Hukuk davalarındaki izlenmesi gerekli olan yöntem şu şekilde olmalıdır: “…Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanır. HUMK m.73’te açıklanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. (1 HD 19.04.2012-1610/4521)
Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip, karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Esasen bu da duruşma açılıp yapılması ile mümkün olabilecektir.
Oysa, 6100 s. HMK genellikle 1086 s. HUMK’da yer alan düzenlemelerden ayrılarak değişik yeni düzenlemelere, usul ve esaslara yer verilmiştir. Diğerlerinin yanı sıra bunlardan biri ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşturulmasıdır. Bunlar sıra ile a) Dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi, b) Ön inceleme, c) Tahkikat, d) Sözlü yargılama, e) Hüküm aşamasıdır…”