Türk Ceza Kanunu Madde 264

TCK 264. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 264. maddesi şu şekildedir:

Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar – Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma

Madde 264 – (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.


Başlık

TCK’nın 264. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar

Madde başlığı şu şekildedir: Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma


Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 264. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ

Madde 412. Madde, birinci fıkrasında bir rütbe veya memuriyetin veya mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmadan alenen giyen veya hakkı olmadığı halde belirli nişan veya madalyaları takan, giydiği elbisenin ait olduğu meslek ve memuriyete ilişkin işlerini yapan veya bu elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanmak suretiyle bir cürüm işleyenler hakkında uygulanacak cezaları göstermektedir.

Maddenin ikinci fıkrasında, esasta fiiller gösterilmiş, ikinci fıkrada, haksız olarak giyilen elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanılarak suç işlenmesi halinde, elbise giymeye ait cezanın artırılacağı açıklanmıştır. Böylece hem haksız elbise giymenin cezası artırılacak ve hem de doğal olarak işlenen suçtan dolayı ceza verilecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında, Türkiye Kızılay Derneğine ait alamet ve işaretlerin, Derneğin rızası olmadan bir basılmış eser, evrak ve başka eşya üzerine konulması, resmedilmesi, hakkedilmesi veya temsil veya cisimlendirilmesi suretiyle kullanılması müstakil suç haline getirilmiş olmaktadır.

Dördüncü fıkrada, Newyork’ta Toplanan Milletlerarası Sağlık Konferansında Kabul ve İmza Edilen Belgelerin Onanmasına Dair 9/6/1947 tarihli ve 5062 sayılı Kanunla dahil bulunduğumuz Dünya Sağlık Teşkilatının 17/7/1948 tarihli 14 üncü oturumunda oybirliğiyle kabul edilmiş olan resmi mühür ve damgasıyla, adı, rumuzları ve sembolünün Kurumun rızası olmadan kullanılması suç haline getirilmiştir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Maddenin birinci fıkrasında, bir rütbe ya da kamu görevinin veya mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmadan alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giymek veya hakkı olmadığı halde belirli nişan veya madalyaları takmak suç olarak tanımlanmıştır.

Elbisenin ait olduğu kamu görevine ilişkin işlerin yapılmasına teşebbüs edilmesi, ayrı bir suç oluşturur. Bu durumda ayrıca yukarıdaki madde hükmüne göre cezaya hükmetmek gerekir.

Maddenin ikinci fıkrasında, haksız olarak giyilen elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanılarak suç işlenmesi halinde, elbise giymeye ait cezanın artırılacağı açıklanmıştır. Böylece hem haksız elbise giymenin cezası artırılacak ve hem de işlenen suçtan dolayı ceza verilecektir.


TBMM Kabul Metni

264 üncü maddeyi okutuyorum:

Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma

MADDE 264. – (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmî elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir