Anahtar teslim edilmediği sürece kiracının kira ödeme yükümlülüğü devam eder – Yargıtay Kararı: Esas : 2014/9286 Karar : 2015/6173

Anahtar teslim edilmediği sürece kiracının kira ödeme yükümlülüğü devam eder

T.C.
YARGITAY
ALTINCI HUKUK DAİRESİ

Esas : 2014/9286
Karar : 2015/6173
Tarih : 18.06.2015


Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, dvacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının kiracı olduğu taşınmazı 08/10/2010 tarihinde satın aldığını, davalıya 08/10/2010 tarihinde ihtarname gönderdiğini, Davalının… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/705 Esas sayılı dosyası ile açılan tahliye davasında 30/12/2011 tarihli duruşmada dükkanı teslim edeceğini belirttiğini teslim de ettiğini, bu iki tarih arasındaki 14 ay 22 günlük kira bedelinin ödenmediğini, belirterek 14 ay 22 günlük kira alacağından kısmi dava talebiyle aylık 2000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili taşınmazın öncesinde müvekkilinin amcasına ait olduğunu, müvekkilinin de bu yerin gayrı resmi ortağı olduğunu, müvekkilinin amcasına taşınmazdaki payına göre kira bedeli ödediğini, amcasının taşınmazı habersizce sattığını davacıdan öğrendiğini, bunun üzerine taşınmazı tahliye ettiğini, yeni maliki tanımadığından amcasıyla da muhatap olmadığından anahtarın kendisinde kaldığını, kimsenin kendisinden anahtar talebinde bulunmadığını, resmi kayıtlarda sabit olduğu üzere 31/12/2010 tarihinde ticaretine son verdiğini taşınmazı tahliye ettiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin usulüne göre tebliğ edilmediği, davalının taşınmazı 2010 yılı Aralık ayında terkettiği, davacının da dükkanın terkedildiğini doğruladığı, anahtarın teslim edilmemesinin kira akdinin devam ettiği anlamına gelmediği yeni malikle kira ilişkisinin devam etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiralananın kiracı tarafından terkedilmesi tahliye edildiği sonucunu doğurmaz, anahtar teslim edilmediği sürece kiracının kira ödeme yükümlülüğü devam eder.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi mevcut değildir. Davacı tarafından 08/10/2010 tarihinde davaya konu taşınmazın …’ten satın alındığı ardından aynı gün davalıya gönderilen ihtarname ile taşınmaza ihtiyacı olduğunu belirterek tahliye edilmesi ve kira ödemelerinin tahsil edileceğinin bildirildiği, ihtarnamenin davalıya 12.10.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, tebligatın Tebligat Kanununun 21. Maddesi uyarınca yapıldığı görülmüştür. İhtarnamenin tebliğine ilişkin fotokopi belgede her ne kadar okunaksız kısımlar mevcut ise de muhatabın komşusu …’dan sorulduğu, çarşıda olduğunun beyan edildiği tebligatın mahalle muhtarına teslim edildiği ve haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı adı geçen komşusunun imza atmaktan kaçındığı belirtilmiş. Tebligat mahalle muhtarı ve dağıtıcı tarafından imzalanmıştır. Bu şekilde yapılan tebligatta herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı tarafından taşınmaz iktisap edildikten sonra açılan ve… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/705 Esas sayılı dosyasında görülen tahliye davasında, davalı 21.12.2011 tarihli duruşmada dükkanı amcasından sözlü olarak kiraladığını 2011 yılı Şubat ayında işyerini boşalttığını anahtarı teslim etmediğini, kendisine ihtarname tebliğ edilmediğini beyan ettiği, 30.12.2011 tarihli duruşmada da anahtarı teslim edeceğini beyan ettiği görülmüştür.

TBK.’nun 245.maddesi uyarınca kiralananın satılması halinde tescilden sonraki yarar ve hasar alıcıya geçer. Kiracı satış tarihinden sonraki kira bedellerini yeni malike ödemek zorundadır. Kiralanan davacı tarafından satın alındıktan sonra davalıya gönderilen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihtarname ile yeni malik olduğu bildirilmiş olup, davalı ihtar tebliği ile satış tarihi arasındaki kira borcunu eski malike ödediğini kanıtlamadıkça bu süreye ilişkin kira bedellerini ve ihtarın tebliğinden sonraki kira bedellerini yeni malik olarak davacıya ödemekle yükümlüdür. Her ne kadar davalı tarafından kiralananın terkedildiği belirtilmiş ise de anahtarların usulüne uygun olarak davacıya teslim edildiği iddia ve ispat edilemediğine göre kira bedellerinin yeni malike ödenmesi gerekir. Bu sebeple yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir