Yemin Delili Nedir?
Bir davada iddiasını ispatlayamayan taraf son çare olarak yemin deliline başvurur. Yemin delili davanın çözümü bakımından önemli ve çekişmeli konularda gündeme gelir. Yemin taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda geçerlidir.
Resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda yemin geçerli değildir. Çünkü bu davalarda yemin hakimi bağlamaz. Hukuki sebepler yeminin konusu olamazlar.
Yemin deliline başvurulamayacak haller
Aşağıdaki konularda yemin teklif edilemez;
- Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar.
- İşlemin geçerliliği için beyanda bulunmanın yeterli görülmediği haller,
- Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar. (Örnek: tarafın senet üzerinde sahtecilik yapıp yapmadığı hususu)
- Hakimin reddinde,
- Zabit katibinin ve bilirkişinin reddinde,
Yemin bir taraf usul işlemidir. Bu nedenle görevsiz mahkemede yapılan yemin geçerlidir.
Yemin delili nasıl kullanılır?
Yemin teklifi için vakıanın o kimseden kaynaklanması yani o kimsenin o şeyi bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerekir. Yemin teklifini taraflar yapar. Feri müdahil yemin teklifinde bulunamaz. Yemin davanın tarafına teklif edilir ve bizzat o kişi tarafından yerine getirilir.
Yemin teklif edilen kişi kısıtlı ise onun kanuni temsilcisi yemini gerçekleştirebilir veya iade edebilir. Aynı şekilde bir şirketin yetkilisi de şirket adına yemin edebilir veya iade edebilir.
Yemin edecek taraf yemin etmeden ölürse, yemin hiç teklif edilmemiş sayılır. Tabii ki tüzel kişiler için böyle bir problem yoktur. Uyuşmazlığın çözümü için yemin delilinden başka bir delil mevcut olsa dahi yemin teklif edilmesi mümkündür. Ancak yemin teklif edildikten sonra yemin teklif eden taraf başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil sunamaz. Yemin teklif edilecek kimse hazır değilse yemin için meşruhatlı davetiye çıkartılır. Yemin için davet edilen kimse özrü olmadan gelmez ise yemin konusu vakıaları ikrar edilmiş sayılır.
Yeminin konusu olan vakıa eğer ki her iki tarafın da dahil olduğu bir olguyu içermiyorsa yemin iade edilemez. Örneğin davacı, davalının kendisinden beş bin lira ödünç almadığına yemin etmesini teklif ederse, davalı “bana beş bin lira ödünç verdiğine davacı kendisi yemin etsin” diyerek, yemini onu teklif eden davacıya iade edebilir. Ancak bir şufa davasında, davalının davacıya satışı daha önce öğrenmemiş olduğu hakkında yemin teklif etmesi üzerine, davacı, “satışı daha önce öğrendiğime davalı yemin etsin” diyerek yemini davalıya iade edemez. Çünkü davacının satışı öğrenmesi vakıası, davacının kendisinden kaynaklanmıştır. Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.
Mahkeme yemin edecek kişiye hangi konuda yemin edeceğini, yeminin ne anlama geldiğini ve önemini, yalan yere yemin edilmesi durumunda cezalandırılacağını anlatır ve uyarır.
Hakim, “Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” diye sorar. O kimse de “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” demekle yemin eda edilmiş sayılır.
Yemin eda edilirken, hakim de dahil olmak üzere hazır bulunan herkes ayağa kalkar.
Sağır veya dilsizler eğer ki okuma yazma biliyorlarsa bu durumda yeminlerini yazarak imzalayıp yemin edebilirler. Eğer ki sağır veya dilsiz kişi okuma bilmiyorsa o halde beden işaretleri uzmanı bilirkişi vasıtasıyla yeminlerini icra ederler.
Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler, yemin hakkındaki beyanlarını yazıp imzalayarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler, işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin ederler. Hakim gerekirse yemin ile ilgili açık olmayan hususlarda soru sorabilir.
Yalan yere yemin davasının açılması esas dava bakımından bekletici sorun yapılmaz. Bu durum bir yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılır.
İstinabe yolu ile de yemin ettirilebilir.
Yemin Delili Yargıtay Kararları
1) Yemin Delilinin Kullanabilmek İçin Delil Listesinde Yemin Deliline Dayanılmalıdır
Yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delille dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veyahut da uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır. (HGK 24.01.2007-3/29-19 (YKD 2007/12 sf. 2204))
2) İspat Yükü Kendisinde Olmayan Diğer Tarafa Yemin Yöneltemez
İspat yükü kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz. (9. HD. 08.04.2008 15221/7869 (Terazi D. 2007/27 sf. 213))
3) Yemin Usulüne Uygun Yapılmalıdır
Mahkemece; davacı tarafından davalıya teklif edilen yemin sonucunda, davalının borcunun bulunmadığına ilişkin yemin etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yeminde HUMK 339, maddesinde belirtilen sıraya uyulmadığı ve aynı kanunun 340. maddesi gereğince yemin eden tarafa yemininde sebat edip etmediği sorulmadığı için, mahkemece davalı tarafa yaptırılan yemin kanuna aykırı ve geçerli değildir. Geçerli olmayan yemine dayanılarak mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (3. HD. 19.09.2006-100032/11164 (Terazi D. 2007/11 sf. 177))
4) Yemin İspat Yükü Taşıyan Tarafın En Son Başvurabileceği Yoldur
“Yemin, iddia ve savunmasını diğer delillerle kanıtlayamayan tarafın en son başvurabileceği bir ispat yoludur. Davacı delilleri arasında diğer yasal deliller” denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığından, davacı tarafa mahkemece yemin teklif hakkının hatırlatılması gerekirken, bu yönün gözden kaçırılması doğru görülmemiştir. (19. HD, 29.02.2008-6286/1856 (YKD 2008/12 sf. 2388))
5) İki Tür Yemin Vardır; Taraf Yemini ve Tamamlayıcı Yemin
“Medeni usul hukukunda yemin delili kesin delil niteliğinde olup, uygulama ve öğretide iki başlık halinde ele alınmaktadır. Bunlardan birisi taraf yemini (kesin yemin), diğeri de resen yemin (hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin)dır. Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, HUMK 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise, HUMK 356. maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan-iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması- ve iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verebilecek derecede hakimi ikna edememesi-koşulların birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir. Yine HUMK 195 ve devamı maddelerinde esasa cevap düzenlenmiş olup; davalının varsa karşı delillerini bildirmesi gereği, 200. maddede 179 ve 180. maddelere atıfla açıkça belirtilmiştir.
Mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekilde sair deliller ifadesine yer vermeleri olanaklıdır. Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzelkişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. İspat yükü kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz. (9. HD. 04.03.2010-2050/5887 (YKD 2010/9 sf. 1623))
6) İspat Yükü Kendisinde Olmayan Taraf Yemin Teklif Ederse Hakim Ne Yapmalıdır?
“İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın yemin önermesi halinde, mahkemenin açıkça ispat yükümlülüğünün kendisinde olmadığını ve bu yükümlülüğü devir alıp almayacağını sorması, kabul ettiği takdirde yemini eda ettirmesi gerekir. (15. HD. 04.12.2007-7736/7765 (YKD 2009/4 sf. 713))