Şirketin İhyası Dava Dilekçesi

Şirketin İhyası Davası Dilekçesi -1-


ADANA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ: Avukat Saim İNCEKAŞ -Adana/Seyhan

DAVALI: Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü

KONU: Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri gereği re’sen terkin ve tasfiye edilen Adalet A.Ş. isimli şirketin ihyası talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR

Müvekkilim, terkin edilen ve ihyasını talep ettiğimiz Adalet A.Ş. isimli şirkette pay sahibi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanıdır (Ek-1)

Adalet A.Ş. isimli şirket Adana’da 1111223122 ticaret sicil numarası ile 12 tarihinde tescil edilmiştir (Ek – 2)

Şirketin adresi, Adana’dır.

Söz konusu şirket, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince, (son 5 yıl olağan genel kurul yapılmaması nedeniyle münfesih 13 tarihinde re’sen terkin edilmiştir (Ek- 3)

Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinme (terkin) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Somut davamızda şirketin tasfiye dışında kalmış gayri menkul satış vaadi sözleşmelerinin varlığı sabit olduğundan usulsüz olarak tasfiye edilmiştir (Ek – 4  Satış Vaadi Sözleşmeleri).

6335 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici madde 7 hükmü gereğince (Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilri) iş bu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.

DELİLLER: Ticaret Sicil Kayıtları 12 tarihli Adana Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan duruyu, 14 tarihli Adana Ticaret Sicil Memurluğu tarafından ilanen yapılan ihtarname, şirket defterleri, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, tanık vs. her tür yasal delil.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah olunan sebepler ve re’sen göz önüne alınacak sair sebeplere, 15 tarihinde re’sen terkin olunan Adalet A.Ş’nin ihyası ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Adana Avukat ve Hukuk Bürosu

Şirketin İhyası Dava Dilekçesi -2-

ADANA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALILAR:

KONU: Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri gereği resenterkin ve tasfiye edilen … isimli şirketin ihyası talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

1-) Müvekkil ile sicilden resen terkinedilen şirket arasında üye iş yeri sözleşmesi bulunmaktadır. Şirketin sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle müvekkil bankanın şirketten tahsil edilemeyen üye işyeri alacağı bulunduğuiçin şirketin ihyası gerekmektedir.

2-)Sicilden resen terkin edilen şirkete ait adres yeri İstanbul’dur.

-X isimli şirket X Ticaret sicil numarası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olup şirketin adresi İstanbul’dur.

3-)Davalı tarafa karşı uyuşmazlık konusu alacağın tahsili amacıyla X İcra Müdürlüğü’nün X esas sayılı ile icra takibi başlatılmıştır.

Tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.

4-) TTK 547 maddesi’nin 1.fıkrasında “TASFİYENİN KAPANMASINDAN SONRA EK TASFİYE İŞLEMLERİNİN YAPILMASININ ZORUNLU OLDUĞU ANLAŞILIRSA, SON TASFİYE MEMURLARI, YÖNETİM KURULU ÜYELERİ, PAY SAHİPLERİ VEYA ALACAKLILAR, ŞİRKET MERKEZİNİN BULUNDUĞU YERDEKİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNDEN, BU EK İŞLEMLER SONUÇLANDIRILINCAYA KADAR, ŞİRKETİN YENİDEN TESCİLİNİ İSTEYEBİLİRLER. ” denilmek suretiyle alacaklıların şirketin ihyasını talep edebileceğini düzenlemiştir. Ek tasfiye sadece tasfiyenin kapanmış olmasına rağmen halen alınması zorunlu ek tedbirlere gereksinim duyulması halinde söz konusu olabilir. Zorunluluk yoksa ek tasfiyeye gidilemez. Bu hüküm bağlamında şirketin yeniden sicile kaydedilmesini ve ek tasfiye yapılmasını zorunlu kılabilecek durumlar TTK 547.maddeningerekçesinde açıkça belirtilmiştir. Buna göre; “Şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması söz konusu” ise ek tasfiye yoluna gidilebilecektir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2015/12146 K. 2015/11425 T. 2.11.2015 kararında;

“X ihtilaflı alacakların depo edilmemiş olduğu gerekçesiyle, alacaklıların alacaklarını alabilmesi için TTK 547. maddesi gereği davalı şirketin yeniden ticaret siciline tescili talebi yerinde görülerek, davanın kabulü ile İstanbul l. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2564, 2014/2563, 2014/2565, İstanbul 13.İcra Müdürlüğü’nün 2014/5365 ve 2014/2174 Esas sayılı icra takip dosyalarının yürütülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleri ile ilgili ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere, İ.. M.’nün 360180 sicil numarasında kayıtlı davalı Tasfiye Halinde X Madencilik Nakliyecilik ve İnşaat Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin TTK. 547. maddesi uyarınca yeniden ticaret siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerinin önceki tasfiye memuru X tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ……….. oybirliğiyle karar verildi.”

Dolayısıyla gerek kanunun lafzında gerekseYargıtay kararlarından görüldüğü üzere tasfiye işlemlerinin eksik olması halinde şirketin ihyasının mahkemeden talep edileceği açık olup somut olayda da sicilden terkin edilen şirketin üye işyeri borçlarının tamamının ödenebilmesi için şirketin ihyası gerekmektedir.

5-)İş bu yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebepler neticesinde TTK.547/1 maddesi gereğince huzurdaki bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : TBK, TTK, HMK, vs ilgili tüm yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Davalı delillerinin tarafımıza tebliği akabinde ek ve mukabil delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile;

1-)Üye İşyeri SözleşmesiSözleşmesi, Başvuru FormuVe Şirket İmza Sirküleri,

2-)-Şirketin Kapanmadığını Gösterir İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü Kaydı ve Gümrük Bakanlığı Mersis Kaydı

3-) X Yevmiye numaralı ihtarname

4-) İstanbul X İcra Dairesi X Esas sayılı dosyası( celbini talep ederiz)

5-) Şirket kayıtları ve defterleri, ticaret sicil kayıtları

6-) Bilirkişi incelemesi

7-) Tanık

8) Yemin,

9-) İsticvap

10-) İçtihat, Yargıtay kararları, Doktrin

11-)Tüm banka kayıtları da dahil olmak üzere ikamesi mümkün her türlü yasal delil.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz ve izah olunan sebepler ve resen göz önüne alınacak nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla;

1- 19/10/2015 tarihinde sicil kaydı silinerek sicilden resen terkin olunan X’in İHYASINA,

2- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini sayın mahkemenizden saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ

Şirketin İhyası Davası Dilekçesi -3-

ADANA NÖBETÇİ TİCARET MAHKEMESİNE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU: Şirketin ihyası davasıdır.

AÇIKLAMALAR:

1)Müvekkil, X’i hasım göstererek X Ticaret Mahkemesi nezdinde X Esas sayılı dosya ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ifa işlerinin ve bedellerinin tahsili için dava açmıştır. Yapılan yargılama sürecinde ……………nin  tasfiye olduğu ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden kaydının silindiği anlaşılmıştır. X Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından işbu davayı açmak için tarafımıza mehil verilmiştir.

2)İhyasını istediğimiz X’in ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki adresi X’dir. İşbu şirket ticaret sicilinden X tarihinde re’sen silinmiştir.(Ticaret Sicil Gazetesinin X tarihli ve X sayılı nüshasında ilan edilmiştir)

3) İhyasını isteğimiz şirket ticaret sicilinden resen terkin ediliğinden ötürü bu davamızda husumeti, sadece ticaret sicil müdürlüğüne yöneltmiş bulunmaktayız. Bu yönde Yargıtay içtihadına yer vermek isteriz.

“‘Dava, 6102 Sayılı Kanun’un geçici …. maddesine dayalı terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. İhyası istenen ….. …… ….. ….. ve Ticaret Limited Şirketi’nin ….07.2015 tarihinde resen terkin edilmiş olup; dosya kapsamından şirkete bir tasfiye memuru atanmış olduğuna dair bilgi belge bulunmadığı gibi, re’sen sicilden terkin edilmiş şirketler bakımından ihya kararı verilmesi halinde tasfiye haline gireceğine dair bir yasal düzenleme de bulunmadığından, somut olayda yalnız ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca tasfiye memurunun da hasım gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın pasif husumet sebebiyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.’ ( T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/12497 K. 2016/9182 T. 28.11.2016 )

4) Sayın mahkemenin ihyasını talep ettiğimiz iş bu davamızda kabul kararı vermesi halinde emsal nitelikte ki Yargıtay kararında da değinildiği üzere; “Dava, TTK’nın Geçiçi 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine dair olup, mahkemece davanın kabulüyle şirket tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haiz olup, mahkemece, şirketin ihyasına karar verilmesinin yanı sıra 6102 Sayılı TTK’nın 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması ile tescil ve ilanı gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/14228 K. 2016/9687 T. 19.12.2016)”

Yargıtay hükmünde de değinildiği üzere şirketin tasfiye/ek tasfiyesi için karar vererek şirketle ile ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan edilmesini sayın mahkemeden talep etme gerekmiştir.

5) 6335 sayılı kanun  ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen geçici 7. madde gereğince ( Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.) işbu davayı ikame etme gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ DELİLLER: Şirket kayıtları, Yargıtay kararları, Ticaret sicili müdürlüğü kayıtları, vergi kayıtları, tanık beyanları, gerekirse bilirkişi incelemesi ve raporu, X Ticaret Mahkemesi’nin X E. Sayılı dosyası vs. hukuki her türlü delil

HUKUKİ SEBEPLER:TTK,HMK,Türk Medeni Yasası vs ilgili yasa hükümleri

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda değindiğimiz nedenler ve Sayın Mahkemece re’sen dikkate alınacak sebepler çerçevesinde;

X Ticaret Sicili Müdürlüğünün sicilinde kayıtlı X’in tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ederiz.

Davacı Vekili

Şirketin İhyası Dava Dilekçesi 4

ADANA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

DAVACI:

VEKİLLERİ:

DAVALI:

KONU: Müvekkilin yöneticisi olduğu Adalet Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası talebini içerir dava dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR

1. Müvekkilimiz, Adalet Ltd. Şti. adlı ve halihazırda ihyası istenen şirketinin bünyesinde uzun yıllar boyunca Adana ilinde ve 12 plakalı servis araçları ile servis taşıma faaliyetlerinde bulunmuş, ancak 2015 yılında yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu tarihten sonra ticari faaliyetlerini yapamaz hale gelmiştir.

Öyle ki, şirketine ait 12 plakalı Reno marka aracı Seyhan Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından haczedilerek muhafaza altına alınmış ve muayyen bedelinin 1/3’ü oranında bir bedel ile 12 tarihinde satılmıştır.

Müvekkilimiz iş bu satış işleminin iptali için Seyhan Vergi Mahkemesi’nin 11 Esas sayılı dosyası ile 12 tarihinde iptal davası ikame etmiş, davası 15 tarihinde kabul edilmiştir (EK-1). Ancak aracın üçüncü bir kişiye satılması nedeniyle aracın aynen iadesi mümkün olmamış, bu kez de aracın rayiç değerinin ilgili Seyhan Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan geri alınması için Adana Vergi Mahkemesi’nin 15 Esas sayılı dosyası ile tam yargı davası ikame edilmiştir.

İş bu dava da 14 tarihinde yerel mahkemece kabul edilmiş (EK-2), ancak davalının temyizi ile Danıştay tarafından 16 K. sayılı ilam ile bozma yönünde karar verilmiştir. Bozma kararından sonra Adana Vergi Mahkemesince yapılan yeni yargılama neticesinde ise davanın yeniden kabulüne karar verilmiştir (EK-3). Bu kararın bir kez daha temyiz edilmesi üzerine Danıştay 12 sayılı ilam ile 16 tarihinde onama kararı vermiştir. Bu karar aleyhine davalı tarafça bu kez karar düzeltme yoluna gidilmiş, son olarak Danıştay tarafından verilen 14 sayılı ilam ile karar düzeltme talebi reddedilmiştir (EK-4). Böylelikle tam yargı davası 12 tarihinde kesinleşmiş ve müvekkilimiz zararının bir kısmını davalı idareden tazmin etmeyi başarmıştır.

Öte yandan, ihyası istenen şirketin 14 plakalı bir diğer servis aracı ise şirketin özel kişilere ve kamu kurumlarına olan borçları nedeniyle haczedilmiş ve yediemin deposuna çekilmiştir. Müvekkilimiz, bu süreçte şirketine ait işbu araçtaki yakalama şerhlerinin kaldırılması için Adana İcra Müdürlüğü’nün 53 Esas sayılı dosyası ile Adana İcra Müdürlüğü’nün 45 Esas sayılı dosyası ve başkaca dosyalardaki borçlarını kapatmış ve son olarak vergi borçlarını yapılandırıp bir kısım taksitleri de ödeyerek 2018 yılında şirket aracını yediemin deposundan teslim almıştır. İş bu 51 plakalı ticari servis aracı, hali hazırda şirketin üzerine kayıtlı olup, aracın piyasa değeri 400.000-TL’nin üzerindedir.

2. İhyası istenen şirketin malvarlığını yukarıda izah edildiği şekilde temize çıkaran müvekkilimiz bunlarla birlikte şirketin Seyhan Vergi Dairesi Başkanlığı’na olan yaklaşık 50.000 TL’lik borcu için de 17 tarihinde yapılandırma talebinde bulunmuş (EK-5) ve ödemelere başlamıştır.

3. Müvekkilimiz son olarak, bu şekilde ticari faaliyetlerini sürdürmeye hazır hale getirdiği şirketinin, 2017 yılında bir servis ihalesinin alınabilmesi amacıyla yatırdığı 200.000-TL’lik teminat bedelinin iadesi için Adana Valiliği İl Özel İdaresi Koordinasyon Başkanlığı’na yazılı olarak başvurmuş ve işbu teminat bedeli şirketin Adalet Bankasında bulunan banka hesabına yatırılmıştır. Akabinde, müvekkilimiz, şirket hesabına yatırılan teminat bedelini iade alabilmek amacıyla bankaya başvurduğunda, bankadaki yetkili personelden şirkete ait yetki belgesinin güncellenmesi gerektiğini, güncelleme işlemi sonrasında işlem tesis edilebileceğini öğrenmiştir.

Bu doğrultuda müvekkilimizce yetki belgesinin güncellenmesi için Adana Ticaret Odası Başkanlığı’na gidildiğinde, buradaki yetkililer tarafından müvekkilimize yetki belgesinin güncellenemeyeceği zira şirketin resen terkin edildiği söylenmiş, derinlemesine yapılan araştırma da davalı Adana Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce müvekkilimize ihtar çekilmeksizin, müvekkilin yöneticisi olduğu Adalet Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 12 tarihinde Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkinine karar verildiği öğrenilmiştir.

Ancak aşağıda belirteceğimiz nedenler kapsamında davalı tarafından yapılan terkin işlemi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan sayın mahkemenizce, tüzel kişiliği sonlandırılan müvekkilimize ait şirketin ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir;

-Bilindiği üzere, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar münfesih halde bulunan şirketlerin Ticaret Sicili Müdürlüklerince tespit edilip sonrasında da resen terkin edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında da terkin tarihinde İLGİLİ ŞİRKETİN DAVACI VEYAHUT DAVALI SIFATI İLE DEVAM EDEN DAVASI BULUNDUĞU TAKDİRDE TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜNCE BAHSİ GEÇEN ŞİRKETİN RESEN TERKİN EDİLEMEYECEĞİ AÇIKÇA DÜZENLENMİŞTİR ki;

Geçici 7. maddede aynen;

“ 1/7/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.

(2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.…”

Hükmüne yer verilmiştir.

İş bu emredici hükme göre, müvekkilimiz şirketin terkin edilmesine yönelik işlem hukuka aykırıdır. Zira somut olayda davalı tarafından terkin işleminin gerçekleştirildiği 12 tarihinde Adalet Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davacı olarak yer aldığı yukarıda da ayrıntısıyla belirttiğimiz Seyhan Vergi Mahkemesi’nin 12 Esas sayılı dava dosyası halen derdest durumdadır. Bu nedenle şirketin terkin edilmesine yönelik 15 tarihli işlem hukuka aykırıdır.

Gerçekten de örneğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/4424 Esas, 2019/1037 Karar sayılı, 11.02.2019 tarihli ilamında; “Kaydı silinen şirket hakkında devam eden davalar bulunması nedeniyle şirketin, 6102 sayılı Yasa’nın Geçici 7/…. maddesi uyarınca Geçici 7. maddeye dayalı olarak bir şirketin kaydının silinmesi işlemi hukuka uygun olmadığından ve silinme işleminin iptali halinde şirketin varlığı devam edeceğinden davalı Ticaret Müdürlüğünün hukuka aykırı işleminin iptalini istemekte davacının hukuki yararı bulunmakla…” şeklinde karar verilerek bu konudaki haklılığımız açıkça kabul edilmiştir (EK-6).

Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2020/5321 Esas, 2020/4339 Karar sayılı, 21.10.2020 tarihli bir başka kararında; “… ihyası istenen anonim şirketin Ticaret sicilinden silindiği tarih itibariyle davacı yanın derdest davası bulunmakta olup, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket ve kooperatiflere bu madde hükmünün uygulanamayacak olmasına göre, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde aynı doğrultuda hüküm kurmuştur (EK-7).

Dolayısıyla, davalı tarafından münfesih durumunun tespit edildiği 12 tarihinde ve terkin işleminin yapıldığı 13 tarihinde dava konusu şirketin taraf olarak yer aldığı ve ilgili tarihlerde kesinleşmeyen dava dosyaları mevcut olduğundan sayın mahkemenizce Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici madde 7/2 uyarınca Adana Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesi gerekmektedir.

-Kaldı ki, mahkemeniz aksi kanaatte olsa bile ilgili kanun maddesi uyarınca terkin işlemlerinin gerçekleştirilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğünce öncelikle terkin edilecek şirketin yöneticisine ihtar çekilmesi gerekmektedir. Aksi halde ihtar çekilmeksizin yapılan terkin işlemi açıkça usul ve yasaya aykırı olacaktır. Somut olayda ise müvekkilimize gönderilmiş bir ihtar bulunmamaktadır. Bu nedenle de terkin işleminin iptali gerekmektedir ki yine Geçici 7. maddede geçtiği üzere;

(4) Ticaret sicili müdürlüklerince;

a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır…

(11) Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilinden resen silinir. Resen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilir.”

Öyle ki Yargıtay’ın bu hükme yönelik de kararları mevcut olup, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 28.01.2021 tarihinde verdiği 2021/86 E. 2021/286 K. sayılı kararda; “Somut olayda, Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ekindeki belgelerde sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanı bulunmakta olup, TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a fıkrası ile 11. maddesinde gösterildiği gibi ayrıca kooperatifin yönetici ve temsilcilerine ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Bu durumda, ticaret sicilinden resen terkin işlemi yapılan kooperatifin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine usulüne uygun olarak ihtar gönderilmediği, kooperatifin sicil kaydının kanunun belirlediği usule uyulmadan terkin edildiği anlaşıldığından…” diyerek, şirket yöneticisine ihtar çekilmemesinin terkin işlemini geçersiz kılacağını açıkça ifade etmiştir (EK-8).

Belirttiğimiz üzere somut olayda da davalı tarafından terkin işlemleri gerçekleştirilmeden önce şirket yetkilisi olan müvekkilimize Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/4-a maddesi uyarınca usul ve yasaya uygun olarak ihtar çekilmediğinden yapılan terkin işlemi bu yönden de açıkça hukuka aykırı olup, bu nedenle de şirketin ihyasına karar verilmesi gerekmektedir.

4. Belirtmek gerekir ki, şirketin ihyası davasının, TTK geçici 7/15. maddesi kapsamında ‘silinme tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde’ açılması gerekmektedir. Ancak yukarıda belirtilen hukuki sebepler kapsamında ikame edilecek ihya taleplerinde hak düşürücü süre uygulanmamaktadır. Zira TTK geçici 7/2. maddesine göre istenecek ihya taleplerinde, ilgili maddede açıkça geçici 7. maddenin uygulanmayacağı ifade edildiğinden bu maddede düzenlenen hak düşürücü süre de dikkate alınmayacaktır. Yine ilgiliye tebligat gönderilmeden gerçekleştirilen terk işlemlerinde de, ortada usule uygun bir terk işlemi bulunmadığından ihya talebi her zaman istenebileceğinden burada da hak düşürücü süre uygulanmayacaktır.

Bu iki hukuki sebebe dayanarak ikame edilen ihya davalarında hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı hususu da yine Yargıtay içtihatları ile sabittir.

Öyle ki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/5321 Esas, 2020/4339 Karar sayılı, 21.10.2020 tarihli kararında; “şirketin taraf olduğu davalar varken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin 6102 sayılı Kanunu’nun geçici 7. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı” belirtilmiş (EK-7),

Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/86 E. 2021/286 K. sayılı ve 28.01.2021 tarihli kararında da; “ticaret sicilinden resen terkin işlemi yapılan kooperatifin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine usulüne uygun olarak ihtar gönderilmediği, kooperatifin sicil kaydının kanunun belirlediği usule uyulmadan terkin edildiği anlaşıldığından mahkemece kooperatifin ihyasına karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru

olmamıştır…” (EK-8) şeklinde karar verilerek her iki sebebe dayalı olarak açılan ihya taleplerinde hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı çok açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Bu nedenle sayın mahkemenizce davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.

5. Yukarıdakilere ek olarak şu hususu da belirtmekte yarar görüyoruz; TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilen şirketin yeniden ihyası için, aynı maddenin 15. fıkrasında da belirtildiği üzere öncelikle davacı yanın, şirketin ihyasında hukuki menfaatinin bulunması gerekmektedir. Somut olayda da, müvekkilimiz, ihyası istenilen şirketin yöneticisi olduğundan ve şirketin üzerine kayıtlı … plakalı servis aracı bulunduğundan şirketin ihyasına karar verilmesinde müvekkil … hukuki yararının mevcut olduğu açık bir şekilde ortadadır.

Hal böyleyken, yukarıda açıklanan tüm nedenlerle neticeten müvekkilimizin yöneticisi olarak yer aldığı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası için iş bu davayı açmak zaruri hale gelmiştir.

HUKUKİ SEBEPLER : Hadisemizle ilgili mevzuat hükümleri, ilgili yargı kararları

HUKUKİ DELİLLER : Hasren olmamak ve karşı yanın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile;

1- Seyhan Vergi Mahkemesi’nin 12 Esas sayılı dosyası

2- Seyhan Vergi Mahkemesi’nin 15 Esas sayılı dosyası

3- Danıştay 11 sayılı, 12 tarihli ilamı

4- Seyhan Vergi Dairesi Başkanlığı ile vergi borcu konusunda akdedilen yapılandırma anlaşmaları

5- Adana Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin taraf olarak yer aldığı tüm dava ve icra takibi dosyaları

6- Adana Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait Ticaret Sicili Kayıtları

7- Şirket adına Adana Valiliği İl Özel İdaresi Koordinasyon Başkanlığına 15 tarihinde yapılan başvuru,

8- Şirkete ait Seyhan Vergi Dairesi Başkanlığı ve Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde yer alan kayıtlar,

9- Şirketin ticari defterleri,

10- Şirkete ait banka hesap kayıtları

11- Tanıklar (İsim ve adreslerini bilahare bildireceğiz),

12- Keşif,

13- Bilirkişi incelemesi,

14- Yemin vesair her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah olunmaya çalışılan ve Mahkemece re’sen gözetilecek tüm nedenlerle;

Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde 112351 sicil numarası ile kayıtlı Adana Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, şirket tüzel kişiliğinin yeniden İHYASINA ve Ticaret Siciline yeniden TESCİL ve İLANINA, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini saygıyla bilvekale talep ederiz.

Davacı Vekili

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir