ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
KONU : Cevaba cevap dilekçemizin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
1. Davalı borçlu tarafından yapılan yetki itirazını kabul etmiyoruz. Zira dava Kooperatif’in merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dolayısıyla yetkili mahkemede açılmıştır. Bu konuda Kanun hükmü ve Yargıtay kararları çok açıktır. HMK m. 14’e göre (Eski HMUK 17): “(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”
Yargıtay’a göre de “Dava, davacının üyesi bulunan davalıdan aidat alacağının tahsiline ilişkindir. HUMK.nun 17 nci maddesine göre; kooperatifin bu sıfatla ortakları aleyhine açtıkları davalarda yetkili mahkeme, kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olup, kesindir.” (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2005 / 10621 Karar: 2006 / 11294 Karar Tarihi: 06.11.2006)
2. Davalının kooperatif üyesi olmadığı iddiası doğru değildir.
3. Davalının zamanaşımı itirazı hukuki ve yerinde değildir. Zira Kooperatif Kanunu’na göre zamanaşımı süresi henüz geçmemiştir. Kaldı ki, davalı borçluya karşı yapılan icra takipleri de söz konusu olduğu için zamanaşımı süreleri kesilmiştir.
4. Dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere …. dönemlerine ait, Kooperatif üyeliği aidat borcu talebimiz vakidir. Dolayısıyla talep edilen miktar ve mahiyeti çok açıktır. Bu durumun açıklanması gereken bir yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle böyle bir itirazı kabul etmek mümkün değildir.
5. Davalı tarafın bağımsız bölümü …. isimli kişiye satması nedeniyle aidat borcu olmayacağını ileri sürmesi doğru değildir. Zira davalı tarafından ileri sürüldüğü gibi, Kooperatif yönetimine sözlü bir bildirim olmadığı gibi, böyle bir usul de yoktur. Bu nedenle davalının kooperatif üyeliği devam etmekte olup, ödemesi gereken aidat borçları zamanında ödenmediği için, diğer kooperatif üyeleri mağdur durumdadır.
6. Davalının üyeliğinin sona ermesi için hem kanuna göre hem de Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre kooperatifin bunu kabul ettiği yönünde karar alması gerekmektedir. Örneğin Yargıtay’a göre “kooperatif hisse devri sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanlan arasında geçerli olsa dahi kooperatife karşı ancak yönetim kurulu kararıyla hüküm ifade eder. Açık kapı ilkesinin burada uygulanması mümkün değildir. Nitekim dairemizin emsal uygulamaları da bu yöndedir (Bkz. G. Eriş, Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, 3’üncü Baskı, S. 317, Y. 11. H.D. 18.06.1984, E. 3487 IK. 3538). Bu itibarla, mahkemece ortada yönetim kurulunun bu hususta alınmış açık bir kabul kararı bulunmadığı, …, anılan husus gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2005 / 4601 Karar: 2006 / 6270 Karar Tarihi: 26.05.2006)
“Davalı, kendisinin ortaklıktan istifa ettiğini, bu nedenle söz konusu giderlerden sorumlu bulunmadığını savunmuştur. … somut olayda davalı ortağın istifa beyanı kendisine tahsis edilen konutu kooperatife bırakma iradesini taşımayıp, sadece kooperatiften doğan yükümlülüklerden kaçınma amacına yöneliktir. Davalı ortağın bu şekildeki istifa istemi davacı kooperatifçe kabul edilmediği gibi, davalıyı, kooperatifin yaptığı hizmet bedelini ödeme borcundan kurtarmaz. Davalı, diğer ortaklar gibi yapılan hizmet bedelinden sorumludur. O halde mahkemece, davalının sorumlu bulunduğu borç miktarı saptanmak ve sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir”. Şeklinde karar vermiştir. Yani Yargıtay, Kooperatifçe kabul edilmeyen istifa beyanını kabul etmemiştir. Bununla birlikte davalının bir istifa beyanı, dilekçesi ya da belgesi de yoktur. (YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2000 / 1537 Karar: 2000 / 2369 Karar Tarihi: 27.03.2000)
7. Yine bir Yargıtay kararına göre de “Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder.” (YARGITAY 23. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 1725 Karar: 2016 / 4029 Karar Tarihi: 28.06.2016)
Davalının iddia ettiği kişi ile kendi arasında sadece taşınmazın satımına ilişkin bir sözleşme mevcut olup, üyelik devri sözleşmesi söz konusu değildir. Yani böyle bir sözleşme yapılmamıştır, kurulmamıştır. Yapılmış olsa dahi, böyle bir sözleşme Kooperatif’e karşı geçerli hüküm ifade etmez. Kooperatif’e karşı hüküm ifade etmesi için böyle bir sözleşmenin Kooperatif’e bildirilmesi, Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından da bunun kabul edilmesi gerekmektedir. (YARGITAY 23. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 1725 Karar: 2016 / 4029 Karar Tarihi: 28.06.2016)
8. Davalı tarafın kooperatif üyeliğinin sona erdiğine ilişkin hiçbir Yönetim Kurulu ya da Genel Kurul kararı yoktur. Bu nedenle davalının Kooperatif üyeliği ve buna bağlı aidat borçları devam etmektedir. Mahkeme safahatında yapılacak olan bilirkişi incelemesiyle söz konusu borcun olduğu ortaya çıkacaktır.
9. Tüm bu izahatla, davalının savunmalarının gerçeğe ve hukuka aykırı olduğu ve davalının ödemek zorunda olduğu aidat borcunun vaki olduğu ortaya çıkmıştır.
HUKUKİ SEBEPLER : 1163 s. K., 2004 s. K., 6100 s. K. ve ilgili mevzuat.
NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, haklı davamızın kabulü ile davalının ödemediği aidat borcu olan 15.000 TL dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkile ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına yüce makamınızdan saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili