Bu konuda açık bir hüküm yoktur…Zabıt katibi hakimin gözetim ve denetimi altındadır. Duruşmanın idaresi de hakim veya mahkeme başkanına aittir. Kanunen salondakilerin ağzından çıkan her kelime harfi harfine geçmesi gerekir. Ancak cumhuriyetin ilk döneminden beri gelen bozuk bir düzen yüzünden hakimler bu mevzuatı uygulamaz.
Hmk’da hakim iddia ve savunmaların özetini yazdırır gibi bir ifade vardı ancak Cmk’da sanık ifadeleri yazılır demektedir. Müdafi veya vekile ilişkin bir açıklama yok ancak vekile de bu hüküm evleviyetle uygulanmalı. Sonuç olarak biz bunu söylenen her şeyin yazılması gerektiği şeklinde yorumlayabiliriz. Çünkü ceza yargılaması zaten sözlü yargılama. Bizim orda söyleyeceğimiz her şey çok değerli.
Hakim avukatın beyanlarını eksik olarak tutanağa geçirirse ne yapılabilir?
Böyle bir durumda hakim reddedilir, tutanak tutulur ve HSK’ya şikayet edilir. Tutanakla belgelemeniz ve tanığınızın olması HSK şikayetinden sonuç almanızı sağlar. Aksi taktirde şikayetten sonuç alamazsınız. Duruşmada hazır bulunan meslektaşlarla tutanak tutulması en sağlıklı çözümdür. Yoksa savunma hakkının kısıtlanması/ihlali ile adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olur ki sonuç yer: AİHM.
Yapıcı Bir Çözüm Olarak Şu Yolu Her Zaman Deneyin
Gerek müvekkil gerekse kendi savunmalarımız için; genel itiraz değil de “şu eksik geçti, şu hatalı geçti, aslında şöyle denildi” şeklinde lokal düzeltmelerin yapılması talep edilmelidir. Tutanağın tümü için itiraz ettiyseniz kürsü psikolojisi gereği gerginlik oluşabiliyor. Sadece avukat olarak beyanlarımızı da zaten -çoğu kez- istediğimiz şekilde katibe yazdırıyoruz.