Tarafların kanunen yetkili olmayan bir mahkemeyi yetkili hale getirmek için yapmış oldukları usul hukukuna ilişkin sözleşmeye denilir.
- Şartları yerine getirilerse yabancı ülke mahkemeleri de yetkili kılınabilir.
- Yetki sözleşmesi, tarafların cüz’ ve külli haleflerini bağlar.
- Yetki sözleşmesi yetki şartı olarak yapılabileceği gibi ayrı bir sözleşme şeklinde de yapılabilir.
- Yetki sözleşmesi yalnızca tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilir.
- Birden fazla mahkeme yetkili kılınabilir.
- Yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan mahkeme akli kararlaştırılmamış ise, münhasır hale gelir.
- HUMK döneminde yapılan ve taraflardan yalnızca birinin tacir olduğu bir yetki sözleşmesi HMK döneminde de geçerli değildir.
BAM nin yetkisi için yetki sözleşmesi yapılamaz.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları şunlardır;
- Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz.
- Yetki sözleşmesi yazılı olmalıdır. Adi yazılı şekil geçerlidir. Bu geçerlilik şartıdır.
- Sözleşmede uyuşmazlık belli olmalıdır
- Yetkili kılınan mahkemeler belli olmalıdır.
Yetki Sözleşmesi Yargıtay Kararları
“…günlü sözleşmede yetki kaydı bulunmakta olup, taraflarca Ankara mahkemelerinin yetkisi kabul edilmiştir. Uyuşmazlık (kira tespiti) ayni bir haktan kaynaklanmadığından, yanların yetkili mahkemenin tayini konusunda yaptıkları bu sözleşme geçerlidir. Ancak, yetki sözleşmesiyle yasanın yetkili kıldığı genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin kaldırılması söz konusu olamaz. Somut olayda; uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığından ve sözleşmenin ifa yeri Şişli mahkemelerinin yetkisi dahilinde bulunan Maslak mevkii olduğundan, dava Şişli mahkemelerinde görülebilir. Mahkemece HUMK 10. maddesinde düzenlenen bu olgu gözetilerek çekişmenin esasının incelenmesi yerine yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. (14. HD. 22.09.2006-7584/9682 (YKD 2007/3 sf. 501))
“Yetkisizlik itirazı ilk itirazlardan olup, esasa cevap süresi içinde ileri sürülmelidir. (4. HD. 09.12.2002 13554/13793 (YKD 2003/6 sf. 875))
“Yetki sözleşmesi yoluyla genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisi kaldırılamaz. Sadece onların yanında yetkili olabilecek başka bir mahkeme kararlaştırılabilir. Dava, davacının seçimine göre hem genel (HUMK m. 9) hem de özel (HUMK m. 10) yetkili mahkemede açılabilir. (HGK 04.06.2003-19/420-411 (YKD 2003/9 sf. 1338))
“Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkilerini kaldırmaz, (13, HD. 18.6.2009-6073/9583 (YKD 2009/11 sf. 2099)
“Birden fazla yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açabilir. (17. HD. 29.06.2009-2306/4698 (YKD 2009/11 sf. 2124))
“Yetki itirazında bulunanın, yetkili olmaları koşuluyla, birden çok yeri belirtmesi halinde, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. Bu durumda tercih yapma hakkı karşı tarafa geçer. (12. HD. 17.11.2008-18119/20218 (YKD 2009/5 sf. 901))
“Taşınmazın aynına ilişkin davalar taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup, bu konuda taraflarca yetki sözleşmesi yapılamaz. (8. HD. 16.07.2007-3129/4503 (YKD 2008/1 sf. 43))
“HUMK m. 9’a göre, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, açıldığı tarihte davalının TMK gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür. Aynı yasanın 22. maddesi uyarınca da, mahkemenin yetkisi kamu düzenine göre tayin edilmemiş olan hallerde, iki taraf bir veya birden çok belirli hususa ilişkin anlaşmazlıklarının yetkili olmayan yer mahkemesinde görülmesini yazılı sözleşme ile kararlaştırabilirler. Ancak; böyle bir sözleşmenin yapılmış olması, başka bir anlatımla, özel yetkili mahkemenin taraflarca kararlaştırılmış bulunması, m. 9 da yer alan genel yetki kuralını ortadan kaldırmaz. (18. HD. 28.11.2006-8374/9839 (YKD 2007/5 sf. 943))