Memurdan Savunma Alınması
Devlet memurunun 657 Sayılı Kanun‘da yer alan sorumluluk ve görevlerine aykırı davranışlarda bulunması durumunda “disiplin cezası” uygulanması konusu gündeme gelir. Bu yazımızda disiplin cezasının uygulanması sürecinde gerek disiplin amiri gerek memur tarafından dikkat edilmesi gerekenleri ele alacağız. Memurudan savunma alınması ve cezalandırılması sürecine dair deneyim ve bilgilerini Adana İncekaş Hukuk Bürosu avukatları bu yazıda paylaşmıştır.
Süreç çok hassas olmakla birlikte İdare Mahkemeleri ve Danıştay ufak bir usule aykırılık durumunda dahi cezanın iptal edilmesine yönelik kararlar vermektedir.
Memurdan Savunma Alınmadan Ceza Verilemeyeceği
Bu husus genel kabul görmüş ve savunma hakkının kullandırılmasına yönelik Anayasa temelli bir durumdur. Her amir ve memur tarafından bilinmektedir. Bu noktada herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Memur kişiden savunması alınmadan cezalandırılması yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesine aykırıdır.
Madde 130 – Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.
Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmıyan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
Savunma Alınması Sürecinde Objektif Bir Soruşturmacı Görevlendirilmesi Gerekliliği
En çok dikkat edilmesi gereken başlık budur. Savunmayı alan disiplin amiri, savunmayı değerlendirip en hafif cezalardan olan ‘uyarı’ cezası dahi veremez. Savunma objektif bir soruşturmacı tarafından alınmalı ve gerekli ceza bu kişi tarafından verilmelidir. Bu konuda birçok yerleşik Danıştay kararı içtihatları mevcuttur. Eğer size de bizzat savunmanızı alan disiplin amiriniz tarafından bu savunma doğrultusunda ceza verilmiş ise, iptal davası açarak bu kararı iptal ettirebilirsiniz.
Disiplin amiri tarafından bir soruşturmacı atanarak detaylı bir soruşturma yapılmalıdır. Herhangi bir soruşturmacı atanmadan ve soruşturma yapılmadan doğrudan savunma alınarak verilen disiplin cezaları hukuka aykırıdır. Bu nitelikte cezalar iptal edilir.
Eğer disiplin amiri bizzat olaya tanık olmuş ise veya olay kendisine karşı işlenmiş ise bu durumda soruşturmayı bizzat kendisinin yürütmesi hukuk aykırıdır. Bu durumda disiplin soruşturması bir kademe üst disiplin amirince yürütülmelidir. Yine soruşturma yapma görevi, olaya bir şekilde müdahil olmuş kimselere verilemez. Disiplin soruşturmaları objektiflik ve tarafsızlık ilkelerine göre yürütülmelidir.
Soruşturma konusu, olay tarihi, olay özeti, olay yeri gibi bilgiler soruşturmacı belirlendikten sonra bu kişiye görevlendirme yazısı ile tebliğ edilmelidir.
İptal davası açma ve gerekli usulleri yerine getirme süreci uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Yukarıda bahsettiğimiz memura verilen cezanın iptal edilmesini içtihatlaştıran kararların ilgili kısımlarını ele alalım:
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında soruşturma açılıp soruşturmacı tayin edilmeksizin sadece disiplin amiri tarafından savunmasının alındığı ve savunmasında yer alan hususlar araştırılmaksızın disiplin amiri tarafından davaya konu aylıktan kesme cezasının verildiği anlaşılmaktadır.
Savunma İstem Yazısında Yapılan Fiilin Hangi Kanun Maddesine Aykırı Olduğunun Belirtilmesi Gerekmektedir
Memurdan savunma isteyen amirin üzerinde durması gereken bir diğer önemli konu “savunma istem yazısında cezai yaptırımı gerektiren kanun maddesinin belirtilmesidir”. Örneğin savunma istem yazısında memurun yaptığı disiplin cezasını gerektiren eylem şu şekilde belirtilmelidir:
“657 Sayılı Kanun’un 125. Maddesi / C bendi altında yer alan ’emre itaatsizlik ve karşı gelme’ disiplinsizliğini gerçekleştirdiğiniz tespit edilmiştir”
Savunma istenilen memura bu şekilde işlediği disiplinsizliğin hangi kanun maddesi alt bendi ve fıkrasına girdiğini açıkça belirtmeniz gerekmektedir. Aksi halde yürütülen ve bu savunma istemi yazısına rağmen verilen disiplinsizlik cezası iptal edilebilir bir nitelik taşıyacaktır. Açılan her iptal davası yargı merciilerine bir yük, kazanılan her iptal davası ise devlet hazinemize bir külfettir. Bu nedenle disiplin amirlerinin usule uygunluğu hiçbir zaman elden bırakmamaları müphemdir.
Açıkladığımız bu duruma uygun bir de Danıştay kararı paylaşarak soru işaretlerini tamamen ortadan kaldıralım:
Dava konusu disiplin cezasında davacının fiilinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin aylıktan kesme cezasını düzenleyen (C) bendinin hangi alt bendine aykırı olduğunun belirtilmemesi karşısında, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir. ( 2016/10183 E. , 2016/4761 K. , 21.10.2016 , Danıştay 5. Daire )
Müsteşarlar En Üst Disiplin Amiri Olduklarından Dolayı Doğrudan Cezalandırma Yetkisine Sahiptirler
Disiplin amirlerinin tayin ve tespitine dair esasların belirlenmesi noktasında kurum Müsteşarlarının bulundukları silsilenin en üst disiplin amiri oldukları kabul edilmektedir. Bu nedenle müsteşarın yaptığı bir denetimde doğrudan gördüğü disiplinsizliği cezalandırma yetkisi vardır.
En üst disiplin amiri sıfatıyla müsteşar tarafından tesis edilen işlemde yetki unsuru yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından… (2012/6387 E. , 2016/1597 K. , 23.03.2016, 12. Daire Danıştay)
Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Vermeye Yetkili Amirin Belirlenmesi
Devlet Memurları Kanun’u 126. Maddesi uyarınca “Madde 126 -… Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.”
Kademe ilerlemesi cezasının doğrudan disiplin amiri tarafından verilmesi durumunda bu durum disiplin cezasının iptali ile sonuçlanır. İçtihatlar ışığında bu husus şu şekilde açıklanabilir:
Davacının üzerine atılı ve sabit görülen fiili 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-(c)maddesinde düzenlenen ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren bir fiil olduğundan, isnat edilen fiillerin sabit olup olmadığına karar verme, fiilin sübuta erdiği sonucuna varılması halinde cezayı kabul etme ve cezanın miktarına karar verme yetkisinin veya suçun sabit olmadığı ya da sabit olan fiilin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirmediği gibi nedenlerle öneriyi reddetme yetkisinin İl Disiplin Kurulu’na ait olduğu açıktır… Davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine…
Memuru Cezalandırma Noktasında Açıkça Gerekçe ve Sebep Belirtilmelidir
Devlet Memurları Kanunu 125. Maddesinin hangi başlığı, fıkrası ve alt bendi olduğu açıkça belirtilerek bu doğrultuda memura ceza verilebilir. Aksi yönde gerekçe ve sebep belirtilmeden yapılan cezalandırma tekrardan inceleme nedeni oluşturur.
Her ne kadar; temyize konu İdare Mahkemesi kararında davacının, 657 sayılı Kanun’un 125/C-(a), (d) ve (ı) bentlerinde yer alan fiilleri işlediğinden bahisle cezalandırıldığı belirtilmiş ise de; dava konusu 22.06.2012 gün ve 06202 sayılı işlem incelendiğinde, davacının, anılan Kanun’un 125. maddesinin ”C” fıkrasında yer alan herhangi bir alt bende yer verilmeden, doğrudan Bakan Olur’u ile 1/20 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı görülmektedir. (2013/7372 E. , 2014/3573 K )
Disiplin Soruşturmasına Başlamak İçin Gerekli Zamanaşımları
Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarının disipkin amiri tarafından öğrenildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde disiplin soruşturması başlatılmalıdır.
24 yillik devlet memuruyum 9.30 hastanede randevum vardi bir gun oncden imza foyune hastaneye gidecegim diye yazdim oda arkasasimada soyledim sabah daireye ugramadan hastaneye gittim mudur daha onceden odasinda kovdugu icin karisini eglen dirmedigimiz icin bize karsi moping yapiyor yuz yuze gelmek istemedigimden soylemedim 10 .30 ise geldim 14.30 benden savunma istemiş açık bir şekilde evrak odasında evrak kayıt defterine kayıt ettirerek 40 kişi savunma istediğini duydu benim haklarım nedir mudure karşı dava acabilirmiyim