İDARİ PARA CEZASINA İTİRAZ DİLEKÇESİ

İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

İdari para cezası ile mi karşı karşıyasınız? Para cezasına itiraz etmek için sınırlı bir süreniz var. Olumsuz sonuç almaktan ve bu olumsuz sonucun ekstra külfetlerinden çekinmeniz de gayet anlaşılabilir. Endişelenmenize mahal yok, zira ihtimalleri ortadan kaldırmak ve analitik düzlemde rotanızı çizmek için buradayız.

İdari para cezalarına itiraz dilekçelerini aşağıda sizlerle paylaştık. Adana İncekaş Hukuk Bürosu idare hukuku avukatları olarak para cezasının iptali sürecinde sizlere büyük faydası olacağını düşünüyoruz.

İdari Para Cezasına İtiraz ( Yürütmeyi Durdurma İstemli ) Dilekçesi -1-

                                               Yürütmenin durdurulması istemlidir.

                                                                                                                                                           Duruşmalıdır.

ADANA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

GÖNDERİLMEK ÜZERE;

ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ

DAVACI         :

VEKİLİ             : İncekaş Hukuk Adana

 

DAVALI           : Sosyal Güvenlik Merkezi    

TEBLİĞ TARİHİ:

 

KONU             :  idari para cezası kesilmesine ilişkin, Sayılı kararın iptali ve bu karar itibari ile yoksun kalacağım parasal haklarımın yasal faizi ile birlikte tarafıma ödenmesine ve doğacak muhtemel zararlardan dolayı yürütmenin durdurulması istemidir.

OLAY VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:

…….. sicil numaralı iş yerine 14.07.2017 tarih 2017/AS/01111 Sayılı karar için, müvekkilim vekil edene 28.08.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, kendisi Sosyal Güvenlik Merkezi komisyonuna süresi içinde 07.09.2017 tarihinde gerekli itirazları sunmuştur. Ancak idari para cezası yerinde görülerek komisyonca işverenin itirazı reddedilmiştir. Konu itiraz müvekkilime 29.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.

 İşveren müvekkil Mesleğinde son derece başarılı ve sorumluluk sahibi olan müvekkilim vekil edenin davaya konu dışında herhangi başkaca bir ne cezası, ne de şikâyeti bulunmaktadır.

Davalı Sosyal Güvenlik’in Denetmence hazırlanan belgelere bağlı idari para cezası hukuka aykırı olarak düzenlenmiştir. Şöyle ki;

Önemle belirtmek isterim ki; Müvekkilimin iş yerinde kameralar olup, iş yeri 7/24 kamera kayıtları altındadır. Salonu denetlemeye gelen kurul kesinlikle söz konusu kayıtları incelemeyi müvekkilim işveren kameralardan bahsettiğinde böyle bir şeyi dikkate dahi almamışlardır. Ancak kamera kayıtları incelendiğinde zaten müvekkilimin idari para cezası kesilecek herhangi bir suçu işlemediği apaçık ortadadır. Ki yine kayıtlar incelendiğinde, cezaya konu şahsın işveren müvekkilimin kız arkadaşı olduğu da görülmektedir. Kayıtlar döküm haline getirilip, gerekli görüldüğü takdirde Sayın mahkemenize sunulacaktır.                             

                                                                                                                      Davacı Vekili

                                                                                                                       Av

İDARİ PARA CEZASINA İTİRAZ DİLEKÇESİ

İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçesi -2-

 SİVAS SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE

Gönderilmek Üzere

ADANA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ’NE

İtiraz Eden                :

Karşı Taraf               : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Sivas İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Talep Konusu           : İdare’nin 16.11.2017 tarih 2017/76cilt nolu ve 96 sayfa nolu idari para cezasına itiraz

İtiraz Nedenleri         :

Söz konusu işleme dayanak Bal Tebliği m. 17’ye göre; ölçümlerin “ortam sıcaklığı” dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Oysa cezai işleme dayanak kabul edilen ölçümlerde ortam sıcaklığı göz önünde bulundurulmamıştır. Bu nedenle cezai işleme dayanak raporlar sıhhatli raporlar değildir, dayanak kabul edilemez.

Söz konusu işlemde dayanak gösterilen 5996 sayılı Kanun m. 40/d hükmü “onbin Türk Lirası” ceza kesileceğini belirtmesine rağmen 16.058-TL (onaltınbinellisekiz TL) ceza kesilmiştir. Aradaki farkın gerekçesi gösterilmediği gibi yazılı veya sözlü hiçbir açıklama ve bilgilendirmede yapılmamıştır. Bu yönüyle de işlem hukuka aykırıdır

İtirazımıza konu işlem gerekçeli olmaması yönüyle usul ve yasaya aykırıdır. Hukukumuzda gerekçenin, hukuken kabul edilebilir olmaması, idari işlemin iptal sebebidir, Uygulamada, çoğu kez ilgiliye bildirilen idari işlemler kanuni dayanaktan yoksun olmakta, herhangi bir gerekçe içermemektedir. İdari işlemin muhatabı, çoğu kez sonucu ifa eden birkaç satırlık yazıyla yetinmek zorunda kalmaktadır. İdarenin, kanundaki belirsiz kavramlara dayanarak idari işlem tesis ettiğinde, bu belirsiz kavramı gerekçe göstermesi,soyut iddiaları gerekçe göstermesi,şüpheye dayanarak işlemler tesis ettiğinde bunları gerekçe göstermesi,soyut iddiaları gerekçe göstermesi,istihbari nitelikteki bilgileri gerekçe göstermesi ve açık ve kesin bilgi ve belgeler olmaksızın kanaate dayalı gerekçe göstermesi,hiç gerekçe göstermediği anlamına gelir.Gerekçe yükümlülüğüne olmasına rağmen Danıştay,özellikle takdir yetkisine dayanan idari işlemlerde,takdir yetkisinin kullanım gerekçesini aramaktadır.Örneğin,alt ve üst sınırı kanunda belirtilen bir para cezasını tatbik ederken,idare ,tekdir yetkisini neye göre kullanarak ceza uyguladığını gerekçeli olarak belirtmek zorundadır. (Doç. Dr.

X, İdari işlemin Yapılış Usulü,Ankara 2000, Yetkin Yayınları, s. 211-212).

  • Tarafımızca hak kaybına uğramamak için ceza ihtirazı kayıtla ödenmiş ve işbu başvuruyu yapma zorunluluğu doğmuştur.

Sonuç ve İstem          : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Sivas Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün 20.11.2017 tarih 2017/63 cilt nolu ve 54 sayfa nolu idari para cezası işleminin İPTALİNE ve tarafımızca ihtirazı kayıtla ödenen meblağın İADESİNE, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesi hususunda gereğini saygılarımızla arz ve talep ederiz.22.12.2017

 İtiraz Eden

Ekler                           :                                                                                

1- İdari yaptırım kararı                                                                                                               

2- İdari para cezasını ödediğimize dair alındı belgesi

Özel Okula Kesilen İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçesi(Olumlu Netice) -3-

[ihc-hide-content ihc_mb_type=”show” ihc_mb_who=”2,4″ ihc_mb_template=”1″ ]

X SULH CEZA HAKIMLIĞI’NE

IDARI PARA CEZASINA

ITIRAZ EDEN(DAVACI)           :

ITIRAZ EDEN VEKILI                :

DAVALI(IDARE)                      : …….Valiliği (………… İl Milli Eğitim Müdürlüğü)

TALEP KONUSU                     : İdarenin X tarihli ve …………. No’lu yazısına istinaden kesilen X TL’lik idari para cezasının iptali talebinden ibarettir.

TEBLIG TARIHI                        : X

ACIKLAMALAR

X il Mili Eğitim Müdürlüğü tarafından X düzenleme tarihli ve ………  Nolu yazıya istinaden kesilen X TL’lik idari para cezasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Söyle ki;

1-) İdarenin (………. il Milli Eğitim Müdürlüğü), idari para cezası işlemini uygularken ileri sürdüğü hukuki dayanağı 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunun 7. Maddesinin (b) bendinde yer alan “Özel öğretim kurumunun; Gerçeğe aykırı veya yanıltıcı reklam ya da ilan vermesi, reklam veya ilanlarda öğrenci resim ya da bilgilerini kullanması, “ hükmüdür. Bu Hükümde idari para cezasının uygulanabilmesi için özel öğretim kurumunun ihlale neden olan eylemi icra etmesi veya eyleme iştirak etmesi gerekmektedir. Lakin somut olayımızda idari para cezasına muhatap olan …………… kayıtlı bulunan öğrencinin velisi konumundaki ………… ile reklam hizmetini üstlenen …………. arasında öğrencinin resim ve bilgilerin kullanılması amacıyla reklam hizmet sözleşmesi yapılmıştır.(EK-2) İHLALE NEDEN OLAN EYLEMİN KAYNAĞI TARAFLAR ARASINDA YAPILAN İŞ BU REKLAM HİZMET SÖZLEŞMESİ İKEN idari para cezasında muhatap olarak alınan kişi/kurumların değerlendirilmesinde idarenin HATAYA DÜŞTÜĞÜ ORTADADIR. Idare, Idari para cezasını gerektiren eylemi icra eden veya eyleme iştirak eden ………………… idari para cezasını uygulaması gerekirken yanılgılı bir tespitte bulunarak iş bu eyleme hiçbir şekilde iştirak etmeyen ……………. idari para cezasını uygulaması Çağdaş Maddi Ceza Hukukunun en önemli ilkelerinden biri olan SUÇ VE CEZANIN ŞAHSİLİĞİ İLKESİNE AYKIRIDIR. Bu kural gereğince, kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe sorumlu tutulamaz.

Burada yer alan taraflar arasında meydana gelen ticari faaliyet ve fatura nedeniyle müvekkilin hiçbir taraf teşkili ve sorumluluğu bulunmamaktadır, ayrıca illiyet bağı da kurulamamaktadır, ancak hataen değerlendirme yapılarak is bu ceza tanzim edilmiştir.

Suç ve cezanın şahsiliği ilkesine aykırı olarak tesis edilen iş bu idari para cezasının bu ilkeye aykırılık yönünden ÍPTALINI talep etmekteyiz.

2-) Kaldı ki Müvekkil, söz konusu maddeden dolayı idari para cezası yaptırımına maruz kalmamak için Türkiye’de bulunan her özel öğretim kurumunun yaptığı gibi velilerden onay belgesi almaktadır. İdari para cezası işlemine neden olan reklam panolarındaki öğrencinin velisi ……………..’dan da öğrencinin reklam panosu, okul web sitesi, okul tanıtım filmi, okul tanıtım broşürü okulun facebook, twitter, instagram ve youtube siteleri gibi sosyal medya hesaplarında fotoğraflarının yayınlanmasına ilişkin ÖĞRENCİ VELİSİNİN ONAYI alınmıştır.(ek-3)  Dolayısıyla müvekkilin hiçbir kusuru, kastı ve kabahati bulunmamakta tüm işlemlerini kanuna uygun yapmaktadır.

3-) Ayrıca söz konusu tutanağın hukuki hiçbir düzenlemeye riayet edilmeksizin hazırlanmış olduğunu beyan ederiz. 5236 sayılı Kabahatler Kamunun 25’inci maddesi

“MADDE 25.- (1) İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta;

a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi,

b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili,

c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller,

d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, Açık bir şekilde yazılır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.”

Maddesi  uyarınca idari yaptırım kararına ilişkin tutanakta bulunması gereken şartlar açık ve kesin şekilde sayılmışsa da müvekkile tebliğ edilen tutanakta bu şartların neredeyse tamamı eksiktir. Söz konusu idari yaptırım tutanağındaki usulsüzlükleri sayacak olursak;  En başta kabahatin işlendiği tarih ve saat belirtilmemiş ve yine kabahatin işlendiği yer olarak ……….. gibi anlamsız bir ifade kullanılarak müvekkil söz konusu kabahatin işleyip işlemediğinin incelenmesinin önüne  geçilmiştir.. Türk Ceza Kanunun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlerin Kabahatler Kanun 12nci madde uyarınca da uygulanacağı emredici nitelikte iken idari makamın düzenlemiş olduğu tutanağın usule uygun düzenlenmemiş olması nedeniyle hukuka uygunluk denetimi de yapılamaz hale gelmiştir.

4-) Tüm Ceza Hukuku  sistemlerinde olduğu gibi Türk Ceza Sistemi’nde de kişilerin suçlu veya kabahatli sayılması için şüpheden uzak, somut delillerin ortaya konulması ve şüpheye mahal verilmemesi gerekmektedir. Aksi halde keyfi uygulamalara zemin hazırlanacağı aşikardır. Anayasa, Kanunlar ve Uluslararası Sözleşmeler ile belirlenen; “savunma hakkı” “adil yargılanma hakkı”, “SUÇ VE CEZANIN ŞAHSİLİĞİ” ilkesi ve Hukuk devleti ilkeleri ihlal edilmektedir. Hukukun  temel ilkeleri göz önüne alınmadan, “sırf devlet ceza tahsil etsin de nasıl olursa olsun” şeklinde bir düşünce hukuka olan güvenin kaybedilmesine neden olacaktır. Kabahatler Kanunu md. 17 uyarınca idari para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur seklinde düzenleme yapılmış olsa da müvekkil hakkında uygulanan 12.792,00-TL idari para cezasının keyfiyen uygulandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda sayılan bir çok sebep ve hazırlanan tutanağın farklı açılardan kanuna açık şekilde aykırı olarak düzenlenmesi; idari yaptırım karan sonucunda kamu kurumlarına olan güven ile sosyal devlet ilkesine olan güveni temelinden sarsma ihtimali göz önüne alınarak ve de re’sen gözetilecek hususlarla itiraz konusu idari para cezasının iptaline ilişkin talepte bulunma zorunluluğu hasıl olmuştur. Müvekkilin yer, zaman ve delil mefhumundan uzak idari yaptırımın kararın iptalini müvekkil adına talep ederiz

HUKUKI SEBEPLER     :Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve ilgili mevzuat

DELILLER                     :

1-) ………..’ lu İdari para cezasının verildiğine dair yazı

 2…………….. No’ lu Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün idari para cezası verilmesi yönündeki yazısı

3-) Öğrenci velisi …………… arasında imzalanan sözleşme

4-) Öğrenci velisi ………..ı’ dan alınmış veli izin onay belgesi

SONUÇ VE TALEP       :Yukarıda az ve izah etmeye çalıştığımız ve resen gözetilecek diğer sebeplerle  nedenlerle, itirazımızın kabulü ile yasalara aykırı olarak düzenlenen idari para ceza tutanağında yazılı para cezasının iptaline karar verilmesini ve yargılama Giderleri ile Vekâlet Ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını vekaleten Saygılarımla arz ve talep ederim

İtiraz Eden Vekili

EKLERİ:

1-) İlgili idari yaptırım kararı

2-) Öğrenci velisi ……………….. arasında imzalanan sözleşme

3-) Öğrenci velisi ……………. alınmış veli izin onay belgesi

4-) Onaylanmış vekaletname

[/ihc-hide-content]

İdari Para Cezasının İptali Dava Dilekçesi

ADANA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA,

                                                                                   Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.

İPTAL KARARI

İSTEYEN DAVACI                         :

VEKİLİ                                             : Adana İncekaş Hukuk Bürosu

ADRES                                             :

DAVALI                                            : MADEN VE PETROL İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ( MAPEG )

KONU                                               :Müvekkil …. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. hakkında 30.932,50-TL idari para cezası uygulanmasına yönelik tarafımıza 05.09.2019 tarihinde tebliğ edilen, 34973390-100-E.440638 Sayılı idari işleminin yürütmesinin durdurulması,  Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilmiş olan idari para cezası kararının iptali isteminden ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ                             : 

AÇIKLAMALAR                           :

1-) Davalı idare X Köyünde S:76810 sayılı II-a grubu işletme ruhsat sahasında madencilik faaliyetinde bulunmakta olan müvekkil …. Tic. A.Ş. hakkında ekte sunmakta olduğumuz, davalı yanca tesis edilmiş olan tarafımıza X tarihinde tebliğ edilen X -TL idari para cezası konulu idari işlem açıkça hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir. (Ek-1)

2-) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 19.03.2019 tarih ve 414976 sayılı yazı ile müvekkil şirkete 28.03.2019 tarihinden itibaren 3213 sayılı Maden Kanununun Geçici 37. Maddesi ile aktif edilmiş tebligata esas kayıtlı elektronik posta adresini bildirmesi için 3 aylık süre verilmiş ve müvekkil şirkete 28.06.2019 tarihine kadar süre verilmiştir. 28.06.2019 tarihi itibariyle aktif edilmiş tebligata esas kayıtlı elektronik posta adresi bildirilmemiş olduğu gerekçesi ile müvekkil …. Tic. A.Ş.ye ait S:76810 sayılı II-a grubu işletme ruhsat sahasıyla ilgili olarak tarafımıza 05.09.2019 tarihinde tebliğ edilen, 34973390-100-E.440638 Sayılı, S.76810 Ruhsat İptali (13/1) konulu idari işlem ile 28.06.2019 tarihi itibarıyla müvekkil şirketin işletme ruhsatı iptal edilmiş ve müvekkil hakkında idari para cezası kesilmiştir.  Geçersiz tebligata dayanarak verilen 3 aylık sürenin dolduğu varsayımı üzerine tesis edilen 30.932,50-TL İdari para cezası uygulanması işlemi açıkça hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir.

3-)MAPEG tarafından Maden Kanunu’na göre her türlü tebligat 7201 sayılı Tebligat kanunu hükümlerine göre yapılmakta iken, 21.09.2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan maden Yönetmeliği’nin geçici 10.maddesinde “Ruhsat sahiplerinin tebligata esas Kayıtlı Elektronik Posta(KEP) adreslerinin bu yönetmeliğin yayımı tarihinde itibaren 2 ay içerisinde Genel Müdürlüğe bildirmesi zorunludur. Aksi halde kanunun 10. Maddesinin dördüncü fıkrası gereğince işlem tesis edilir.” Hükmü yer almıştır. Bu hüküm uyarınca tüm ruhsat sahiplerinden Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) adresi alarak idareye verilmesi gerektiği duyusuna istinaden müvekkil tarafından …1.KEP.TR adında KEP adresi alınarak MAPEG’E bildirilmiştir. Söz konusu KEP adresinin aktivasyonunun olmamasından dolayı elektronik tebligatın muhatabın adresine ulaşmadığını gören davalı idare, diğer tebligat yollarına başvurmuş ancak usulüne uygun olarak tebligat yapmamıştır.

4-) MAPEG’İN (Eski Adı MİGEM) 06.12.2017 MİGEM KEP Aktivasyon Duyurusunda “… KEP aktivasyonu yapılmamış olan ruhsat sahipleri ve daimi nezaretçiler için Maden Kanunu 10. Maddesinin dördüncü fıkrası gereğince işlem tesis edileceği” hususunu bildirmiş ve KEP aktivasyonunun yapılmamasını Maden Kanununun 10. Maddesi 4. Fıkrasına göre “Beyanlardaki Hata ve Noksanlıklar” kapsamında değerlendirmiştir. Maden Kanununun 10. Maddesinin 4. Fıkrasında; “(Değişik fıkra: 26.5.2004 – 5177/5 md.) Beyanlardaki hata ve noksanlıklar, idarenin tespiti ve sorumluların uyarılmasından itibaren iki ay içerisinde düzeltilir. Bu sürede gerekli düzeltmenin yapılmaması halinde 20.000 TL idari para cezası uygulanır ve beyanlardaki hata ve noksanlıklar düzeltilinceye kadar maden üretim faaliyetleri durdurulur.” Hükmü yer almaktadır. İlgili kanun maddesi gereğince MİGEM kendisine bildirilen KEP adresinin aktivasyonunun bulunup bulunmadığını araştırması ve KEP adresi aktif olmayan ruhsat sahiplerine normal tebligat yöntemlerine göre tebligat göndererek 2 ay içerisinde KEP adreslerini aktive etmelerini istemesi, bu sürede KEP adresini aktive etmeyenlere kanun hükmündeki idari para cezasını uygulaması gerekirdi. Kaldı ki ilgili hususların bildirilmesi için MİGEM tarafından müvekkile yapılan herhangi bir tebligat bulunmamaktadır. Görüleceği üzere davalı idare, hata ve eksikliklerinin tespiti hususunda bir araştırma yapmamış ve bu hususları usulüne uygun olarak sorumlulara bildirmemiştir.

5-) Tebligatın amacı belirli bir işlemden etkilenecek olan kimseye bu durumun bildirilmesidir. Usulüne uygun olarak yapılan işlemlerin karşı taraf için hukuki sonuç doğurabilmesi için muhatabına bildirilmesi gerekir. Usulüne uygun olarak yapılacak tebligat, Anayasa’da güvence altına alınmış olan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılabilmesinin ve insanlara tanınan hak arama hürriyetinin güvencelerinden birisidir. Tebligatta asıl olarak amaçlanan, hakkında işlem tesis edilen kişilerin, bu işlemlerden haberdar edilmesi ve kişilere hukuki yollara başvurma, savunma imkânlarını sağlanmasıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu, tebligatlar ile ilgili düzenlemeleri içermekte olup, kamu kurumlarının tebligatlarını bu kanuna uygun şekilde yapması yasal zorunluluktur. Aksi halde kişilerin iddia ve savunma haklarının ihlali söz konusu olacaktır.

6-)7201 sayılı Tebligat Kanununun “Elektronik Tebligat” başlıklı 7. Maddesine eklenen madde 7/a-(Ek:11.1.2011-6099/2 md.)da;

“Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.

Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.(2)

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” Hükmü yer almaktadır. Bu kanunun uygulanmasına ilişkin olarak çıkarılan ve 19.01.2013 tarih 28599 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Tebligatın Esas ve Usullerine ilişkin Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin “Elektronik Tebligat Hizmetinden Yararlanma” başlıklı 7. Maddesinde;

“(1) Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere, elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. Gerçek kişiler ve diğer tüzel kişiler elektronik tebligattan isteğe bağlı olarak yararlanır.

(2) Kendilerine yalnızca elektronik yolla tebligat yapılması zorunlu olan muhatapların, tebligat çıkarmaya yetkili merciler nezdindeki işlemlerine elektronik tebligat adreslerini bildirmeleri zorunludur.

(3) Kendilerine zorunlu olarak elektronik yolla tebligat yapılması gereken muhataplara, ELEKTRONİK TEBLİGATIN ZORUNLU BİR SEBEPLE YAPILAMAMASI HALİNDE, KANUNDA BELİRTİLEN DİĞER USULLERLE TEBLİGAT YAPILIR. Bu tebligatta ayrıca, müteakip tebligatların elektronik ortamda yapılacağı bildirilir.

(4) Kendilerine elektronik yolla tebligat yapılması isteğe bağlı olan muhatapların, elektronik yolla tebligat almak istemeleri halinde, tebligat çıkarmaya yetkili merciler nezdindeki işlemlerinde elektronik tebligat adresini bildirmeleri gerekir. Bu muhatapların, tebliğ çıkaran merciye bildirdiği adresin elektronik tebligata elverişli olmaması halinde, bunlara, Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Bu durumda gönderilecek tebligata, muhatabın bildirmiş olduğu adresin, elektronik tebligata elverişli olmadığına ilişkin şerh düşülür.” Hükmü yer almaktadır. MİGEM tarafından tebligat yapılacak KEP adresinin tebligata elverişli olup olmadığı hususu araştırılmaksızın, aktivasyonu yapılmamış KEP adresine doğrudan elektronik tebligat yapılmış ancak bu iletilerin muhataplarına ulaşmadığı gerekçesiyle diğer usullere göre usulsüz tebligat yaparak telafisi güç zararlara yol açmıştır. Şöyle ki;

7-) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 19.03.2019 tarih ve 414976 sayılı yazı, müvekkil şirketle herhangi bir bağı olmayan 3. Şahıs konumundaki ….. posta yoluyla usulsüz bir şekilde tebliğ edilmiştir. (Ek-3) İlgili kanun ve yönetmelik gereği yapılan tebligat usulsüz olduğundan, hukuken geçerliği bulunmamaktadır. Tebligatın yapıldığı şahıs müvekkil şirketin çalışanı olmadığı gibi şirketle herhangi bir bağı da bulunmamaktadır. 2019 yılı mart ayı itibariyle müvekkil şirketin sigortalı hizmet listesi celp edildiği takdirde beyanlarımız doğrulanacaktır. Çalışanların listesini gösteren evrakları dilekçemiz ekinde sunmaktayız. (Ek-4) Müvekkil hakkında idari para cezasına dayanak gösterilen İptal işlemine dayanak gösterilen tebligat müvekkil şirkete ulaşmamıştır. Usulsüz tebligatın yapıldığı tarihte müvekkil şirkette sigortalı çalışan bulunmadığı gibi tebligatın yapıldığı tarih itibariyle müvekkil şirkette iki kayyum haricinde herhangi bir yetkili de bulunmamaktadır. Kaldı ki tarafımıza 05.09.2019 tarihinde tebliğ edilen, 34973390-100-E.440638 Sayılı, S.76810 Ruhsat İptaline (13/1) yönelik yazı aynı şekilde usulsüz şekilde tebliğ edilmiştir. Tebliğ şerhi incelendiğinde müvekkil şirkette daimi çalışana tebliğ edildiği görülmekle beraber tebligat yapılan kişinin müvekkil şirkette çalışıp çalışmadığının veya çalışıyor ise tebliğe yetkili bir çalışan olup olmadığının tespiti yapılmaksızın tebligat yapılmıştır. Ruhsat iptali gibi ağır bir müeyyidenin sonuç doğurabilmesi için davalı yanca usulüne uygun tebligat yapılması gerekirken ilgili yasal düzenlemelere aykırı şekilde hareket edilmesi hukuk devletinin bireylere sağladığı yasal güvencelerin ihlal edilmesine yol açmıştır.

😎 İdari yaptırım kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir.  Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik uyarınca tüzel kişiler adına yapılacak tebligatın yetkili kişiye yapılması esastır. Ancak yetkili kişinin mutat iş saatinde işyerinde bulunmaması halinde, işyerindeki teşkilat içinde yetkili kişiden bir sonra gelen kişiye tebliğ edilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir kişi de bulunmuyorsa, tebliğ mazbatasında açıkça belirtilmek kaydı ile, tebligat tüzel kişinin işyerinde sürekli çalışan bir çalışanına yapılabilecektir.

7201 Sayılı Tebligat Kanunu;

Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat:

Madde 13 – Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik;

Tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat:

MADDE 21 – (1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

(2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir.

(3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.

9-) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu 19.03.2019 tarih ve 414976 sayılı, müvekkil şirketin aktif edilmiş tebligata esas kayıtlı elektronik posta adresinin yazının usulsüz şekilde tebliğ edildiği tarih olan 28.03.2019 tarihinden itibaren 3 ay bildirilmesi aksi takdirde müvekkil şirket hakkında 3213 S. Yasanın Geçici 37. Maddesi gereği idari para cezası yaptırımı uygulanacağının bildirildiği tebligat incelendiğinde, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik uyarınca söz konusu tebligatın usulsüz ve bu sebeple geçersiz olduğu görülecektir. Tebligatın yapılmış olduğu şahıs, müvekkil şirketin ne yetkilisi ne de çalışanı konumundadır Söz konusu şahsa yapılan tebligattan müvekkil şirketin haberdar olması da mümkün değildir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Md. 21’de açıkça yazılı usule riayet etmeden yapılan tebligat ile verilen sürenin dolması dayanak gösterilerek müvekkil şirketin haberi dahi olmayan bir tebligata uygun hareket etmediği kabulüyle tarafımıza 05.09.2019 tarihinde tebliğ edilen, 34973390-100-E.440638 Sayılı, S.76810 Ruhsat İptali (13/1) konulu idari işlem ile 28.06.2019 tarihi itibarıyla müvekkil şirket hakkında idari para cezası uygulanması kararı hukuka aykırıdır.

Danıştay 15. Dairesinin 2024/9699 E. 2018/5114 K. Sayılı kararı ve uyarınca da;

“7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun yukarıda metnine yer verilen 13. maddesine göre; tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması asıl kural olup, yetkili temsilcinin tebliğin yapılacağı sırada işyerinde bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda ise tebliğ tüzel kişinin memur veya müstahdemine yapılabilecektir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılmışsa bunun tebliğ mazbatasına açık bir şekilde yazılması gerekir.

Dosyada yer alan tebliğ tutanakları ve davacı şirkette 2010-2013 yılları arası çalışan kişilere ait Sosyal Güvenlik Kurumu tescil sorgulama evrakları incelendiğinde; isleme esas alınan 22.03.2013 tarihli işlemle verilen 10 uyarmanın tebliğine ilişkin mazbatada şirket ortağı Özkan Tırnaksızın imzasının olduğu ve anılan tebliğin usulüne uygun olduğu, bu tebliğ dışında yapılan tüm tebliğlerin şirketin yetkili temsilcisine yapılmadığı gibi, tebliğ mazbatalarında imzası bulunan kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre şirketin çalışanı olmadığı görülmüştür.

Uyuşmazlıkta; isleme esas alınan toplam 45 uyarmanın tebliğ evraklarında ismi yer alan kişilerin davacı şirketin memur veya müstahdemi olduğuna dair bir kayda rastlanılmadığından, söz konusu Tebligatların usule uygun bir şekilde yapılmadığı anlaşılmış olup; bu haliyle davacı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilen ve kesinleşen uyarmalar 50 adede ulaşmadığından, davacı şirkete D2 yetki belgesinin Karayolu Tasıma Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrası uyarınca iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

10-) MAPEG tarafından gönderilen 19.03.2019 tarihli yazıda ‘2016-2017-2018-2019 yıllarına ait işletme ruhsat bedellerinin yazının tebliğ tarihinden itibaren 3 ay süre içerisinde ödenmesi gerektiği, aksi takdirde para cezası verilerek ruhsatın iptal edileceği bildirildiği iddia olunmasına karşın usulüne uygun şekilde tebligat yapılmaması sebebiyle müvekkil şirketin bildirimde bulunması için verilen 3 aylık sürenin, tebligatın posta yoluyla Hüseyin Gülmez isimli şahsa usulsüz şekilde tebliğ edildiği tarih olan 28.03.2019’dan itibaren başladığının kabulü mümkün değildir.

11-) Usulüne uygun işlemlerin kendilerine bağlanan hukuki sonuçları doğurabilmesi için muhatabına bildirilmesi gerekmektedir. Tebligat, yargılamadaki en temel haklardan birisi olan adil yargılama (AY M.36) hakkının temel unsurlarından biri olan hukuki dinlenilme hakkı (HMK M. 27) ile doğrudan bağlantılıdır. Hukuki dinlenilme hakkı, yargılama ile hukuki durumu etkilenecek olan kişilerin yargılama konusunda bilgi edinmeleri, savunma yapmaları, yargıya etki edebilmelerini ve yargı mercilerinin de bunları dikkate alarak değerlendirmesini ve gerekçeli şekilde karar vermelerini sağlayan temel hak ve yargılama ilkesidir. Hukukî dinlenilme hakkının ilk unsuru olan bilgilenme hakkını gerçekleştirmenin en önemli aracı,  tebligat işlemleridir. Yapılmayan veya usulüne aykırı olarak yapılan tebligat işleminin hukukî dinlenilme hakkını ihlâl ettiği, hukukî dinlenilme hakkı ihlâlinin ise, adil yargılanma hakkı ihlâli anlamına gelmektedir. Anayasa’nın 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde belirtilen iddia ve savunma hakkı, yani hukukî dinlenilme hakkı ile adil yargılanma hakkının sağlanması bakımından, sağlıklı ve doğru tebligat yapılması şarttır. Tebligat hukukuna ilişkin ihlâl, anayasal bir hak ihlâli olduğu açıktır.

12-)Müvekkil şirket ile …. YTK yetki belgeli ……AN. LTD. ŞTİ. arasında 15.04.2018-31.12.2020 tarihlerini kapsayan Antalya İli Merkez ilçesi hudutları dâhilinde bulunan ER:3231705 S:76810 ruhsat numaralı saha için 6592 sayılı kanunla değişik 3213 sayılı maden kanunu hükümleri ve 03.06.2016 tarihli resmi gazetede yayımlanan “Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiler Hakkındaki yönetmelik” gereği mesleki yeterlilik kriterleri doğrultusunda hizmet alım sözleşmesi karşılıklı olarak imza altına alınmıştır. Ancak söz konusu YTK belgeli …. Madencilik, mevzuata ve mesleki etik kurallarına uygun ve tam olarak görevlerini yerine getirmekten kaçınmıştır.  YTK belgeli şirket müvekkile ait maden işletme ruhsatları hazırlamamış sözleşmede kapsamına üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmemiştir.

Bu sebeple …. Madencilik ile yapılan hizmet sözleşmesi, müvekkil şirket tarafından 22.07.2019 tarihinde tek taraflı olarak feshedilmiştir. Müvekkil şirket ile ….HİZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. arasında 6592 sayılı Maden Kanunu kapsamında Yetkilendirilmiş Tüzel Kişilik sıfatıyla 08.07.2019-31.12.2021 tarihlerini kapsayacak biçimde hizmet sözleşmesi yapılmıştır.(EK-5)

13-) Müvekkilin bilgisi dâhilinde olmayan bir husustan dolayı sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesi ile davalı idarenin müvekkil şirketin maden işletme ruhsatının iptal edilerek idari para cezası verilmesine yönelik işlemi ANAYASAYA, TEBLİGAT KANUNUNA VE MADEN KANUNU İLE YARGI İÇTİHATLARINA AYKIRI OLUP; İYUK 27/2. Maddesinde belirtilen AÇIKÇA HUKUKA AYKIRILIK DURUMU TEŞKİL ETMEKTEDİR. Yasal dayanaktan yoksun olarak davalı idare tarafından iptal edilen maden işletme ruhsatı ile kesilen para cezası, müvekkil için telafisi güç zararlara yol açmaktadır. Antalya da büyük yatırımlar ile iş yapan müvekkilin maden işletme ruhsatı iptali ile birlikte idari para cezasına çarptırılması müvekkil şirket açısından büyük kayıplara yol açmakla birlikte mali sorumluluğunu katlamaktadır.

14-)Yukarıda açıkladığımız sebepler ve mevzuat hükümleri uyarınca müvekkil ……. Taah. Tur. San. Ve Tic. A.Ş. hakkında 34973390-100-E.440638 Sayılı idari para cezası işleminin telafisi güç zararlara yol açmasını önlemek, yürütmesini durdurmak ve iptalini sağlamak amacıyla işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER                               :3213 Sayılı Maden Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Tebligat Kanunu, Elektronik Tebligat Yönetmeliği, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLER                                   : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19.03.2019 tarih ve 414976 sayılı yazısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün 34973390-100-E.440638 sayılı yazısı ve tebliğ şerhleri, Yargıtay kararları sair yasal deliller.

CEVAP SÜRESİ                                           :30 gündür.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

GEREKTİREN NEDENLER                    :

Usulsüz ve geçersiz bir tebligata dayalı olarak tesis edilen ruhsatın iptaline dair dava konusu idari işlemin yürütmesinin durdurulması için 2577 S. Kanununda belirtilen koşullar birlikte gerçekleşmiştir. Dava konusu işlem ile müvekkil şirket Sicil:76810 sayılı sahada madencilik faaliyetlerine devam edemeyeceği için kamu yararı ve girişimcilik sektörünün gereklerine ne gibi olumsuz etki yaratacağı ortadadır. Ayrıca geniş bir ticari hacme sahip olan müvekkile ait ruhsat da aynı tebligat ile iptal edilmiş olması sebebiyle bu ruhsata bağlı diğer izinler de iptal edilecek ve bu izinlerin yeniden alınması uzunca bir süre alacaktır. Bu süre zarfında üretim faaliyetleri de duracaktır. Dolayısıyla ticari taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getiremeyecek, idare tarafında kesilen para cezalarını ödeyemeyecek ve neticesinde ağır bir tazmin külfeti ile karşı karşıya kalacaktır.  Söz konusu idari para cezası işlemi bu sebeplerle açıkça hukuka aykırı olduğu gibi verilen idari para cezası kararı telafisi imkânsız zararların doğmasına yol açacağından davalının savunması alınmaksızın, ivedi bir şekilde esasa ilişkin hüküm verilene kadar iptali istenen işlemin yürütmesinin durdurulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin getirdiği yasal bir zorunluluktur.

2577 S. İdari Yargılama Usulü Kanunu 27/2 maddesinde yer aldığı üzere; “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. (Ek cümle: 21/2/2014-6526/17 md.) Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Bu doğrultuda Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından 07.03.2019 tarihli 2018/1254 E. sayılı güncel bir kararı da şu şekildedir;

MAPEG’E karşı 2018 yılı ruhsat bedellerinin ödenmediğinden bahisle maden işletme ruhsatının iptal edilmesine ilişkin 25.09.2018 tarihli işlemiş hukuka aykırı olduğu, idarece 2018 yılı ruhsat bedelinin 3 ay içerisinde ödenmesine ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, ruhsat iptal tarihi itibariyle KEP adresinin kullanıma açık olmadığı, tebligat yapılmadığı için 3 aylık sürenin başlamadığı ileri sürülerek idari işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemi ile açılan başka bir emsal davada Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından ;”…Bakılan davada; dosyada mevcut bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının KEP adresinin 2018 yılı için 7. Ayda aktivasyonunun yapıldığı, 03.04.2018 tarih ve 416372 sayılı yazının davacıya elektronik ortamda tebliğ edilemediği, mevzuat gereği elektronik yolla yapılan tebligatın tebliğ çıkaran mercie bildirildiği, adresin elektronik tebligata elverişli olmaması halinde yukarıda anılan (zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde) Tebligat Kanununda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağından davacıya ruhsat bedellerinin ödenmesi için 3 ay süre verilmesine ilişkin mevzuat hükümlerinde öngörülen şekilde yürütülmediği, diğer bir ifadeyle davacıya ruhsat bedellerinin ödenmesi için usulüne uygun olarak yapılan tebligatla 3 aylık süre verildiğinden söz edilemeyeceği sonucuna varıldığından, ruhsat bedelinin ödenmesi için ödenmesi için geçerli bir tebligatla 3 aylık süre verilmeksizin usulüne uygun bir tebligat yapılmadan tesis edilen ruhsat iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan, dava konusu işlemin, davacının ticari faaliyetine (ruhsat iptaline ) ilişkin olması nedeniyle, uygulanması halinde telafisi güç ve ya imkansız zararların doğacağı da tabiidir.”

SONUÇ VE İSTEM                         : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle ve resen nazara alınacak nedenlerle yargılama yapılarak;

1-Öncelikle X Köyünde müvekkil …… San. ve Tic. A.Ş.ye ait S:76810 sayılı II-a grubu işletme ruhsat sahasıyla ilgili olarak X tarih ve X sayılı yazının posta yoluyla çalışanı dahi olmayan bir kişiye tebliğ edilmesi sebebiyle tebligatın usulsüzlüğüne, bu tebliğe dayanarak  X Sayılı, idari para cezasının İPTALİNE,

2-2577 sayılı İYUK 27/2 maddesinde öngörülen şartlar birlikte gerçekleşmiş olduğundan, davalı idarenin cevabı beklenilmeksizin, ivedilikle “YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA”,

3- Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı idareye yükletilmesine, karar verilmesini müvekkilim adına arz ve talep ederim. tarih

DAVACI VEKİLİ

EKLER:

1-) Onanmış vekâletname sureti

2-) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün, 34973390-100-E.440638 Sayılı, S.76810 Ruhsat İptali (13/1) konulu yazısı

3-) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19.03.2019 tarih ve 414976 sayılı yazısı

4-) Çalışan Listesi

5-)6592 Sayılı Maden Kanunu Kapsamında oluşturulan Yetkilendirilmiş Tüzel kişilik ile Maden Ruhsat Sahibi Arasında Yapılan Hizmet Sözleşmesi ve 22.07.2019 Tarihli Fesihname

6-)Yargı kararları

İDARİ PARA CEZASINA İTİRAZ DİLEKÇELERİ

SGK İdari Para Cezasına İtiraz Dilekçesi

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

……. SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜNE

İTİRAZ EDEN        :

VEKİLİ                 :

KONU                   :Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı … İl Müdürlüğü … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … Sayılı İdari  Para   Cezasının Kaldırılması Talebimizden İbarettir.

TEBLİĞ TARİHİ    :

AÇIKLAMALAR     :

1-) Müvekkile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı …….. İl Müdürlüğü ……. Sosyal Güvenlik Merkezi’nin …… Sayılı kararıyla Belgelere Bağlı  …….-TL idari para cezası kesilmiştir. Tarafımıza tebliğ edilen tebliğ zarfı içeriğinde sadece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı …… İl Müdürlüğü ……. Sosyal Güvenlik Merkezi’nin ……… Sayılı kararı ve bu kararda da verilen idari ceza bulunmaktadır. Söz konusu idari para cezası ……….  Sayılı karardan anlaşılacağı üzere 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin 4-5 maddesinde belirtilen yükümlülüklere uymadığı gerekçesiyledir. Bu durumun tespitini de …../…../….. tarihli rapor olarak göstermiş bulunmaktasınız fakat söz konusu rapor tebliğ zarfı içeriğinde bulunmamakta ve müvekkilin hangi yükümlülüğü yerine getirmediğinden dolayı idari para cezası aldığını ve bu yükümlüğün yerine getirilmediğinin tespitinin hangi somut delillerle yapıldığını tam olarak anlayabilmiş değiliz.

5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasını;

e/4 Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekilde usulsüz veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait defter kayıtları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin gerçekleştiği her bir takvim ayı için, aylık asgari ücretin yarısı tutarında; kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlü bulunulan defter türü dikkate alınarak bu bendin (1) ve (2) numaralı alt bentlerine göre; Vergi Usûl Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve bu bendin (1) numaralı alt bendine göre,

e/5 İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı tutarında, idari para cezası uygulanır. İbraz süresi geçirildikten sonra incelemeye sunulan ve tümünün veya bir bölümünün geçersiz olduğu tespit edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıca geçersizlik fiilleri için idari para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türü dikkate alınarak bu bendin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.

2-) Yukarıda açıklan kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere e bendinin 4. Ve 5. Fıkralarında birden çok cezayı gerektirir hal olmakla birlikte müvekkile verilen idari para cezasının hangi sebeple verildiğini anlayabilmek mümkün değildir. Müvekkile bu konu ile alakalı bir bildirimde bulunulmadığı tebellüğ edilen Tebliğ zarfı içeriğinde de bu konu ile alakalı bir belge veya açıklama bulunmamaktadır. İnceleme yapılmaksızın hukuka ve kanunun belirlediği usule uygun dayanaklar (inceleme rapor ve tutanaklar) oluşturulmadan ve eksiksiz tebliğ sağlanmaksızın kesilen idari cezaların iptali gerekmektedir. Bu durum aynı zamanda adil yargılanma hakkının da açıkça ihlalidir.

İşbu sebeplerle haksız ve hukuka aykırı olarak kesilen idari para cezasının kaldırılması için kurumunuza başvurma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM          : Yukarıda yapılan açıklamalar ile anlaşılacağı üzere kesilen idari para cezası haksızdır. İtirazımızın kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederiz. …/…/….

İTİRAZ EDEN VEKİLİ

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin