Hukuki Sürenin Son Günü Pazar Gününe Denk Gelirse Ne Olur?

Tarafınıza mahkeme tarafından kesin bir cevap süresi verilmiş olabilir, açacağınız davanın zamanaşımı süresi dolmak üzere olabilir, bu durumda ilk yapmanız gereken sürenin hangi tarihte sona erdiğine bakmak olacaktır. Diyelim ki hukuki süre pazar günü sona eriyor. Cevap süresi veya zamanaşımı süresi fark etmez. Aklınıza ilk gelecek soru pazar günü dilekçeyi nasıl sunacağım, adliyeler kapalı ve resmi tatil olabilir. Bu durumda endişe etmeyin. Hukuki sürenizin son günü pazar gününe denk geliyorsa süre ertesi iş gününün mesai bitimi saatine kadar uzar. Çünkü pazar günü resmi bir tatildir. Kanunumuz ise son günü resmi tatile denk gelen süreyi uzatmaktadır.

Bu konuyu hemen destekleyelim. Yargıtay’ın da son günü pazar gününe denk gelen bir sürenin ertesi iş gününe ertelenmesi gerektiğine dair verdiği bir kararı paylaşalım:

Yargıtay Kararı

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucunda, … Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 9 parsel sayılı 575,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ölü olduğu belirtilmek suretiyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …; taşınmaz, babası …’ya ait olduğu halde dedesi … oğlu … adına tespit edildiğini öne sürerek, davalılar adına oluşan tapu kaydının iptali ile murisi Ahmet mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı kararın bozulması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, Ankara BAM 12. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarih 2018/2631-2019/36 Esas, Karar sayılı ilamıyla yerel mahkemece verilen hükmün kesin olması nedeniyle, istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinin HMK’nın 341/2. ve 352/1. maddesi gereğince reddine karar verilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.08.2019 tarih 2019/61978 sayılı yazısı ile; kadastro tespitinin 01.07.2008 tarihinde kesinleştiği, HMK’nın 118/(1) maddesinde, dava dilekçesinin kaydedildiği tarih itibariyle davanın açılmış sayılacağının düzenlenmesi karşısında, dava dilekçesi üzerine hakim havalesinin yapıldığı, 29.06.2018 tarihi esas alındığında dava tarihi itibarıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/2. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, kaldı ki; 10 yıllık hak düşürücü sürenin son gününün 01.07.2018 pazar gününe denk geldiği, yasa gereği sürenin 02.07.2018 gününe uzayacağı ve davanın yine süresinde açıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek, Mahkemenin 31.10.2018 tarih 2018/112-218 Esas, Karar sayılı kararının HMK’nın 363/1. maddesi gereğince kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde

Mahkemece; 10 yıllık hakdüşürücü sürenin 01.07.2018 tarihinde dolduğu, davanın ise harcın yatırıldığı 02.07.2018 tarihinde açıldığı, bu nedenle hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde; bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı; 6100 sayılı HMK’nın 93.maddesinde ise, resmî tatil günlerinin, süreye dâhil olduğu, sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceği düzenlenmiştir.

Dosya kapsamına göre, çekişmeli 116 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında tespitinin yapıldığı, 30.05.2008-30.06.2008 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı ve askı ilan süresi içinde dava açılmadığından 01.07.2008 günü kesinleştiği davanın, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açılmış olması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu 01.07.2018 tarihine kadar (01.07.2018 günü de dahil) açılması gerektiği, sürenin son günü olan 01.07.2018 tarihinin resmi tatil günü olan pazar gününe denk gelmesi nedeniyle sürenin tatili takip eden ilk iş günü olan 02.07.2018 günü mesai bitiminde sona ereceği, dosyanın 02.07.2018 günü tevzii formu düzenlenmek suretiyle UYAP sistemine kaydedildiği ve aynı gün başvuru harcının yatırıldığı anlaşılmakta olup, bu haliyle davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulüne, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2018 tarih 2018/112 Esas, 2018/218 Karar sayılı hükmünün sonuca etkili olmamak ve hükmünün hukuki sonuçları saklı kalmak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereği yapılmak ve Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere bozma kararının bir örneği ile dosyanın Yüksek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 16 HD Esas: 2019/5302, Karar : 2019/8832, Tarih : 24.12.2019)

Yine bu yöndeki bir başka Yargıtay kararını inceleyelim:

On yıllık zamanaşımı süresinin son günü, 13/12/2015 tarihinin pazar gününe rastlaması nedeniyle 14/12/2015 pazartesi günüdür. Dava 14/12/2015 tarihinde ıslah edildiğine göre uzun zamanaşımı süresi de dolmamıştır.

(2018/2064 Esas, 2018/5173 Karar, 28.06.2018 Tarihli Karar)

Hukuki sürenin son günü Ramazan Bayramı’na denk gelirse:

Eldeki davada, 6502 sayılı Kanunun 70. maddesinde öngörülen 15 günlük sürenin son günü olan 17/07/2015 günü Ramazan Bayramının birinci günü olup, resmi tatil günüdür. HMK’nun 93. maddesi uyarınca sürenin son gününün resmi tatile rastlaması durumunda süre tatili takip eden günde biter. Dolayısıyla davacının, hakem heyeti kararına karşı başvuru süresi ilk iş günü olan 20/07/2015 tarihine uzamış olup, davacının başvurusu süresindedir.

(13. HD 2017/1503 Esas, 2017/1614 Karar, 09.02.2017 Tarihli Karar)

Son olarak hafta sonuna denk gelen sürenin son gününe dair bir örnek verelim:

Somut olayda, adli tatile tabi olan eldeki dava bakımından 3 aylık sürenin bitişinin adli tatil içerisine denk geldiği ve 08.09.2012 tarihinde kadar uzadığı, anılan tarihin de hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle nihai sürenin 10.09.2012 tarihinde sona erdiği açıktır.

(1. HD 2013/1833 Esas, 2013/3017 Karar, 01.03.2013 Tarihli Karar)

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin