Türk Borçlar Kanunu Madde 647

TBK 647. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 647. maddesi şu şekildedir:

Borçlar Kanunu’nun Türk Medeni Kanunu ile ilişkisi

Madde 647 – Bu Kanun, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır.

Başlık

TBK’nın 647. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: Türk Medeni Kanunu ile ilişkisi

Madde başlığı şu şekildedir: Türk Medeni Kanunu ile ilişkisi

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 647. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 540 ıncı maddesini karşılamaktadır.

Tasarının üç fıkradan oluşan 644 üncü maddesinde, adi ortaklığın tasfiyesi usulü düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 540 ıncı maddesinin kenar başlığında kullanılan “3. Tasfiyenin nasıl yapılacağı” şeklindeki ibare, Tasarıda “3. Tasfiye usulü” şeklinde değiştirilmiştir.

818 sayılı Borçlar Kanununun iki fıkradan oluşan 540 ıncı maddesi, aynı konuya ilişkin oldukları göz önünde tutularak, Tasarının 644 üncü maddesinin birinci fıkrası olarak kaleme alınmıştır.

Maddenin ikinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Buna göre: “Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları halinde ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hakim tarafından atanması isteminde bulunabilir.”

Maddenin üçüncü fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Fıkrada, tasfiye görevlisine ödenecek ücretin, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa, tasfiyenin gerektirdiği emek ve ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak, ortaklık malvarlığından, buna imkan bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanacağı belirtilmektedir. Tasfiye görevlisine ödenecek ücret konusunda, sözleşmede bir hükmün veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir kararın bulunması durumunda, ücretin bu hükme ya da karara göre ödenmesi gerektiğinde bir duraksama yoktur.

Maddenin son fıkrası da, 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Fıkrada, tasfiye usulüne ve tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıkların, ilgililerin istemi üzerine hakim tarafından çözüme bağlanacağı hükme bağlanmaktadır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Alt Komisyonca, Tasarının 644 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “dahil” ibaresinin yazım şekli, “dahil” olarak düzeltilmiş ve madde Komisyonumuzca da bu şekliyle kabul edilmiştir.

TBMM Kabul Metni

644’üncü madde… Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir