Karar Verilmesine Yer Olmadığı Kararı Karşı Vekalet Ücretine İtiraz

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE

Sunulmak Üzere

ADANA SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO:

İSTİNAF EDEN

DAVALILAR:

VEKİLLERİ:

DAVACILAR:

TALEBİN KONUSU           : … Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/10/2019 tarihli ve 1 E. 2019/1367 K. sayılı kararının istinaf incelemesi isteminden ibarettir.

KARARIN TEBLİĞ TARİHİ: 27/12/2019 (E-Tebligat)

KARARIN ÖZETİ                  :

… Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek; vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tarafımızdan davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

Sayın mahkemenin yukarıda dosya numarası yazılı kararı gereğince tarafımızdan, davacı tarafa vekalet ücreti ve yargılama gideri ödenmesine karar verilmesi nedeniyle söz konusu kararı istinaf ediyoruz. Mahkemenin kararı usul, yasa ve yüksek mahkeme kararlarına aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki;

Dava dilekçesinde de açıkça kabul edildiği üzere ” Takip Konusu taşınmaz kooperatif hissesi olarak Bekir ÇIRIK varisleri olan davalılara aittir. ” Kooperatif Kanuna aykırı bir şekilde müvekkillerimiz 08/06/2013 tarihli genel kurul kararı ile üyelikten ihraç edilmiştir. Bu karar kesinleşmeden de usul ve yasaya aykırı bir şekilde davacılar kooperatif üyesi yapılmıştır. Ancak bu kararın hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır.

Kooperatif Kanunu’nun 16. Maddesin’de, “….Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir…. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları, kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.

Tarafımızdan 3 aylık süreyi geçirmeksizin 25.07.2013 tarihinde, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/309E sayılı dosyası ile ” 08/06/2013 tarihli 2012 yılına ait genel kurulun 3 nolu kararının müvekkileri ilgilendiren kısmının ve buna dayalı olarak alınan yönetim kurulu kararlarının iptaline ve bu kararın dava süresince yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesine, müvekkillerin arsa sahiplerinin haklarına haiz olacak şekilde kooperatife borçlu olmadıklarının tespitine “ ilişkin dava ikame edilmiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/309E sayılı dosyası numarasıyla karara çıkmış, Davamızın Kısmen Kabulüne karar verilmiştir. Tarafların süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmamaları üzerine hüküm, 04/12/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu hükümle;

A- Davacılarındavalı S.S.TOPKAPI TOPLU İŞ YERİYAPI KOOPERATİFİNE 77.382.50-TL aidat  BORCU BULUNMADIĞININ TESPİTİNE.

  B- Davalıkooperatifin 08/06/2013 tarihinde yapılan Genel Kurulunun alınan 3 nolu kararla davacıların kooperatif ortaklığından çıkarılmasına (ihracına) ilişkin kararın İPTALİNE.….” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

Ancak, Kooperatif 28.11.2013 tarihli Genel Kurur Kararında, çıkarma kararı kesinleşmemesine rağmen müvekkillerimizin yerine ” 27.11.2013 tarihinde yazılı dilekçe ile müracaat İŞLEK’İNüyeliklerini gerçekleştirmiştir. Bu karar hukuki dayanaktan uzak ve Yargıtayımız içtihatları gereği yanlış bir karardır.

Söz konusu ihraç kararı iptal edildiğine göre dükkanlar için yeni üye alınması imkanıbulunmamaktadır. Müvekkillerimiz haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmediğinden, dava konusu taşınmaz yönünden kooperatifin yeni ortak alamayacağı kesin bir şekilde düzenlenmiştir. Hatta çıkarılan kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği açık bir şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla kooperatif yasasına göre usülsüz bir devir yapılmış ise de; yapılan bu devrin koop. Kanunu 16. Madde gereğince geçersiz olacağı ve davacıların dava konusu taşınmazda haksız işgalci oldukları açıktır.

Yerel Mahkemece haklılığımız araştırılmaksızın hüküm kurulmuştur. Bu yönüyle kararı istinaf ediyoruz. Ki Yargıtay kararları gereğince haklılık durumunun araştırılarak hüküm tesisi gerekirken davanın açılmasına sebebiyet vermediğimiz halde aleyhimize vekalet ücretine hükmedilmiştir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 28/01/2013 tarih ve 2012/16929 Esaslı kararında; … Karar: Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusuz kaldığından davanın reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, davacılar lehine takdir edilen 600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK nın 331/1 maddesinde; “davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” düzenlemesi bulunmaktadır.

Somut olaya gelince; dava konusu kiralanan yargılama devam ederken tahliye edilmiştir. Bu durumda mahkemece tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda hüküm kurulması gerekirken gerekli araştırma yapılmadan yazılı şekilde yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda da karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 07/10/2019 tarih ve 2019/1317 E – 2019/2032 sayılı Kararında; ...mahkemece; HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca, konusuz kalan dava hakkında yargılamaya devam edilerek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğu tesbit edilmeli ve o tarafın yargılama giderlerine (bu bağlamda vekalet ücretine de) mahkum edilmesi gerekir. Şeklindedir.

Yargı kararlarında ve madde metninde de görüleceği üzere davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haklı/haksız olduğunun tespit edilmesi ve buna göre vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda hüküm kurulması gerekmektedir. Söz konusu davanın açılmasında müvekkil davalılara hiçbir kusur atfedilemeyeceği dosyaya sunduğumuz deliller ve tüm dosya mündericatı gereği barizdir.Lehimize vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda arz veizah olunduğu üzere,

> Konya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarihli ve 2019/361 E.2019/1367 K. sayılı kararınınistinaf incelemesi neticesinde, 1/c bendin de geçmekte olan vekalet ücreti kısmına dair  ve 1/d bendinde geçmekte olan yargılama gideri yönünden verilen hükmün kaldırılmasına,

> Davanın açılmasına sebebiyet vermediğimiz ve Kooperatif Genel Kurulu kararının iptal ettirdiğimiz göz önünde bulundurularak Lehimize Vekalet ücreti ve yargılama giderinin hükmedilmesini talep ederiz.

Davalılar Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir