T.C. …………. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
DAVACI :
VEKİLİ : Avukat Saim İNCEKAŞ- Turhan Cemal Beriker Bulvarı, Ziya Algan İş Merkezi No:9 K:5 D:41, 01010 Seyhan/ADANA
DAVALI :
VEKİLİ :
KONU : Cevap dilekçesine karşı beyanlarımızı içerir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Yukarıda esas numarasını belirttiğimiz dosyaya davalı belediyenin sunmuş olduğu cevap dilekçesi hukuki mesnetten yoksun ve çelişkiler içermektedir. Bu sebeple anılan cevap dilekçesinin kabul edilebilirliği bulunmamaktadır. Şöyle ki ;
2-) Müvekkil ………………… Mevkiindeki söz konusu tarlaları tatlı mısır yetiştiriciliği yapmak amacı ile davalı belediyeden kiralamıştır. Ancak mısır ekim zamanında anılan tarlaların, mısır ya da herhangi bir zirai ürün yetiştirmeye elverişli olmadığını görünce sorumlu olan davalı belediyeye 10/05/2017 tarihinde usulüne uygun şekilde müracaat etmiştir. Lakin davalı belediye 26/05/2017 tarihli cevabında sorumlu olmadığını iddia etmiştir. BK madde 301’e göre “Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür.”. Davalı belediye sözleşme ilişkisinde kiraya veren konumundadır ve kanun hükmü gayet açık olmakla beraber davalı belediyenin sorumsuzluğu ileri sürülemez.
3-) Müvekkilin bu tarlalarda mısır yetiştiriciliği yapmak için kira sözleşmesi yaptığı, tarlaların olması gerektiği gibi hazır sunulmayacağını bilse idi sözleşmeyi yapmayacağı açıkça görülmektedir. Bu sebepledir ki müvekkil söz konusu ekim işlemini yapamadığından maddi zarara uğramıştır. Yine BK madde 308’e göre “Kiraya veren, kusuru olmadığını ispat etmedikçe, kiralananın ayıplı olmasından doğan zararları kiracıya ödemekle yükümlüdür.” Öyle ki davalı belediyenin yukarıda değindiğimiz kanun hükmünden de anlaşılacağı gibi kiraya verdiği tarlaları, tarım yapılmak için kiralandığı karine olduğundan tarım yapmaya, söz gelimi ekim işlemine hazır şekilde bulundurmak zorundadır. Lakin davalı belediye tarlayı olması gerektiği gibi teslim etmediği gibi müvekkilin zararının karşılanması talebini de reddetmiştir.
4-) Davalı belediyenin müvekkilin muaccel kira bedellerini ödemediği gerekçesi ile söz konusu hukuki uyuşmazlığı saptırmaya çalıştığı ve iddiasının gerçek dışı olduğu ortaya çıkmaktadır. Zira , müvekkil tarım yapmak için kiraladığı taşınmazın tarıma elverişli olmadığını gördüğünde davalı belediyeye usulüne uygun müracaatta bulunup , çekilmez hale gelen kira sözleşmesini davalı belediyeye izah etmeye çalışmıştır. Kaldı ki kabul etmemekle beraber müvekkilin iddia edilen kira borcu için davalı belediye müvekkile bu konu ile ilgili ne yazılı önel vermiş ne de ödenmediği takdirde sözleşmenin feshedileceğini belirterek kira borcunu ödemesi konusunu gündeme getirmiştir. Şöyle ki BK madde 362’ye göre “Kiracı, kiralananın tesliminden sonra vadesi gelmiş kira bedelini veya yan giderleri ödemezse kiraya veren, kiracıya yazılı olarak en az altmış günlük bir önel verip, bu önel içinde ödememesi durumunda sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir.” Sonuç itibari ile davalı belediyenin kendisinin bizzat hazırlamış olduğu kira tutarları ve ödenmedi yazısı içeren belgeler tek taraflı olarak kolaylıkla hazırlanabilecek resmiyet taşımayan belgeler olup hükme esas alınamaz. Bununla beraber anılan hukuki uyuşmazlığı saptırabilmek için öne sürüldüğü açık şekilde gözükmektedir.
5-) Davalı belediye cevap dilekçesinin 4 numaralı açıklamasında bizzat kendisi de BK madde 299’a göre “kiraya veren olarak kiralanan şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakma sorumluluğunu” kabul etmiştir. Lakin görülmektedir ki davalı belediye kiraya veren olarak anılan tarlaları kullanılmaya uygun şekilde müvekkile bırakmamış söz konusu kanun maddesine aykırı davranmıştır.
6-) Davalı belediyenin cevap dilekçesinin 2 numaralı açıklamasındaki müvekkilin tarlalara geç uğradığı ve kendilerine geç müracaat edildiği için istenilen tazminatın haksız olduğu şeklinde yaptığı mesnetsiz beyanlarını kabul etmek hukuken mümkün değildir. Zira BK madde 301’e göre “Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür…Diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.” Kanun hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere kiraya veren konumundaki davalı ……………… anılan tarlaları teslim ettiği gibi sözleşme boyunca bu taşınmazları kullanıma elverişli şekilde bulundurmakla yükümlüdür. Buradan da davalı belediyenin sorumluluktan muaf olma ihtimali olmadığı kanun hükümleriyle sabittir.
7-) Yukarıda açıkladığımız sebeplerin tümüne binaen davalı belediyenin kiralanan taşınmazı gerektiği gibi teslim etmediğini , binaenaleyh davalı belediyenin kira sözleşmesindeki yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kiraya veren olarak temerrüde düştüğü açıkça gözükmektedir. Bu konuda kanun hükmüne bakacak olursak ; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 125/ 1’e göre “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.” Kiraya veren konumundaki davalı belediye söz konusu temerrüdü ile müvekkilin tarlalar üzerinde ürün hasadı yapamamasına asli kusurlu olarak sebep olduğundan müvekkilin zararını karşılamakla mükelleftir. Bu sebepten davalı tarafın sunmuş olduğu hukuki mesnetten uzak , içinde bir çok çelişki içeren söz konusu cevap dilekçesinin hükme esas alınmaması gerektiği kanaatindeyiz.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebeplerle davamızın kabulünü ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.
DAVACI VEKİLİ