Hukuk yargılama sisteminde olağan olan uygulama, davaların esastan verilen kararlarla sonlandırılmasıdır. Bir mahkemede görülmekte iken (yetkisizlik, görevsizlik ve gönderme kararlarıyla) nihayete eren bir dava, başka bir mahkemede görülebilirken ya da dava şartı noksanlığı gerekçesiyle usûlden reddedilen bir dava, şartların ikmâliyle yeniden açılabilirken; esastan verilen nihâî bir kararla sonlandırılan ve kesinleşen bir davanın (yargılamanın iâdesi yolu dışında) yeniden açılması imkânsızdır.
Açılmış olursa, “kesin hüküm (muhkem kaziyye)” sebebiyle reddolunur. Mahkemenin esasa ilişkin nihâî kararı, ya “Davanın Kabûlüne” veya “Davanın Reddine” veyahut da “Davanın Kısmen Kabûlüne – Kısmen Reddine” biçimlerinde olabilir.
Esasa ilişkin nihâî kararlar, iki şekilde kesinleşebilir:
(1) “Kanun Yolu”na başvurulmayarak kesinleşme;
(2) “Kanun Yolu” incelemelerinden geçerek kesinleşme.
Kanun Yolu’na götürülmeyerek kesinleşen esasa dâir nihâî kararlarla yargılama sonlandırılmış olur. Kanun Yolu’na başvuru hâlinde nihâî karar, ya Onanmış olur veya Bozulmuş olur.
Mahkemeler, Bozma kararlarma karşı Direnme (=ısrar) kararı verirlerse, dosya, “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu”na gönderilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı kesindir.