LTD Şirketin Devri Sonucu Devralanın Borçtan Sorumluluğunu Tespit Davası Dilekçesi
ADANA (…) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DAVACI :
VEKİLİ :
–
DAVALI :
H.ESAS DEĞER : 1.000.000 TL
KONU : Müvekkilin X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi işletmesinin yetkilisi ile kurmuş olduğu sözleşmeden doğan alacaktan davalının sorumlu olduğu tespiti ve alacak davamızdır.
AÇIKLAMALAR :
X’da mobilya işiyle uğraşan müvekkil, X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti’nin sahibi olduğu X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine 1.000.000 TL değerinde mobilya satmış ve karşılığında rehabilitasyon merkezinin kurucu temsilcisi olan X’den temsilci olarak imzasının bulunduğu 1.000.000 TL bedelli X tanzim tarihli X vadeli lehtar olarak gösterildiği bonoyu almıştır.
Ancak X vade tarihinde bedel ödenmemiştir. Müvekkil kendisine verilen bono vadesinde ödenmediği için X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile X tarihinde icra takibi başlatmıştır. İcra dosyasına borçlu X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti vekili takibe itiraz etmişlerdir. İtiraza rağmen X. İcra Müdürlüğünün X sayılı takibi kesinleşmiştir. Ancak X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti.’e yapılan haciz işlemlerinde alacağı karşılayacak bir malvarlığının bulunmadığı ortaya çıkmıştır.
Müvekkil borcu tahsil edebilmek adına başvurduğu bu yoldan sonuç alamadığından sözleşmenin tarafı olan X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi işletme işletme hakkı ve yetkilisi olan kişilere başvurmak zorunda kalmıştır. Ticari iş niteliğinde kurulan sözleşme ve tarafları tacir olan sözleşmeden doğan alacak davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan davamızı ticaret mahkemesinde açma zarureti hasıl olmuştur.
Müvekkil sözleşme gereği yerine getirmesi gereken edimi mobilyaları teslim ederek yerine getirmiştir. Ancak sözleşmenin karşı tarafı X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiştir.
Ticari işletme devirlerinde devreden tacir ile devralan tacir, devir tarihinde önceki borçlardan 2 yıl süreyle müteselsil olarak sorumludur. Devir tarihinden önceki borçlar için sorumsuzluk sözleşmesi yapılsa dahi 3.kişilere karşı borçtan kurtulmak için ileri sürülemez. Ancak devralan borcu ödeyip daha sonra devreden tacire rücu edebilir. X tarihli Türk Ticaret Sicili Gazetesi’ndeki ilana göre işletmenin işletme hakkı şirket adına X tarafından X’a devredilmiştir. “İşletme Hakkı Sözleşmesi” m. 9’da “borç ve alacakları ve vadesi gelmemişler de dahil olmak üzere X tarihinden önceki olanlar X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti’ye , bu tarihten sonraki alacaklar Kadıköy’de faaliyet gösteren X’a aittir” hükmü bulunmaktadır. Ticari işletmenin işletme hakkı devir sözleşmesinin içeriği devir sözleşmesi yapan kişileri bağlamaktadır. Yani devir sözleşmesinin etkisi iç ilişkide geçerlidir.
Mezkur devir sözleşmesinde Madde 10’da ise işletme mobilyalarının X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti’de kalacağı” kararlaştırılmıştır. İşletme mobilyalarının kimde kalacağı veya ne şekilde kullanılacağı değil Müvekkil ile X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi arasında kurulan sözleşmenin geçerli olması ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği hukuken önemlidir. Sözleşme işletmenin kurucu temsilcisi ile yapılmış olup, müvekkil mobilyaları teslim borcunu yerine getirmiştir. Yani devir sözleşmesinde böyle bir hüküm yer alsa dahi X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi işletme hakkı sahibi sorumluluktan kurtulamaz.
Bonoyu düzenleyene karşı açılacak bütün davalar, vade tarihinden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TK.m. 661/I). Ayrıca müvekkil ile X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi arasında kurulan sözleşmede bedelin kambiyo senedi çeşitlerinden olan bono ile ödeneceği, vade tarihinin ileri tarihli olması ve ne vade tarihinde ne de daha sonra ödeme yapılmaması, borcu ödeme yollarının kapatılması sözleşmenin karşı tarafının kötüniyetli olduğunu gösterir. Müvekkil bu süreçte mağdur edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (“Kanun”) 573. maddesinin 2. fıkrasına göre; “ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.” Dolayısıyla, ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlıdır; ancak bu borç yalnızca limited ortaklığa karşıdır. Söz konusu madde, Kanunun şirketin borç ve yükümlülüklerinden sadece malvarlığıyla sorumlu olduğunu düzenleyen “Ortakların Sorumluluğu” başlıklı 602. madde ile birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, “şirket” borç ve yükümlülükleri dolayısıyla yalnızca malvarlığı ile sorumlu olunca, alacaklılar ortakların malvarlığına başvuramayacak, ortakları takip edemeyeceklerdir. Bu hükümden yola çıkarak X Özel Eğitim ve Spor Hizmetleri İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti’ne icra takibi yapılmış ancak her hangi bir haciz ve tahsilat yapılamamıştır. Bu limited şirketinin sahibi olduğu işletme X Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi sözleşmenin tarafı olduğundan ve işletme hakkı devir sonucu X’a geçtiğinden alacak davamızı X’a yöneltme zarureti hasıl olmuştur.
İşletme hakkı devir sözleşmesi sonucu işletmenin tüm borçlarından sorumlu hale gelen X’ın sorumsuzluğu söz konusu değildir. X’ın borçtan sorumlu olduğuna ilişkin sayın Mahkemenin tespit yapılmasını uygun görüyoruz. Dava tarihinde itibaren yasal faizin işletilmesi talebiyle alacağımızın X tarafından ödenmesi için alacak talebimizdir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edildiği üzere, sözleşmeden doğan 1.000.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. tarih
Davacı Vekili
Av.