Tasarrufun İptali Cevaba Cevap Dilekçesi

Tasarrufun İptali Cevaba Cevap 1

X ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

Davalı asil cevap dilekçesinde özetle ; ‘…babasının emekli olmak için ödeme yapması gerektiği, bu nedenle kendisinin satış bedeli olarak muris babasına nakit, altın birikimi ve TEB ve İNG bankalarından kredi çekmek suretiyle ödemeler yaptığını, ödeme gücünün olduğunu, toplam satış bedeli olarak 100.000,00 TL ödediğini, tapuda satış bedelinin rayiç değerde gösterilmemiş olmasının tek başına muvazaa iddialarını kanıtlamayacağı.. .’ şeklindedir.

1.Satış bedelinin ödendiğinin ve satışın ispatı iddia eden tarafa aittir. Taşınmazın gerçek değeri üzerinden alınıp satıldığını ve bu bedelin de borçlu davalıya ödendiğini ( banka dekontu ile ) kanıtlama yükümlülüğü DAVALIYA düşmektedir. Ancak davalı taraf söz konusu hususu ispatlar nitelikte bir belge sunmamıştır.

T.C YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ ESAS: 2007/ 1713 KARAR: 2007 / 1644

‘…Dava, İİY.’nin 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.’nın 278/2. maddesine göre akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, tasarrufa konu olan taşınmazın tapuda yapılan akit tablosundaki alım satım değeri 4 milyar TL olup, yapılan keşif sonucu gerçek değerinin 12 milyar TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda taşınmazın gerçek değeri üzerinden alınıp satıldığını ve bu bedelin de borçlu davalıya ödendiğini kanıtlama yükümlülüğü davalılara düşmektedir….’

T.C YARGITAY 1.HUKUK DAİRESİ ESAS:2016/11587 KARAR:2019/5074 KARAR TARİHİ: 07.10.2019

‘Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ….’in 16 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölümünü 21.02.2008 tarihinde satış suretiyle kızı olan davalı …’e devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedelini eşinin ve oğlullarının da desteğiyle mirasbırakana elden ödediğini,…. belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

…davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA…’

2.Davalı, taşınmazların satış için tapuda ki değerlerinin düşük gösterilmesinin muvazaa karinesi olmadığını ve masraftan kaçınmak için belediyeden öğrenilen rayiç değerin, tapu değeri olarak gösterilmesinin iyi niyeti gölgelemediğini iddia etmiştir.

T.C YARGITAY 5.HUKUK DAİRESİ ESAS: 2017/ 29452 KARAR: 2019 / 8342 KARAR TARİHİ: 02.05.2019

Dava konusu … ili, …. ilçesi, … mahallesi, 1654 ada 13 parsel sayılı taşınmaza 2015 yılı emlak vergisine esas arsa metrekare rayiç değeri olan 1.263,00-TL’nin dahi altında kalacak şekilde değer biçildiğinden bu parsel yönünden rapor inandırıcı bulunmamıştır.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak 1654 ada 13 parsel bakımından alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,…BOZULMASINA…

T.C YARGITAY 5.HUKUK DAİRESİ ESAS: 2018/ 7117 KARAR: 2019 / 9174 KARAR TARİHİ: 09.05.2019Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 06.04.2014 yılı itibariyle Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değeri 6.928,00-TL olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmaza bu değerin bile altında kalacak şekilde 5.242,00-TL metrekare birim fiyatı takdir edildiğinden alınan rapor inandırıcı bulunmamıştır.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,… BOZULMASINA…

SONUÇ VE İSTEK : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

  • —– ait taşınmaz hissesinin, mirasçılık belgesindeki 3/20 payı oranında iptali ile davacı adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline, bu talebimizin kabul görmemesi halinde bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
  • Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesine vekaleten talep ederiz. 23.12.2019

Tasarrufun iptali mahiyeti gereği yüksek maddi konulu bir dava türüdür. Olumlu sonuç aldığımız bir başka tasarrufun iptali davasında cevaba cevap dilekçemizi de inceleyebilirsiniz. Bu sayede süreç hakkında öngörü ve deneyim kazanacağınız şüphesizdir.

Tasarrufun İptali Cevaba Cevap 2

ADANA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DOSYA NO :

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALILAR :

KONU : Cevaba cevap dilekçesinin sunulması

AÇIKLAMALAR :

Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesindeki hususlara katılmamız mümkün değildir. Dava dilekçesinde belirttiğimiz tüm hususlarımızı tekraren iş bu açmış olduğumuz tasarrufun iptali davası, kanunen bulunması zorunlu tüm şartları taşımaktadır. Davalı tarafından her ne kadar tasarrufun iptali davası şartlarından olan borçlu aciz belgesinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi talep edilmiş olsa da bu hususa katılmamız mümkün değildir. Nitekim İİK m.143/I gereği ;

Aciz vesikası alacaklıya, alacağının ödenmeyen kısmı için icra dairesince verilen belgedir. Alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar yerine gelmişse, icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya ve bir suretini de borçluya verir, hükmü gereği alacaklı olan müvekkil, borçlu aleyhine yapmış olduğu hacizle alacağını alamamış ve buna ilişkin de dava dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz haciz tutanağı verilmiştir. Mevzuat hükümleri ile dava dilekçemizde de sunmuş olduğumuz Yargıtay kararları‘nda da alacaklı, borçlu aleyhine yapılan hacizlerde alacağını alamadığı yani hacze kabil mallarının bulunmadığı durumlarda tutulan haciz tutanakları aciz belgesi hükmündedir. Dava dilekçe eklerinde sunmuş olduğumuz haciz tutanakları aciz belgesi şartını sağladığından dolayı davalı tarafça iş bu şartın sağlanmadığı yönünde beyanlarına katılmamız mümkün değildir.

SONUÇ VE İSTEM : Dava dilekçemizdeki tüm hususları tekraren açmış olduğumuz iş bu davada tüm şartlar sağlanmış olup davamızın kabulüne, karar verilmesini arz ve talep ederim. Davacı Vekili

Avukat

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir