Asliye Ticaret Mahkemesi Temyiz Dilekçesi
TEHİR-İ İCRA TELEPLİDİR.
YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek üzere
adana BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ XX. HUKUK DAİRESİ’NE
YEREL MAHKEME
DOSYA NO :
BÖLGE ADLİYE
MAHKEME’Sİ
DOSYA NO :
TEMYİZ YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
TALEBİN KONUSU : x Asliye Ticaret Mahkemesi’nin X tarihli, X Esas, X Karar sayılı usul ve yasaya aykırı kararının BOZULMASI, söz konusu karar icra takibine konu edildiğinden temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar TEHİR-İ İCRA’ya karar verilmesi istemidir.
KARARIN
TEBLİĞ TARİHİ :
AÇIKLAMALAR :
X Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu sayılı X Sayılı kararı ile davacı yanın davasının kısmen kabulü ile müvekkilin davacı yana X TL tazminat ödemesine hükmedilmiş olup, tarafımızca istinaf yoluna başvurulmuştur. Bunun neticesinde X Bölge Adliye Mahkemesi X Hukuk Dairesi X tarihli, X Esas, X Karar nolu kararı ile istinaf başvurumuzun reddine karar vermiştir. Açıklayacağımız sebeplerle tarafımızca bu hükmü kabul etmek mümkün değildir. Yapılacak inceleme ile davanın haksız olduğu açıkça görülecektir. Söz konusu ilam usul ve yasaya aykırı olup, bozulması gerekmektedir. Şöyle ki;
USUL YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ:
- ZAMANAŞIMI YÖNÜNDEN İTİRAZIMIZ:
Dava sürecinde cevap ve beyan dilekçelerimizde de açıklamış olduğumuz üzere, öncelikli olarak dava süresi içerisinde açılmamış olup davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerekmekteyken Yerel Mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir. Davacının dava dilekçesinde delil olarak dayandığı X tarihli belge göz önüne alındığında davacının yasal süresi içerisinde iş bu huzurdaki davayı ikame etmediği açıkça görülmektedir. Sayın mahkemenizin öncelikle zamanaşımı yönündeki itirazımı incelemesini talep ediyoruz.
- HMK 107-109 MADDEYE AYKIRILIK NEDENİYLE İTİRAZIMIZ:
Huzurdaki dava belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olup HMK 107-109 madde gereği davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Zira davacının tacir olan bir tüzel kişilik olduğu da göz önüne alındığında davacı şirketin kendi ortağından ne kadar alacaklı veya borçlu olduğunu bilmemesi, hesaplamayı, yargılamayı gerektiren bir unsur olduğunun düşünülmesi şüphesiz ki mümkün değildir. Kaldı ki davacı da dava dilekçesinin 3. Bendinde uğradığını iddia ettiği zararın miktarını da açıkça belli etmiştir. Şu halde davacı tarafın işbu davayı bu rakama göre açması gerekirken kısmi-belirsiz alacak davası şeklinde açması ve dava devam ederken de, belirsiz alacak davalarında dava değerinin ıslahı mümkün olmadığı halde dava değerini ıslah etmiş olması, bilindiği üzere ve açıkça usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle davanın usul eksikliği yönünden reddi gerekmekteyken Yerel Mahkeme usuli itirazımızı göz ardı etmiştir. Sayın Mahkemenizin bu usuli itirazımızı incelemesini talep ediyoruz.
ESAS YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ:
1- Yukarıda yapılmış olan tüm bu açıklamalar ışığında X Asliye Ticaret Mahkemesi’nin X tarihli, X Karar sayılı kararının müvekkil lehine bozulmasını talep etmekteyiz.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan tüm gerekçeler göz önünde bulundurularak;
Usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olan X Asliye Ticaret Mahkemesi’nin X tarihli, X K. Sayılı karara ilişkin temyiz dilekçemizin sunulması ile müvekkil lehine oluşan müktesep hakların korunmasına, usul ve yasaya aykırı Yerel Mahkeme kararının müvekkil lehine BOZULMASINA,
X Asliye Ticaret Mahkemesi’nin X tarihli, X K. Sayılı kararı icra takibine konu edildiğinden temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar TEHİR-İ İCRA’ya karar verilmesini,
Her türlü temyiz başvuru giderleriyle avukatlık vekâlet ücretinin karşı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. tarih
Temyiz Kanun Yoluna Başvuran