Hukukta tavzih etmek ne anlama gelir? Tavzih talebinde nasıl bulunulur, tavzih kararı nasıl verilir ve nasıl gerçekleşir?
Tavzih, açıklama, aydınlatma; tavzih etmek ise açıklamak ve aydınlatmak demektir. Tavzihin bir diğer adı hükmün tamamlanmasıdır. Hukukta tavzih terimi; yeterince açık olmayan veya icrasında tereddüt, kuşku uyandıran yahut birbirine aykırı fıkralar içeren bir yargısal hükmün icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan birinin talebiyle açıklanması ya da tereddüdün veya aykırılığın giderilmesidir.
Hükmün tavzihi bir kanun yolu değildir.
Tavzih hangi hallerde yapılır?
Tavzih hüküm fıkrasında olur, hükmün gerekçesinin açıklanması için tavzih olmaz. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki için tavzih yoluna başvurulamaz. Bunun için kanun yoluna gidilmesi gerekir.
Tavzih talebi şu üç halde söz konusu olabilir:
- Hükmün yeterince açık olmaması hali.
- Hükmün icrasında (gereğinin yerine getirilmesinde) tereddüt (kuşku ve duraksama) oluşması hali.
- Hükmün birbirine aykırı fıkralar içermesi hali.
Taraflar bu üç hal dışında tavzih isteminde bulunamazlar.
Tavzih talebi hangi mahkemeden istenir?
Tavzih, hükmü veren mahkemeden istenir. Tavzih isteminde bulunmak, hükmün icrasını durdurmaz. Hüküm fıkrasında taraflara tanınmış bulunan haklar ve taraflara yüklenmiş bulunan borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Tavzihi sadece taraflar isteyebilir. Mahkeme kendiliğinden tavzih yapamayacağı gibi üçüncü kişiler de tavzih isteyemez. Tavzih sadece hükmü veren mahkemece yapılabilir. İcra müdürü ya da tapu memuru tavzih yapamaz.
Hem ilk derece mahkemelerinin hem de üst derece mahkemelerinin kararları için tavzih yoluna başvurulabilir. Tavzih yoluna başvurmak için hükmün kesinleşmiş olması gerekmez. Tavzih talebinde bulunmak temyiz süresini ve hükmün icrasını durdurmaz.
Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Ne zamana kadar tavzih talebinde bulunulabilir?
Tavzih talebi, hükmün icrası tamamlanıncaya kadar mümkündür; hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Hatta, kesinleşmiş olan kararlar hakkında da tavzih isteminde bulunmak gerekebilir.
Tavzih istekleri kesinleşen hükmün infazına kadar ileri sürülebilir. (1. Hukuk Dairesi 28.09.2006-7296/9436)
Mahkeme kararı nasıl tavzih edilir?
Hükmün tavzihini ancak taraflar isteyebilir. Üçüncü kişilerin böyle bir talep hakları bulunmamaktadır. Tavzih, hükmü veren mahkemeden istenebilir. Tavzih dilekçeyle istenir. Dilekçe, taraf sayısı kadar nüsha eklenerek hüküm veren mahkemeye sunulur. Dilekçe suretleri karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı tarafça verilebilecek cevap da, tavzih isteyene tebliğ olunur.
Mahkeme, karşı taraf cevap vermemiş olsa bile, dosya üzerinde inceleme yaparak gerekli kararı verir. Ancak, gerekli görürse, iki tarafı da sözlü açıklamalarını dinlemek için davet edebilir.
Mahkemece tavzih kararı verildiği takdirde, tavzih olunan hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.
Mahkeme tavzih talebinde nasıl karar verir?
Mahkeme, tavzih talebinin incelemesi sonucunda, hükmün müphem olduğu veya çelişik fıkralar içerdiği kanısına varırsa, hükmü tavzih eder. Tavzih ile birlikte, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalarla verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kağıda yazılı imzalanır ve mühürlenir.
Tavzih talebinin reddi halinde itiraz edilebilir mi?
Tavzih talebinin kabul veya reddine ilişkin kararlar istinaf edilebilirler. Tavzih kararını istinafı üzerine verilen kararlara karşı, temyiz yoluna gidilemez.
Kesinleşen Hükmün Tavzihi
Hükme karşı tavzih istekleri, kesin hükmün infazına kadar ileri sürülebilir. 1. HD. 28.09.2006 7296/9436 sayılı kararında şu şekilde görüş belirtilmiştir: “Davacılar, miras bırakanları Habibe’nin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 7874 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 12 payını davalı oğlu Ömer’e temlik ettiğini, payın daha sonra kısa aralıklarla el değiştirerek davalı Ömer’in oğlu Mustafa’ya devredildiğini, tüm bu satışların muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerinde bulunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne dair karar Dairece onanarak ve karar düzeltme talebi reddedilerek hüküm 06.03.2006 tarihinde kesinleşmiş, davacılar kesinleşen hükümdeki 4 pay ibaresinin 3 pay olarak düzeltilmesi suretiyle tavzih talebinde bulunmuşlardır. Davalılar, kesin hükmün oluştuğunu, tavzih yoluyla kararın değiştirilmesinin mümkün olmadığını belirterek talebin reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların tavzih talebinin kesin hükmün neticelerini değiştirir nitelikte olduğundan tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmü düzeltilmesi istenen mahkemenin 2003/787 esasına kayıtlı davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, davanın kabulü ile hüküm fıkrasında belirtildiği şekilde anılan davanın davacılarına pay verildiği, hükmün aşamadan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacılar, kesinleşen hükümde kendilerine özgülenen payın hatalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Tavzih isteklerinin anılan düzenlemelerdeki koşulların varlığı halinde kesinleşen hükmün infazına kadar ileri sürülebileceği açıktır. Tavzihi istenen hükmün infaz edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, isteğin incelenmesi koşulların varlığı halinde, kabulü gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle reddedilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına. (YKD 2007/11 sf. 2031)
Tavzih ile hüküm fıkrası değiştirilemez. Somut olayda, yerel mahkeme tarafından vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrası tavzih yolu ile değiştirilmiş olup, bu husus açıkça yasaya aykırılık teşkil etmektedir. 19. HD. 19.02.2007-7433/1469 (YKD 2007/11 sf. 2104)
Tavzih Yargıtay Kararları
Tavzih, hüküm fıkrası müphem ve gayri vazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse uygulanır. Tavzih ile hüküm fıkrası değiştirilemez. (19. HD. 19.02.2007 7433/1469) (YKD 2007/11 sf. 2104)
HUMK 80. maddesi hükmü gereğince iki tarafın açık olan hataları daima tashih olunabilir. Ancak bu tashih neticesinde bir münazaa mahiyetini değiştirir veya halledilmiş bulunursa yargılama gideri tayininde bu cihetin dikkate alınması gerekir. Görülüyor ki asıl davanın davacısının dava dilekçesinde yazılı isimleri mirasçılık belgesine göre düzenleme istemesi tavzih değil, bir tashih işlemidir. Açık olan hatanın tavzih değil, tashih yoluyla giderilmesi usul açısından olanaklı olduğu gibi, usul ekonomisi kuralı da bunu gerektirir. Mahkemece yapılan düzeltmeye uygun taraf teşkili sağlandığından, asıl davanın esasının incelenmesi yerine husumet noktasından reddi açıklanan nedenle doğru olmamıştır. (14. HD. 22.12.2008-14670/15604) (Terazi D. 2009/38 sf. 259)
İstek usulün 455 ve onu izleyen maddeleri hükmünde tanımlanan biçimde tavzih istemine ilişkindir. Tavzihi içeren istemler hakkında evrak üzerinde karar verilebileceği gibi, tavzih isteminin niteliği ve kapsamına göre taraflara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve tüzüğü uyarınca yöntemine uygun şekilde davetiye tebliğ edilmek koşuluyla tavzih isteminin duruşmalı olarak yapılabileceği de kuşkusuzdur. (7. HD. 07.06.2005-1933/1890) (YKD 2005/10 sf. 1551)
HUMK 455. maddesi hükmüne göre, hükmün tavzihi için müphem ve gayrı vazıh veya çelişkili fıkraları içermesi gerekir. Hükme yeni bir unsur ilave edilmesi suretiyle tavzih edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının dava dilekçesinde yazılı taleplerinden birisi olan emeklilik talebini unutan mahkemece tavzih kararı ile davacının emeklilik dilekçesini verdiği ayı takip eden 2005 eylül ayından itibaren emekli maaşı bağlanması gerektiğinin tespitine şeklinde karar verilmesi hükme yeni bir unsur ilave edilmesi niteliğinde olmakla usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. (21. HD. 16.04.2007-3197/6517) (YKD 2010/3 sf. 490);
HUMK 389. maddesi uyarınca mahkemelerce verilen kararlar, şüpheye yer vermeyecek şekilde uyuşmazlık konularını kapsar surette açık olmalıdır, mahkeme kararlarının açık olmadığı, çelişik olduğu hallerde de aynı yasanın 455-459. maddelerinde düzenlenen hükümlerin tavzihi (açıklanması) yoluna başvurulmaktadır. Hükümlerin tavzihi, ancak hükmün müphem olması, birbirine aykırı ve çelişik fıkralar ihtiva etmesi halinde hükümlerdeki gerçek anlamın ortaya çıkarılması için başvurulan yoldur. Bu yolla hakim, hükmün başka şekilde anlaşılmasını ve değişmesini önlemektedir. Tavzih ile hüküm fıkrasındaki müphem konu açıklanacağı gibi, birbirine aykırı fıkralar arasındaki aykırılık giderilebilir. Hatta hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişme varsa bu çelişki de giderilebilir. (9. HD. 15.09.2009 31403/23197) (YKD 2010/5 sf. 830)
Saim Bey, ben de sizin gibi epistemofili taşıyorum ve gayretlerinizi takdir ve hayranlıkla karşılıyorum.
Saygılar
Davalı vekili olduğum dosyada dava reddedildi. Ancak mahkeme gerekçeli kararda hata yaparak Vekalet ücretini bize değil davacıya ödenmesine yönelik karar oluşturmuş. Bu durumda tavzih yapabilir miyim?
Tavzih talep edeceksiniz, mahkeme duruşma açacak, duruşmada vereceği hükümle düzeltmeyi yapacak.