Türk Borçlar Kanunu Madde 57

TBK 57. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 57. maddesi şu şekildedir:

Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri; Sorumluluk; Özel durumlar; Haksız rekabet

Madde 57: Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararının giderilmesini isteyebilir.

Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.

Başlık

TBK’nın 57. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – İKİNCİ AYIRIM: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri – Sorumluluk – Özel durumlar – Haksız rekabet

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 57. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 48. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 56. maddesinde, haksız rekabet düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 48. maddesinin birinci fıkrasında kullanılan “yanlış ilanlar” şeklindeki ibare, iletişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler göz önünde tutularak, Tasarıda “gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması” şekline dönüştürülerek, hükmün kapsamı genişletilmiştir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 56, 57 ve 58. maddeleri teselsül nedeniyle 57, 58 ve 59. maddeler olarak aynen kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma ve Kabul Metni

57. maddenin başlığını okutuyorum:

2. Haksız rekabet

MADDE 57-

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 sıra sayılı Borçlar Kanunu Tasarısının 57. maddesinin

“2. Haksız Rekabet

Madde 57- Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilânların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer eylemlerde bulunulması yüzünden müşterilerini yitirme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu eylemlere son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.

Ticarî işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.”

şeklinde değiştirilmesini teklif ederiz.

Ali Rıza Öztürk

Turgut Dibek

Halil Ünlütepe

Mersin

Kırklareli

Afyonkarahisar

Atila Emek

Ali İhsan Köktürk

Kemal Demirel

Antalya

Zonguldak

Bursa

Şevket Köse

İsa Gök

Adıyaman

Mersin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 57. Maddesinin tasarıdan çıkarılarak madde numaralarının bu düzenlemeye göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

Rıdvan Yalçın

Konya

Mersin

Ordu

Behiç Çelik

Beytullah Asil

Mustafa Enöz

Mersin

Eskişehir

Manisa

Osman Ertuğrul

Aksaray

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Enöz konuşacaklar.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Enöz, Manisa Milletvekili.

Buyurun Sayın Enöz. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Borçlar Kanunun Tasarısı’nın 57’nci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Gerekçede de belirttiğimiz üzere, konu, Ticaret Kanunu’nda zaten düzenlenmiş ve tacir olsun veya olmasın her olaya uygulanmakta olup Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olması sebebiyle de zaten haksız rekabet ticari iş niteliğindedir. Ayrıca Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi hem de mevcut düzenlemeden zayıf şekilde düzenlenmesinin uygun olmadığı… Aynı konunun birçok kanunda düzenlenmesi kanun yapma tekniği bakımından da isabetli değildir.

Maddede ticari işler için Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacağı öngörülmüş olmakla birlikte, Ticaret Kanunu’na göre, Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bütün işler ticari iş niteliğinde olup bu sebeple tüm haksız rekabet hâlleri de ticari iştir. O hâlde bu maddenin uygulama alanı kalmamaktadır. Zaten yasa tasarısında, özel yasalardaki ve diğer bazı yasalardaki düzenlemeler hiç gereği yokken Borçlar Yasa Tasarısı kapsamına alınmış, böylece her derde deva yasa anlayışı sergilenmiştir. Ayrıca, çeşitli ülke yasalarından yararlanılmak suretiyle yasanın belli bir sisteme sahip olması da engellenmiştir. Bir yasa çalışmasında değişik ülke yasalarından kısmi alıntılar yapılması yasanın bir sistemden yoksun olmasına yol açmaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu arada 2010 yılı bütçesinin 50 milyar TL açık vereceği belli olmuştur. Hükûmet bu açıkları kapamanın yolunu yine milletin sırtına yüklemekle çözme yolunun gayreti içerisindedir. Hiçbir reel tedbir alınmadan, hiçbir üretime teşvik düzenlemesi yapılmadan doğrudan doğruya en kolay yol olan zam sağanağı önümüzdeki yıl milletimizi beklemektedir. Öyle anlaşılıyor ki iğneden ipliğe yapılacak zamlar, zaten açlık ve sefaletle mücadele eden halkımızın sırtına bir kambur daha yükleyecektir.

Ülkemizde gelir dağılımı bozulmuş, aşağı yukarı bütün sektörler yok olma sürecine girmiş, esnafımız, sanatkârımız siftah yapamadan dükkânını kapatır… Akşam evine götüreceği ekmeğini kazanamayan bu kesim bir de ayrıca icra takibi ve cezaevleriyle karşı karşıya kalmışlardır.

Tarım sektörüne bakacak olursak, aynı felaketi onlar da yaşamaktadır. AKP hükûmetleri döneminde her türlü korumacılıktan mahrum edilen üreticilerimiz üretemez ve karnını doyuramaz hâle gelmiş, borç batağına sürüklenmişlerdir. Şimdi de daha ucuza temin ettiği “kırsal motorin” olarak bilinen ve kükürt oranı yüksek fiyatı düşük motorin ile kükürt oranı düşük fiyatı yüksek euro dizel üzerindeki ÖTV’nin yeniden ele alınması üzerinde durulmaktadır. Başlangıçta kırsal kesimin desteklenmesi amacıyla ÖTV’si düşük tutulan kırsal motorinin ÖTV’leri eşitlenmek suretiyle çiftçinin en büyük temel girdilerinden olan mazota da böylece, büyük oranda zam yapılarak çiftçi bir kez daha mağdur edilecektir.

Sayın milletvekilleri, üreticilerimizin perişanlığı ve çaresizliği sürüp giderken, son olarak Türkiye gıdada genetik bir endişeyi taşımaktadır. Genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili Tarım Bakanlığı yönetmeliğinin yürürlüğe girmesi, GDO’lu ürünlerin ithalatına resmî olarak izin verilmesinin sağlık açısından riskine dikkat çekiyor, öncelikle risk analizlerinin yapılması gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

Konunun uzmanlarının yaptıkları çeşitli açıklamalarda mısır, soya, pamuk, kolza genleriyle oynanmış bitkiler arasında ilk sırada yer almaktadır. Bunlardan üretilen ürünler GDO’lu olma riski taşıyor. Bu dört üründe de dışa bağımlıyız.

Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakaroz, fruktoz içeren gıdalar, bisküvi, kraker, pudingler, çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar, hazır mamalar, sıvı yağlara kadar sekiz yüz çeşitli ürün sayabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Enöz, lütfen tamamlayınız.

MUSTAFA ENÖZ (Devamla) – GDO’lu ürünlerin sağlığa zararları olmadığı kanıtlanıncaya kadar işlenmesi ve tüketime sunulması izne tabi olmalıdır. Yapılan bir araştırmada Türkiye’nin her yerinden toplanan 51 hayvan yeminden 50’sinde genetiği değiştirilmiş soya çıkmıştır. Bu da bize bir şeyler anlatmalıdır diye düşünmekteyim.

Sayın milletvekilleri, Borçlar Kanunu Tasarısı’nı görüşürken yukarıda bir kısmına değindiğim halkımızın sıkıntıları sürüp gitmektedir. Bu sıkıntıları göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle önergemizin kabulü yönünde oy kullanmanızı bekler, yüce heyete saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Enöz.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 sıra sayılı Borçlar Kanunu Tasarısının 57. maddesinin

“2. Haksız Rekabet

MADDE 57- Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilânların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer eylemlerde bulunulması yüzünden müşterilerini yitirme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu eylemlere son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.

Ticarî işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.”

şeklinde değiştirilmesini teklif ederiz.

Ali Rıza Öztürk (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin söz talebi vardır.

Buyurun Sayın Ünlütepe. (CHP sıralarından alkışlar)

HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; ekonominin günden güne kötüleştiği, hukuksuzluğun günden güne arttığı bir dönemde Borçlar Kanunu’nu görüşüyoruz. Elbette, bir temel yasa. Bu temel yasanın ivedilikle görüşülmesinde yarar da var ama Türkiye’deki hukuksuzlukların yoğunlaşması nedeniyle, hukukla ilgili bir yasal düzenlemede gördüğümüz bazı eksiklikleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde paylaşma ihtiyacı duyuyoruz.

Örneğin, Sayın Bakan geçenlerde bir otelde düzenlenen Yargı Reformu Stratejisi Değerlendirme Sempozyumunda basın mensuplarının sorusu üzerine “Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 252’nci maddesinde uygulama imkânı bulunan (c) fıkrasına dayalı olarak Silopi Mahkemesi hâkimi, oradaki güvenlik birimlerinin talebi üzerine Silopi Gümrük Kapısı’na gelerek sorgu işlemini orada yapmıştır.” diyor. Bunu söyleyen kim: Adalet Bakanı. Peki, 252’nci maddenin (c) bendi ne diyor: “Mahkeme, güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verebilir.” Kim karar verir: Mahkeme. Sayın Bakanın açıklaması ne: “Güvenlik birimlerinin talebi üzerine…” Yani yargıçlar güvenlik birimlerinin emir ve talimatıyla hareket eder bir hâle geliyor. Sayın Bakan bu açıklamasını yalanlamadı, tekzip etmedi. Bu, şunu gösteriyor: Bugün, hukuk dışı uygulamalarınızın tümünün arkasında emniyet güçlerinin yaptığı marifetleri görüyorsunuz. Sayın Bakan, zaman zaman hukukta hataya düşebilirsiniz ama Bakanlıkta yetkililer vardır, yasanın yorumlanmasıyla ilgili size bilgi aktarmaları gerekir, öyle söylemek istiyorum ve bu Ceza Muhakemeleri Kanunu 2004 yılında yürürlüğe girdi. Daha geçen gün, Mecliste bir soru üzerine, başka bir kişinin yargılanmasında örnek verdiniz.

Mecellede bir hüküm vardır: ”Suimisal emsal olmaz.” Adalet Bakanlığının asli görevi hukuku uygulamak ama hukuksuzluğun kaynağı Adalet Bakanlığı. Örneğin -geçen gün Sayın Bakan da bu konuyu kabul etti- Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, işte, bazı yargıç ve savcıların Ergenekon soruşturmasıyla birleştirilerek yargılanması; bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Savcılığına yazı yazıyor. Nasıl yazar bunu Ceza İşleri Genel Müdürü? Yetkisi var mı? Hiç bunu düşündük mü? Örneğin, Anayasa’nın 138’inci maddesi aynen şunu der: “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” Sayın Bakan, bu Genel Müdür hakkında ne yaptınız? Bir şey yapmadıysanız, bunu kabul etmek demek, hukuksuzluğun kaynağının Adalet Bakanlığı olduğunun tarafınızdan kabul edilmesidir. İstifa edin! Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir Adalet Bakanı bu duruma düşmedi. Adalet Bakanlığı bu kadar hukuksuzluğun kaynağı olmadı. Bu nedenle, bugün biz burada borçların geneli üzerinde durmuyoruz, önce hukuk devleti. Kanunların asıl uygulanabilmesinin temel olgusu Adalet Bakanlığından geçer. Belki, Sayın Başbakanı tatmin edebilirsiniz ama hukukta özgür bireyi yaratmak zorundasınız. Siz, kul yaratmak istiyorsunuz, tebaa yaratmak istiyorsunuz. Hâlbuki, kulluk da tebaalık da cumhuriyetle birlikte sona erdi. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Bu yargıçlar, bu savcılar, size boyun eğmek zorunda değil; yurttaş, iktidarınıza boyun eğmek zorunda değil. Siz belki, Sayın Başbakanı tatmin etmek için ona boyun eğebilirsiniz, Sayın Başbakanın iç olgularını tatmin edebilirsiniz ama bu hukuksuzluğun bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, “Türkiye Cumhuriyeti’nde acaba Adalet Bakanı var mı?” diye zaman zaman kendi kendimize soruyoruz.

OSMAN KILIÇ (Sivas) – Karşında!

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Dilerim Adalet Bakanı olur, dilerim Adalet Bakanı olur! Adalet Bakanı olduğu gün yapacağı tek bir şey vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ünlütepe, lütfen tamamlayınız.

OSMAN KILIÇ (Sivas) – Orada oturuyor koç gibi.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Hakikaten koç gibi.

Sayın Bakan, koç gibisiniz. Öyle söylüyorlar, koç gibi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen Sayın Ünlütepe…

ALİ KOYUNCU (Bursa) – Aslan gibi, aslan!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu hukuksuzlukların hesabı sorulur, bu hukuksuzlukların hesabı sorulur ve bu Adalet Bakanlığındaki bürokratlara sesleniyorum: Hukukun dışına çıkmayın, hukuk dışı davranışlara ön kol olmayın. Ayarladığınız Teftiş Kurulundaki 3 müfettiş, 4 müfettişle bu işi yürütebileceğinize inanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Hukukçular, bu ülkede hukuk devletinin gerçekleşmesi için üzerine düşen görevi yapacaktır. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri de hukuk devletinin gerçekleşebilmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Hem de size rağmen yapacağız ve başaracağız. Bunda hiçbir endişem yok.

OSMAN KILIÇ (Sivas) – Yargı bağımsızdır.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Şimdi, örneğin, burada diyor ki: “İletişimin tespiti.”

Sayın Bakan, Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 135/6’ncı maddesinde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ünlütepe, teşekkür ediyorum.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan, bir cümleyle bağlıyorum…

BAŞKAN – Sürenizi verdim Sayın Ünlütepe.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Bir cümleyle bağlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Ünlütepe, altı dakikayı önergeyle ilgili konuşsaydınız çok şey ifade ederdiniz.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan, mümkün olduğu kadar efendim…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Lütfen Sayın Ünlütepe.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Hayır, ben size sadece şunu söylüyorum…

BAŞKAN – Bugün hiç yapmadım Sayın Ünlütepe.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Ben sizi dinliyorum, siz de beni dinleyeceksiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Israrcı olmayın Sayın Ünlütepe. Vermeyeceğim Sayın Ünlütepe. Lütfen… Teşekkür ediyorum.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Ben sizi dinliyorum, siz de beni dinleyin Sayın Başkan.

BAŞKAN – Söyleyin, dinliyoruz zaten.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Eğer veriyorsanız bağlayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Süreniz tamamlandı, dinlemek zorunda değilim Sayın Ünlütepe. Dinliyoruz zaten. 70 milyon Türk milleti sizi dinliyor.

Buyurun Sayın Ünlütepe.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Eğer Sayın Başkan birazcık sabretseydi bu konuşmamı önergeyle bağlayacaktım. (AK PARTİ sıralarından “Aaa!” sesleri)

BAŞKAN – Altı dakika sabrettim Sayın Ünlütepe. Teşekkür ediyorum.

RECEP KORAL (İstanbul) – Otursana kardeşim!

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Bitmedi, çünkü peşin hükümlüsünüz Sayın Başkan.

RECEP KORAL (İstanbul) – Sayın Milletvekili, hukuka uy, Meclis hukukuna uy.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan, peşin hükümlüsünüz.

BAŞKAN – Kabul etmeyenler…

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Peşin hükümlüsünüz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge kabul edilmemiştir.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan, peşin hükümlüsünüz.

BAŞKAN – Sayın Ünlütepe, böyle bir usulümüz yok.

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Sayın Başkan, peşin hükümlüsünüz.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) – Sayın Ünlütepe, siz de her seferinde aynı şeyi tekrar etmeyin, herkes biliyor zaten.

BAŞKAN – Sayın Ünlütepe, lütfen yerinize oturur musunuz.

MEHMET TUNÇAK (Bursa) – Siz de hukukçusunuz, siz de saygı duyun İç Tüzük’e.

BAŞKAN – Televizyonlarının başında bizi seyreden Türk milleti kimin peşin hükümlü olup olmadığı kararını veriyor Sayın Ünlütepe. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) – Doğru söylüyorsunuz.

RAHMİ GÜNER (Ordu) – Halil Bey, gel, gel… Bir dahaki maddede konuşursun, gel.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir