve K.’in çay bahçesinden çıktığında 10 kadar kişinin, güzel giyimli bunlara, ters ters baktığı, hatta ölen M.A.’ün o çay bahçesinin dışarısında dondurma sattığı ve sanıklara “işte bunlar bizi öldürecekmiş” şeklinde laf attığı, bunun üzerine çay bahçesinde çalışanların sanıklar F.Ö., C. ve K.Ö.’nun üzerine çullandıkları, bunların kaçmak için teşebbüste bulunduğu sırada çay bahçesinin çitinden atlayamayıp bu arada 30 kişi kadar bir grubun üzerlerine çullanarak kavganın başladığı, bu sırada kavgacıların sanıkları sopalarla dövdükleri ve son derece harap duruma düşen F.Ö.’nun hamili bulunduğu tabancasını çekerek sağa sola ateş edip bu arada çıkan kurşunlardan M.A.’ün ölümüne oradan geçmekte olan C.I.’ın ve A.D.’ın da doktor raporunda belirtildiği üzere yaralandığı, bilahare olay yerine çok yakın olup bir dakika evvel konuştukları R.A. ve B.Ö.’in silah sesleri üzerine dışarıya çıktıklarında olayı gördükleri ve yaralanan sanıkların da dahil olmak üzere herkesin kaçıp maktül M.A.’ün orada ağır yaralı olduğu, C.I. ve A.D.’ı da yaralı olarak gördükleri ve hastaneye gönderdikleri M.A.’ün yapılan tıbbi müdahaleye rağmen kurtarılamayarak öldüğü C.I. ile A.D.’ın çeşitli yerlerinden yaralandıkları olayın bu şekilde meydana geldiği tüm dosya kapsamından anlaşılmış bulunmaktadır.
İddia makamı her ne kadar …….. tarihli iddianamesinde sanıklardan F.Ö.’nun M.A.’ü silahla kasten öldürmesi C.I.’ı ve A.D.’ı yaralamaktan dolayı tecziyesini istemiş diğer sanıklar C.Ö. ve K.Ö.’nun eylemine adam öldürme eylemine iştiraklerinden dolayı tecziyesini istemiştir.
Tüm dosya münderecatı incelendiğinde olayın tabiri caizse incir çekirdeğini doldurmayacak derecede eften püften bir sebepten dolayı meydana geldiği dolayısıyla sanıkların ve mağdur maktulün birbirlerini tanımadıkları dolayısıyla bir gazete alışverişi nedeniyle sorulan sorunun sonrasında olayın tezahür ettiği yukarıda da izah ettiğimiz şekilde barışmak için müştekilerin bulunduğu çay bahçesine sanıkların gittiği tam çıkış sırasında orada çalışan ve aynı hemşeri grubundan olan kişilerin cehaleti yüzünden tekrar kavganın başladığı ancak bu kavga sırasında sanıkların kavganın içerisinde kalıp kaçma olanaklarının olmadığı dolayısıyla başka imkanları da olmayan sanıkların bu şekilde hareket ettikleri anlaşılmış bulunmaktadır.
Yine tüm dosya içeriği göz önüne alınarak 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ‘nun 25/1-2 gereğince değerlendirilmesi, zira (gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup bilerek neden olmadığı ve başka surette korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile orantılı olarak bu suçu işledikleri için) sanık F.Ö. hakkında bu maddenin tatbiki gerekmektedir. Ayrıca Sayın Mahkemece bu maddeye itibar edilmediği takdirde olayda ağır bir tahrikin söz konusu olabileceği nedeniyle yine 5237 Sayılı Kanunun 29. maddesinin tatbiki şahsımızca uygun olacağı görüşündeyiz.
Bütün bu nedenlerden dolayı, dosya içerisindeki mevcut delil durumu, tanık beyanları özellikle B.Ö. ‘in ifadesi de göz önüne alınarak;
1- F.Ö.’nun yukarıda izah ettiğimiz nedenlerden dolayı 5237 Sayılı Kanunun 25/2 maddesi gereğince hakkında uygulama yapılarak ayrıca 6136 Sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince tecziyesi,
2- C.Ö.’nun ve K.Ö.’nun da bu eylemlere iştiraklerinden dolayı haklarında tecziyesi için kamu davası açılmış ve iddianamede de sanık F.’ın yanında bulunan C.Ö. ve K.Ö. eylemi F.’ın eylemini destekler ve kolaylaştırır davranışları ile suçun işlendiği sırada muavenet ve müzaheret ile F.’ın icrasını kolaylaştırdığı suç işleme kararını takviye ettiklerini iddia edilmişse de olayın ani bir şekilde teşekkül ettiği sebep illiyet münasebetinde olayın daha evvelinden her hangi bir durum meydana gelmediği gibi ani kavgaya karıştıkları sırasında meydana geldiğinden sanık K.Ö.’nun beraati gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarda açıklanmaya çalıştığımız hususlar doğrultusunda, müvekkillerimin tahliyelerine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz.
Sanıklar Müdafii