Bu tür davalara, objektif dava birleşmesi ya da davaların yığılması da denilmektedir.
HMK/nın 10. maddesi “Davaların Yığılması” üst başlığı altında şöyle bir hüküm sevk etmiştir:
“Davacı, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” (HMK md. 110).
Bu dava türünde, dava tektir. Ancak dava dilekçesinde birbirinden bağımsız (her biri asli olan) birden fazla talep vardır.
Örneğin davacı, davalıya karşı açtığı davasında, taleplerini şöyle sıralamıştır:
- “Davalının taşınmaza vaki haksız müdahalesinin men’ ine;
- Taşınmazın eski haline getirilmesine,
- Eski hale getirme masraflarının davalıya yükletilmesine,
- Davalıdan (…………. )TL ecr-i misilin de tahsiline……… ”
Görülüyor ki, davacının davası tek bir dava, fakat dava içindeki talepleri (nitelik itibariyle) birbirinden farklı ve birden fazladır.
Davacı taraf, bu tür bir davada, her bir talebini ve vâkıaları dilekçesinde ayrı ayrı açıklamalı ve her bir talebinin haklılığını kanıtlamalıdır.
Mahkeme, birbirinden bağımsız olan her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme yaparak hüküm kurar. Taleplerin bazılarının kabulüne, bazılarının reddine karar verebilir. Objektif Dava Birleşmesi (Aynı davada birden fazla talepte bulunma) söz edebilmenin başlıca koşulları şöyle sıralanabilir:
- Davacı, tek bir dava dilekçesiyle aynı davalıya karşı birden fazla ve fakat birbirinden bağımsız talepler ileri sürmelidir.
- Talepler arasında Asli talep/ Fer’i talep ilişkisi bulunmamalıdır.
- Taleplerin tümü, davanın açıldığı mahkemenin görev ve yetkisi içine girmelidir.
Bir dava, bu şartları taşıyorsa, ortada “Davaların Yığılması” var demektedir. Yani bu tarz davalarda birden fazla talepte bulunulmuş anlamını çıkarabiliriz.