Tahliyenin durdurulması talebi

ADANA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİ VARDIR

DAVACI :

DAVALI: T.C ADANA … KAYMAKAMLIĞI

TEBLİĞ TARİHİ:

KONU  : … adresindeki yerde fiilen oturmak suretiyle tecavüzde bulunulduğuna dair … gün … sayılı … Kaymakamlığı kararının İPTALİ ve YÜRÜTMENİN DURDURULMASI isteminden ibarettir.

AÇIKLAMALAR

1.Sapanca Kaymakamlığı 24.11.2020 gün xx sayılı kararında xxx adresindeki yerde tarafımın belirtilen adreste ikamet etmek suretiyle tecavüzde bulunduğumdan bahisle 3091 sayılı Kanun uyarınca tecavüzün men-i kararı verilmiştir. Bu men kararının da 28.12.2020 tarihinde infaz edileceğine ilişkin belge göndermiştir. Ancak bu karar hukuka aykırı olup; iptali gerekir. Şöyle ki;

2. Söz konusu olayda 3091 sayılı Kanun uygulanamaz. Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli Ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 15. maddesinde:

Damlı yapı ve fuzuli işgal

Madde 15 – Konut, dükkan, depo ve ahır gibi damlı yapılarda bu Kanunun uygulanabilmesi taşınmazın fuzulen işgal edilmiş olmasına bağlıdır.

Fuzuli İşgal; Bir Taşınmazı, Sahibinin İzin Ve Rızası Olmayarak İşgal Etme, Başka Bir Deyişle Bir Taşınmazın Maliki Veya Onun Yerine Bu Konuda İşlem Yapmaya Yetkili Vekil Veya Mümessil Gibi Kimselerle Hukuki Bir Bağlantı Kurmadan Rıza Dışı, Henüz Boşaltılmamış Veya Herhangi Bir Suretle Boşalan Damlı Bir Yapıya, Eylemli Bir Durum Yaratarak Kendiliğinden Girme Durumudur.” denilmiştir.

Maddede geçen ” … Bir taşınmazı, sahibinin izin ve rızası olmayarak işgal etme” ve ” …rıza dışı, henüz boşaltılmamış veya herhangi bir suretle boşalan damlı bir yapıya, eylemli bir durum yaratarak kendiliğinden girme durumudur…” hükümleri somut olaydagerçekleşmemiştir.Zira ben söz konusu taşınmaza 15 Haziran 2019 tarihinde yargılamaya konu taşınmaz üzerinde intifa hakkına sahip hasta ve yaklaşık 93 yaşında yaşlıannem XXX’ınhastanede yatarak tedavi görmesi dolayısıyla geldim. O tarihten beri de söz konusu taşınmazda annemle ikamet ettim, evdeki tüm eşyalar da anneme aittir.Annemle birlikte oturduğum süre zarfında şikayetçi- malik- öz ablam XXX de sıklıkla ikamete gelip gitmiştir.

Söz konusu taşınmazın maliki öz ablam XXX olup, taşınmaz üzerinde birlikte yaşadığım annem   XXX’ın da tapudan celp edilecek kayıtlarda da görüldüğü üzere intifa hakkı mevcuttur. Annemin söz konusu taşınmazda intifa hakkı mevcut iken söz konusu taşınmaza onun rızasıyla geldim ve ona baktım.

İntifa hakkının devri Medeni Kanunu’nun 806. ve 822. maddelerinde şöyle yer almaktadır:

”Madde 806 : Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir. ” denilerek intifa hakkının kullanımının devredilebileceği kanunda açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla şahsımın söz konusu taşınmaza malikin veya diğer hak sahiplerinin rızası dışında girmesi, rıza hilafına burada kalmaya devam etme gibi bir durumu yoktur. Ayrıca kaymakamlık tahkikat evraklarında da görüldüğü üzere intifa hakkı sahibi annemle birlikte yaşadığımı belirtmiş olmama rağmen, yasal hakka sahip annem XXX’ın Kaymakamlığa herhangi bir başvuruda bulunmadığı görülmektedir.

Söz konusu olayda konut niteliğindeki taşınmazlarda 3091 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan (Yönetmelik 15. Maddesi)Maddede geçen ” … Bir taşınmazı, sahibinin izin ve rızası olmayarak işgal etme” ve ” …rıza dışı, henüz boşaltılmamış veya herhangi bir suretle boşalan damlı bir yapıya, eylemli bir durum yaratarak kendiliğinden girme durumudur…” hükümleri oluşmamıştır.Bu sebeple Kaymakamlığın işin esasına girerek soruşturma yapması ve tecavüzün menine karar vermesi fahiş nitelikte hukuka aykırıdır. Uyuşmazlığın esası; hakkı olduğunu iddia eden müştekinin adli yargıda- asliye hukuk mahkemesinde müdahalenin meni davasında çözümlenmesi gereken bir mesele olup Kaymakamlığın görev veyetkileri dahilinde olan, 3091 sayılı Kanun ve yönetmelik içeriğine giren bir durum söz konusu değildir.

3. Süre aşımı yönünden Kaymakamlıkça tecavüzün men-i talebinin reddedilmesi gerekirken işin esasına girerek soruşturma yapılması bariz bir şekilde hatalıdır.

3091 sayılı Kanun’un 4. Maddesinde: Başvuruda bulunma süresi

Madde 4 – Yetkililerin; tecavüz veya müdahalenin yapıldığını öğrendikleri tarihten altmış gün içinde, idari makama başvuruda bulunmaları gerekir. Ancak, tecavüz veya müdahalenin oluşundan itibaren bir yıl geçtikten sonra bu makamlara başvuruda bulunulamaz.” denmiştir.

Dosya arasına celp olunacak Kaymakamlık tahkikat evraklarında da görüleceği üzere tarafımın taşınmaz mala 15 Haziran 2019 tarihinde, fiilen hakimiyet altında tutmak suretiyle tecavüzün gerçekleştiği şeklinde belirtildiği görülecektir. İddia edilen müdahaleyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Kanunun ilgili maddesinde tecavüz veya müdahalenin oluşundan itibaren bir yıl geçtikten sonra bu makamlara başvuruda bulunulamaz şeklinde amir bir düzenleme mevcuttur. Her ne kadar Kaymakamlık XX Müdürlüğü kararında tecavüz tarihi Aralık 2019 olarak belirtilmiş ise de düzenlenen soruşturma evrakında iddia edilen tecavüzün 15 Haziran 2019 tarihli olduğu görülecektir. Bu belirtmiş olduğum sebeplerle süre yönünden de talebin reddi gerekmektedir.

4. Kaymakamlıkça fiili kullanım tespit edilmeden taşınmazın kullanımından tümüyle men’ine karar verilmesi hukuka ve usule aykırıdır. Tahkikat soruşturmasında dinlenen tanıklar; şahsımın Haziran 2019’dan beri söz konusu taşınmazda oturduğumu, zoraki eve girmediğimi, annem XX buradayken yanına gelip gittiğimi, XXX annesini götürünce burada kalmaya devam ettiğimi, eve zorla girildiğine dair bir şey duyulmadığını ve yedek anahtarların da Site Güvenliğinde mevcut olduğunu belirtmişlerdir. Dolayısıyla söz konusu olayda taşınmaza zorla girmem veya hak sahiplerinin rızası olmaksızın oturmam durumunun oluşması mümkün değildir.

Ayrıca söz konusu taşınmaz site içinde bulunup, korumalı, ilk giriş kapılarının demir ve şifreli olduğu yerde bulunmaktadır. Taşınmaz bulunduğu yer itibariyle sahibinden izinsiz kimsenin girip yaşayabileceği , kalabileceği bir yer değildir, yaklaşık bir buçuk senedir de söz konusu yerde oturduğumdan ötürü de herhangi bir tecavüz/ müdahale durumu söz konusu olması mümkün değildir.

Taşınmazda oturduğum süre boyunca elektrik, su vs faturalarını bizzat kendim ödedim, Ağustos- Eylül 2020 ayında da fatura aboneliklerimi üzerime aldırdım, bu hususta faturaları da dava dilekçem ekinde sunuyorum. Ayrıca Söz konusu taşınmazın DASK sigortasını da kendim yaptırdım ve poliçe bedelini bizzat kendim ödedim. Bu sebeplerle davalı Kaymakamlıkça hukuki gerekçeden, araştırmadan yoksun fahiş nitelikteki hukuka aykırı incelemeyle tesis edilen iş bu idari işlemin mahkemenizce iptalini talep ediyorum.

5. Davalı idare ne tutanak tebliğini ne de tespitini veyahut tahkikat işlemlerini usulüne uygun olarak yapmamıştır. Söz konusu taşınmazda eşim ve 10 yaşındaki kızım ile birlikte ikamet etmekteyim. Bu tür usulsüz bir işlemlerle Kaymakamlık tarafından ailem ve çocuğumla birlikte oturduğum taşınmazda ikamet etmek suretiyle tecavüzde bulunduğumdan bahisle 3091 sayılı Kanun uyarınca tecavüzün men-i kararı verilmesi ve devamında yapılacak ”İNFAZ İŞLEMİ “şahsımın ve ailemin çok büyük maddi ve manevi zararına neden olacaktır.

… Kaymakamlığı İnfaz Memurluğu tarafından 28/12/2020 günü saat 14:30’da mahallinde infaz işlemi gerçekleşeceğine yönelik İnfaz Memurluğu Yazısı 24.12.2020 tarihinde tarafıma tebliğ edilmiştir, dava açmış olduğum iş bu tarih 25.12.2020’dir, infaz işleminin uygulanacağı tarih 28.12.2020’dir. İnfaz işleminin uygulanması halinde; şu an Kış mevsimi olan Aralık ayında eşim ve çocuğumla birlikte ikamet ettiğim adresten ayrılarak evsiz kalma durumu ile karşı karşıya kalmak durumuna düşmek durumunda kalacağım.

İnfaz işleminin uygulanması benim ve ailemin çok büyük maddi ve manevi zararına neden olacağından, İdarenin bu eylemini takiben yasaya göre infaz işlemi yapması telafisi ve geriye dönüşü mümkün olmayan çok büyük maddi ve manevi zararlara neden olacağından İdarenin bu infaz eyleminin durdurulması açısından Yargılama süresince Yürütmenin Durdurulmasına Karar verilmesini talep ediyorum.

HUKUKİ NEDENLER : 3901 sayılı kanun ve diğer ilgili mevzuat, Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik m. 24,25,41

HUKUKİ DELİLLER: … Kaymakamlığı 24.11.2020 gün XXX sayılı kararı, tapu kayıtları, nüfus kayıt örnekleri, elektrik- su vs faturalar (ilgili kurumlardan celbi taleplidir.) Dava konusu idari işlem dosyası, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve her türlü yasal ve takdiri deliller.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izaha çalıştığımız nedenlerden dolayı;

1-) Öncelikli olarak YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA,

2-)Davalı tarafça gerçekleştirilen İDARİ İŞLEMİN İPTALİNE,

3-)Yargılama giderlerinin ve sair masrafların davalı idare üzerinde bırakılmasınıarz ve talep ederim.

DAVACI

EKLER  : 1-Davalı idare karar sureti, nüfus kayıt örnekleri vs.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir