TBK 236. Madde
Türk Borçlar Kanunumuzun 236. maddesi şu şekildedir:
Taşınır Satışı – Alıcının borçları – Alıcının temerrüdü – Zararın hesaplanması ve giderimi
Madde 236 – Borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
Satıcı, satış bedelini ödemede temerrüde düşmüş olan alıcıdan, bu bedel ile satılanın başkasına dürüstlük kurallarına uygun olarak satışından elde ettiği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan mallardan ise satıcı, böyle bir satışa gerek kalmaksızın alıcıdan, satış bedeli ile malın belirlenmiş ödeme günündeki fiyatı arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
Başlık
TBK’nın 236. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM: Özel Borç İlişkileri – BİRİNCİ BÖLÜM: Satış Sözleşmesi – BİRİNCİ AYIRIM: Genel Hükümler
Madde başlığı şu şekildedir: Taşınır Satışı – Alıcının borçları – Alıcının temerrüdü – Zararın hesaplanması ve giderimi
Gerekçe
Türk Borçlar Kanunu’nun 236. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
818 sayılı Borçlar Kanununun 212 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan “2. Zarar ve ziyanın nasıl hesap edileceği” şeklindeki ibare, Tasarıda “2. Zararın hesaplanması ve giderimi” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununda bulunmamakla birlikte, satıcının temerrüdüne ilişkin 188 inci maddenin birinci fıkrası hükmüne paralel olarak, Tasarının 235 inci maddesinin birinci fıkrasına da, alıcının temerrüdüne ilişkin olmak üzere, benzer bir hüküm eklenmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 212 nci maddesinin birinci fıkrasında, satıcının temerrüdüne ilişkin 188 inci maddesine benzer şekilde, ticari satışlarda alıcının temerrüdü halinde, satıcının uğradığı zararın, öğretide somut yöntem olarak adlandırılan hesaplanma tarzı düzenlenmektedir. Öğretide, fark teorisinin yasal bir örneği olan bu hesaplama tarzının, adi satışlarda da uygulanmasının, hakkaniyete daha uygun olacağı ve zararın hesaplanmasında fark teorisinin mübadele teorisine tercih edilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmektedir. Bu nedenle, 818 sayılı Borçlar Kanununun 212 nci maddesinin birinci fıkrasının başında kullanılan “Ticari muamelelerde satıcı” şeklindeki ibare, Tasarıda “Satıcı satış bedelini ödemede temerrüde düşmüş olan alıcıdan” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece, menfaatler durumunda farklılık olmadığı gözetilerek, hem adi satışlarda hem de ticari satışlarda alıcının temerrüdü halinde, satıcıya, somut yönteme göre hesaplanacak zararını alıcıdan isteme hakkı tanınmıştır. Bu hükme göre, alıcının temerrüdü halinde satıcı, sözleşme konusu taşınır malı, başka bir alıcıya, dürüstlük kurallarına uygun olarak, “ikame satımı” yoluyla satmışsa, ilk alıcının ödemeyi üstlendiği bedele göre, yeni alıcıdan elde ettiği satış bedeli farkından doğan zararının, alıcı tarafından giderilmesini isteyebilir.
Maddenin son fıkrasında, 818 sayılı Borçlar Kanununda olduğu gibi, alıcının temerrüdü halinde satıcının uğradığı zararın, öğretide “soyut yöntem” olarak adlandırılan hesaplanma tarzı düzenlenmektedir. Buna göre, satılanın borsaya kayıtlı veya piyasa fiyatı (cari fiyatı) bulunan mallardan olması koşuluyla, ikame satımı yapmak zorunda olmaksızın, satıcı alıcıdan, satış bedeli ile malın ödeme günündeki fiyatı arasındaki farktan doğan zararının giderilmesini isteyebilir.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
– Alt Komisyonca, Tasarının 235 inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen “farkı alıcıdan giderim olarak” ibaresi, Tasarının 212 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarıyla uyum sağlanması için, “…farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini…” ibaresiyle değiştirilmiş ve “böyle bir satışa gerek kalmaksızın,” ibaresinden sonra gelmek üzere, hükme açıklık sağlanması amacıyla “alıcıdan” ibaresi eklenmiş ve Komisyonumuzca da madde teselsül nedeniyle 236 ncı madde olarak bu şekliyle kabul edilmiştir.
TBMM Tartışma ve Kabul Metni
236’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.