İkinci Cevap Dilekçesi Örneği

İkinci Cevap Dilekçesi Örneği

İkinci Cevap Dilekçesi

ADANA X ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

ESAS NO                                                             : 

DAVALI                                                               :

VEKİLİ                                                                 : 

DAVACI                                                               :

VEKİLİ                                                                 : Av.

KONU                                          : Davacıların vermiş olduğu X tebliğ tarihli cevaba cevap dilekçesine  karşı cevaplarımızdan ibarettir.

 

AÇIKLAMALAR                         :

Davacı tarafın Sayın Mahkemenize hitaben verdiği cevaba cevap dilekçesi pek çok tenakuzu bünyesinde barındırmakta; diğer yandan ilk dilekçede bahsedilmeyen pek çok husus hakkında da gerçeklikten uzak ve soyut pek çok yeni iddiada bulunmaktadır. Şöyle ki:

Belirttiğimiz üzere öncelikle dava konusu X parsel sayılı taşınmazda iddia olunduğu gibi müvekkilemizin işgalci olduğunu ve bu vesileyle de el atmanın önlenmesi ve tazminat talepli davayı kesinlikle kabul etmiyor ve reddini talep ediyoruz.

Davacı dava dilekçesinde X parsel sayılı taşınmazı müvekkileme oturmak maksatlı verdiği iddiasındaydı. Tarafımızca verilen cevap dilekçesinin akabinde ise davacı verdiği cevapta müvekkilemin iki ayrı bağımsız bölümde işgalci olduğu şeklinde yeni ve tutarsız iddialarda bulunmuştur. Müvekkil bir başka kardeşine ait olan ve onun fiili hakimiyetinde bulunan evde ikamet etmektedir. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Davacı ilk dilekçesi ile müvekkileme geçici mahiyette ev olarak verdiği daireyi müvekkilemin kiraya verdiği iddiasındaydı. Ancak ikinci dilekçesinde müvekkileme geçici olarak kullanmak için bodrum katın dışında bir ev verdiğini, buna mukabil ise müvekkilemin ev mahiyetinde olmayan bodrum katı kiraya vererek yarar elde ettiğini iddia etmiştir. Davacı yan iddialarında tutarsızdır. Madem ki davacı iki ayrı taşınmazla alakalı müvekkilemin işgalci sıfatında olduğunu iddia etmektedir. O halde dava dilekçesinde bu hususu neden gizlemiştir. Zira hakikatte bahsi geçen her iki bağımsız bölümde gerçekte davacıya ait olmadığı gibi fiili hakimiyette kendisinde değildir. Müvekkilemin yaşadığı evin ait olduğu diğer bir kardeş de müvekkilemin yanında bu süreç içerisinde durduğu için DAVACI KURGU DEĞİŞTİRMİŞTİR. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE HUZURDAKİ İŞBU DAVANIN TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Müvekkilemin oturduğu ev bir başka kardeşine aittir. Kardeşine ait evde müvekkilem oturmaktadır. Kendisine ait olan bağımsız bölümü ise kiraya vermiştir. Davacı dava dilekçesinde diğer kardeşlerinin vereceği tepkiden çekindiği VE SADECE DAVA TARİHİ İTİBARİYLE MÜVEKKİLEME HUSUMET BESLEDİĞİ İÇİN DİLEKÇESİNDE MÜVEKKİLEMİN OTURDUĞU EV İLE İŞGALCİLİK SIFATI ATFETTİĞİ BODRUM KATA DAİR NET BİLGİLER ORTAYA KOYAMAMIŞ GERÇEĞİ GİZLEMİŞTİR. TEK BAŞINA BU TENAKUZ DAHİ DAVACININ İDDİALARININ MESNETSİZLİĞİNİ ORTAYA KOYMAYA KAFİDİR.   DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE HUZURDAKİ İŞBU DAVANIN TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Yine bağımsız bölümlerin gerçekte hak sahibinin davacı olduğunu kabul manasına gelmemek kaydıyla dahi tarafımızın ilgili taşınmazlar sebebiyle ecri misil ödemesi hukuken mümkün değildir. Zira davacı müvekkileme dava konusu bodrum katı rızası ile verdiği iddiasındadır. Davacı dava dilekçesinde “davalı ablasına taşınmazı yeni bir ev bulana kadar kullanması amacıyla vermiştir” şeklinde beyanda bulunarak RIZAEN İLGİLİ TAŞINMAZI MÜVEKKİLEME VERDİĞİNİ İKRAR ETMİŞTİR. Sonraki dönemde ise müvekkileme husumet beslemeye başladığı anda huzurdaki dava açılmıştır. HAL BÖYLEYKEN DAVACININ MÜVEKKİLEME RIZAEN VERDİĞİ İKRARI KARŞISINDA MÜVEKKİLEMİ EVDEN ÇIKMAYA İHTAR ETTİĞİNE DAİR HİÇBİR YAZILI DELİL DE BULUNMAMAKTADIR. DAVACI MÜVEKKİLEMİ HİÇBİR ZAMAN ŞİFAHİ OLARAK UYARMAMIŞTIR. ÖTE YANDAN İSE HEM DAVA HEM DE CEVAP DİLEKÇESİNDE BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİ MÜVEKKİLEME RIZASI İLE VERDİĞİNİ İKRAR ETMEKTEDİR. Dava bu yönüyle dahi reddedilmesi gerekir. ECRİ MİSİL SORUMLULUĞUMUZ BU YÖNÜYLE DE YOKTUR. REDDİNİ TALEP EDİYORUZ.

 Diğer yandan davacı yan kabul manasına gelmemek kaydıyla rızaen işbu bağımsız bölümleri müvekkileme verdiğini de dava ve cevap dilekçesinde açıkça ortaya koymuştur. Hal böyleyken davacının rızaen ilgili taşınmazları müvekkileme kullandırması ile müvekkilemin işgalci sıfatı birbiriyle çatışmaktadır. RIZA SÖZ KONUSU İSE İŞGAL ORTADAN KALKAR. RIZA İLE İŞGAL AYNI ANDA BULUNAMAZ. İLGİLİ TAŞINMAZLARIN DAVACIYA AİT OLDUĞU HUSUSUNU KABUL MANASINA GELMEMEK KAYDIYLA DAVACI YAN DİLEKÇELERİNDE MÜVEKKİLEME İLGİLİ DAİRELERİ RIZA İLE VERDİĞİNİ İKRAR ETMEKTEDİR. ECRİ MİSİL SORUMLULUĞUMUZ BU YÖNÜYLE DE YOKTUR. REDDİNİ TALEP EDİYORUZ.

İlgili taşınmaz iddia edilenin aksine müvekkilemize ait olup MÜVEKKİLEM VE KARDEŞLERİ KÜÇÜKLÜKLERİNDEN BERİ BİRLİKTE ÇALIŞARAK İLGİLİ TAŞINMAZI SATIN ALARAK SÖZ KONUSU BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİ YİNE ELBİRLİĞİYLE YAPMIŞLARDIR. Devamında ise söz konusu taşınmaz davacı adına kaydedilmiştir. İhtilaf konusu taşınmaz tapuda her ne kadar adına kayıtlı gözükse de gerek fiili hakimiyet olarak gerekse de tarafların aralarında yaptıkları şifahi anlaşmayla aittir. Kardeşler o dönem için aralarında resmi bir taksimata gitmeye gerek duymayarak fiili olarak bağımsız bölümleri taksim etmişler bu vesiyle de ilgili bağımsız bölüm müvekkilemizde kalmıştır. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE HUZURDAKİ İŞBU DAVANIN TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Davacının 18 yaşından büyük oldukları için tapuyu kendi üzerlerine almaya bir mani yoktu iddiasına da itiraz ediyoruz. Gerek tarafların kardeş olması gerekse de aile apartmanı şeklinde yapılan bağımsız bölümlerin o dönem için müvekkilemiz ve diğer kardeşler mülkiyet derdine düşmemiş ve güvene dayanarak dairelerin mülkiyetinin kardeşleri üzerine yapılmasına rıza göstermişlerdir. Bu vesileyle davacı tarafın ileri sürdüğü ve gerçek manada abeste iştigal niteliğindeki ortak parayla apartmanın yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve diğer kardeşlerin apartmanın yapımında hiçbir katkılarının olmadığı iddialarına itiraz ediyoruz. Kaldı ki davacının genç yaşında böyle büyük kazanımlarla arsa ve apartman sahibi olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı ile müvekkilem arasında husumet yaşanmamış olsaydı huzurdaki dava açılmayacaktı. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE HUZURDAKİ İŞBU DAVANIN TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Davacının cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü kiraya vererek kazanç elde ettiği iddiasına da itiraz ederek müvekkilemizin kendi malvarlığını kiraya vermesinde hiçbir beis olmadığını belirtmek isteriz. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ.

Bir diğer iddia ise ilgili taşınmazın statüsü ile ilgili olup bağımsız bölüm konut değil, iş yeri statüsünde olup oturmaya elverişli değildir. Ayrıca daha önce müvekkilemiz bu taşınmazı oturmak maksatlı hiç kullanmamıştır. BU MEYANDA DAVACININ İLERİ SÜRDÜĞÜ GEÇİCİ OLARAK TAHSİS EDİLDİĞİ İDDİASI YERİNDE OLMAYIP HAKSIZDIR. BUNA İSTİNADEN DAVACIYA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ ÖZELLİKLE BU HUSUSUN SORULMASINI TALEP EDİYORUZ.

Dava konusu bağımsız bölümün üzerinde yer aldığı taşınmaz kardeşlerin el birliğiyle beraberce alınmasına ve bağımsız bölümlerin beraberce yapılmasına rağmen DAVACI KÖTÜ NİYETLİ OLARAK VE DÜRÜSTLÜK KURALINI İHLAL EDEREK hususiyetle husumet beslediği müvekkilemize işbu davayı açmıştır. Bu noktada dilekçelerinde belirttikleri taşınmazı tamamen kendisi aldığı ve bağımsız bölümleri kendi emeğiyle yaptığı yönündeki beyanına da itiraz ediyoruz. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ.

Davacı tarafça husumetin yalnız adli vakalar ile irtibatlandırılması tarafımızca son derece gülünç bulunmuştur. Bu hususta cevaba lüzum görmüyoruz. Davacı eşini aldatmaktadır. Husumet davacının eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması ve eşini aldatması üzerine meydana çıkmıştır. Davacı Yan müvekkilemi kullanarak eşini aldattığı kişiyi ailesine kabullendirme çabasına girmiştir. Bu durumu kabullenemeyen müvekkilem kardeşini sert bir şekilde ihtar etmiştir. Huzurdaki dava müvekkilemin onurlu davranışının bir sonucu olarak açılmıştır. Bu hususta da tanık dinletmek istiyoruz. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ.

Davacının ablası müvekkileme karşı açtığı dava diğer kardeşlerce tepki ile karşılanmıştır. Davacı, müvekkilemin bu husustaki haklılığını bilen ve dile getiren diğer kardeşlerini de dava açmakla tehdit etmektedir. Öyle ki huzurdaki davadan sonra müvekkilemin diğer bir kardeşine de davacı haksız davasını yöneltmiştir. DİĞER TÜM KARDEŞLERİN VE HUZURDAKİ İŞBU DAVANIN TARAFLARIN BABASININ DİNLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. KEŞİF ESNASINDA BU HUSUSUN TAŞINMAZA KOMŞU MESKENLEREDE YAŞAYAN KİMSELERE SORULMASINI TALEP EDERİZ.

Davacının dava konusu taşınmazın bütün vergilerini ödediklerine dair iddiasını da kabul etmiyoruz. Her bağımsız bölümün vergisi o bağımsız bölüm kime aitse o kardeş tarafından ödenmektedir. DAVACIYA BU HUSUSTA YEMİN TEKLİF EDİYORUZ.

Keza davacı tarafın dilekçelerinde belirttikleri yetki ile aboneliklerin yapılması meselesi bizim iddiamız olmayıp müvekkilemiz mülkiyet hakkının fiili kullanımına istinaden abonelikleri ve vergi ödemelerini hatta tadilat masraflarını karşılamıştır. Bu noktada önceki dilekçemizi tekraren hayatın olağan akışına göre hiç kimse kendisine ait olmayan bir taşınmaza 110.000,00 tl’lik masraf yapmaz bu hususun da göz önüne alınmasını talep ediyoruz. DAVACIYA MÜVEKKİLEMİN İLGİLİ TAŞINAMAZA YAPTIĞI MASRAFLARLA ALAKALI OLARAK YEMİN TEKLİF EDİYORUZ. (Fatura ve İrsaliyeler bilahare sunulacaktır.)

Öncelikle davalıların ileri sürmüş olduğu iddialarını kabul etmemekteyiz. Ayrıca dava konusu taşınmazın kullanımı konusunda ortada bir muvafakat değil zaten kardeşler arasında yapılan taksimat neticesinde fiili kullanımının ve mülkiyetinin müvekkilemizde olduğunu savunmaktayız.

Davacı yana ait dilekçeler kendi kendisini yalanlayan ciddi tenakuzlar söz konusudur. Öyle ki ikinci dilekçe de davacı “Müvekkilimizin taşınmazın kullanımı noktasında davalı lehine muvafakat vermiş olduğu veya taraflar arasında bu minvalde bir anlaşma olduğu hususlarını ispat külfeti davalı tarafa ait olup bu savunmaların ispatı noktasında davalının tanık dinletmesine muvafakatimiz olmadığını şimdiden beyan ederiz. ”  şeklinde bir ifadede bulunarak aynı dilekçenin ilk satırları ile ve dava dilekçesiyle çelişmektedir. ZİRA DAVACI HER İKİ DİLEKÇESİNDE DE İLGİLİ TAŞINMAZLARI MÜVEKKİLİME RIZAEN VERDİĞİNİ İKRAR ETMİŞTİR. RIZAEN VARLIĞI SABİTTİR. DEVAMINDA İSE NE BİR İHTARNAME NE DE BİR ŞİFAHİ BİR UYARI SÖZ KONUSU OLMAMIŞTIR. HALBÖYLEYKEN DAVACININ İDDİALARI GÜLÜNÇ VE TUTARSIZDIR.  ZİRA HER İKİ DİLEKÇENİN BAŞINDA İLGİLİ TAŞINMAZLARI RIZAEN VERDİĞİNİ İKRAR ETMESİNE RAĞMEN MUVAFAKATİN SÖZ KONUSU OLMADIĞINI BEYAN ETMESİ CİDDİ BİR TUTARSIZLIKTIR.

HUKUKİ DELİLLER                            :

Tanık (isimleri sonra bildirilecektir), bilirkişi, keşif, yemin, taşınmazların kullanımına ilişkin fotoğraflar, BEDAŞ Kayıtları, Belediye Kayıtları, İski Kayıtları, İsticvap, Emsal Kira Araştırılması, Mahalli Bilirkişiler, HTS Kayıtları, Faturalar, İrsaliyeler, Su Ve Elektrik Faturaları ile davalı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü yasal deliller ile mukabil deliller.

NETİCE-İ TALEP                 :

Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ve sayın mahkemenizce resen göz önüne alınacak hususlar doğrultusunda davacının müvekkilem bakımından haksız ve hukuksuz olan tüm CEVAP VE İDDİALARININ  reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. tarih

Davalı Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir