Davacının aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı yargılamanın her aşamasında davalı tarafından ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de resen dikkate alınması zorunludur. 11. HD. 09.10.2007-8653/12603 (YKD 2008/12 sf. 2370); Dava, TMK 1027. maddesine dayalı tapuda isim tashihi istemine ilişkindir. Dosyada veraset ilamı mevcut değildir. Dava dilekçesi ekinde sunulan A. oğlu MŞG’nin 25.10.1980 tarihinde vefat etmiş olup, nüfus kaydının tetkikinde, eş ve çocuklarının sağ olduğu görülmektedir. Davacı, dava dilekçesinde de murisin amcası olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda davacı, murisin mirasçısı değildir. Tapu maliki adına dava hakkından söz edilemez. HUMK 221. maddesi uyarınca resen dikkate alınması gereken ve taraf sıfatı bulunmayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. (14. HD, 15.07.2008-8165/9268) (Terazi D. 2008/27 sf. 242);
Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya tebliği için çıkartılan davetiyenin bila tebliğ dosyaya döndüğü ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesis edildiği belirlenmiş olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır. 3. HD. 30.06.2008-9000/12143 (Terazi D. 2009/29 sf. 220);
Bir davanın esas bakımından başarılı olması, öncelikle dava dilekçesinde davacı ve davalı durumunda olanların gerçekten o davanın davacı veya davalı sıfatını taşımaları halinde olanaklıdır. Genel bir anlatımla, usul hukukunda o davanın gerçek davacısı ve davalısı olmaları durumu “davada sıfat” taşımaları olarak ifade edilir. Davacı sıfatıyla dava açan bir kimsenin dava konusu hak üzerinde tasarruf yetkisi yoksa o kimse gerçek anlamda taraf sıfatını taşımaz. Sıfatın bulunmaması halinde ise açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Somut olayda davacının kayıt maliki R.B.nin mirasçısı olmaması sebebiyle davada sıfatı bulunmadığından, istemin sıfat yokluğu nedeniyle reddi yerine çekişmenin esası incelenerek yazılı şekilde hükme bağlanması doğru değildir. 14. HD. 20.10.2008-9838/11962 (Terazi D. 2009/29 sf. 238);
04.05.1978-4/5 sayılı İBK uyarınca ölü kişi aleyhine dava açılamaz. Ölü kişinin mirasçılarının sonradan davaya girmiş olmaları dava tarihi itibariyle taraf teşkilinin sağlandığını göstermez. Islah yoluyla dahi hasım değiştirilmesi olanağı yoktur. Davanın reddi gerekir. 1. HD. 05.03.2007-884/2169 (Terazi D. 2007/14 sf. 130);
Kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılamaz ve ıslah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilemez. Ancak, mirasçılarının tayin edilememesi sebebiyle ölü olduğu belirtilerek kayıt sahibi adına tespiti yapılan taşınmazlar hakkında, ölünün ismi açıklanarak mirasçıları denilmek suretiyle mirasçılar aleyhinde dava açılabilir. 7. HD. 08.05.2009-1482/1670 (YKD 2010/1 sf. 41);
Dava ehliyeti dava şartlarındandır. Mahkeme, tarafların dava ehliyetine sahip olup olmadığını resen araştırmak zorundadır. 21. HD. 22.10.2009-15022/13330 (YKD 2010/1 sf. 108);
Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflarca öne sürülmese dahi, mahkemelerce kendiliğinden incelenmesi gerekir. Ölü olduğu anlaşılan tespit malikinin mirasçıları belirlenmeli, dava dışı kalan mirasçılar varsa, dava dilekçesi ve duruşma günü onlara tebliğ edilmeli, bu şekilde taraf teşkili sağlanmalıdır. 7. HD. 22.06.2009 6179/2605 (YKD 2010/2 sf. 232)