Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Nasıl Yapılır?
T.C. ANAYASA MAHKEMESİ ‘NE
Gönderilmek Üzere
… ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE,
BİREYSEL BAŞVURU FORMU
I- KİŞİSEL BİLGİLER
B- TÜZEL KİŞİLER İÇİN BAŞVURUCUNUN
1- UNVANI : ………. Sanayi Nak.Dış Tic. Ltd.Şti
2- ADRESİ : ……..
TEMSİLE YETKİLİ KİŞİNİN
1- T.C. KİMLİK NUMARASI: ……
2- ADI: A……. 3 – SOYADI : ….
4- UYRUĞU : T.C
5- MESLEĞİ : AKARYAKIT İSTASYONU İŞLETMECİSİ
6- DOĞUM YERİ VE TARİHİ : CİZRE – ……
7- YAZIŞMA ADRESİ: ………
8- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
a- EV :- b- İŞ : …….. CEP : ……..
ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ : –
AVUKATININ
1- ADI: SAİM 2 – SOYADI : İNCEKAŞ
3- YAZIŞMA ADRESİ: Kayalıbağ Mahallesi, Ziya Algan İş Merkezi K:5 D:41, Seyhan/Adana
4- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
a- EV : ………………….. b- İŞ : 03222450044 c- CEP : 05349109743
ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ : adanaincekashukuk@gmail.com
II- AÇIKLAMALAR
- Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:
- EPDK tarafından müvekkil şirkete 31.08.2009 tarihinde tebliğ edilen 26.08.2009 tarih ve 26975 sayılı yazı ile kurulun 16.07.2009 tarih ve 2181/27 sayılı kararında müvekkil şirket hakkında 5015 sayılı kanunun 19. Maddesinin 2.fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 50.000 TL. idari para cezası uygulanmasına karar verildiği bildirilmiştir.
- 09.2009 tarihinde kurul kararı aleyhine Danıştay 13. Dairesinin 2009/6326 E. Sayılı dosyasında kayıtlı iptal davası tarafımızdan açılmıştır.
- Dairenin 17.10.2011 tarih ve 2009/6326E-2011/4522 sayılı kararı ile davamızın reddine karar verilmiştir.
- Tarafımızdan söz konusu karar temyiz edilmiş, Danıştay İdari dava daireleri kurulunun 2012/1142 E. Ve 2012/2863 K. Sayılı 19.12.2012 tarihli kararı ile temyiz talebimiz reddedilmiştir.
- Söz konusu cezaya ilişkin 27.04.2016 tarihinde 50.000 TL. bedelli tahakkuk fişi düzenlenerek tarafımıza tebliğ edilmiştir.
- Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:
- Anayasa madde 5’te düzenlenen “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel heti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” İlkesi gereğince müvekkil şirketin ticari hayatını sona erdirecek bu cezanın iptali gerekmektedir. Söz konusu ceza 08.02.2007 tarihinde müvekkil şirketin işyerinden alınan akaryakıt numunelerinin yeterli seviyede ulusal marker taşımaması sebebiyle kesilmiştir. Ulusal marker zorunluluğuna dair yasa numunelerin alındığı tarihten sadece 12 gün önce çıkarılmıştır. (25.01.2007) Müvekkil akaryakıt aldığı şirketten marker istemiş, ancak kendisine marker teslim edilmeden önce bu numune alma işlemi yapılmıştır. Cizre’nin yol durumu, sosyolojik yapısı da nazara alınırsa yasanın hemen ardından yapılan bu tespitin müvekkilin ekonomik yaşamını sona erdirmeye yönelik bir girişim olduğu açıktır.
- Anayasa madde 48’de düzenlenen “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” İlkesi gereği, söz konusu cezanın iptali gerekmektedir. Müvekkil şirket TPİC’ten ve B… isimli firmadan akaryakıt alarak satmaktadır. İstasyondan numune alınırken depolardaki mazotların tamamı tankere boşaltılmış ve tartım yapıldıktan sonra numune alınmıştır. Depoların dibinde kalmış yıllardır birikmiş tortu ve katmanda bu numunelere karışmıştır. Numunelerin uzman kişilerce alınması gerekirken bu hususta hiçbir eğitimi olmayan kişilerce alınmıştır. Müvekkil o dönemde Mahkemelerden teslim edilen “kaçak mazot”a yedieminlik yaptığından bu deponun içindeki akaryakıt da alınan numunelere karışmıştır.
- Anayasa madde 49’da düzenlenen “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” İlkesi gereği söz konusu cezanın iptali gerekmektedir. 14.12.2016 tarihinde Cizre’de ilan edilen ve 3 ay süren sokağa çıkma yasağı sürecinde müvekkil şirkete ait petrol ofisinde ana depolar delinmiş, depolardaki akaryakıtlar çalınmıştır. İşyerinde büyük bir zarar oluşmuştur. Müvekkil şirketin 3 ay boyunca çalışmamasından kaynaklı da büyük zararı olmuştur. Kaldı ki müvekkilin işyeri Cizre’de çatışmaların merkezi olan Nusaybin caddesinde bulunduğundan şirket yaklaşık 2 yıldır ekonomik hayatını sürdüremez durumdadır.
- Anayasa madde 65’de düzenlenen “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” İlkesi gereği müvekkil şirketin hiçbir devlet katkısı olmadan bunca yıldır Cizre’deki tüm olumsuz koşullara rağmen sürdürebilmesi sebebiyle bu cezanın iptali gerekmektedir. EPDK kanununda bayinin koşulları, bulunduğu yer, iş durumu, kazancı dikkate alınmaksızın tüm bayilere aynı ceza miktarı kesilmektedir. Oysa müvekkil şirket bu cezayı ödeyebilir durumda değildir. Ödediği taktirde ticari hayatı sona erecektir. Kaldı ki ceza 2009 yılından itibaren faiziyle istenilmektedir. Bu da hakkaniyete aykırıdır. Bu kadar geciktirilmesi müvekkilin kusuru değildir. Faiz talebi bu sebeple kanuna aykırıdır ve iptali gerekmektedir.
C- Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması:
Müvekkil şirketin ticari hayatını sürdürebilme hakkı doğrudan zedelenmektedir. Keza bu cezayı talep edildiği şekilde 2009 yılından itibaren ödeyebilmesi mümkün değildir. Kanunun “muhatabı olan bayinin niteliklerine uygun olan bir ceza miktarı belirlenir” şeklinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
III- BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER A- Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:
- EPDK tarafından müvekkil şirkete 31.08.2009 tarihinde tebliğ edilen 26.08.2009 tarih ve 26975 sayılı yazı ile kurulun 16.07.2009 tarih ve 2181/27 sayılı kararında müvekkil şirket hakkında 5015 sayılı kanunun 19. Maddesinin 2.fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 50.000 TL. idari para cezası uygulanmasına karar verildiği bildirilmiştir.
- 30.09.2009 tarihinde kurul kararı aleyhine Danıştay 13. Dairesinin 2009/6326 E. Sayılı dosyasında kayıtlı iptal davası tarafımızdan açılmıştır.
- Dairenin 17.10.2011 tarih ve 2009/6326E-2011/4522 sayılı kararı ile davamızın reddine karar verilmiştir.
- Tarafımızdan söz konusu karar temyiz edilmiş, Danıştay İdari dava daireleri kurulunun 2012/1142 E. Ve 2012/2863 K. Sayılı 19.12.2012 tarihli kararı ile temyiz talebimiz reddedilmiştir.
- Söz konusu cezaya ilişkin 27.04.2016 tarihinde 50.000 TL. bedelli tahakkuk fişi düzenlenerek tarafımıza tebliğ edilmiştir.
B- Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih:
27.04.2016 tarihinde gönderilen vergi tahakkuk fişine karşı herhangi bir başvuru yolu bulunmadığından Mahkemeye bireysel başvuru yapmak durumunda kalınmıştır
3- TEBLİĞ VEYA ÖĞRENME TARİHİ :27.04.2016
IV- DİĞER BİLGİLER
B- Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun gerekçesi:
1-TALEBİ YOK : Şirketin böyle bir talebi bulunmamaktadır.
V- SONUÇ TALEPLERİ : Yukarıda açıkladığımız ve ekli belgelerin incelenmesi sonucunda resen anlaşılacak nedenlerle;
- Öncelikle müvekkil şirket söz konusu cezayı ödeyecek durumda olmadığın-
dan, Cizre’de yaşanan olaylar ve mevcut vergi cezalarının dahi ertelendiği de nazara alınarak cezanın dava sonuna dek ödemesinin durdurulması hususunda YÜRÜTMENİN DURDURULMASI’na,
- Müvekkil şirket hakkında tahakkuk ettirilen 50.000 TL. idari para cezası ile
2009 yılından itibaren işletilecek faizinin ayrı ayrı İPTALİNE,
- Yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar
verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; formda belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde Mahkemeye bildireceğimi beyan ederim.
Başvurucu : …………………………….
Temsilcisi/Avukatı : ……………………
Tarih : …………
EKLER
1- Vekâletname
2- Başvuru harcının ödendiğine dair belge
3- İmza sirküsü, yetki belgesi
4- Vergi Tahakkuk belgesi
5- Danıştay kararları
6- EPDK ceza bildirim kararı
Slm hayırlı akşamlar saim bey 1999 yılında tehdit ve gasp suçundan 2 sene ceza aldım ve 2002 kesinleşmiş 2003 affa uğramış ben bu sicilin silinmesi için adalet bakanlığına dilekce verdim ve 2008 de silinme kararı çıkmış,kararın bir örneğinin tali karar fişi ile birlikte adli sicil genel müdürlüğüne gönderilmek üzere KASTAMONU/İNEBOLU cumhuriyet başsavcılığına tevdiine kararın bir örneğinin hükümlü hüsnü hamaloğlu`na tebliğine bana bir teblig gelmedi 2008 de silinme kararı çıkmasına ragmen arşiv kaydım silinmedi burda görüştüm hakim memnu hakların iadesi elden ankara genel müdürlüğüne getir silinir dedi arşiv kaydın oradaki hakim 15 seneyi 2020 1.ci ayın 28 silinir dedi 2019 secimlerinde muhtar seçimlerine çıktım ve kazandım karşı rakibim bunun sabıkası vardır diye yüksek seçim kuruluna itirazda bulunmuş ve yüksek seçim kurulu muhtarlık mazbatamın iptaline karar vermiş ben bununiçin nereye başvurmam gerekir sizden bunun ıcin nereye başvurmam gerekir bilgi verirseniz çok tşk ederim
Merhabalar.Ben 16 yıldır yargı mağduruyum.Tüm yargıçlarca,karşı taraf aleni şekilde korunuyor.Bize alacak davası açamadan önce de,arkasında hatırı sayılır bir güç bulunduğunu söylemişti.Sümenaltı edilen ve diğer yapılan tüm hukuksuzlukları ortaya çıkardığımdan önce tehdit edildim.Kimin tehdit ettiğini ispatlıyamadığımdan takipsizlik verildi.Mücadeleme devam edince,SİNDİRİLMEM İÇİN,hakaret ve iftira iddiasıyla,aleyhimde bir çok ceza ve tazminat davaları açıldı.Bunların hepsinden beraat ettim.Sadece bir tanesi hangi suçuma istinaden olduğunu açıklayamadan HAK ARAMA HEZEYANIM VAR MI bahanesiyle beni Adli Tıpda müşahede altına aldırdı.Cezai ehliyetim tam olduğuna dair karar verildikten sonra da,Mahkeme aleyhimde açılan davayı RET ETTİ.Ben de karşı tarafı ÖZGÜRLÜĞÜMÜ KISITLADIĞINDAN savcılığa şikayet ettim.Verilen TAKİPSİZLİK kararına yaptığım itirazım da ret edilince Anayasa amahkemesine başvuruda bulundum.19.06.2021 tarihinde KABUL EDİLMEZ KARARINI aldım.1-)İtiraz hakkım var mı?2-)Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında Bağımsız ve Tarafsız Mahkemede Yarg.Hakkım İHLAL EDİLMİŞ OLMUYOR MU?2-)AİHS ne göre diğer haklarım ihlal edilmiyor mu? Cevap verebilir misiniz
Öncelikle İyi Günler,
Devlet memurluğundan çıkarılan bir memurun, göreve iadesi için anayasa mahkemesinin vermiş olduğu örnek karar veya başvuru için örnek bir dilekçeniz mevcut mudur?
Veya nasıl bir yol izlemeliyiz.
Yardımcı olursanız seviniriz.
İyi çalışmalar…
iyi günler. 703 sayılı KHK’nın 176 maddesi ile yeniden düzenlenen 375 sayılı KHK’nın geçici 33. maddesiyle 6 yıldır yürüttüğüm müşavirlik görevinden araştırmacı kadrosuna atandım. 43 yıllık hizmetim var. 15 yıl müdürlük 6 yıl daire başkanlığı 7 yıl müşavirlik yaptım. İşlem nedeniyle önce idare mahkemesi sonra Bölge İdare mahkemelerinde dava açtım. Bölge İdare kararı “kesin” şeklinde tarafıma tebliğ edildi. AYM’ye bireysel başvuru yapabilirmiyim
Hayırlı akşamlar Saim bey;
Denizli aile mahkemesi tarafından eşimin öz babası, öz kardeşinin şahitiği ile eşine baskı şiddetli geçimsizlik gibi olmayan nedenlerle 30.000 TL tazminat ayda 500 tl nafaka ile karar verdi. Her davada polis eşliğinde sanki çakal karlos gibi mahkemeye girdim. Hiç dinlemedi şahitlerimi kabul etmedi.
İnkisaf mahkemesine başvurdum kararı aynen durumu izah ettiğim halde onadılar. Yargıtaya başvurdum yazılanlara tenezzül edip bakılmadı aynen iade edildi.
1- Eşimle benim aramda 30 yaş farki var o benim için okulunu evini terketti bende Almanyada firmalarımı çocuklarımı herşeyimi bırakıp geldim,
2. Annesi ve ablalarının 12 sene telefonda yaptıkları psikolojik baskılara dayandı. Hatta Ablası bana ” Eğer onu sana karı edersek bana O….pu desinler gerekirse adını çıkarıp gene senden ayıracağız dedi. Her gece sıcrayarak uyanıp ağlayan eşimi korkma Allah şahidim olsum seni bırakmam diye teselli ediyordum. Bu baskılara tüm kasaba ve eşimin arkadaşları şahittir.
3- Annesi hastalandı bakacak kimse yok dediler her zamanki gibi götürdüm.( Daha önce böle diyerek eşimi kandırdılar kah kapıyı üzerine kitlediler camları çivilediler eşim 6 defa ya balkondan atladı, ya kapıdan yalın ayak kaçtı yada ablasının çocuklarını bakkala diyerek evden çık kaçıp geldi) 15 gün sonra geldi. Ama rahat vermediler annesi üzerinden baskı yaptılar. Son gittiğinde hayatım annemle babamı barıştırayım sende rahatca işlerini gör dedi gelmedi.
4-Her gidişinde devalı para gönderdim asla ailesine yük olmadı ailesinin bir kuruşları nasip değildir. Ablası devamlı ödünç diye elinden parayı alıyor eşim isteğince kavga ediyorlar. Kredi kartım eşimde son kavgalarında ablası 100.000 tl tazminat ver kardeşimi boşa demeye başladı. 3 ay sonra boşanma dilekcesi geldi eşim hayatım gitme bende gitmiyeceğim dedi gitmedim oda gitmemiş dava düştü.
5. Eşim değişti beni boşa diyor ertesi gün özür diliyor nannesi ve ablasıgilin yanında başka konuşuyor beni anla diyor. Tekrar mahkemeye vermiş. Benim kart hala eşimde. 12 sene hiç çalıştırmadığım eşim yemek dağıtım servisine girmiş benden sakladı. Sonra okula işkurdan başlamış. Ben dışarıda idim kağıt bana bir ay sonra muhtar tarafından ulaştırıldı. Şahit yazdıramaz imişim.
Mahkeme beni baskı altında tuttu eşim hiç konuşmadı sadece ağlıyordu karar verildi. 30.000 tl tazminat 500 tl nafaka.
İnkisaf mahkemesi onadı hemde 3 ay içinde yargıtaya itiraz dilekcesi verim 5 ayda oda aynen onadı. Şimdi.
a: Babası mahkemede hep yalan konuştu ben yalan söylüyor dediğimde beni disiplin cezası ile susturdu.Kızım çalıştı dedi asla çalıştırmadım siğortasına bakılabilirdi. Kan bağı olan öz babası ve hiç bizi görmeyen erkek kardeşi şahi oldu. Mahkeme bunu nasıl kbul eder. Ayrıca benden kendisi gitti ayrılmak için değil annesine bir ay bakmak için. Evi hiç bir dövüş kavga olmadan terkeden kadına ki 32 yaşında çalışan kadına nasıl nafaka bağlanır.
Ben emekliyim. Ev kiram 700+110Aidat elektrik 100 doğalgaz 350- 450 arası 250 tl tekbir nafakası ödüyorum internet 90 Tl 2 telefonum var. Bu pahalılıkta 66 yaşındki adam 30.000 tl kredi çekerse 4 senede öder ne yiyecek ne yapacak.
Benim adalete olan güvenimi tam yıktılar. Benki gazilik maaşı almamak üzere mahkemeye başvurmuştum. Vücudumda 4 kurşun var. Mahkemenin yeniden görülmesi için son çarem Anayasa mahkemesi oradanda bir sonuç çıkmazsa Lahey adalet divanına kadar gideceğim. Avrupayı mahkemelerini bilirim 4 yabancı dilim var.
Nasıl bir dilekçe yazabilirim.
Saygılarımla
Kerim
Haksız yargılamaya,Adil olmayan,Yapmadığım suçtan ceza aldım.Bunun düzeltilmesini istiyorum.