TBK 169. Madde
Türk Borçlar Kanunumuzun 169. maddesi şu şekildedir:
TBK Madde 169: | Müteselsil alacaklılık Müteselsil alacaklılık, borçlunun, alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediği durumlarda doğar. Borçlu, alacaklılardan birine yaptığı ifayla, bütün alacaklılara karşı borcundan kurtulmuş olur. Alacaklılardan birinin icraya veya mahkemeye başvurmuş olduğu kendisine bildirilmedikçe, borçlu onlardan dilediği birine ifada bulunabilir. Aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim üzerindeki hakları eşittir. Kendisine düşen paydan fazlasını elde eden alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diğer alacaklılara ödemekle yükümlüdür. |
Maddenin bağlı olduğu başlıklar ise şu şekildedir:
BİRİNCİ KISIM: | Genel Hükümler |
DÖRDÜNCE BÖLÜM: | Borç İlişkilerinde Özel Durumlar |
BİRİNCİ AYIRIM: | Teselsül |
Madde Başlığı: | Müteselsil alacaklılık |
Gerekçe
Türk Borçlar Kanunu’nun 169. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
818 sayılı Borçlar Kanununun 148. maddesini karşılamaktadır.
Tasarının beş fıkradan oluşan 168. maddesinde, müteselsil alacaklılık düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 148. maddesinin kenar başlığında kullanılan “B. Alacaklıların Arasında Teselsül” şeklindeki ibare, Tasarıda “B. Müteselsil alacaklılık” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 148. maddesi üç fıkradan oluştuğu halde, Tasarının 168 inci maddesi beş fıkra halinde kaleme alınmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 148. maddesinde yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Bu hükme göre, “aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça,” alacaklılardan her biri edim üzerinde eşit hak sahibidir. Buna benzer bir düzenleme, Alman Medeni Kanununun (BGB) 430. maddesinde de bulunmaktadır.
Maddenin son fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 148. maddesinde yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Bu hüküm uyarınca, müteselsil alacaklılardan biri, kendisine düşen paydan fazlasını elde ettiği takdirde, bu fazlalığı, payını alamamış olan diğer müteselsil alacaklılara ödemekle yükümlü olacaktır.