Uzun Süreli Durdurma Disiplin Cezasının İptali Dava Dilekçesi

Uzun Süreli Durdurma Disiplin Cezasının İptali Dava Dilekçesi

…/…/2020

X (  ) İDARE MAHKEMESİ

SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

 

DAVACI                               : 

VEKİLİ                                 : 

 

DAVALI                               : X VALİLİĞİ

                                                               

KONU                                   : X Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın X sayılı, … tarihli “20 ay uzun süreli durdurma” disiplin cezasına dair idari işlemin iptali talebinden ibarettir.

İPTALİ TALEP OLUNAN

KARAR                                : X Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın X sayılı, … tarihli kararı.

TEBLİĞ TARİHİ                :

AÇIKLAMALAR                :

 

OLAYLARIN ÖZETİ

Ateşli silahla kasten yaralama vakasına karışan ve mezkur olay neticesinde yaralanarak … saat 19:00 sularında X Devlet Hastanesi’ne, polis nezaretinde intikal ettirilen … adlı şahıs, tedavisi için ortopedi servisine getirilmiştir. Bahsi geçen şahıs saat 04:50 civarında lavabo ihtiyacı bahanesi ile tuvalete girmiş ve 15 dakika gibi bir süre lavabodan çıkmamıştır. Bu sebeple vazifeli polis memurlarının şüphelenerek tuvalete girmesi üzerine şahsın kaçtığı tespit edilmiştir.

Bunun üzerine olay esnasında görevli polis memurları, … ve …’ün ifadeleri alınmış ve yürütülen disiplin soruşturmasının ardından X Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından, müvekkil … hakkında, 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8-5/c-2 maddesi kapsamında “20 AY UZUN SÜRELİ DURDURMA” cezasına hükmedilmiştir. Usule ve yasaya aykırı olarak tesis edilen bir dizi işlem neticesinde; gerekçe, sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olarak alınmış olan ve disiplin cezası verilmesine ilişkin bu idari kararın sayın mahkemece iptalini talep etme zarureti hasıl olmuştur. İşbu sebepten idari işlemin iptali için huzurdaki dava ikame edilmiştir.

TESİS EDİLEN DİSİPLİN CEZASI, İDARİ İŞLEMİN SEBEP UNSURU BAKIMINDAN SAKAT OLUP İDARİ İŞLEMİN DAYANAĞI OLAN HÜKÜMDE YER ALAN SUÇUN UNSURLARI GERÇEKLEŞMEMİŞTİR.

Müvekkilimiz aleyhine tesis edilen işbu disiplin cezasına ilişkin idari işlemin dayanağı olan; 7068 Sayılı Kanun’un 8-5/c-2 maddesi kapsamında, “Muhafazası veya sevkiyle yükümlü bulunduğu şüpheli, sanık, tutuklu veya yükümlünün uyanık davranmamak ya da önlem almamak yüzünden kaçmasına neden olmak ya da yakalama görevini savsaklamak” şeklinde tesis edilmiş bulunan disiplin suçu müvekkilin eylemlerinde sübuta ermemiştir.  Müvekkilimizin … tarihinde, mezkur kanun metninde yer alan alternatif eylemleri icra yahut ihmal ettiği hususuna, davalı idarenin eksik inceleme sonucu hapmış olduğu  yanlış değerlendirme ile varılmıştır.

Müvekkilimiz polis memuru olarak gözetimindeki tutuklu şahsı tedavi için hastaneye intikal ettirmiştir. Vazifesinin niteliği gereği bir başka meslektaşı ile intikali gerçekleştirmiş ve yine işin doğası gereği şahıs, kolluk nöbet usulü ile 6 saatten fazla bir süre gözetimde tutulmuştur. Taktir edilmelidir ki, bu kadar uzun bir süre insani ihtiyaçları dahi giderebilecek bir boşluk olmaksızın göz hapsi tesis etmek imkansızdır. Bu sebeple nöbetleşe olarak şahıs gözetime alınmıştır. Şahıs müvekkilin nöbet saatleri içerisinde kaçmamıştır. Fakat buna rağmen müvekkil olayın gerçekleştiği odadan ayrılmamış, vazifesinin gereklerine aykırı hiçbir eylemde bulunmamıştır. Ayrıca meydana gelen olay öngörülemez şekilde gerçekleşmiştir. Herhangi bir kusur izafesinin mümkün olamayacağı netlikte öngörülemezlik ve kaçınılamazlık ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira memur ifadelerinde ve olay tutanaklarından da anlaşılacağı üzere, odanın mimari açıdan kaçan şahıs lehine kapı arası mesafelerinin kısa olması ve bu suretle perdeleme yapılarak görüş açısının engellenmesi şeklinde vuku bulmuştur. (Ek.1.Soruşturma Karar Evrakı) (Ek.2.Olay Tespit Tutanağı)

Kaldı ki 10-15 dakika içerisinde olayı tespit edip müdahale etmiş bulunan müvekkilin kusurundan söz edilmez. Nitekim işbu müdahale ve çabaların sonucu olarak kısa süre içerisinde tutuklu yakalanmıştır. Bu noktada kamu vicdanı ve adalet duygusuna halel gelmemiş, şahıs yakalanarak yargı mercileri önünde yargılanmak amacıyla derdest edilmiştir. Bu minval üzere idari işlemin sebep unsuruna sakatlayabilecek şekilde neticeden bağımsız ve kanuna ve hakkaniyete aykırı bir disiplin cezasına hükmedilmiştir. 

Kanun metninin lafzından da anlaşılacağı üzere, bahsi geçen disiplin suçunun sübuta ermesi için gerekli eylemin, “uyanık davranmamak” ya da “önlem almamak” suretiyle işlenmesi gerekmektedir. Oysa yukarıda da detaylı bir şekilde izah edildiği gibi, müvekkilin eylemleri söz konusu nitelikleri haiz olmamakla kanunda yer alan maddi unsurları karşılamamaktadır. Olayda kasti yahut taksirli bir icrai ya da ihmali bir hareket tarzı bulunmamakta yalnızca kusur izafesinden münezzeh değerlendirilebilecek öngörülemezlik hali mevcuttur. 

KARARDA 7068 SAYILI KANUNUNUN 7/2. MADDESİNİN TATBİK EDİLMEMESİ HUKUKA AYKIRIDIR.

Müvekkilin eylemlerinde hiçbir kanuna aykırılığın söz konusu olmadığını tekrarla aleyhine tesis edilen disiplin cezası konulu idari işleme ilişkin polis disiplin kurulunca verilen kararda 7068 sayılı kanunun “Disiplin Cezaları” başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 7/2. maddesinin uygulanmaması muteber değildir. Bahsi geçen maddede, “Kurumda geçmiş hizmetleri sırasında çalışmaları olumlu bulunan ve iyi veya çok iyi derecede değerlendirme puanı alan personel için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.” denilmektedir. Kurul kararında yalnızca geçmiş dönemde alınan cezayı gerekçe göstererek hafifletici sebeplerin varlığını araştırmadan reddetmesi ve uygulamaması kanun hükmüne açıkça aykırıdır. Zira daha evvelden hakkında cezai işlem uygulanmasına karşın olumlu değerlendirme alan personeller de var olabilir. Bu durumda kanun koyucunun madde metnindeki iradesinin evvelden ceza almayan personeli kapsayacak şekilde tezahür etmesi gerekirdi. Fakat görüleceği üzere vurgulanan nokta ceza almaması değil olumlu bulunma ve iyi derecede değerlendirme puanıdır. İşbu sebepten hukuka aykırı olarak verilen cezayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte usuli yönden de birçok hata barındıran idari işlemin iptali gerekmektedir.

ETKİN BİR SORUŞTURMA SÜRECİ İŞLETİLMEMİŞTİR.

Soruşturma sürecinde yer alması zorunlu olan bazı hususlar göz ardı edilerek tatbik edilen idari işlem usul aykırılık sebebiyle de şeklen sakat durumdadır. Zira müvekkilin kendisini savunma imkanı tam olarak tanınmamış, olay hakkında bilgi ve görgüsü bulunan bir tanıkmışçasına bir defaya mahsus ifadesi alınarak karar verilmiştir. Üstelik müvekkilin lehine olabilecek birçok detay araştırılmamıştır.

Bilindiği üzere memurlar aleyhine yürütülen disiplin soruşturmaları tarafsız bir soruşturmacı tarafından yürütülmelidir. Ancak mezkur soruşturma, tarafsız bir soruşturmacı tayin edilmeksizin Müvekkilimizin doğrudan savunması alınmamış ve müvekkilimize verilen ceza doğrudan disiplin amiri tarafından verilmiştir. Bu husus, idari işlemin iptali için tek başına yeterli olup Danıştay’ın yerleşik içtihatları bu yöndedir.

Danıştay 12. Dairesinin, 02.02.2016 Tarihli, 2012/7837 Esas, 2016/409 Karar sayılı içtihadı,

“Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, yapılacak soruşturmada varsa iddia sahipleri ile olayın açıklığa kavuşması için gerekli tanık ve davacının ifadelerinin alınması, lehe ve aleyhe olan tüm delillerin toplanarak olayın değerlendirilmesi ve ekleriyle birlikte soruşturma raporunun oluşturulması; disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.”

şeklindedir. Bu duruma göre, cezaya konu fiilleri her yönüyle ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadan tesis edilen davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan mezkur soruşturma dosyasının celbini talep ediyoruz. Zira, mezkur soruşturma bir ay içinde başlatılmamıştır. Bilindiği üzere 657 sayılı Kanunun 127. Maddesi; Disiplin soruşturmasının bir ay içerisinde başlatılmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar, hükmünü amirdir. Bu itibarla mezkur idari işlemin anılan sebepten de iptal edilmesi gerekmektedir.

 

 

DELİLLER                          : Soruşturma Dosyası, Soruşturma Karar Evrakı, Davacı Sicil Dosyası, Olay Tespit Tutanağı, Güvenlik Kameraları, Hastane Kayıtları, Arama ve HTS Kayıtları, Tanık, Bilirkişi İncelemesi, Keşif, her türlü yasal delil.

HUKUKİ SEBEPLER        : İYUK, HMK, 657 Sayılı Kanun, 7068 Sayılı Kanun ve sair yasal mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM             : İzah olunan nedenlerle;

 Yargılama neticesinde; X Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın X sayılı … tarihli “20 AY SÜRELİ DURDURMA” disiplin cezasına dair idari işlemin iptaline,

Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekil olarak saygılarımızla arz ve talep ederiz.

                                                                                                                      Davacı Vekili

  • İlk yayınlanma tarihi: 30 Mart 2020

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize WhatsApp'tan ulaşın!