Islah Nedir? Islah Nasıl Yapılır?

Islah nedir, nasıl yapılır konulu Youtube videomuzu izleyebilirsiniz.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan “davanın ıslahı” ne anlama gelir ve ne işe yarar? Dava nasıl ıslah edilir? Avukat Saim İNCEKAŞ tarafından bu soruların cevapları sizler için ele alındı.

Islah Ne Demektir? Davanın Islah Edilmesi Ne Anlama Gelir?

Aslı Arapça olan “Islah” kelimesi sözlükte “iyileştirme, iyi bir duruma getirme, düzeltme” anlamları taşır.

Hukukta “ıslah”, görülmekte olan bir davanın taraflarından birinin yapmış bulunduğu bir usulü işlemin kısmen ya da tamamen düzeltmesine “ıslah” denilir. Islah tek taraflı bir usul işlemidir. Islah işlemini karşı tarafın kabul etmesi gerekmez. Islahın amacı tarafların iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı nedeniyle yapamadığı işlemleri bir defaya mahsus yapmalarına izin vermektir. Islah işlemi karşı tarafa tebliğ edilir. Islah işlemi ile vakıalar, olaylar, dava konusu ve talep sonucu değiştirilebilir. Ancak ikinci bir tanık listesi verilemez.

Hukuk yargılamasında iddia ve savunmayı belirginleştirmek ve netleştirmek önemlidir. Karşı tarafın açık rıza ve muvafakati olmadan, iddia ve savunmayı değiştirmek ya da genişletmek mümkün değildir. Ancak, bazı hallerde, karşı tarafın açık rızası bulunmasa da iddia ve savunmayı değiştirmek veya genişletmek mümkündür. Bu yol, ” ıslah yolu”dur.

Şu iki örnek “ıslah yolu” nu daha iyi kavrayabilmeye yardımcı olacaktır:

Birinci Örnek: 25 yıldır malik sıfatıyla ve kesintisiz biçimde bir taşınmaza zilyet olan davacı, taşınmazın Hazine adına tescilini yanlış bularak tapu kaydının iptali için açtığı davanın görülmesi sırasında, taşınmazın gerçekten hazineye ait olduğu kanaatine varır. Oysa kendisi, bu taşınmaz üzerine iyi niyetle bir bina yapmıştır. Binanın değeri de taşınmazın değerinden fazladır. İşte bu durumda, davalı taraf muvafakat etmese bile, davacı, “ıslah yolu”nu kullanarak dava dilekçesini değiştirip, taşınmazın hakkaniyete uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini isteyebilir.

İkinci Örnek: Görülmekte olan bir davada, davalı taraf, davaya verdiği gerek ilk gerek ikinci cevap dilekçesinde “Zamanaşımı Defi” (zamanaşımı savunması)’nde bulunmayı unutmuş veya borcun zamanaşımına uğradığını ikinci cevap dilekçesini de verdikten sonra fark etmiştir. Ön inceleme aşamasında zamanaşımı definde bulunmuş ise de, davacı taraf buna rıza göstermemiştir (HMK. 141/1-2). İşte bu durumda, davalı taraf, “ıslah yolu”nu kullanarak ikinci cevap dilekçesini düzelterek zamanaşımı savunmasında bulunabilir

Islah, davanın ve savunmanın değiştirilmesi ya da genişletilmesi yasağına istisna getiren ve taraflarca yapılabilen önemli bir usul işlemidir. Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur (HMK md. 179/1)

Islah Yoluyla Yapılabilecek İşlemler

Taraflarca yapılabilen usulü işlemler, ıslahın konusunu teşkil eder. Davanın taraflarından her biri, yaptıkları usulü işlemleri kısmen ya da tamamen ıslah edebilirler (HMK md 176/1).

Aşağıda belirtilen işlemler ıslah yoluyla yapılabilir:

  1. Davanın müddeabihi (değeri) artırılabilir. Örneğin sekiz bin liralık alacak davasında miktar on bin liraya yükseltilebilir (Kısmî ıslah).
  2. Dava değiştirilebilir. Örneğin “Tapu İptali ve Tescil Davası”, “Elatmanın Önlenmesi Davası” na dönüştürülebilir (Tümden ıslah).
  3. Davanın konusu değiştirilebilir. Örneğin, aynen ifadan vazgeçip, ıslah yoluyla davaya konu edilen şeyin değeri istenebilir.
  4. Davanın sebebi değiştirilebilir. Örneğin terk sebebine dayalı boşanma davası ıslah yoluyla, akıl hastalığına dayalı boşanmaya dönüştürülebilir.
  5. Dava dilekçesi tamamen ıslah edilerek dava dilekçesinde bildirilmeyen vakıalar bildirilebilir.

Islah Yoluyla Yapılamayacak İşlemler
Bazı işlemler, ıslah yoluyla yapılamaz:

  1. Bir davanın tarafları ıslah yoluyla değiştirilemez.
  2. İlk cevap dilekçesinde bildirilmeyen “İlk İtirazlar” ıslah yoluyla ileri sürülemez. Çünkü, 2 haftalık cevap süresi, hak düşürücü süredir.
  3. İkinci bir tanık listesi, ıslah yoluyla verilemez (HMK md 240/2).
  4. Islah yoluyla “Karşı Dava” açılamaz.
  5. Manevi tazminat talep miktarı, ıslah yoluyla artırılamaz.
  6. Feragat, kabul ve sulh gibi işlemler ıslah yoluyla düzeltilemez.
  7. Açılmış bulunan bir dava, ıslah yoluyla Delil Tespiti davasına dönüştürülemez.
  8. Ayıplı mal davasında seçimlik hakkını kullanan davacı (tüketici), talebini ıslah yoluyla değiştiremez.
  9. Davalının davayı kabul beyanından sonra, davacı davasını ıslah edemez.
  10. Davada mevcut “Netice-i Taleb” in yanına ıslah yoluyla ikinci bir talep eklenemez.
  11. İtirazın iptali davasında, davanın konusu, ıslah yoluyla artırılamaz. (Ancak, itirazın iptali davası, alacak davasına dönüştürülebilir).

Islah Yoluyla Yapılmamış Sayılamayacak İşlemler

Hukukta “Islah yoluyla yapılmamış sayılamayacak” işlemler şunlardır (HMK. md. 179/2) :

  1. İkrar
  2. Tanık ifadeleri
  3. Bilirkişi Rapor ve beyanları
  4. Keşif tutanakları
  5. İsticvap tutanakları
  6. Yeminin teklifi, reddi ya da iadesi (yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla birlikte, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla).

Ancak, ıslahtan sonra yapılacak Tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır (HMK md 179/3).

Islah Yoluna Başvurulmasına Gerek Olmayan Haller

  1. Talep sonucunu azaltmak için ıslah yoluna başvurmaya gerek yoktur. Beş bin liralık davayı davacı üç bin liraya indirebilir.
  2. Hukuki sebeplerin değiştirilmesi ya da genişletilmesi için ıslah yolunu kullanmaya gerek yoktur.
  3. Gerek davanın açılmasından sonra gerekse cevap dilekçesinin verilmesinden sonra irade dışı meydana gelen olayların ileri sürülmesi için ıslah yolunu kullanmaya gerek yoktur.
  4. Tenkis davasında talep sonucunun artırılması için ıslah yolunu kullanmaya gerek yoktur. Çünkü gerçek alacak miktarı bilirkişi raporu ile belirgin hale gelecektir.
  5. Mahkemece re’sen (kendiliğinden) incelemeye tabi işlerde, tarafın ıslah yolunu kullanmasına gerek yoktur.
  6. Dosyada bulunan belge ve yazılardaki açık yazı ve hesap hatalarının düzeltimi için ıslah yolunu kullanmaya gerek yoktur.

Islahın Şartları

Islah için açık irade beyanında bulunulmalıdır.

Islah, sözlü veya yazılı (dilekçeyle) yapılabilir. İki tarafın da hazır bulunduğu oturumda ıslahla ilgili sözlü beyan, tutanağa geçirilir ve ıslah beyanında bulunana imzalattırılır. Karşı taraf oturumda hazır değilse, ıslah beyan tutanağı karşı tarafa tebliğ olunur. Islah yazılı dilekçeyle de yapılabilir (HMK md 177/2). Islah dilekçesinin karşı tarafa tebliği zorunludur.

Islah hakkı süresinde kullanılmalıdır.
Islah, tahkikat aşamasının sona ermesine kadar yapılabilir (HMK md 177/1). Yasa metninde geçen “Tahkikat Aşaması” ile kastedilen, ilk derece mahkemelerindeki Tahkikat evresidir. Gerek Bölge Adliye Mahkemesi’nde (istinaf aşamasında) gerekse Yargıtay’da (temyiz aşamasında) ıslah hakkı kullanılamaz. Bozmadan sonra yapılan yeni tahkikatta da ıslah yapılabilmesi mümkün değildir.

Yargılama sürecinde daha önce ıslah hakkı kullanılmış olmamalıdır.
Aynı davada taraflar ıslah yoluna ancak bir kez başvurabilirler (HMK md 176/1).

Giderler ile muhtemel zararlara karşılık Teminat yatırılmalıdır.
“Islah Yolu” nu kullanan taraf, ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleriyle karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere, hakimin takdir edeceği teminatı bir hafta içinde mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır (HMK md 178/1).

Karşı tarafın zararının kesin olarak tespit edilmesinden sonra, mahkeme veznesine yatırılan miktar eksikse tamamlattırılır; fazla ise iade edilir (HMK md 178/2).

Islah hakkı kötüye kullanılmamalıdır.
Islah, davayı uzatmak veya karşı tarafı ızrar etmek (zarara uğratmak) gibi kötü niyetli düşüncelerle yapılmış olmamalıdır. Islahın kötü niyetle yapıldığı ispatlanır ya da belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, aşağıdaki iki yaptırımı uygular:

(1) Islah dikkate alınmadan gerekli karar verilir,
(2) Hakim, kötü niyetle “ıslah” a başvuran tarafı, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarını ödemeye ve 500 Türk Lirasından 5000 Türk Lirasına kadar “Disiplin Para Cesası” na mahkûm eder (HMK. md. 182).

Islahın Çeşitleri Nelerdir? Hangi Yollarla Dava Islah Edilir?

Hukuk Yargılama Sistemi’mizde ıslah iki şekilde yapılabilir: Davanın Tamamen Islahı, Davanın Kısmen Islahı.

1) Davanın Tamamen Islahı

Bu ıslah türünde, dava tümüyle değiştirilmiş olmaktadır. Örneğin, Ecrimisil davasının, Elatmanın Önlenmesi davasına dönüştürülmesi gibi.

Davasını tümüyle ıslah ettiğini bildiren taraf, bildirim tarihinden itibaren bir hafta içinde “yeni bir dava dilekçesi” vermek zorundadır (HMK md 180/1). Aksi takdirde, ıslah hakkı kullanılmamış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam olunur (HMK md 180/1).

Tamamen ıslah üzerine bakılan dava, eski davanın devamı sayılır. Zamanaşımı, ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılır. Diğer bir deyişle, zamanaşımı hesabında, ıslah tarihi değil, ilk dava tarihi esas alınır.

Tamamen ıslahta, dava yenilenmiş ve değiştirilmiş olacağından, bazı hallerde bu durum mahkemenin görev yönünü etkileyebilir. Örneğin, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen alacak davası, ıslah yoluyla taşınmazın tahliyesi davasına dönüştürülmüş olursa, böyle bir durumda, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, görev konusu, kamu düzeniyle ilgili olup re’sen dikkate alınır.

2) Kısmen Islah

Kısmi ıslahta, sadece belli bir usulü işlem düzeltilir.

Uygulamada kısmi ıslah, daha çok “Müddeabih”in artırılması şeklinde kullanılmaktadır. İki taraf da kısmi ıslah yoluna başvurabilir. (Dikkat edilmeli ki, tamamen ıslah, sadece davacı tarafa tanınmış usûlî bir imkandır).

Kısmen ıslah yoluna başvuran tarafa, ıslah ettiği usûlî işlemi yapması için bir haftalık süre verilir.

Verilen bir haftalık süre içinde ıslah edilen işlem yerine getirilmezse, müddeabihin artırılan kısmıyla ilgili harç yatırılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam olunur (HMK. md. 181).

Islah ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Islah Yargıtay Kararları

“Yargılama sırasında davalı vekili 10.05.2006 tarihli dilekçesi ile savunmasını ıslah ederek dava konusu alacakların bir kısmının zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı defʻinin dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece, usulüne uygun olmadığı ve süresi içeresinde yapılmadığı gerekçesi ile davalının zamanaşımı def’i nazara alınmamıştır. Islah taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işleminin karşı tarafın oluruna bağlı olmaksızın tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir. HUMK 83 vd. maddelerinde düzenlenen ıslah müessesesi sadece davacıya hak tanımaz. Usulünce yapılmış davalı ıslahı da geçerlidir. Esasa cevap süresi içinde ileri sürülmediğinden davacı tarafın savunmanın genişletilmesi yönündeki itirazı ile karşılaşması mümkün olan zamanaşımı def’inin ıslah yoluyla yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. (HD. 02.04.2007-23813 (YKD 2007/8 sf. 1477)

“Islah yapılmaksızın talepten fazlaya hükmedilemez. (5. HD. 04.12.2006-12062/13227 (YKD 2007/6 sf. 1079)

“IBK 04.02.1948-1013 sayılı kararı uyarınca bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sırasında ıslah yapılması mümkün olmadığından talep üzerinden karar verilmesi gerekirken, ıslah bedeline hükmedilmesi yanlıştır. (5. HD. 21.10.2008-10870/12759) (Terazi D. 2009/30 sf. 193)

“Davacı taraf, bilirkişi raporundan sonra davalı yanın yokluğunda ıslah dilekçesi vererek dava konusu miktarı arttırmıştır. HUMK m. 85 gereğince diğer tarafın yokluğunda yapılan ıslahın yazılı olarak karşı tarafa tebliği gerekir. Mahkemece, yoklukta yapılan ıslah işleminin davalı tarafa tebliği işlemi yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, sair temyiz nedenleri incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir. (9. HD. 11.10.2004-17068/22817) (YKD 2005/6 sf. 880);

“Önceden dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla dahi dava kapsamına alınması mümkün değildir. (1. HD. 09.12.2009-10432/12778) (Terazi D. 2010/50 sf. 171);

“Islah açılmış bir davada taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesidir. (HUMK m. 83) Karşılık dava, iddia ve savunma sebebi olmayıp, müstakil bir davadır. HUMK m. 202/3’e göre davalı, ıslah yoluyla ancak savunmasını değiştirebilir veya genişletebilir. Davalı, karşılık davasını esas dava hakkındaki cevap layihasını bildirmek suretiyle ikame edebilir. (m. 203) Olayda davalı cevap layihasını zamanında ve usulüne uygun biçimde vermiş, bu dilekçesinde ziynetlerle ilgili herhangi bir karşılık davası açmamıştır. Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen savunma ve definin cevap dilekçesinin sonradan islahi suretiyle ileri sürülmesi mümkün ise de, ayrı ve müstakil bir dava olan karşılık davanın cevap dilekçesinin sonradan ıslahı suretiyle açılması usulen mümkün değildir. Harç alınmış olmasının da sonuca etkisi yoktur. Çünkü ıslah yeni bir dava olmayıp, evvelce ikame edilmiş davaya ait usulü bir muameledir. (2. HD. 09.09.2009 13544/15234) (YKD 2009/12 sf. 2230);

“Vekaletnamesinde ıslaha ilişkin yetki bulunmayan vekil, davasını tamamen ıslah edemez. (11. HD. 17.04.2008-3541/5198) (YKD 2009/8 sf. 1533);

“Kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olan davacının, dilerse ek dava açmak yerine saklı tuttuğu alacak miktarı için o kısmi dava içerisinde ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi mümkündür. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için, gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması da mümkündür. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının varlığı halinde birden fazla ek dava açılması da kural olarak mümkündür. (13. HD. 04.04.2005- 3083/3617) (YKD 2006/2 sf. 214);

“Dava tarihinden önce ölen kişi aleyhine dava açılamaz. Ölmüş kişilerin mirasçılarına tebligat yapılarak veya dava ıslah edilmek suretiyle de davaya devam edilemez. (1. HD. 18.01.2010 12534/143) (YKD 2010/10 sf. 1795)

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

İlgili Kanunlar

  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu


Anayasa Mahkemesi Kararları

  • Anayasa Mahkemesinin 2019/24604 E Sayılı Kararı (Başvuru, idarenin ihmali sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında, bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.)

Yargıtay Kararları

  • Güncellenecek

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin